Boks deneyimleri

Katılım
9 Kasım 2024
Mesajlar
267
Çözümler
2
Merhabalar arkadaşlar forumda boyle bir konu hiç goremedim ve belki diger arkadaşlara bir nebze de olsa faydam olur diye bu konuyu aciyorum. Öncelikle yaklaşık 2 senedir lisansli bir sekilde boks yaptığımı belirtmek istiyorum, arkadaşlar boks cogu kisinin kafada büyüttüğü kadar tehlikeli bir spor değil amatör kısımda, (profesyonel de tehlikeli bir spor.) o yüzden baslamadan once korkmaniza gerek yok. Fakat sonuç olarak bu bir dövüş sporu elbette zarar görebilirsiniz bunu göz önüne alarak başlayın bu spora. Şimdi biraz size bu süreçte yapacaklarınızı anlatayım.

1-Spora başlama
Arkadaşlar diyelim boksa başlamaya karar verdiniz ne yapmalısınız? İlk önce sağlık koşullarınız el veriyor mu buna bir bakmalısınız zira boks inanılmaz kardiyo isteyen bir spor ve sonuç olarakta bir dövüş sporu eğer sağlığınız yerindeyse ve yapmanız açısından bir sorun yoksa klüp aramaya baslayabilirsiniz. Eğer amacınız müsabık olmak ise kesinlikle grup derslerine gidin, diğer şekilde sparring ve model gibi calismalar yapamayacaginiz icin gelismeniz daha zor olacak. Arkadaşlar baslayacaginiz klüp ve hoca kaliteli olsun, bu hem gelismeniz için hemde güvenliğiniz icin önemli bir detay. İyi olduğunu nasil anlayabilirsiniz? Sporcularına bakarsınız Avrupa derecelerine, Türkiye derecelerine bakarsınız ve 1 2 idmanlık deneme antrenmanları oluyor bazı salonların onlara girebilirsiniz.



2-Spora başladıktan sonra
Arkadaşlar genelde ilk 1 ay (bu sure size göre, hocanıza göre degisebilir) tekniginizi oturtmaya calisirsiniz adımlamalar, duruş, gard vb. ardindan yavaş yavaş modellere, gölge boksuna ve hafif sparringlere geçmeye baslarsiniz. Eğer hocanız siz daha tam teknigi oturtmadan sparring yaptiriyorsa hele bir de sert sparring yaptiriyorsa hocanızla konusun, tekniginizin oturmasini bekleyin, utanmayın. Ardindan yaklasik 5 6 ay (bu yine size gore, hocaniza göre değişkenlik gösterir ancak en azindan artık adimlamalari, gardı ve hafif hafif eskivleri cozmeye basladiginizda gecin sert sparringlere yani kendinizi koruyabilecek seviyede olduğunuzdan emin olduktan sonra yavaş yavaş girin, ayrıca kesinlikle tam gelismeden kendinizden ağır, büyük ve deneyimli kisilerle sparring yapmayın. Artık müsabık olmaya basladiginizda tam oturttugunuzda boksunuzu yavas yavas kendinizden deneyimlilerle sparring yapmaya başlayabilirsiniz tabiki de hocanızın izni ile ve gözetimi ile.) Ayrıca her sparringde hocanız veya bir hakem gözetmenliginde yapın sparringinizi ozellikle sert sparringlerinizi. Ayrıca yok kask kullanma sparringlerde önünü göremezsin vb. seyler diyenlere kanmayın arkadaşlar kaskınızı takın, dişliginizi takın sparringlerde her zaman.

