Merhaba arkadaşlar. Bugün ki bloğumda bu soruya kendi yanıtımı vermeye çalışacağım.
Hepimizin zararlı alışkanlıkları, abartıya kaçabilen kullanımlarımız vardır. Olmasa dahi çevremizde bu durumlar yaşanabiliyor. En basit örnek: Bilgisayar, internet kullanımımız.
Bir tane çocuğunuz olduğunu düşünün. Hatta çocuğa gerek yok. Arkadaşınız, sizden yardım almak isteyen herhangi bir kişi de olabilir. Yaş, durum, herhangi bir kriter fark etmiyor. Sizden bu kullanım hakkında yardım istiyor. Nasıl engellemesi gerektiğine dair düşüncenizi almak istiyor ve şöyle diyor. “Mesela, kalkıyorum. Yapabileceklerime bakıyorum. Sadece bilgisayar geliyor. Saatlerce vakit ayırıyorum.”
Bu söylediğim şeyi sadece bilgisayardan ziyade genel düşünmenizi talep ediyorum. Örneğin, sigara kullanımı, dizi izlemek ve benzeri.
Peki, bunu nasıl önleyebiliriz?
İradenin terbiyesi her ne kadar çok fazla etkene sahip olsa da iş, insanda yani kendisinde bitiriyor. Çevremiz, ailemiz, genel yatkınlığımız, toplumumuz dahi büyük öneme sahip. Ama şunu da biliyoruz ki “seçim” bizde.
“Yasaklamak, insanları o alışkanlığı daha cazip hâle getirir.”
Bu yüzden de bizler yasaklamak yerine, erişilebilirliğini kısıtlamalıyız diye düşünüyorum. Bilinçlendirmeliyiz. Denetlemek, bilinçlendirmek; yasaklamak yerine kesin ve kalıcı çözümdür. Şu anda internette hem uygun hem de uygunsuz içerikler mevcut. Bunlara girip girmemek bizim elimizde. Eğer ki bilinçli bir kullanıcı isek, nereye gireceğimizi biliyoruzdur. Çünkü öncesinde bu gibi mecralarda nasıl hareket etmemiz gerektiğini öğrenmişizdir.
Bu dediğim belli bir konu içindi. Şimdi ise sigara içmek. Çocuklar bu alışkanlığın maddî ve manevi zarar vereceğini öğrenirse kafasında olumsuz bir düşünce oluşur. Bu da yeterli değildir tabii. Önemli etmenlerden birisi de çevremiz. Arkadaşlarımızın içmesi, teşvik etmesi olağan bir durumdur. Veya neredeyse her bakkalda sigara satışının resmiyete uygun olması gibi. Bizler bu bakkallardan satışı kaldırırsak, okula çok daha uzak yerlere satışını taşırsak aynı zaman da bu gibi “kötü alışkanlıklarda” bilinçlendirirsek bir sonuca ulaşabiliriz. Tabii bunlar alternatif çözümler.
Özellikle gençlerin bu konuda yardım alması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü onlar kendi iradelerinin terbiyesini yapamayabilirler. Önlerine bir model koymamız gerekir.
Yukarıdaki bilgisayar kullanımı örneğine dönecek olursak, yasaklamak çocuğa sadece belli bir dönem kazandırır. Bilgisayarı, telefonu, interneti vb. şeyleri elinden alınan çocuk, genç kısa süreli boşluğa düşer. Bu boşluğu dersleriyle veya kendisine faydalı şeylerle tamamlayacağını düşünürüz lakin o bunu düşünmez, yapmaz. Gencin aklına bunu nasıl telafi edeceğini; yine nasıl internete, bilgisayara gireceğini düşünür.
İşte bizim burada yapmamız gereken, insanın kendi irade terbiyesini nasıl yapacağını göstermemizdir.
Şu gibi soruları hep duymuşuzdur: "Günümüzdeki insanları, sanal bağımlılıktan nasıl uzaklaştırabiliriz" ; "Çocuklar evden dışarı çıkmıyor" ; "Bağımlı olmuşlar" ; gibi cümleler.
Kısacası, yasaklamak bir çözüm değildir. İnsanları, gençleri bu konulardan uzak tutmak, onların iyiyi ve kötüyü düşünmesini sağlamak, faydalarınadır. Benzetmek gerekirse yasaklamak, balığı bizim tutmamız gibidir. Esas olan, balık tutmasını da yanımızdakine öğretmektir.
İradelerini, nefislerini nasıl terbiye edeceğini de göstermek bizim hem anne, baba, kardeş, vatandaş, en önemlisi “insan” olarak görevimizdir.
Not: Yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Eksik gördüğünüz bir yer olursa mutlaka belirtiniz. Elimden geldiğince düzeltmeye çalışacağım. Bir hatam olduysa da herkesten özür dilerim.
