Pokemon çok mu abartılmış bir seri?

Ahmsef

Hectopat
Katılım
27 Nisan 2021
Mesajlar
4.362
Makaleler
2
Çözümler
4
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Pokemon gerek çıkış yılından dolayı çok izleyemediğim bir seriydi küçükken. İnternetten iyi kötü 1. sezondan izleyebilirdim. 1 yıl önce mi ne başlamıştım sıfırdan. 3. ya da 4. sezona kadar falan gelmiştim fakat hiç de o "efsane" serisini göremedim. Her bölüm istisnasız roket takımı ucubelerine 5 dakika gidiyor. Ayrıca çoğu bölüm de ya o sezon dışında daha görmeyeceğimiz ya da o bölüme özel Pokemon'lar çıkıyordu. Övenlerin hepsi de 30-40 yaşında adamlar oluyor. Bu seri gerçekten "efsane" mi?
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Pokemon gerek çıkış yılından dolayı çok izleyemediğim bir seriydi küçükken. İnternetten iyi kötü 1. sezondan izleyebilirdim. 1 yıl önce mi ne başlamıştım sıfırdan. 3. ya da 4. sezona kadar falan gelmiştim fakat hiç de o "efsane" serisini göremedim. Her bölüm istisnasız roket takımı ucubelerine 5 dakika gidiyor. Ayrıca çoğu bölüm de ya o sezon dışında daha görmeyeceğimiz ya da o bölüme özel Pokemon'lar çıkıyordu. Övenlerin hepsi de 30-40 yaşında adamlar oluyor. Bu seri gerçekten "efsane" mi?
30-40 yaşındaki adamlar için efsanedir. Ben de 33 yaşındayım, benim için de efsanedir mesela. Çünkü bizim çocukluğumuz için çok farklı, değişik bir lezzetti. Çünkü şu anda düşünüldüğü gibi sadece bir anime değildi.

Şöyle açıklayayım;

İnsanların türlü türlü farklı noktalardan hayatına dokunurdu. Şimdiki çocuklar, gençler zamanlarının çok büyük kısmını bilgisayar, tablet başında geçiriyor. Bunları bıraktıklarında da telefonu alıyorlar ellerine. Kart oyunu denen oyunları bile dijital ortamda oynuyorlar. Ben de çok sıkı bir bilgisayar oyuncusuydum (hala da zamanım olduğu sürece öyleyim) ama bizim çocukluğumuzda bir sokak kültürü vardı.

Pokemon taso oynamak için dışarı çıkardık, kimin kaç tasosu var, kim daha iyi teknikle oynuyor diye yarışırdık. Keza arkadaşlar arasından biri Toys"R" Us mağazalarında satılan resmi 10'lu pokemon kartı veya 60'lı card deck alınca, içinden Mew-Mewtwo çıkacak mı diye hep birlikte meraklanırdık. İşin koleksiyon kısmı zaten çok başka bir evrededir şu an bile. Oldukça da pahalı bir zevktir ciddi uğraşanlar için. Bizim gibi 30 küsür yaşındaki kişiler üşenmeyip istediği 2 kartı bir başka koleksiyoner ile değiştirmek, almak için şehir değiştiriyor. Öyle bir hobi haline geldi, siz düşünün. Bu arada bu hobi biiiiir sürü arkadaşlığın gelişmesinde, sosyal çevre edinilmesinde yardımcı oldu bizim jenerasyonumuza.

Düzgün ilk portatif oyun konsolu diyebileceğimiz GameBoy - GameBoy Advance sırf Pokemon sayesinde bu kadar popüler oldu. Okula giderken gizli gizli yanımızda götürürdük mesela. Sıkıcı derslerde alttan sesini kısarak oynardık. Snorlax'ı uyandırmak için gereken flütün yerini anlatacak bir wiki sayfası olmadığı için sınıfça toplaşır, ciddi ciddi ortak problem çözer gibi çözmeye çalışırdık.

