Size Elden Ring'i sevdiren nedir?

KremJanti

Kilopat
Katılım
24 Haziran 2019
Mesajlar
255
Elden Ring veya diğer souls oyunlarıyla aram yoktur. Geçen haftalarda zorlana zorlana Lies of P'i bitirdim ne yalan söyleyeyim çok beğendim ve bu tarz oyunlara bir şans daha vermem gerektiğini düşündüm. Ve yakın zamanda da DLC'si çıkacak olan Elden Ring'e başladım. Gamepadden oynamama rağmen bana kontrolleri daha eğitimde olmama rağmen zor geldi. Hatta çoğu şeyi bile göstermedi. Ayarlardan kontrollerden ben baktım bu buymuş diye. Bu oyunla serüvenim dışarı çıkıp karşılaştığımız devasa süvari ile son buldu. Yenmemin mümkünatı yok oyun seni bir anda ortaya atıyor her yerde bir düşman ne yapıcağın belli değil bir ışığı takip etmeni istiyor. Işığa giderken çok zorlu düşman var hepsini o stat da iken nasıl yeneceğim? Velhasıl kelam bu oyunu bu kadar sevdiren nedir? Stres atmak için girdiğin oyunda daha çok stres sinire mi sahip olmak? Zorlu düşmanları kestiğin zaman gelen o haz mı? Yoksa item karakter boss çeşitliliği mi? Konu her türlü tartışmaya açıktır.
 
Lies of P kendini sevdirir zaten. Bu oyun tarzına hiç adapte olmamış insanın bile hoşuna gider Lies of P. Ama sen souls oyunlarıyla aram yok diyorsan sevmezsin Elden Ring'i ben mesela sevmedim, Dark souls'da sevmem. Lies of P çok iyi mesela
 
Lies of P kendini sevdirir zaten. Bu oyun tarzına hiç adapte olmamış insanın bile hoşuna gider Lies of P. Ama sen souls oyunlarıyla aram yok diyorsan sevmezsin Elden Ring'i ben mesela sevmedim, Dark Souls'da sevmem. Lies of P çok iyi mesela.

Evet oyunda çünkü bir çizgisel bir şey var kesemiyeceğin düşmanı en başta vermiyor.
 
Daha geçen Youtube'da Disket Kutusu'nu izlerken bahsetmişlerdi ve çok katıldığım bir yorum yaptılar. Elden Ring'in o çaresizliği, iç karartan ve kozmik bir korkuya salan dünyasının büyüklüğü beni aşırı cezbediyor. Bitiremedim bu arada, bırak bitirmeyi en fazla 2 boss kesmişimdir, genelde etrafta gezip mekan keşfediyorum.

Bi ara bitirmek için oynamam lazım ama o strese girmeye cesaretim yok gerçekten. :D
 
Elden Ring tam bir sahtekar oyun. Seni atar koca bir dünyaya ve der ki "Çalış, çalış, çabala. Gez, gör, tecrübe et."

Başka hiçbir şey demez. Görev sırası yoktur, sadece yön verir ama haritada hiçbir yer işaretlenmez (yan görevler dışında, onları da başarabilirsen yönlendirir.)

Sen oyunda "Ben oldum" diyebilmen için rahat bir 10 saat harcaman lazım. 30 seviye olduktan sonra bir şeyleri başarınca işte o zaman oyun zevk vermeye başlıyor. Etrafı keşfettikçe oyuna bağlanıyorsun. Öyle bir bağlanıyorsun ki oyun bittikten sonra benim gibi boşluğa düşüyorsun.

Şu an ben mesela Elden Ring'ten sonra oyun oynamayı bırakma noktasına geldim, DLC'yi bekliyorum. Lies of Pi'yi beğendiysen alıp denerim.
 
Daha geçen Youtube'da Disket Kutusu'nu izlerken bahsetmişlerdi ve çok katıldığım bir yorum yaptılar. Elden Ring'in o çaresizliği, iç karartan ve kozmik bir korkuya salan dünyasının büyüklüğü beni aşırı cezbediyor. Bitiremedim bu arada, bırak bitirmeyi en fazla 2 boss kesmişimdir, genelde etrafta gezip mekan keşfediyorum.