3-Müsabık olma serüveni
Artık kendinizi tam hazır hissettiginizde ve deneyimli oldugunuzda hocanizda sizi hazır gördüğünde maçlara çıkabilirsiniz. Genelde 8-10 aylık arasında olduğunuzda maçlara çıkarıyor hocalar sizi (bu yine size ve hocanıza gore degisir bu süre ve sunu ekleyecegim kesinlikle hazir olmadan maça çıkmayın!!! Ne kadar hakemler olsa sizi korusalar da ani bir yumruk her seyi degistirebilir ondan tam hazır olmadan çıkmayın.) Diyelim hazırsınız ve çıkacaksınız maçlar genelde ilk il seçmesi olur burada kendi ilinizden gelen sporcularla çıkarsiniz çok kalabilik olmaz genelde sikletinizde en fazla 15 20 kisi falan cikar tabi bu ile ve siklete gore degisir, bazen bir bakmissiniz bir tek siz varsınız sikletinizde. Neyse arkadaşlar öncelikle maclardan korkmayin bana kalırsa yaptığımız sert sparringlerden daha hafifti maçlar (Bu arada sert sparring'i abartmayın ölçülü ve az yapın, hoca kontrolünde ve hocanızın planıyla yapın, kendi kafanıza göre sparring, sert sparring yapmayın.) Ardından Türkiye şampiyonasına eğer oradan da milli takıma secilirseniz oradan Avrupa şampiyonası vb. yukselerek gidersiniz.

4-Kilo Kesme ve Ekipman Seçimi:
Arkadaslar musabakalardan önce fazla kilomuz oldugunda kilo kesme işlemi yapariz dovusculer olarak ter atariz su kaybi yasariz, hizlica kilo veririz vb. maalesef cogu kisi yanlis yapıyor bunu arkadaşlar yapacaksaniz kesinlikle ve kesinlikle hocaniza sorup hocanizin gozetimi altinda yapin onun planıyla yapın, kendi kafaniza göre yapmayın sonra hastanelik olabilirsiniz Allah korusun ölebilirsiniz bile. Hic bir sorun yaşamasaniz bile yanlis kilo kesince veya çok kilo kesince maçta inanılmaz güçsüz kalırsınız eliniz oynamaz maçta. O yüzden biraz ciddiye alın bu konuyu ve hoca gözetiminde hoca planlamasında yapın. Ekipman seçimini geleceksek de ben yaptım siz yapmayın arkadaşlar baştan kalitesiz alıp degistirip degistirip kaliteliye gecmeyin. Eger yapacaginizdan eminseniz uzun sureler bastan kaliteli ekipmanlar alın eğer bastan kalitesiz alirsaniz eldiven patlıyor zamanla sorun cikiyor doğru eldiveni bulana kadar boş yere para harcıyorsunuz.


Arkadaşlar elbette benden deneyimlilerde vardir onlarda yanlislarimi, eksiklerimi yazarlarsa sevinirim konu hakkinda deneyimlerini paylasirlarsa. Umarım yardimci olmusumdur iyi sosyaller.
 
Son düzenleme:
Güzel yazı, tebrik ederim. 3 senelik lisanslı yapan birisi olarak ne eksik ne fazla.

Eksik gördüğüm tek yer şurası:
3-Müsabık olma serüveni
Artık kendinizi tam hazır hissettiginizde ve deneyimli oldugunuzda hocanizda sizi hazır gördüğünde maçlara çıkabilirsiniz. Genelde 8-10 aylık arasında olduğunuzda maçlara çıkarıyor hocalar sizi (bu yine size ve hocanıza gore degisir bu süre ve sunu ekleyecegim kesinlikle hazir olmadan maça çıkmayın!!! Ne kadar hakemler olsa sizi korusalar da

Burada katılmıyorum. Maçlar u22'ye kadar kaskla yapılıyor. Yıldız, Genç gibi kategorilerde sakat bırakabilecek bir yumruk olasılığı çok düşük, ki ben 3 yıldır da böyle bir olaya rastlamadım. Rastlayacağımı da zannetmiyorum. Hayati olarak kask zarar görülmesini engelliyor çok büyük oranda. Tabii ki %100 engelliyor demiyorum ancak deneyimsiz birini koruyacak seviyede engelliyor.

Ayrıca şöyle bir durum var. Hayati olmasa dahi zarar görme riskiniz var. Kol çıkmaları, omuz sakatlıkları, bilek burkulmaları, burun kırığı gibi durumlar çok sık yaşanıyor. Benim arkadaşım şampiyonada yanlış yumruk yediğinden dolayı burnu kırılmış ve o farkında olmayan yanlış kaynamış kemik. Doktor kontrolünde öğreniyor bu durumu. Yanlış kaynamasından dolayı da doktor kontrolü ile tekrardan kırılıp bu sefer doğru kaynaması gerekiyor. Ancak avrupa seçmelerinde olduğundan dolayı böyle bir doktor tedavisine gerek duymadı. Hayati bir zarar değil. Ancak fiziksel olarak bir değişim söz konusu tabii ki.