Misal Pokemon GO... Pokemon'a ilgisi olmayan veya markayı pek bilmeyen birisi için hiçbir işe yaramayan bir oyundur. Çünkü amaçsız, Pokemon'un gerçek DNA'sına aykırı savaşlar, sadece en iyi tıklayan ve zamanlayan kazanır mantığı vs vs. Kısaca Pokemon GO iyi bir oyun bile değildir bu bakış açısıyla.

Ama sırf sosyaliteyi artıracağı için, maalesef yeni nesilde azalan ama bizim yaş grubumuzun çok sevdiği sohbet üstüne kurulu kaliteli vakit geçirme aktivitesi sunduğu için nasıl oynandı gördük. Lure atılan noktalarda yüzlerce insan vardı 2016-17-18 yıllarında. Oradan arkadaş olan, evlenen insanlar çıktı, medyaya da yansıdı. Oyunun gerçek kitlesi de açıklananlara göre, genel olarak 20 yaşından büyük gençler, çoğunlukla üniversite öğrencileri veya 25 yaş civarı insanlardı. Tabii ki küçükler de oynadı ama asıl kitleden bahsediyorum. En azından indirilen telefon ve Apple-Google mağazalarının verileri böyleymiş.

Daha kutu oyunları, kitapları, kıyafetleri, lisanslı ürünleri, nevresim takımları vs vs onlara hiç girmiyorum bile... 90'lar için öyle özel şeylerdi ki bunlar... Ancak yaşayarak anlaşılabilir.

Uzun oldu yazı biraz farkındayım. Toparlarsak Pokemon'u bir anime olarak görürseniz, çok kötü, çok basit, yavan ve tutarsız bir seri der geçersiniz. Pokemon'u "EFSANE" yapan şey, zamanında getirdiği güzellikler ve bir neslin arasındaki iletişim köprüsü olmasıdır.

NOT : O ucube dediğiniz Roket Takımı'nın giriş repliğini bile ezbere sayar pek çok kişi.

Dünyayı yozlaşmaktan kurtarmak için, bütün insanları ulusumuz altında toplamak için....

Öhöm öhöm. Tamam tamam bir ihtiyar olarak daha ciddi davranmam lazım :)
 
Son düzenleme:
30-40 yaşındaki adamlar için efsanedir? Ben de 33 yaşındayım, benim için de efsanedir mesela. Çünkü bizim çocukluğumuz için çok farklı, değişik bir lezzetti. Çünkü şu anda düşünüldüğü gibi sadece bir anime değildi.

Şöyle açıklayayım;

İnsanların türlü türlü farklı noktalardan hayatına dokunurdu. Şimdiki çocuklar, gençler zamanlarının çok büyük kısmını bilgisayar, tablet başında geçiriyor. Bunları bıraktıklarında da telefonu alıyorlar ellerine. Kart oyunu denen oyunları bile dijital ortamda oynuyorlar. Ben de çok sıkı bir bilgisayar oyuncusuydum (hala da zamanım olduğu sürece öyleyim) ama bizim çocukluğumuzda bir sokak kültürü vardı.

Pokemon taso oynamak için dışarı çıkardık, kimin kaç tasosu var, kim daha iyi teknikle oynuyor diye yarışırdık. Keza arkadaşlar arasından biri Toys"R" Us mağazalarında satılan resmi 10'lu Pokemon kartı veya 60'lı Card deck alınca, içinden Mew-Mewtwo çıkacak mı diye hep birlikte meraklanırdık. İşin koleksiyon kısmı zaten çok başka bir evrededir şu an bile. Oldukça da pahalı bir zevktir ciddi uğraşanlar için. Bizim gibi 30 küsur yaşındaki kişiler üşenmeyip istediği 2 kartı bir başka koleksiyoner ile değiştirmek, almak için şehir değiştiriyor. Öyle bir hobi haline geldi, siz düşünün. Bu arada bu hobi biiiiir sürü arkadaşlığın gelişmesinde, sosyal çevre edinilmesinde yardımcı oldu bizim jenerasyonumuza.