Bi ara bitirmek için oynamam lazım ama o strese girmeye cesaretim yok gerçekten. :D
Bak katılıyorum sana, strese giriyor insan oynarken. Gizemlilikle korku salabiliyor marjinal bir yapım.
 
Elden Ring tam bir sahtekar oyun. Seni atar koca bir dünyaya ve der ki "çalış, çalış, çabala. Gez, gör, tecrübe et."

Başka hiçbir şey demez. Görev sırası yoktur, sadece yön verir ama haritada hiçbir yer işaretlenmez (yan görevler dışında, onları da başarabilirsen yönlendirir.)

Sen oyunda "ben oldum" diyebilmen için rahat bir 10 saat harcaman lazım. 30 seviye olduktan sonra bir şeyleri başarınca işte o zaman oyun zevk vermeye başlıyor. Etrafı keşfettikçe oyuna bağlanıyorsun. Öyle bir bağlanıyorsun ki oyun bittikten sonra benim gibi boşluğa düşüyorsun.

Şu an ben mesela Elden Ring'ten sonra oyun oynamayı bırakma noktasına geldim, DLC'yi bekliyorum. Lies of Pi'yi beğendiysen alıp denerim.

O 10 saatte ölmekten zevk alamıyorum o sıkıntı. Lies of P bana basit geldi beğendim ama Elden Ring koca bir okyanusta hazine aramak gibi.
 
Bana göre Dark Fantasy bir oyun olması. Bu türün film ve kitaplarını da çok seviyorum. Dolayısıyla oyunun zorluğuna, acımasızlığına ve hiçbir şey söylememesine katlanıyorum. Tabi bir şeyleri başarınca da bu kötü gibi görünen yanlar daha fazla keyif verebiliyor. Dövüş mekanikleri ve hikaye de olmazsa olmaz etkenlerden.

Bazıları hikaye umrumda olmadı oyunu bu şekilde bitirmek bile çok keyif verdi diyor. Ben buna katılmıyorum. Çok şey kaybedilir anlamadan bitirmek. Tabi oyunda Türkçe altyazı yok. Bu konuda da FromSofware'ı eleştirmiş oluyorum. Bir de haritada işaret ve markerlara not ekleyip o notları liste şekilde menüde görebilmeliyiz. Yani zorluk üzerine zorluk olunca eleştiri kaçınılmaz oluyor ki bu tip başlıkları zaman zaman görmemiz bundan kaynaklı.

Edit: Size de önerim, oyunu nasıl oynayacağınızı keşfetmeniz. Başlar başlamaz Tree Sentinel denilen bossla kapışmayacaksınız örneğin. Haritayı nasıl kullanacaksınız ona bir bakın. Biraz güçlenip oyuna bir başlangıç yapın. Sorun devam ediyorsa en az 2 bölüm tam çözüm izleyin dediğimi anlayacaksınız.
 
Son düzenleme:
Atlı Süvariyle kapışmadan devam edeceksin hocam. Oyunun ortalarında kesilen bir boss o. Rehbersiz oynamak imkansız oynarsın ama görevleri yapamazsın. Emin çıtak sayesinde bitirmiştim ben.
 
O devasa ve içerik bombardımanına tutan haritada oyunun ne yapacağımı söylemeden benim irdelememi beklemesi bana oyunu sevdiren en büyük etkenlerden biri olmuştur. Her köşeyi keşfetmekten felâket zevk aldım. Altus Plateau, Limgrave gibi haritanın bazı kısımları aşırı iyi hissettiriyor. Boss savaşları çok iyi. Maliketh The Black Blade, General Radahn, Malenia Blade of Miquella gibi şaheser Boss savaşları var. Bunlar beni oyuna en çok bağlayan etkenlerden sadece birkaçı oldu, çok iyi oyun çok.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı