Edebiyat Ödevi

  • Konuyu başlatan Ekiz
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 5
  • Görüntüleme 991

Ekiz

Hectopat
Katılım
28 Şubat 2016
Mesajlar
5
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Saat gece yarısını geçiyor. Bugün yaşadıklarım büsbütün sarsmıştı beni. İçimde bir sıkıntı... daha fazla dayanamayıp dışarı çıktım. Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor. Arabama bindim, yola çıktım, gidiyordum ama nereye?

Hikaye yazılacakmış, lütfen devamını getirirmisiniz? Ödevi yarın vereceğimde. Şimdiden teşekkürler. Bir hikaye oluşturacakmışız. :kararsız:
 
Aslında nereye gideceğimi kendimde bilmiyordum yolda bir şelale gördüm bankta oturup yaşadıklarımı düşündüm en iyi ilacın arkadaşımın yanına gidip yaşadıklarımı anlatmak olduğunu anladım.
 
Bütün olanları boşverip yola devam ettim. Cebimden bir sigara çıkarıp yaktım, her duman çekişimde biraz daha rahatlıyordum sanki. Sigaram bittiğinde yol kenarına çekip biraz düşündüm. Bana tüm bunları yaşatan kişiyle yüz yüze görüşmeliydim.. Nasıl olabilirdi ki bu? Koskoca dört yıl.. Oysaki biz üniversitede tanımıştık birbirimizi. Öyle kafelerde, barlarda değil. Kütüphanede.. Mezuniyet balosunda ailelerimize tanıştırmamış mıydık birbirimizi? Aklım almıyordu artık, nasıl yaşatmıştı bunları bana? Benim ailem ona kızım, onun ailesi bana oğlum demiyor muydu? İkimizin isminin kazılı olduğu bankta oturup geleceği hayal ettiğimiz günler ne çabuk geride kalmıştı? Çocuklarımızın adını bile koymamış mıydık? Hemen telefonumu çıkardım, en üstteydi zaten hayatımın aşkını ''Aşkım'' diye kaydetmiştim.. Resmimize baktım uzunca.. Aradım, ''Arama artık istemiyorum seni, sevmiyorum seni, ben artık başkasına aşığım, çık git hayatımdan'' dedi ve ben cevap veremeden yüzüme kapattı. Yok.. Bu böyle olmayacaktı. Çevirdim kontağı, bastım gaza, vardım evinin önüne. Bir anda atladım arabadan, uzunca bastım zile. Perdenin arasından baktı, içeri girdi. Kapıyı açmadı.. Neden böyle yapıyordu? Bu kez 1 dakikaya yakın zile basılı tuttum. Açtı camı ''Git Burdan!'' diye bağırdı.. ''Sen aşağı inmeden buradan gitmeyeceğim'' dedim. Mecburen geldi aşağı, ''Ne istiyorsun?'' dedi. ''Benim ne istediğim belli. Sen ne yapmaya çalışıyorsun?'' dedim. ''Ekiz çık git hayatımdan'' dedi. Ne kadar sevsem de artık dayanamazdım, dayanmalı mıyım? Hem karşımda hayatımın aşkıyla hem de kendimle savaşıyorum resmen.. Yok yok.. Artık yaptığı şımarıklık.. Ne istedi de yapmam dedim, olmaz dedim? Artık karşımda uzun süre cevap vermediğim için afallamış şekilde bana bakan, o anda içimden çok sert bir tokat atmayı geçirdiğim, aciz bir kadın duruyordu. Onun oyununa ortak oldum istemeyerek.. ''Ben de seni istemiyorum.. Senin istediğin gibi olsun. Pişman olup da dönmeye çalışırsan eğer giderken bütün kapıları kilitlemiş olacağım'' dedim ve cevap hakkı tanımadan arabama binip bu gece ikinci kez nereye gideceğimi bilmeden bastım gaza.. Bu andan itibaren hayatıma ''yalnız bir adam'' olarak devam ediyordum. ''Yalnız adam Ekiz''..