Düzgün ilk portatif oyun konsolu diyebileceğimiz GameBoy - GameBoy Advance sırf Pokemon sayesinde bu kadar popüler oldu. Okula giderken gizli gizli yanımızda götürürdük mesela. Sıkıcı derslerde alttan sesini kısarak oynardık. Snorlax'ı uyandırmak için gereken flütün yerini anlatacak bir wiki sayfası olmadığı için sınıfça toplaşır, ciddi ciddi ortak problem çözer gibi çözmeye çalışırdık.

Misal Pokemon GO... Pokemon'a ilgisi olmayan veya markayı pek bilmeyen birisi için hiçbir işe yaramayan bir oyundur. Çünkü amaçsız, Pokemon'un gerçek DNA'sına aykırı savaşlar, sadece en iyi tıklayan ve zamanlayan kazanır mantığı vs vs. Kısaca Pokemon GO iyi bir oyun bile değildir bu bakış açısıyla.

Ama sırf sosyaliteyi artıracağı için, maalesef yeni nesilde azalan ama bizim yaş grubumuzun çok sevdiği sohbet üstüne kurulu kaliteli vakit geçirme aktivitesi sunduğu için nasıl oynandı gördük. Lure atılan noktalarda yüzlerce insan vardı 2016-17-18 yıllarında. Oradan arkadaş olan, evlenen insanlar çıktı, medyaya da yansıdı. Oyunun gerçek kitlesi de açıklananlara göre, genel olarak 20 yaşından büyük gençler, çoğunlukla üniversite öğrencileri veya 25 yaş civarı insanlardı. Tabii ki küçükler de oynadı ama asıl kitleden bahsediyorum. En azından indirilen telefon ve Apple-Google mağazalarının verileri böyleymiş.

Daha kutu oyunları, kitapları, kıyafetleri, lisanslı ürünleri, nevresim takımları vs. Onlara hiç girmiyorum bile... 90'lar için öyle özel şeylerdi ki bunlar... Ancak yaşayarak anlaşılabilir.

Uzun oldu yazı biraz farkındayım. Toparlarsak Pokemon'u bir anime olarak görürseniz, çok kötü, çok basit, yavan ve tutarsız bir seri der geçersiniz. Pokemon'u "EFSANE" yapan şey, zamanında getirdiği güzellikler ve bir neslin arasındaki iletişim köprüsü olmasıdır.

NOT: O ucube dediğiniz Roket Takımı'nın giriş repliğini bile ezbere sayar pek çok kişi.

Dünyayı yozlaşmaktan kurtarmak için, bütün insanları ulusumuz altında toplamak için...

Öhöm öhöm. Tamam tamam bir ihtiyar olarak daha ciddi davranmam lazım :)

Hocam yani dediğinize göre Pokemon bildiğiniz bir nostaljiden ibaret sadece. Bizler için öyle çok da bir anlam ifade etmiyor. İfade etmemesi de gayet normal malum anime 1997'de mi ne çıkmış. İşin içine nostalji girdi mi durdurmak çok zor.
 
Hocam yani dediğinize göre Pokemon bildiğiniz bir nostaljiden ibaret sadece. Bizler için öyle çok da bir anlam ifade etmiyor. İfade etmemesi de gayet normal malum anime 1997'de mi ne çıkmış. İşin içine nostalji girdi mi durdurmak çok zor.
Aynen öyle. Biraz nostalji, tabii biraz da alışkanlık. Dediğim koleksiyon, kart ıvır zıvır kısmı için. Bizim için kartlar, tasolar, gameboy ıvır zıvır çok özeldi. Çünkü bizim "yeni" dediğimiz şey oydu.

Her yeni nesil, eskiyi daha az değerli göstererek hayatına devam ediyor. Tasfiye ediyor yani bir bakıma.