Maçlara tam hazırlıklı gidememiş olabilirsiniz. Yeteri kadar teknik bilmiyor olabilirsiniz. Ancak söylenen bir söz vardır:

"Güç, tekniği bozar" şeklinde. Maça çıktığınız andan itibaren eksik olan yere yoğunlaşmak yerine güçlü yanlarınıza odaklanın:

-Kondisyon eksiğiniz varsa ringe çapa atın, tekniğiniz ile dövüşün.
-Tekniğiniz yoksa kondisyon iyi seviyedeyse sürekli hareketli olun, nakavt değil puan ile yenmeye çalışın(sürekli gir çık gövdeye vuruşlar vs.)

gibi gibi.

Benim ilk maçımda ben daha 4 aylıktım. Sakarya Türkiye şampiyonasıydı. Benim hocam aileme "sporcumu ezdirmem, gerekirse maçtan çekerim ama o ortamı görsün, tecrübe kazansın" diyordu. Dediğini de yaptı. 2. round sonunda havlu atarak maçtan çekildik hocamla benim kararımla beraber. Ne tekniğim vardı, ne kondisyonum. Ancak karşımdaki rakibi sadace gövdeye vuruşlar ile yorabilmiştim. Eskiv yaparak(karna vuruşlar nefes nefese bırakır.) rakibi yormuştum.

Yani demem o ki, antrenmanlarda sparring yaparken, maçlara çıkarken illa mükemmel olmaya, iyi halde olmaya gerek yok. Eğer o iyi hali beklersen başarı getiremezsin. 2 senelik boksörsün diyelim örneğin. Ringde karşındaki rakiple başa baş gidiyorsun. Göz altların morarmış, dudağın patlamış diyelim. Maçı kazandın. Bir sonraki maça çıkmayacak mısın? Çıkacaksın. Eee? Ama sen iyi değilsin. Kondisyon olarak da güç olarak da zayıf durumdasın. Bazen sadece inançla hareket etmek gerekiyor.

Katılan olur, katılmayan olur. Ben kendi gözlem ve deneyimlerimle realist bir bakış açısıyla düşüncelerimi aktardım. Bu sporcu seçecek insanlara son bir mesaj vermek gerekirse:

Bu sporu sevin. Bu sporu kavga dövüş için değil, gerçekten bir "gelişim" "başarı" "sonuç" şeklinde görün. Gelişin, başarılar kazanın ve sonucu beraber yaşayın.
 
Güzel yazı, tebrik ederim. 3 senelik lisanslı yapan birisi olarak ne eksik ne fazla.

Eksik gördüğüm tek yer şurası:


Burada katılmıyorum. Maçlar u22'ye kadar kaskla yapılıyor. Yıldız, Genç gibi kategorilerde sakat bırakabilecek bir yumruk olasılığı çok düşük, ki ben 3 yıldır da böyle bir olaya rastlamadım. Rastlayacağımı da zannetmiyorum. Hayati olarak kask zarar görülmesini engelliyor çok büyük oranda. Tabii ki %100 engelliyor demiyorum ancak deneyimsiz birini koruyacak seviyede engelliyor.

Ayrıca şöyle bir durum var. Hayati olmasa dahi zarar görme riskiniz var. Kol çıkmaları, omuz sakatlıkları, bilek burkulmaları, burun kırığı gibi durumlar çok sık yaşanıyor. Benim arkadaşım şampiyonada yanlış yumruk yediğinden dolayı burnu kırılmış ve o farkında olmayan yanlış kaynamış kemik. Doktor kontrolünde öğreniyor bu durumu. Yanlış kaynamasından dolayı da doktor kontrolü ile tekrardan kırılıp bu sefer doğru kaynaması gerekiyor. Ancak avrupa seçmelerinde olduğundan dolayı böyle bir doktor tedavisine gerek duymadı. Hayati bir zarar değil. Ancak fiziksel olarak bir değişim söz konusu tabii ki.

Maçlara tam hazırlıklı gidememiş olabilirsiniz. Yeteri kadar teknik bilmiyor olabilirsiniz. Ancak söylenen bir söz vardır:

"Güç, tekniği bozar" şeklinde. Maça çıktığınız andan itibaren eksik olan yere yoğunlaşmak yerine güçlü yanlarınıza odaklanın:

-Kondisyon eksiğiniz varsa ringe çapa atın, tekniğiniz ile dövüşün.
-Tekniğiniz yoksa kondisyon iyi seviyedeyse sürekli hareketli olun, nakavt değil puan ile yenmeye çalışın(sürekli gir çık gövdeye vuruşlar vs.)

gibi gibi.

Benim ilk maçımda ben daha 4 aylıktım. Sakarya Türkiye şampiyonasıydı. Benim hocam aileme "sporcumu ezdirmem, gerekirse maçtan çekerim ama o ortamı görsün, tecrübe kazansın" diyordu. Dediğini de yaptı. 2. round sonunda havlu atarak maçtan çekildik hocamla benim kararımla beraber. Ne tekniğim vardı, ne kondisyonum. Ancak karşımdaki rakibi sadace gövdeye vuruşlar ile yorabilmiştim. Eskiv yaparak(karna vuruşlar nefes nefese bırakır.) rakibi yormuştum.

Yani demem o ki, antrenmanlarda sparring yaparken, maçlara çıkarken illa mükemmel olmaya, iyi halde olmaya gerek yok. Eğer o iyi hali beklersen başarı getiremezsin. 2 senelik boksörsün diyelim örneğin. Ringde karşındaki rakiple başa baş gidiyorsun. Göz altların morarmış, dudağın patlamış diyelim. Maçı kazandın. Bir sonraki maça çıkmayacak mısın? Çıkacaksın. Eee? Ama sen iyi değilsin. Kondisyon olarak da güç olarak da zayıf durumdasın. Bazen sadece inançla hareket etmek gerekiyor.

Katılan olur, katılmayan olur. Ben kendi gözlem ve deneyimlerimle realist bir bakış açısıyla düşüncelerimi aktardım. Bu sporcu seçecek insanlara son bir mesaj vermek gerekirse:

Bu sporu sevin. Bu sporu kavga dövüş için değil, gerçekten bir "gelişim" "başarı" "sonuç" şeklinde görün. Gelişin, başarılar kazanın ve sonucu beraber yaşayın.
Hocam ben kendim cok uyguladigimi söyleyemem zaten dediklerimi bazi konularda fakat ben en tedbirli halinde yazdım herkes ayni olamıyor maalesef. Bende 5 aylikken ciktim ilk macima ne oldu burnum kaydı maçtan sonra resmen, hala kıkırdağım burnumun kayık maalesef. TKO oldum 2. roundda. O yüzden kisiden kisiye değişiyor hocam bu yüzden net tespit yapamazsın maalesef. Kask olayını su yuzden bu kadar onemle belirttim sparring maç gibi degil surekli yapiyorsun ne kadar kask beyin sarsıntisindan buyuk oranda korumasa da en azindan sakak kemigini vb. koruyor bir nebze de olsa. Ayrıca bu spora baslayanlarin cogunlugu zaten ergenlikte, gelisim doneminde oluyor kask takmamak ne kadar mantıklı ki?

Güzel yazı, tebrik ederim. 3 senelik lisanslı yapan birisi olarak ne eksik ne fazla.

Eksik gördüğüm tek yer şurası:


Burada katılmıyorum. Maçlar u22'ye kadar kaskla yapılıyor. Yıldız, Genç gibi kategorilerde sakat bırakabilecek bir yumruk olasılığı çok düşük, ki ben 3 yıldır da böyle bir olaya rastlamadım. Rastlayacağımı da zannetmiyorum. Hayati olarak kask zarar görülmesini engelliyor çok büyük oranda. Tabii ki %100 engelliyor demiyorum ancak deneyimsiz birini koruyacak seviyede engelliyor.

Ayrıca şöyle bir durum var. Hayati olmasa dahi zarar görme riskiniz var. Kol çıkmaları, omuz sakatlıkları, bilek burkulmaları, burun kırığı gibi durumlar çok sık yaşanıyor. Benim arkadaşım şampiyonada yanlış yumruk yediğinden dolayı burnu kırılmış ve o farkında olmayan yanlış kaynamış kemik. Doktor kontrolünde öğreniyor bu durumu. Yanlış kaynamasından dolayı da doktor kontrolü ile tekrardan kırılıp bu sefer doğru kaynaması gerekiyor. Ancak avrupa seçmelerinde olduğundan dolayı böyle bir doktor tedavisine gerek duymadı. Hayati bir zarar değil. Ancak fiziksel olarak bir değişim söz konusu tabii ki.

Maçlara tam hazırlıklı gidememiş olabilirsiniz. Yeteri kadar teknik bilmiyor olabilirsiniz. Ancak söylenen bir söz vardır:

"Güç, tekniği bozar" şeklinde. Maça çıktığınız andan itibaren eksik olan yere yoğunlaşmak yerine güçlü yanlarınıza odaklanın:

-Kondisyon eksiğiniz varsa ringe çapa atın, tekniğiniz ile dövüşün.
-Tekniğiniz yoksa kondisyon iyi seviyedeyse sürekli hareketli olun, nakavt değil puan ile yenmeye çalışın(sürekli gir çık gövdeye vuruşlar vs.)

gibi gibi.

Benim ilk maçımda ben daha 4 aylıktım. Sakarya Türkiye şampiyonasıydı. Benim hocam aileme "sporcumu ezdirmem, gerekirse maçtan çekerim ama o ortamı görsün, tecrübe kazansın" diyordu. Dediğini de yaptı. 2. round sonunda havlu atarak maçtan çekildik hocamla benim kararımla beraber. Ne tekniğim vardı, ne kondisyonum. Ancak karşımdaki rakibi sadace gövdeye vuruşlar ile yorabilmiştim. Eskiv yaparak(karna vuruşlar nefes nefese bırakır.) rakibi yormuştum.

Yani demem o ki, antrenmanlarda sparring yaparken, maçlara çıkarken illa mükemmel olmaya, iyi halde olmaya gerek yok. Eğer o iyi hali beklersen başarı getiremezsin. 2 senelik boksörsün diyelim örneğin. Ringde karşındaki rakiple başa baş gidiyorsun. Göz altların morarmış, dudağın patlamış diyelim. Maçı kazandın. Bir sonraki maça çıkmayacak mısın? Çıkacaksın. Eee? Ama sen iyi değilsin. Kondisyon olarak da güç olarak da zayıf durumdasın. Bazen sadece inançla hareket etmek gerekiyor.

Katılan olur, katılmayan olur. Ben kendi gözlem ve deneyimlerimle realist bir bakış açısıyla düşüncelerimi aktardım. Bu sporcu seçecek insanlara son bir mesaj vermek gerekirse:

Bu sporu sevin. Bu sporu kavga dövüş için değil, gerçekten bir "gelişim" "başarı" "sonuç" şeklinde görün. Gelişin, başarılar kazanın ve sonucu beraber yaşayın.
Ki hocam sadece zarar birakacagindan demiyorum cogu kisi ilk macinda ağır dayak yiyince bırakıyor. Ayrıca hocam bence sakat birakan yumruk cok gormedim diye tedbir almamak sacma olur olay sadece sakat kalmak degil ki bir uzvun sakatlanir vb. benim dediğim zaten kendinizi savunabilecek derecede en azından dövüsebileceginiz dereceye gelin hic yoktan oyle çıkın dedim, gerçi buna hocalar karar verir zaten genelde seni uygun gorduyse cikarir.

Güzel yazı, tebrik ederim. 3 senelik lisanslı yapan birisi olarak ne eksik ne fazla.

Eksik gördüğüm tek yer şurası:


Burada katılmıyorum. Maçlar u22'ye kadar kaskla yapılıyor. Yıldız, Genç gibi kategorilerde sakat bırakabilecek bir yumruk olasılığı çok düşük, ki ben 3 yıldır da böyle bir olaya rastlamadım. Rastlayacağımı da zannetmiyorum. Hayati olarak kask zarar görülmesini engelliyor çok büyük oranda. Tabii ki %100 engelliyor demiyorum ancak deneyimsiz birini koruyacak seviyede engelliyor.

