Parti nasıl kurulur?

Parti kurmak dışarıdan bakınca “bir şey yapıyorum” hissi verir ama gerçekte ülkeyi değiştirmek parti kurmakla olmuyor. Siyaset, kendi kuralları olan bir alan ve o alanın içine girdiğinde sen istesen de istemesen de bulunduğun ortama ayak uydurmak zorunda kalırsın.

Sen karşıt partileri düşman olarak görmesen bile, sistem seni onların rakibi hâline getirir. Halk da seni otomatik olarak bir tarafın temsilcisi olarak görür. Bu noktadan sonra mesele ülkeye hizmet etmekten çok, iktidar mücadelesine dönüşür. İktidara gelmek için ise pazarlık yapman, taviz vermen, kendini olduğundan farklı göstermen ve bazen kendi fikirlerini bile geri plana atman gerekir. Yani bir noktada “kendini satman” istenir.

Ayrıca bu iş birkaç idealist insanla, sosyal medya hesabıyla ya da afiş bastırmakla olacak bir şey değil. Çok geniş bir çevre, ciddi bir maddi güç, güçlü bağlantılar ve uzun yıllar sürecek bir örgütlenme gerekir. Bunlar yoksa, ne kadar haklı olursan ol sistem seni büyütmez.

Özetle: İstersen parti kurabilirsin, kimse buna engel olmaz. Ama şunu bilmek lazım ki bu yol aşırı zor, yıpratıcı ve çoğu zaman insanı kendi değerlerinden uzaklaştırır. Mevcut siyasi düzen içinde sadece iyi niyetle ve dürüstlükle başarılı olmak maalesef gerçekçi değildir.
Amacım belediye kazanmak falan değil. Hatta kazanmayı istemiyorum bile sayılır. Benim amacım senin saydığın gibi davranan siyasetçilere tepki olmak. "Bakın biz buradayız. Böyle de var olunabilir." demek.
Atatürk ile senin yaşadığın şartlar aynı mı? Memleketin savaş altında mı? Atatürk ile ne alakası var konunun. Ayrıca Atatürk'ün aklı ve fikirleri sende var mı? Önce bunu sorgulaman lazım.
Atatürkün aklına bu milletten kimse sahip olamaz. Ama denemeden de bilemeyiz.
Gördüğüm en ilginç konu.
Parti kurmak için herşeyi karşılasan bile zor ama başarılırsa büyük başarı denecek olaydır.

(Kurmak bile büyük başarı demek istiyorum)
Bence de.
Atatürk zamanıyla şuan bir mi ?
Değil. Bunu ben de biliyorum. Ülkesinin durumunu değiştirmeyi kafasına koyan değiştiriyor demek için yazdım.
 
Merhaba. Ülkenin durumu karşısında elimden bir şey gelemeyişine üzüldüğüm için bir şey yapmaya, parti kurmaya karar verdim. Ama nereden başlamalıyım? Mühendislik okursam da kurabilir miyim? Kaç kişi gerekir? Partinin giderlerini karşılamak için gazete çıkartsam işe yarar mı? Veya partiyi kurmadan önce parti adına sosyal medya hesabı açıp az çok tanınırlık elde ettikten sonra mı partiyi kurayım yoksa önce bir dernek kurup öyle mi partiye geçeyim? Basın-yayın yoluyla mı reklam vereyim yoksa her yere poster asarak mı? Kulaktan kulağa yayılmaya mı çalışayım yoksa reklamlar ile mi? Bir rehber olursanız, bir yol gösterirseniz çok mutlu olurum.

Roma imparatorluğu diye bir hesap troll yapmıştı çok benzer bir konuda, yaşlar falan uyuşuyor. Ya ad değişmiş ya da başka hesap ama aynı kişi bence.
 
Amacım belediye kazanmak falan değil. Hatta kazanmayı istemiyorum bile sayılır. Benim amacım senin saydığın gibi davranan siyasetçilere tepki olmak. "Bakın biz buradayız. Böyle de var olunabilir." demek.
Ne demek istediğini anlıyorum ama burada bir çelişki var. Siyasetin içine “tepki olmak” için girdiğin anda, istemesen bile siyasi aktör oluyorsun. Kazanmayı hedeflemesen bile insanlar seni mevcut partilerle kıyaslayacak, bir yere koyacak ve senden somut sonuç bekleyecek. “Biz böyle de var olunabilir” demek güzel bir fikir ama sistem bununla yetinmiyor.

Bugüne kadar siyasette örnek olmak isteyen çok kişi çıktı ama ya görünmez oldular ya da zamanla senin tepki gösterdiğin davranışlara mecbur kaldılar. Çünkü siyaset, sadece niyetle değil; güç, örgütlenme ve etki alanıyla yürüyor. Bunlar olmadan verilen mesaj duyulmuyor, duyulsa bile karşılık bulmuyor.

Yani mesele kazanmak istemek değil; sisteme girdiğin anda onun kurallarının seni şekillendirmesi. Tepki olarak kalmak istiyorsan, bunun yolu parti kurmaktan çok başka alanlarda güçlü ve kalıcı bir etki oluşturmaktan geçiyor.
 
Şahsen senin yerinde olsam Muhsin YAZICIOĞLU gibi birinin öldüğünü görünce salardım bu işleri.
Sen korkarsan ben korkarsam kim cesaret edecek?
Ne demek istediğini anlıyorum ama burada bir çelişki var. Siyasetin içine “tepki olmak” için girdiğin anda, istemesen bile siyasi aktör oluyorsun. Kazanmayı hedeflemesen bile insanlar seni mevcut partilerle kıyaslayacak, bir yere koyacak ve senden somut sonuç bekleyecek. “Biz böyle de var olunabilir” demek güzel bir fikir ama sistem bununla yetinmiyor.

Bugüne kadar siyasette örnek olmak isteyen çok kişi çıktı ama ya görünmez oldular ya da zamanla senin tepki gösterdiğin davranışlara mecbur kaldılar. Çünkü siyaset, sadece niyetle değil; güç, örgütlenme ve etki alanıyla yürüyor. Bunlar olmadan verilen mesaj duyulmuyor, duyulsa bile karşılık bulmuyor.

Yani mesele kazanmak istemek değil; sisteme girdiğin anda onun kurallarının seni şekillendirmesi. Tepki olarak kalmak istiyorsan, bunun yolu parti kurmaktan çok başka alanlarda güçlü ve kalıcı bir etki oluşturmaktan geçiyor.
Teşekkür ederim. Peki tepki olarak nasıl kalabilirim? Bana bu konuda yol gösterir misin?
rum.
 
Sen korkarsan ben korkarsam kim cesaret edecek?

Teşekkür ederim. Peki tepki olarak nasıl kalabilirim? Bana bu konuda yol gösterir misin?
rum.
Bugün tepki olarak kalmanın en etkili yolu doğrudan siyaset değil, güçlü bir medya alanı kurmak. Sağlam bir YouTube ya da sosyal medya sayfası açıp zamanla kendi kitleni oluşturmak çok daha etkili.

Buna örnek olarak Sadece Enes gibi kanallar verilebilir. Kendini haber/yorum kanalı gibi konumlandırıyor ama anlatım sırasında kendi fikirlerini fark ettirmeden içeriğin içine yediriyor. İzleyen kitle de zamanla o bakış açısını benimsiyor ve aynı söylemleri tekrar eder hâle geliyor.

Bu yöntem kulağa sert ya da rahatsız edici gelebilir ama günümüzde kitle toplamanın ve fikir yaymanın maalesef en etkili yolu bu. Parti kurmadan, sistemin içine girmeden de böyle bir etki alanı oluşturmak mümkün.
 
Sağ mı sol mu? Milliyetçi mi? Liberal mi? Görüşlerinizi paylaşın da oy verelim ileride.

Karışık biraz hocam. En iyisi ben anlatayım siz karar verin. Herkesin hiç değilse eğitim ve sağlıkta eşit haklara sahip olmasını savunuyorum. Bu yönüyle solculuk var. Ama özel sektörde de rekabeti, serbest piyasayı savunuyorum. Bu yönüyle de sağcılık var. Anayasanın 66. Maddesine göre davranılıp Türk - Kürt ayrımının bitmesini de savunuyorum. Terörün konusunda da sert davranılmasını savunuyorum. Kürdistan propagandası yapanların da ceza alması gerektiğini savunuyorum. Umarım anlatabilmişimdir. Bu kadar değil ama fazla uzun olsun istemedim.
Ya mevzu korkmak değil de imkansızlığı gör diye diyorum. Sevdiğim bir söz vardır sanada söylemek isterim, "Hayallerle yaşayanı gerçekler ........." anlamışsındır orasını.
Anladım hocam.
Bugün tepki olarak kalmanın en etkili yolu doğrudan siyaset değil, güçlü bir medya alanı kurmak. Sağlam bir YouTube ya da sosyal medya sayfası açıp zamanla kendi kitleni oluşturmak çok daha etkili.

Buna örnek olarak Sadece Enes gibi kanallar verilebilir. Kendini haber/yorum kanalı gibi konumlandırıyor ama anlatım sırasında kendi fikirlerini fark ettirmeden içeriğin içine yediriyor. İzleyen kitle de zamanla o bakış açısını benimsiyor ve aynı söylemleri tekrar eder hâle geliyor.

Bu yöntem kulağa sert ya da rahatsız edici gelebilir ama günümüzde kitle toplamanın ve fikir yaymanın maalesef en etkili yolu bu. Parti kurmadan, sistemin içine girmeden de böyle bir etki alanı oluşturmak mümkün.
Teşekkür ederim.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Technopat Haberler

Yeni konular

Yeni mesajlar

Geri
Yukarı