Diyanet İşleri'nin denetimindeki camilerde görevli imamlara Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden aylık ödenmesi doğal. Desem ki: ''Bir süre bu imamların aylığı 'Rabıtat-al Alam al-İslami'' adlı şeriat örgütü tarafından ödenmiştir.''
''Olmaz, olamaz'' dersiniz. Olmuş. Hem de 12 Eylül döneminde, hem de Atatürkçülükten en çok söz edilen bir dönemde...
Diyanet İşleri'nin tarikat varlığını Türkiye'de belirli oranda kısıtlaması sonucu yurt dışı faaliyetlerine başlayan cemaatler, İslam'ı burada yaymaya; siyasi görüşlerini buralara saçmaya, din öğretimini de yine orada tekelleştirmeye başlamış. Diyanet kendimizi kurtaralım derken yurt dışındaki Türk halkını çamura batırmış, bu cemaatlere de rahatça hareket imkanı sağlamış. Dolayısıyla sonradan geç kalınsa da farkına varılan bu duruma çözüm olarak yurt dışına Diyanet kaynaklı Türk imamları gönderilmek istenmiş. Ama bu imamların maaşları Türk devleti tarafından ödenememiş ve bir şeriat örgütü olan Rabıta tarafından finanse edilmesi konusunda anlaşma sağlanmış. Biraz daha açalım konuyu:
Rabıta örgütünün 1976 yılında, Demirel hükümetinin MSP'li devlet başkanı Hasan Aksay'ın da katılarak büyük tartışmalara yol açan şeriat toplantısı, kongresi mevcut. Bu kongrede ne denmiş, ne anlatılmış bir bakalım:
Dönem hükümetinin aldığı kararlar ve icraatlerine bakarsak din dersinin zorunlu hale getirilmesi, İslam konferanslarına Türkiye Cumhuriyeti'nin de katılmaya başlaması gibi hususlarda yukarıdaki Rabıta örgütünün esaslarına uyuşması, bu kararların Türkiye'de uygulanmaya başlanması düşündürücü.
Bu haberimiz yok kısmına bir daha dönelim. Bülent Ulusu sonradan açıklıyor, meğerse haberi varmış. 8/2838 sayılı kararname 28.04.1981 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılmış. Altında Kenan Evren ve kendisin de imzası bulunuyor. Bu kararname ile imamların maaşlarının Rabıta tarafından ödeneceği resmileşmiş.
Daha fazla rezalet için Uğur Mumcu'nun Rabıta adlı kitabını okuyabilirsiniz.
''Olmaz, olamaz'' dersiniz. Olmuş. Hem de 12 Eylül döneminde, hem de Atatürkçülükten en çok söz edilen bir dönemde...
Diyanet İşleri'nin tarikat varlığını Türkiye'de belirli oranda kısıtlaması sonucu yurt dışı faaliyetlerine başlayan cemaatler, İslam'ı burada yaymaya; siyasi görüşlerini buralara saçmaya, din öğretimini de yine orada tekelleştirmeye başlamış. Diyanet kendimizi kurtaralım derken yurt dışındaki Türk halkını çamura batırmış, bu cemaatlere de rahatça hareket imkanı sağlamış. Dolayısıyla sonradan geç kalınsa da farkına varılan bu duruma çözüm olarak yurt dışına Diyanet kaynaklı Türk imamları gönderilmek istenmiş. Ama bu imamların maaşları Türk devleti tarafından ödenememiş ve bir şeriat örgütü olan Rabıta tarafından finanse edilmesi konusunda anlaşma sağlanmış. Biraz daha açalım konuyu:
Rabıta örgütünün 1976 yılında, Demirel hükümetinin MSP'li devlet başkanı Hasan Aksay'ın da katılarak büyük tartışmalara yol açan şeriat toplantısı, kongresi mevcut. Bu kongrede ne denmiş, ne anlatılmış bir bakalım:
- Kongreye katılan taraflar İslami öğretiyi ilkokuldan üniversite seviyesine kadar okutmalı.
- Arapça öğrenimi -özellikle de ana dili Arapça olmayan ülkelerde- mecburi olmalı.
- Kutsal Kur'an'ın asgari beş bölümünün ezberlenmesi ilk öğrenim süresince ve bütün ülkelerde mecburi olmalı.
- Kur'an-ı Kerim'in tamamının öğretilmesi orta öğretimde zorunlu olmalı.
- İslami ahlak ve değerlerin propagandasına özel bir dikkat sarf edilmeli.
- İslam ülkelerindeki anayasal müesseseler İslami esaslara uydurulmalı ve Arapça dili halka indirilmelidir.
Dönem hükümetinin aldığı kararlar ve icraatlerine bakarsak din dersinin zorunlu hale getirilmesi, İslam konferanslarına Türkiye Cumhuriyeti'nin de katılmaya başlaması gibi hususlarda yukarıdaki Rabıta örgütünün esaslarına uyuşması, bu kararların Türkiye'de uygulanmaya başlanması düşündürücü.
Bu haberimiz yok kısmına bir daha dönelim. Bülent Ulusu sonradan açıklıyor, meğerse haberi varmış. 8/2838 sayılı kararname 28.04.1981 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılmış. Altında Kenan Evren ve kendisin de imzası bulunuyor. Bu kararname ile imamların maaşlarının Rabıta tarafından ödeneceği resmileşmiş.
Daha fazla rezalet için Uğur Mumcu'nun Rabıta adlı kitabını okuyabilirsiniz.