Rabıta örgütü ve 12 Eylül hükümeti

Diyanet İşleri'nin denetimindeki camilerde görevli imamlara Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden aylık ödenmesi doğal. Desem ki: ''Bir süre bu imamların aylığı 'Rabıtat-al Alam al-İslami'' adlı şeriat örgütü tarafından ödenmiştir.''

''Olmaz, olamaz'' dersiniz. Olmuş. Hem de 12 Eylül döneminde, hem de Atatürkçülükten en çok söz edilen bir dönemde...


Diyanet İşleri'nin tarikat varlığını Türkiye'de belirli oranda kısıtlaması sonucu yurt dışı faaliyetlerine başlayan cemaatler, İslam'ı burada yaymaya; siyasi görüşlerini buralara saçmaya, din öğretimini de yine orada tekelleştirmeye başlamış. Diyanet kendimizi kurtaralım derken yurt dışındaki Türk halkını çamura batırmış, bu cemaatlere de rahatça hareket imkanı sağlamış. Dolayısıyla sonradan geç kalınsa da farkına varılan bu duruma çözüm olarak yurt dışına Diyanet kaynaklı Türk imamları gönderilmek istenmiş. Ama bu imamların maaşları Türk devleti tarafından ödenememiş ve bir şeriat örgütü olan Rabıta tarafından finanse edilmesi konusunda anlaşma sağlanmış. Biraz daha açalım konuyu:

Rabıta örgütünün 1976 yılında, Demirel hükümetinin MSP'li devlet başkanı Hasan Aksay'ın da katılarak büyük tartışmalara yol açan şeriat toplantısı, kongresi mevcut. Bu kongrede ne denmiş, ne anlatılmış bir bakalım:
  • Kongreye katılan taraflar İslami öğretiyi ilkokuldan üniversite seviyesine kadar okutmalı.
  • Arapça öğrenimi -özellikle de ana dili Arapça olmayan ülkelerde- mecburi olmalı.
  • Kutsal Kur'an'ın asgari beş bölümünün ezberlenmesi ilk öğrenim süresince ve bütün ülkelerde mecburi olmalı.
  • Kur'an-ı Kerim'in tamamının öğretilmesi orta öğretimde zorunlu olmalı.
  • İslami ahlak ve değerlerin propagandasına özel bir dikkat sarf edilmeli.
  • İslam ülkelerindeki anayasal müesseseler İslami esaslara uydurulmalı ve Arapça dili halka indirilmelidir.
Denilenler uzuyor, gidiyor. Okumasını bilenler için bu örgütün hedefledikleri epey açık. Sıkıntımızın başladığı nokta da burası. Bülent Ulusu, Kenan Evren gibi kişiliklerin ''haberimiz yok'' dediği ama Rabıta örgütünün finanse ettiği, yurt dışındaki Türk imamlarına aylık 1100 dolar gönderilmesi durumu bir gerçek. Pek çok üst düzey cemaat üyesinin de birazdan yazacaklarımın öncesinde de şahitliği mevcut.

Dönem hükümetinin aldığı kararlar ve icraatlerine bakarsak din dersinin zorunlu hale getirilmesi, İslam konferanslarına Türkiye Cumhuriyeti'nin de katılmaya başlaması gibi hususlarda yukarıdaki Rabıta örgütünün esaslarına uyuşması, bu kararların Türkiye'de uygulanmaya başlanması düşündürücü.

Bu haberimiz yok kısmına bir daha dönelim. Bülent Ulusu sonradan açıklıyor, meğerse haberi varmış. 8/2838 sayılı kararname 28.04.1981 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılmış. Altında Kenan Evren ve kendisin de imzası bulunuyor. Bu kararname ile imamların maaşlarının Rabıta tarafından ödeneceği resmileşmiş.

Daha fazla rezalet için Uğur Mumcu'nun Rabıta adlı kitabını okuyabilirsiniz.

Yorumlar

Açıkçası arkadaşları tarafından "Postal delisi" diye anılan birisi olarak, bu yazınız beni hayrete düşürdü. Alıntı yaptığınız ya da fayladığınız kaynak sadece Uğur Mumcunun Rabıta adlı kitabı mı?
 

Blog girdisi detayları

Ekleyen
292469
Okuma süresi
2 dakika okuma
Görüntüleme
544
Yorumlar
2
Son güncelleme

Genel kategorisindeki diğer girdiler

  • Sigarayı bırakma serüveni
    Merhaba arkadaşlar. Sigaraya başıma gelen talihsiz bir olaydan sonra oruç zamanı gece içmeye...
  • Üçe çeyrek
    Üçe çeyrek. Sevdim ben seni bin kere, Sevmedin sen beni bir kere. Sevseydin sen beni bir kere...
  • Menekşe
    Tutunmak için mi hayata, menekşe kokusuna? Ruhun hapsolduğu o kelepçe'nin soğukluğuna. Amaçsız...
  • Atatürk'ün Adı
    Geçen günlerde Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ü andık. Bu ayın...
  • Rolls-Royce PHANTOM 2019
    Pek iyi değilim çekim konusunda kusura bakmayın 😄. Aracın güzelliği bu kötü açıları kapatıyor...

292469 adlı kullanıcının diğer girdileri

Bu girdiyi paylaş

Geri
Yukarı