Atatürk Havalimanı'nda yoğun bir gündü ve bu nedenle park yeri sıkıntısı çekiliyordu. THY'nin A321 uçağı arızası olmamasına rağmen hangarın önüne park etti. İnen yolcular otobüslerle terminale taşınacaktı.
Yolculardan biri bu durumdan mutsuz olur. İnmeden önce kabin amirine şöyle der: ''Tamirhanenin önüne uçak mı park edilir kardeşim?'' Hangarın önünde inmeye yüksünür ama hangarın içerisinde canhıraş çalışan büyük bir ekibin olduğundan bi'haberdir. Onların emeğinin sayesinde emniyetli bir uçuş gerçekleştirdiğinin farkında değildir. Yüzlercesi gibi...
Arka planda nelerin döndüğünü bilseler, apronda ilk karşılaşacakları teknisyeni teşekkür yağmuruna tutarlardı herhalde... Kabin amiri yolcuya gülümser, yolcu gider. Amir daha sonra hangarın heybetli süzülen ışıklarına bakar. Bilir ki, teknik can'dır...
Karşısında duran devasa hangar bir tamirhaneden çok daha büyülü bir dünyaya açar kapısını. Belki sabah, belki öğlen uçuşuna sorunsuz yetiştirilecek kaç uçak yatıyordur içeride, kimse bilmez...
Yolculardan biri bu durumdan mutsuz olur. İnmeden önce kabin amirine şöyle der: ''Tamirhanenin önüne uçak mı park edilir kardeşim?'' Hangarın önünde inmeye yüksünür ama hangarın içerisinde canhıraş çalışan büyük bir ekibin olduğundan bi'haberdir. Onların emeğinin sayesinde emniyetli bir uçuş gerçekleştirdiğinin farkında değildir. Yüzlercesi gibi...
Arka planda nelerin döndüğünü bilseler, apronda ilk karşılaşacakları teknisyeni teşekkür yağmuruna tutarlardı herhalde... Kabin amiri yolcuya gülümser, yolcu gider. Amir daha sonra hangarın heybetli süzülen ışıklarına bakar. Bilir ki, teknik can'dır...
Karşısında duran devasa hangar bir tamirhaneden çok daha büyülü bir dünyaya açar kapısını. Belki sabah, belki öğlen uçuşuna sorunsuz yetiştirilecek kaç uçak yatıyordur içeride, kimse bilmez...