Türkiye'de Eğitimin Dijitalleşememesi

Geçenlerde arkadaşımla Türkiye’de eğitimin dijitalleşememesi üzerine konuştuk. Konuşurken de aklıma birçok fikir geldi. İlk olarak mevcut eğitim sistemi son derece yetersiz ve çağın gerisinde kalmış bir sistem. Eğitim sistemimizin sil baştan değiştirilmesine ihtiyaç duyarken bazı noktalar bu durumdan bağımsız kalmakta. İşte eğitimde dijitalleşme eksikliği bir de burada yüzümüze çarpıyor. Okullarımız fiziki olarak ihtiyacı karşılayamamasına rağmen küçük dokunuşlar ile az önce bahsettiğim bazı eksik noktaları bertaraf edebiliriz. Örneğin, öğretmenlerimiz hâlen daha yoklama işini her ders için ayrıca deftere dolduruyorlar. Sizce de bu kadar küçük bir mesele neden fiziksel olarak hâllediliyor ya da dersin birkaç dakikasını bölmek zorunda kalıyor? Okul girişine yapılacak dokunmatik bir tablet ile her gelen öğrenci parmak izi şartı kaydıyla okula giriş ve çıkış yaptığını gösterebilir ya da her kat başına konacak dokunmatik ekranlı bu tabletlere öğrenciler derse girmeden önce kendisinin orada olduğunu sisteme belirtebilir.

Bir diğer husus ise öğrencilerin derste defter tutmak zorunda kalması. Öğrenciler derste öğretmenin yazdıklarını ya baskıyla deftere geçiriyor ya da not edip ileride kullanmak amacıyla deftere tutuyor. Öğretmenlerin çoğu 10 sene önce yazdıkları notlar ile ders işliyor. Geriye kalanları ise ya yardımcı kaynak aldırarak işliyor ya da ders kitabından işliyor. EBA gibi bir siteye öğretmenler notlarını yükleyip, sadece o sınıfta bulunan öğrencilere açma yetkisi verse daha hoş olmaz mı? Ya da yardımcı kaynaklar ve ders kitapları üzerinde anlatılan ders akıllı tahtalar üzerinde sunulup, öğrenci de dersi telefonu veya tableti ile takip etse peki? Yukarıda saydığım çözüm önerilerini vermemin sebebi ise şu: Devletin vereceği KDV ve ÖTV teşvikleri ile öğrenciler telefon ve tabletleri yardımıyla ders içerisinde yazılacak soruları ne öğretmen ne de öğrencinin yazmadan, sadece ihtiyaç hâlinde sorunun cevabının kağıda çözüldüğü bir ortam oluşturmak. Konunun tahtaya yazılması; soruların uzunluğu, kısalığı ve şekillisi ayırt edilmeden deftere geçilmesi önlenecek. Kağıt israfının önüne geçileceğinden KDV ve ÖTV muafiyetinden edilecek zarar da karşılanmış olacak.

Akıllara başta FATİH projesinde dağıtılan tabletlerin başarısız oluşu gelecek. Aslında FATİH projesi teorik olarak iyi düşülmüş ancak pratikte yanlış uygulanmıştı. FATİH projesinin öncesinde öğretmenlere tabletler üzerinden öğrenciye eğitimin nasıl verileceği, yapılacak onlarca farklı kurgudan bahsedilmemişti. Tam bir verim alınamayacak olsa bile dijitalleşme yolunda geçiş için gayet güzel bir fikir olabilirdi.

Yorumlar

Eğitim sistemini sil baştan yeniden inşa etseler bile ben günümüz öğretmenlerin büyük bir bölümünün buna ayak uydurabileceğini düşünmüyorum. Nitelikli ve kaliteli öğretmen sayısı artmadığı sürece dünyanın en iyi eğitim sistemi de gelse sistemin çarklarının dönmesini etkileyecek en önemli faktör öğretmen faktörüdür.

Fatih Projesinde bile akıllı tahta kullanmayı bilmeyen, uğraşamadığı için tahtayı öğrenciye kullandırtan öğretmenler gördük.

Uzaktan eğitimde basit arayüze sahip Zoom, Google Meet gibi uygulamaları dahi kullanamayan ve yanlış kullanan öğretmen sayısı hiç de azımsanacak bir miktarda değildi.

Ayrıca bir zihniyettir tutturmuş gidiyor okul kitaplarını kullandırtmayıp özel kaynak aldırıyorlar. Saçmalık!
MEB kitaplarının gayet kaliteli ve uygun olduğunu düşünüyorum.

Her yıl bir sürü kitap verildiği halde dışarıdan kaynak almayı kendilerince zorunlu tutan ve dersi bu kaynaklardan işleyen öğretmenlerden kesinlikle kurtulmamız gerekiyor. Bu tamamen sistemi yokuş aşağı süren bir yöntem.

Okullarda gün boyunca "ders" adı altında tamamen sadece evde çalışmaya dayalı soru çözme seansları işleniyor.
Okullarda ders öğretilmiyor. Soru çözülüyor.
Tam tersi olması gerekirdi. Okulda ders öğrenip evde soru çözülürdü eskiden.

Günümüzdeki ortaokul ve liseler özellikle fenni ilimlerin olduğu derslerde oldukça berbat bir sistem kurmuş durumdalar. Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji gibi dersler ülke çapında öğrenciler tarafından sadece kendi uğraş ve gayretleriyle öğrenilen dersler. Öğretmen katkısı SIFIR.
Ben bu dersleri okula gidip de öğretmenden öğrenen kimseyi tanıma şerefine nail olamadım.

Öğrenci madem her zaman böyle kendi başına öğrenecekti o halde okullar niçin var?
Tamamen vakit kaybı.

Vahim bir durum. Umarım düzelir.
 

Blog girdisi detayları

Ekleyen
Salih METİN
Okuma süresi
2 dakika okuma
Görüntüleme
639
Yorumlar
8
Son güncelleme

Genel kategorisindeki diğer girdiler

Salih METİN adlı kullanıcının diğer girdileri

Bu girdiyi paylaş

Geri
Yukarı