Bir örnek vereyim, Selvi Boylum Al Yazmalım filmini izlemeseniz bile bir kez olsun duymuşsunuzdur muhtemelen. Türkan Şoray ve Kadir İnanır'ın oynadığı, Yeşilçam döneminin en iyi birkaç filminden biri diye geçer. Ama sorsanız, ben de hiçbir şekilde anlam yükleyemiyorum filme. Benim için bile çok eski çünkü :)

Ama siz onu bir de şimdi 50-60'lı yaşlarında olan, şöyle güzel bir rakı sofrasında ilk sevgilisini hatırlayan yalnız bir kadına sorun. Gözleri dolarak anlatır, filmin her repliğini ayrı ayrı ezberinde tutmuştur muhtemelen :)

Tam olarak dediğiniz gibi nostalji ve anılar girdiği zaman, olduğundan çok çok çok fazla anlam yüklenebiliyor bazı şeylere. Tabii bu kadar anlam yüklenmeyi hak eden şeyler de genelde kült ve dönemine damga vurmuş şeyler oluyor haliyle.
 
Abartılmış bir seri demek haksızlık olur zira doksanlar kuşağına en çok dokunmuş öğelerdendir Pokemon. Herhangi bir 85-94 arası doğmuş kişiye doksanların en ikonik 10 şeyini listele deseler o listeye Pokemon mutlaka girecektir. Bizim jenerasyonun sosyalleşmesi açısından da epey yararı olmuştur. Sokağa çıkılıp taso oynanırdı. Hatırlayabildiğim kadarı ile Pikachu ve Charizard tasoları ekstra değerli olurdu. Öğretmenler ve ebeveynler hop oturup hop kalkardı ''Çocuklarımız kumarbaz olacak'' diye... Eh en azından benim bildiğim kadarı ile çevremden kimse Pokemon yüzünden kumar batağına saplanmadı. Aksine rekabet ve serbest piyasa ekonomisini öğrenmenin ilk adımları olmuştu bizler için... Şimdi evinden çıkmayıp full dijitalize olmuş kuşağın hali bence çok daha tedirginlik verici bir seviyede... Pokemon güzeldi, su pokemonları ve özel olarak da Jolteon'u çok severdim. Pokemon'un ardından Digimon, Beyblade ve YuGiOh'da gelmişti. Onlar da çok güzeldi şüphesiz ama sanırım Polemon'un yeri ayrıdır.

Ezcümle; güzel zamanlardı şimdiye nazaran 🙂 ...
 
30-40 yaşındaki adamlar için efsanedir? Ben de 33 yaşındayım, benim için de efsanedir mesela. Çünkü bizim çocukluğumuz için çok farklı, değişik bir lezzetti. Çünkü şu anda düşünüldüğü gibi sadece bir anime değildi.

Şöyle açıklayayım;

İnsanların türlü türlü farklı noktalardan hayatına dokunurdu. Şimdiki çocuklar, gençler zamanlarının çok büyük kısmını bilgisayar, tablet başında geçiriyor. Bunları bıraktıklarında da telefonu alıyorlar ellerine. Kart oyunu denen oyunları bile dijital ortamda oynuyorlar. Ben de çok sıkı bir bilgisayar oyuncusuydum (hala da zamanım olduğu sürece öyleyim) ama bizim çocukluğumuzda bir sokak kültürü vardı.

Pokemon taso oynamak için dışarı çıkardık, kimin kaç tasosu var, kim daha iyi teknikle oynuyor diye yarışırdık. Keza arkadaşlar arasından biri toys"r" us mağazalarında satılan resmi 10'lu Pokemon kartı veya 60'lı Card deck alınca, içinden mew-mewtwo çıkacak mı diye hep birlikte meraklanırdık. İşin koleksiyon kısmı zaten çok başka bir evrededir şu an bile. Oldukça da pahalı bir zevktir ciddi uğraşanlar için. Bizim gibi 30 küsur yaşındaki kişiler üşenmeyip istediği 2 kartı bir başka koleksiyoner ile değiştirmek, almak için şehir değiştiriyor. Öyle bir hobi haline geldi, siz düşünün. Bu arada bu hobi biiiiir sürü arkadaşlığın gelişmesinde, sosyal çevre edinilmesinde yardımcı oldu bizim jenerasyonumuza.

Düzgün ilk portatif oyun konsolu diyebileceğimiz gameboy - gameboy advance sırf Pokemon sayesinde bu kadar popüler oldu. Okula giderken gizli gizli yanımızda götürürdük mesela. Sıkıcı derslerde alttan sesini kısarak oynardık. Snorlax'ı uyandırmak için gereken flütün yerini anlatacak bir wiki sayfası olmadığı için sınıfça toplaşır, ciddi ciddi ortak problem çözer gibi çözmeye çalışırdık.

Misal Pokemon GO... Pokemon'a ilgisi olmayan veya markayı pek bilmeyen birisi için hiçbir işe yaramayan bir oyundur. Çünkü amaçsız, Pokemon'un gerçek DNA'sına aykırı savaşlar, sadece en iyi tıklayan ve zamanlayan kazanır mantığı vs vs. kısaca Pokemon GO iyi bir oyun bile değildir bu bakış açısıyla.

Ama sırf sosyaliteyi artıracağı için, maalesef yeni nesilde azalan ama bizim yaş grubumuzun çok sevdiği sohbet üstüne kurulu kaliteli vakit geçirme aktivitesi sunduğu için nasıl oynandı gördük. Lure atılan noktalarda yüzlerce insan vardı 2016-17-18 yıllarında. Oradan arkadaş olan, evlenen insanlar çıktı, medyaya da yansıdı. Oyunun gerçek kitlesi de açıklananlara göre, genel olarak 20 yaşından büyük gençler, çoğunlukla üniversite öğrencileri veya 25 yaş civarı insanlardı. Tabii ki küçükler de oynadı ama asıl kitleden bahsediyorum. En azından indirilen telefon ve Apple-Google mağazalarının verileri böyleymiş.

Daha kutu oyunları, kitapları, kıyafetleri, lisanslı ürünleri, nevresim takımları vs. Onlara hiç girmiyorum bile... 90'lar için öyle özel şeylerdi ki bunlar... Ancak yaşayarak anlaşılabilir.

Uzun oldu yazı biraz farkındayım. Toparlarsak Pokemon'u bir anime olarak görürseniz, çok kötü, çok basit, yavan ve tutarsız bir seri der geçersiniz. Pokemon'u "efsane" yapan şey, zamanında getirdiği güzellikler ve bir neslin arasındaki iletişim köprüsü olmasıdır.

not: O ucube dediğiniz roket takımı'nın giriş repliğini bile ezbere sayar pek çok kişi.

dünyayı yozlaşmaktan kurtarmak için, bütün insanları ulusumuz altında toplamak için...

Öhöm öhöm. Tamam tamam bir ihtiyar olarak daha ciddi davranmam lazım :)

35 yaşında biri olarak gayet bizim yaş grubu için hissedileni yazmışsınız.

Pokemon içinde barındırdığı "hayvanlar" ile diyelim ona bambaşka bir popülerlikte. Japonya'ya girince bile sizi hala Pikachu karşılayabiliyor.

Animesine gelirsek charizard ile ash in tam işleri düzelttiği yerden sonra çocuğun biri kendini Pikachu sanıp balkondan attığı için animenin yeni bölümleri gelmiyordu. Tekrar tekrar o bölümden sonra başa sarıyordu. O zaman ki hayalkırıklığını çok net anımsıyorum. Bu sefer yeni bölümü gelecek derken hop yine başa sarıyordu. Daha sonra animeleri keşfettiğim 2008-2009 yıllarında Pokemon'un da devamını internette görmüştüm. O yaşta pek içine çekmedi ve devam etmedim. Anime olarak aslında basit. Sürekli yeni bir bölgeye git rozet topla Pokemon ligine katıl şeklinde geçiyor. Bu da sıkıcı bir yerden sonra.

Lakin o dönemi yaşamamış şimdiki nesil bizim tasolardan aldığımız zevki vs anlaması mümkün değil. Bir nesil cipskolik oldu. :)
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı