Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Hadislerin guvenilirligini sorgulamak mantikli. Bu metinler peygamberin olumunden yuzlerce yil sonra olustu. Insandan insana aktarilan rivayetlerden toplandi. Her tarihsel metin supheyle incelenmeli.
Bu supheciligi Kuran'a uygulamamak tutarsizlik degılmı. Cünkü kuran da ayni donemin urunu degılmı. Ayni insanlar sozlu olarak aktarmadı mı hafizalarda tutmadı mı sonra toplamadı mı? Peygamberin olumunden sonra bir komite son halini vermedi mi? Farkli versiyonlar yok edilmedi mi?
Hadis gelenegini 'guvenilmez' diye reddediyorsun. Ayni gelenegin topladigi Kuran'i 'kusursuz' kabul ediyosun guvenmedigin bir kaynagin sundugu kitaba guvenmek mantiksal bir problem degılmı.
Hadisleri reddetmek Kuran'i anlasilmaz yapmaz mı? Kuran ayetleri belirli olaylar uzerine inmedi mi bu olaylari hadisler aciklamıyor mu? Tarihsel baglam olmadan ayetler anlamsizlasmıyor mu? Namazin kilinisi veya zekatin hesaplanmasi Kuran'da var mı? Bu bilgiler sadece hadislerde degil mi?
Mezhepleri reddediyorsun. Ama kendin yeni bir mezhep (kuranizm) yaratmıs olmuyor musun 1400 yillik gelenegi reddetmıyor musun tek kitabi secmıyor musun bu da bir mezhepcilik degılmı. 'kuran'i aktaran gelenek guvenilir. Gelenegin geri kalani guvenilmez'. Bu tarihsel bir sonuç degil. Inanca dayali bir secim.
Mezhep yaratmış olmuyorum. Hadisleri reddetmenin Kuran'ı anlaşılmaz yaptığını düşünmüyorum. Namazın kılınışı hususunda Kuran'da net olarak bir şey yok ancak "secde" gibi kavramlar geçiyor.
Maksat ibadet değil midir? "Secde" geçiyorsa, belli başlı hususlar net olarak belirtilmemişse, bu demek oluyor ki Tanrı spesifik kalıp hareketler istemiyor. Secdeye gitmemizi istiyor. Kaç rekat kılarsan kıl, hangi hareketi yaparsan yap, hangi duayı edersen et, ibadet ibadettir. Niyet önemli.
"Güvenmediğin bir kaynağın sunduğu kitaba güvenmek" kısmı yanlış. Kuran'ı bizlere sunan hadisler değiller ki, sizin de dediğiniz gibi sonradan Buharî gibi isimlerin toplamasıyla oluşan yazıtlar.
Mezhep konusu ise çok farklı. Mezhep nedir? Var olanın dışında yeni bir kural getirmek, yeni bir inanç biçimi sağlamaktır. Var olan nedir? Kuran'dır. Sadece Kuran'a inanıyor olmak "Kuranizm" adında bir mezhep olmasına yahut benim ayrı bir mezhep oluşturmama sebep olmuyor. Ben ana kaynağa inanıyorum. Farklı isimlerin görüşlerine, fikirlerine riayet etmiyorum.
Zekat hususunda Kuran'da miktar/oran belirtilmiyor ancak belirtilen hususlar şunlar:
Gönlünden geçecek.
Mal değer biçilebilir olmalı ve içinden gelmeli.
Ayrıca zekattaki amaç sadece para/mal vermek değil amaç paylaşmak ve sosyal adalet, toplumsal adaleti sağlamaktır bir nevi. Kuran'da evet oran/miktar veya sınır yok. Bu da demek oluyor ki o günün ekonomik şartlarına göre, "dalga geçer gibi bir miktar" olmadığı sürece her miktar zekat olarak kabul edilebilir. Rahatça yaşayabileceğin kadar para sana kalsın, fazlasını ver. Kimlere verebileceğin ise Tevbe suresinde belirtiliyor.
Bu arada çok dinibütün bir insan olmadığımı da belirteyim. "Azılı din savunucusu" pozisyonunda biri değilim. Zaman zaman ben de şüphelerimi tekrarlayıp, araştırmalarımı sürdürüp yeni şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Ki doğru olan da sorgulamak. Zira Allah da bunu istiyor.