Elimden geldiğince yazmaya çalıştım ancak sonlara doğru biraz saçmalamış olabilirim kusura bakma. Umarım yardımcı olabilmişimdir.. :)
 
Sen Facebook'ta Twitter'da takıl senin için yazarız biz, hiç sıkıntı değil. Başka ödevlerin de varsa çekinme.

Abi oturuyorum başına kafam almıyo. Eğer öyle düşünüyorsanız cidden özür dilerim hepinizden.

Bütün olanları boşverip yola devam ettim. Cebimden bir sigara çıkarıp yaktım, her duman çekişimde biraz daha rahatlıyordum sanki. Sigaram bittiğinde yol kenarına çekip biraz düşündüm. Bana tüm bunları yaşatan kişiyle yüz yüze görüşmeliydim.. Nasıl olabilirdi ki bu? Koskoca dört yıl.. Oysaki biz üniversitede tanımıştık birbirimizi. Öyle kafelerde, barlarda değil. Kütüphanede.. Mezuniyet balosunda ailelerimize tanıştırmamış mıydık birbirimizi? Aklım almıyordu artık, nasıl yaşatmıştı bunları bana? Benim ailem ona kızım, onun ailesi bana oğlum demiyor muydu? İkimizin isminin kazılı olduğu bankta oturup geleceği hayal ettiğimiz günler ne çabuk geride kalmıştı? Çocuklarımızın adını bile koymamış mıydık? Hemen telefonumu çıkardım, en üstteydi zaten hayatımın aşkını ''Aşkım'' diye kaydetmiştim.. Resmimize baktım uzunca.. Aradım, ''Arama artık istemiyorum seni, sevmiyorum seni, ben artık başkasına aşığım, çık git hayatımdan'' dedi ve ben cevap veremeden yüzüme kapattı. Yok.. Bu böyle olmayacaktı. Çevirdim kontağı, bastım gaza, vardım evinin önüne. Bir anda atladım arabadan, uzunca bastım zile. Perdenin arasından baktı, içeri girdi. Kapıyı açmadı.. Neden böyle yapıyordu? Bu kez 1 dakikaya yakın zile basılı tuttum. Açtı camı ''Git Burdan!'' diye bağırdı.. ''Sen aşağı inmeden buradan gitmeyeceğim'' dedim. Mecburen geldi aşağı, ''Ne istiyorsun?'' dedi. ''Benim ne istediğim belli. Sen ne yapmaya çalışıyorsun?'' dedim. ''Ekiz çık git hayatımdan'' dedi. Ne kadar sevsem de artık dayanamazdım, dayanmalı mıyım? Hem karşımda hayatımın aşkıyla hem de kendimle savaşıyorum resmen.. Yok yok.. Artık yaptığı şımarıklık.. Ne istedi de yapmam dedim, olmaz dedim? Artık karşımda uzun süre cevap vermediğim için afallamış şekilde bana bakan, o anda içimden çok sert bir tokat atmayı geçirdiğim, aciz bir kadın duruyordu. Onun oyununa ortak oldum istemeyerek.. ''Ben de seni istemiyorum.. Senin istediğin gibi olsun. Pişman olup da dönmeye çalışırsan eğer giderken bütün kapıları kilitlemiş olacağım'' dedim ve cevap hakkı tanımadan arabama binip bu gece ikinci kez nereye gideceğimi bilmeden bastım gaza.. Bu andan itibaren hayatıma ''yalnız bir adam'' olarak devam ediyordum. ''Yalnız adam Ekiz''..


Elimden geldiğince yazmaya çalıştım ancak sonlara doğru biraz saçmalamış olabilirim kusura bakma. Umarım yardımcı olabilmişimdir.. :)

Çok teşekkür ederim, çok yardımcı oldun abi. :like:
 
Uyarı! Bu konu 10 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Geri
Yukarı