Ayrıca şöyle bir durum var. Hayati olmasa dahi zarar görme riskiniz var. Kol çıkmaları, omuz sakatlıkları, bilek burkulmaları, burun kırığı gibi durumlar çok sık yaşanıyor. Benim arkadaşım şampiyonada yanlış yumruk yediğinden dolayı burnu kırılmış ve o farkında olmayan yanlış kaynamış kemik. Doktor kontrolünde öğreniyor bu durumu. Yanlış kaynamasından dolayı da doktor kontrolü ile tekrardan kırılıp bu sefer doğru kaynaması gerekiyor. Ancak avrupa seçmelerinde olduğundan dolayı böyle bir doktor tedavisine gerek duymadı. Hayati bir zarar değil. Ancak fiziksel olarak bir değişim söz konusu tabii ki.

Maçlara tam hazırlıklı gidememiş olabilirsiniz. Yeteri kadar teknik bilmiyor olabilirsiniz. Ancak söylenen bir söz vardır:

"Güç, tekniği bozar" şeklinde. Maça çıktığınız andan itibaren eksik olan yere yoğunlaşmak yerine güçlü yanlarınıza odaklanın:

-Kondisyon eksiğiniz varsa ringe çapa atın, tekniğiniz ile dövüşün.
-Tekniğiniz yoksa kondisyon iyi seviyedeyse sürekli hareketli olun, nakavt değil puan ile yenmeye çalışın(sürekli gir çık gövdeye vuruşlar vs.)

gibi gibi.

Benim ilk maçımda ben daha 4 aylıktım. Sakarya Türkiye şampiyonasıydı. Benim hocam aileme "sporcumu ezdirmem, gerekirse maçtan çekerim ama o ortamı görsün, tecrübe kazansın" diyordu. Dediğini de yaptı. 2. round sonunda havlu atarak maçtan çekildik hocamla benim kararımla beraber. Ne tekniğim vardı, ne kondisyonum. Ancak karşımdaki rakibi sadace gövdeye vuruşlar ile yorabilmiştim. Eskiv yaparak(karna vuruşlar nefes nefese bırakır.) rakibi yormuştum.

Yani demem o ki, antrenmanlarda sparring yaparken, maçlara çıkarken illa mükemmel olmaya, iyi halde olmaya gerek yok. Eğer o iyi hali beklersen başarı getiremezsin. 2 senelik boksörsün diyelim örneğin. Ringde karşındaki rakiple başa baş gidiyorsun. Göz altların morarmış, dudağın patlamış diyelim. Maçı kazandın. Bir sonraki maça çıkmayacak mısın? Çıkacaksın. Eee? Ama sen iyi değilsin. Kondisyon olarak da güç olarak da zayıf durumdasın. Bazen sadece inançla hareket etmek gerekiyor.

Katılan olur, katılmayan olur. Ben kendi gözlem ve deneyimlerimle realist bir bakış açısıyla düşüncelerimi aktardım. Bu sporcu seçecek insanlara son bir mesaj vermek gerekirse:

Bu sporu sevin. Bu sporu kavga dövüş için değil, gerçekten bir "gelişim" "başarı" "sonuç" şeklinde görün. Gelişin, başarılar kazanın ve sonucu beraber yaşayın.
Birde hocam elbette herkese göre değişir dusuncesi ancak ben güç teknigi bozar tanımına en azından ringde cok inanmiyorum. Belki sokakta falan olabilir ancak ringde genelde hizi, kondisyonu ve teknigi olan kazaniyor. Ve mactan once eksik olmadiginiz yone yogunlanmak cok dogru hocam ben ilk maçından önce artık nasil bir kafaysa bilmiyorum hep long guard dövüşürüm dedim high guard dovuseyim falan zaten bilmedigim bir stil kapandim kaldim oyle ilk 1 dakika falan sadece kaçtım hic bir sey yapamadim Allahtan hakem biraz insafliydi da durdurmadi, 2.roundda hocam diyince normal long guarda geçtim.
 
Son düzenleme:

Technopat Haberler

Geri
Yukarı