Hepimizin zararlı alışkanlıkları, abartıya kaçabilen kullanımlarımız vardır. Olmasa dahi çevremizde bu durumlar yaşanabiliyor. En basit örnek: Bilgisayar, internet kullanımımız.
Bir tane çocuğunuz olduğunu düşünün. Hatta çocuğa gerek yok. Arkadaşınız, sizden yardım almak isteyen herhangi bir kişi de olabilir. Yaş, durum, herhangi bir kriter fark etmiyor. Sizden bu kullanım hakkında yardım istiyor. Nasıl engellemesi gerektiğine dair düşüncenizi almak istiyor ve şöyle diyor. “Mesela, kalkıyorum. Yapabileceklerime bakıyorum. Sadece bilgisayar geliyor. Saatlerce vakit ayırıyorum.”
Bu söylediğim şeyi sadece bilgisayardan ziyade genel düşünmenizi talep ediyorum. Örneğin, sigara kullanımı, dizi izlemek ve benzeri.
Peki, bunu nasıl önleyebiliriz?
İradenin terbiyesi her ne kadar çok fazla etkene sahip olsa da iş, insanda yani kendisinde bitiriyor. Çevremiz, ailemiz, genel yatkınlığımız, toplumumuz dahi büyük öneme sahip. Ama şunu da biliyoruz ki “seçim” bizde.
“Yasaklamak, insanları o alışkanlığı daha cazip hâle getirir.”
Bu yüzden de bizler yasaklamak yerine, erişilebilirliğini kısıtlamalıyız diye düşünüyorum. Bilinçlendirmeliyiz. Denetlemek, bilinçlendirmek; yasaklamak yerine kesin ve kalıcı çözümdür. Şu anda internette hem uygun hem de uygunsuz içerikler mevcut. Bunlara girip girmemek bizim elimizde. Eğer ki bilinçli bir kullanıcı isek, nereye gireceğimizi biliyoruzdur. Çünkü öncesinde bu gibi mecralarda nasıl hareket etmemiz gerektiğini öğrenmişizdir.
Bu dediğim belli bir konu içindi. Şimdi ise sigara içmek. Çocuklar bu alışkanlığın maddî ve manevi zarar vereceğini öğrenirse kafasında olumsuz bir düşünce oluşur. Bu da yeterli değildir tabii. Önemli etmenlerden birisi de çevremiz. Arkadaşlarımızın içmesi, teşvik etmesi olağan bir durumdur. Veya neredeyse her bakkalda sigara satışının resmiyete uygun olması gibi. Bizler bu bakkallardan satışı kaldırırsak, okula çok daha uzak yerlere satışını taşırsak aynı zaman da bu gibi “kötü alışkanlıklarda” bilinçlendirirsek bir sonuca ulaşabiliriz. Tabii bunlar alternatif çözümler.
Özellikle gençlerin bu konuda yardım alması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü onlar kendi iradelerinin terbiyesini yapamayabilirler. Önlerine bir model koymamız gerekir.
Yukarıdaki bilgisayar kullanımı örneğine dönecek olursak, yasaklamak çocuğa sadece belli bir dönem kazandırır. Bilgisayarı, telefonu, interneti vb. şeyleri elinden alınan çocuk, genç kısa süreli boşluğa düşer. Bu boşluğu dersleriyle veya kendisine faydalı şeylerle tamamlayacağını düşünürüz lakin o bunu düşünmez, yapmaz. Gencin aklına bunu nasıl telafi edeceğini; yine nasıl internete, bilgisayara gireceğini düşünür.
İşte bizim burada yapmamız gereken, insanın kendi irade terbiyesini nasıl yapacağını göstermemizdir.
Şu gibi soruları hep duymuşuzdur: "Günümüzdeki insanları, sanal bağımlılıktan nasıl uzaklaştırabiliriz" ; "Çocuklar evden dışarı çıkmıyor" ; "Bağımlı olmuşlar" ; gibi cümleler.
Kısacası, yasaklamak bir çözüm değildir. İnsanları, gençleri bu konulardan uzak tutmak, onların iyiyi ve kötüyü düşünmesini sağlamak, faydalarınadır. Benzetmek gerekirse yasaklamak, balığı bizim tutmamız gibidir. Esas olan, balık tutmasını da yanımızdakine öğretmektir.
İradelerini, nefislerini nasıl terbiye edeceğini de göstermek bizim hem anne, baba, kardeş, vatandaş, en önemlisi “insan” olarak görevimizdir.
Not: Yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Eksik gördüğünüz bir yer olursa mutlaka belirtiniz. Elimden geldiğince düzeltmeye çalışacağım. Bir hatam olduysa da herkesten özür dilerim.