Adolf Hitler başarılı bir lider miydi yoksa başarısız bir lider miydi?

Katılıyorum ordunun yarısına yakın gitti aynı şey daha önce yaşanan napolyon Rusya harekatındada oldu.
Nerede yarısı gitti ? Moskova savaşında zaten max 200 bin alman kış yüzünden gidiyor. Kışın abartıldığı gibi bir etkisi yok okuduğum 10 kitaptan hiçbirinde bile kışın adam akıllı geçtiğini görmedim medya tarafından uydurulmuş bir mit general kış miti

İlkbaharda veya kış sonlarına doğru saldırsaydı?
Birşey değişmezdi aksine sovyetlere yarardı
 
Nerede yarısı gitti ? Moskova savaşında zaten max 200 bin alman kış yüzünden gidiyor. Kışın abartıldığı gibi bir etkisi yok okuduğum 10 kitaptan hiçbirinde bile kışın adam akıllı geçtiğini görmedim medya tarafından uydurulmuş bir mit general kış miti
Kış aşırı sert geçiyordu kızıl ordunun da ani saldırışlarıyla kızıl ordu karşı atağa geçti.
 
Açması gerekti ancak neden tam kışın ortasında açtı ki? Bahara kadar beklemeliydi ya da sağlam hazırlamalıydı orduyu.
Tam sürpriz sağlanması için erkenden açması lazım. Zaman sovyetlerin lehime işliyor kızıl ordu 1 sene içinde toparlanacaktı eğer almanya savaş açmasaydı
 
Mansteinin kararı derken neyi kastettin öyle bir karar göremedim ve generallerin Moskova harekatı boş değildi.
mübağala yaptım. Manstein ve komutancılar değil mi kafkasyadan çıkılmasını savunan? Eğer Hitler'in son adama kadar savunun emri olmasaydı Almanların geri taarruz gücü de olmayacaktı. Bölgede kaynak tutamıyorsan, cephe gerisinden getirmen gerekir ve bu daha da imkansız. Moskova düşse Rusya düşmeyecekti, çok daha büyük bir lojistik sorunu ortaya çıkacaktı aksine. Tek iyi yanı bir süreliğine lojistik taşıyabilirdi Almanlar (onu da nereden getirecekleri şüpheli). Ruslar'ın refah psikolojisi yok, WW2'de Alman askerinin aldığı minimum kalori, Sovyet askerlerinin normal öğününde aldığı kalori kadardı. Bu gün de aynı şey geçerli, yaptırımlara rağmen hizmet sektörü için ayaklanan yok Ruslarda. Yani Moskova düşse de yine savaşacaklardı moral kaybı v.s. hikaye.

Baktığın zaman dunkirke ilerlemek ciddi bir risk değildi. Zaten direkt olarak manstein planı çok riskli bir şey Almanya savaş boyu en çok risk alan ülke. Aldığı riskler sayesinde zaten Fransa'yı bu kadar kolay şekilde düşürüyor.
Yine baktığımızda htler okh ve Okw'ye bu konuda güvenmemeliydi. Guderianın istediği şey ciddi biçimde riskli değildi bysk zaten dunkirkten çekileceğini daha önceden operasyon dynamo ile belirtiyor yani İngiliz'lerin veya Fransız'ların taarruz yapacak derecede almanlar kadar taktiksel bilgisi yok yine baktığımız zaman. Fransa'da auftragstaktik çok etkin biçimde kullanılıyor alt komutanlar üst komutanların ne dediğine bakmadan istediği gibi ilerleyebiliyor. Htlerin hatası sayılır bu konu.
Bahsettiğim tek şey bu değil. Burada ilk olarak Rundstedt gibilerinin kolpaları var 2. olarak da şöyle bir tez var:

Hitler bilerek İngiltere'nin savaşta kalmasını istedi. Herkes Hitler'in sovyetlere yöneleceğini biliyordu. Ancak kimse 1941'i tahmin etmiyordu. Bismarck döneminde de 2 cephede savaşma politikası vardı bunun gibi düşün. Stalin bu yüzden şok oldu aslen.

Açması gerekti ancak neden tam kışın ortasında açtı ki? Bahara kadar beklemeliydi ya da sağlam hazırlamalıydı orduyu.
Hem onun için İngiltereyi savaşta tutuyor (sonuç olarak gıda krizi oldu, mecbur savaşmaları gerek) hem de Stalin Kült'ü güçlenecek. En büyük sebeplerden biri de şu ki Almanlar o dönem Kamyon ithal edip lastiklerini söküp uçak üretecek seviyede. Yani olabildiğince ellerini çabuk tutmaları gerek. Sovyetlerin açılı zırhı olmasaydı ya da Almanlar buna hazırlıklı olsaydı savaş tahminlerle örtüşebilirdi. Hitler'in planları kendi içinde gayet tutarlı, hatta stratejik olarak da mantıklı ama pratikte çok aksaklık çıkıyor.

Beklese kızıl ordu modernize edilecekti. 1943’e kadar mutlaka sovyetlere saldırmalıydı
ki o zamana kadar Çin ve Sovyetlerde yaşanan kıtlığın bir benzerini de Almanya yaşardı. Fiyat kontrolleri ve verimsizlik, bürokrasi ile iyice diken üstündeler.

Kış yüzünden ordunun yarısına yakın adam kaybedildi. Geriye kalanlarla kızıl ordu baş edilemedi.
-RAB Manstein'ın Kutsal Kitabı
 
Son düzenleme:
Kış aşırı sert geçiyordu kızıl ordunun da ani saldırışlarıyla kızıl ordu karşı atağa geçti.
Neyse ben susayım kitaplar konuşsun ilk kaynak: david stahelin moskova savaşı için yazdığı en detaylı kaynak:

gerçek Alman yenilgisinin 5 Aralık’tan sonra Sovyet kış taarruzuyla geldiğini savundular.

Ancak bu, hem Barbarossa hem de Tayfun harekâtlarının asıl hedeflerini görmezden gelen bir çarpıtmadır. Bu operasyonların amacı sadece Sovyet askeri gücünü zayıflatmak değil, doğuda kesin zafer kazanmaktı.

Barbarossa planının baş mimarlarından Mareşal Friedrich Paulus, savaş sonrası şunu söylemiştir:

“1941 seferi için belirlenen hedeflerden hiçbirinin gerçekleşmediği inkâr edilemez.

Leningrad düşmemiştir, Moskova alınmamıştır ve Finlerle Svir Nehri’nde bağlantı kurulmamıştır…

Güneydeki yaz ve sonbahar operasyonları hem düşmanın direnişi hem de hava koşulları yüzünden aksadı.”



Bu kitapta yapılan ardışık çalışmalar, Ostheer’in 1941 Doğu Cephesi seferinde hem Barbarossa hem Tayfun Harekâtlarının yenilgisinin köklerini ortaya koymayı amaçlamıştır.

Yazar, bu başarısızlıkların ne kadar derin ve sonuçlarının ne kadar yıkıcı olduğunu da göstermeye çalışmaktadır. Harekât daha başından hedeflerin çok gerisinde kalmış ve yapılan her yeni operasyon, asıl stratejik hedefe ulaşma ihtimalini daha da zayıflatmıştır.



Yaz bitmeden önce bile, doğu seferi bir “yıldırım savaşı” (Blitzkrieg) olmaktan çıkmış ve bir yıpratma savaşına (attrition) dönüşmüştü.

Almanya’nın zayıf ekonomik altyapısıyla bu tarz bir kaynak tüketme savaşına girilmesi, Hitler’in en baştan kaçınmak istediği şeydi.



Bu durumda hareket savaşının sona ermesi, şu anlama geliyordu:



Almanya artık doğuda bu savaşı kazanamazdı.



Böylesi bir iddia, yalnızca tarihin geriye dönük okunmasını gerektirmez. Nazi dünya görüşünden arınmış, net görüşlü Alman çağdaşlar, 1941 yılında zaten savaşın gidişatına dair bu tür sonuçlara varıyorlardı. Ulrich von Hassell ve Helmuth James von Moltke, Almanya’nın geleceğine dair en karamsar görüşleri dile getirirken, Fritz Todt gibi önde gelen Nazi yetkilileri bile Almanya’nın içinde bulunduğu durumun gerçekliğini inkâr edemiyordu. Bir Rumen Yahudisi olan Mihail Sebastian, 3 Aralık 1941 tarihli günlüğünde, Oswald Spengler’in 1932’de yayımlanan Années décisive (Kritik Yıllar) adlı kitabını okuduğunu yazdı. Kitaptaki, Rusya’ya karşı savaş yürütmenin ‘imkânsızlığı’ üzerine ‘şaşırtıcı öngörülerin’ ve ‘yakıcı güncelliğin’ etkisiyle Spengler’den uzun alıntılar yaptığını belirtti. Spengler’in savaş öncesi Rusya değerlendirmesi şöyleydi:

“Bu uçsuz bucaksız ova —dünyanın en büyük düzlüğü— dışarıdan saldırıya açık değildir. Mekânsal genişlik, siyasi ve askerî bir güçtür ki, bunu hiçbir zaman kimse aşamamıştır. Napoleon bile bunu yaşayarak öğrenmek zorunda kaldı. Düşman en geniş bölgeleri işgal etse dahi bu faydasız olacaktır… Moskova’nın batısındaki tüm bölge —Beyaz Rusya, Ukrayna, Riga ile Odessa arasındaki zamanında İmparatorluğun en verimli toprakları— bugün Avrupa’ya karşı dev bir ‘tampon bölge’ olmaktan başka bir şey değildir ve terk edilse bile sistemin çökmesine yol açmaz. Bu durumda Batı’dan yapılacak bir taarruz fikrinin bir anlamı yoktur. Bu bir boşlukla karşılaşacaktır.”



Kesin olarak söylenebilir ki, h*erin Sovyetler Birliği’ne saldırısından önce Spengler’in bu ‘boşluk’ kavramı Alman üst komutanlığını hiç kaygılandırmamıştı ve aylar süren harekâtlara rağmen Sovyet gücünün Moskova’nın çok daha doğusundaki topraklardan sürdürülebileceği hâlâ anlaşılamamıştı. Üstelik, I. Dünya Savaşı’ndan bu yana Wehrmacht’ın sağladığı taktiksel ve operasyonel gelişmeler, Williamson Murray’in “stratejik miyopluğun yıkıcı sonuçları” olarak tanımladığı durumu telafi etmekten çok uzaktı.
Yani zaten almanya ağustos itibari ile bir yıpratma savaşının içine çekilmişti. Kış sadece yan bir etkiydi yine ek olarak başka bir sayfa ise stahel şunları aktarıyor:

Oysa Kasım 1941’de Alman stratejik düşüncesini şekillendirmesi gereken iki çok daha öğretici sonuç vardı: Birincisi, Minsk, Smolensk, Kiev ve Vyazma’daki yıkıcı yenilgilere rağmen Sovyet cephesini tekrar tekrar onarmayı başaran Kızıl Ordu’nun insan kaynağı potansiyelinin Moskova planlarını da bozabileceği. Kasım ayı boyunca cepheye taze Sibirya birliklerinin geldiğine dair sayısız rapor vardı. Bu durumda, Sovyet cephesinin gerisinde yeni yedek orduların oluşturulduğunu ve Alman aşırı yayılmalarına tehdit oluşturabileceğini düşünmek neden zor olsun ki? İkincisi, Haziran’dan Kasım’a kadar birçok başarısızlığa rağmen Kızıl Ordu özellikle Ordu Grubu Merkez’e karşı sürekli olarak taarruz arayışındaydı. Bu durumda, Rusya’nın 1812 kışına dair tarihsel hafızası da göz önünde bulundurulursa, Stavka’nın kış aylarında yeni bir taarruz arayışına girmesi beklenmez miydi?

Yine askeri tarihçi David M.Glantz moskova savaşı için şunları yazmıştır:

Rus iklimi ve arazisi de işleri karmaşıklaştırıyordu. Çamur döneminin etkisi, önemi bakımından şaşırtıcıydı. Rus kışının gelişi, Alman beklentileriyle uyuşmuyordu. Geniş bataklıkları ve geçilmez bölgeleri, büyük, bakir orman alanları, az sayıdaki iyi yolu ve geniş, düzensiz nehir yataklarıyla arazinin zorluğu, taarruzu durdurmamış olabilir, ancak önemli gecikmelere neden oldu.
Bu arada çamurun olmasının sebebi kış değil rasputitsadır. Doğuda rasputitsa almanları kıştan çok daha kötü etkilemiştir

8. Bu nedenle Almanlar, zamanla sürekli bir mücadele vermek zorundaydı. Haziran sonu başlangıç saati, Kiev Muharebesi'nde kaybedilen zamanla birleşince, Almanlardan acı bir intikam aldı. Ağustos 1941'deki yanlış karar alınmasaydı, çamur döneminin başlamasından önceki süre kesin bir başarı için yeterli olurdu. Ancak yine de çok yakın bir başarı olurdu.
Ki bu sadece moskova savaşı için geçerli. Moskova savaşı dışında kış almanları neredeyse etkilemiyor bile
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı