Ölmeden önce oynamanız gereken oyunlar listesi

Çoğunu oynamışım ben Witcher 3 kaldı onu da satın aldım. Yıllar önce oynanış videosu izlediydim. Neyseki RPG tarzında bir oyun, benim seçimlerim ile başkasının seçimleri bir olmayabilir. İkinci oyunu da oynuyorum bitsin geçeceğim.
 
Selamlar dostlar,
Sonunda paraya kıyıp yeni sisteme geçtim. Yıllarca laptoptan oyun oynamaya çalışıp süründükten sonra elimde adam akıllı bi sistem olunca insan bi garip oluyor valla. Ama sistemi kurdum, geçtim başına, bu sefer de başka bi dert çıktı. Steam kütüphanesine bakıyorum, bin tane oyun var, hangisine elimi atsam karar veremiyorum. Bi de yıllardır sistem yetmiyor diye içimde kalan, "ah ulan keşke oynasam" dediğim bir sürü oyun birikmişti.
Son bikaç gündür işi gücü bıraktım, araştırmaktan kafayı yedim desem yeridir. YouTube'da saatlerce video izledim, Reddit'te post okumaktan gözlerim kanadı resmen, arkadaşlarla sabahlara kadar tartıştık. Sonunda oturdum kendime devasa bi liste çıkardım. Sonra dedim ki "ulan bunu forumda da paylaşayım, belki benim gibi ne yapacağını şaşıran arkadaşlar vardır, sevaba gireriz."

Aşağıda göreceğiniz listede her telden oyun var. Tost makinesinde bile çalışacak düşük sistemli oyunlardan tutun, AAA dediğimiz sistem canavarlarına kadar... Tek tabanca takılıp hikayeye dalacağınız oyunlardan, arkadaşlarla girip kahkaha atacağınız co-op oyunlara kadar her şeyi yazdım. Hazırsanız başlıyorum.

Hikaye Benim İçin Her Şey Diyenler (Bunları Oynamadan Ölme)

Baştan söyliyim ben oyunlarda hikayeye acayip önem veren bi adamım. Mekanikler cillop gibi olsun, eğer beni karaktere bağlayamıyorsan o oyunu yarıda bırakırım net. İşte bu kategoride beni benden alan, yerle yeksan eden oyunlar şunlar:
The Witcher 3: Wild Hunt diye bir canavar var arkadaşlar. Hani son on yılın en iyi RPG'si desem yeminle abartmış olmam. Geralt'ın hikayesi zaten muazzam ama benim asıl aklımı çıkaran şey şu oldu: Abi yan görevler bile ana görev kalitesinde ya. Mesela bi "Bloody Baron" görevi var, onu yapınca anladım ki bu oyun bambaşka bi seviye. Bi de bunun DLC'leri var, Blood and Wine ile Hearts of Stone. Sakın "dlc işte" diyip geçmeyin, bunlar tek başına oyun kadar büyük, almadan geçmeyin derim.

Red Dead Redemption 2'yi anlatmaya kelime bulamıyorum açıkçası. Arthur Morgan... Ah be abim. Hikayesi beni öyle bi yerden vurdu ki, oyunu bitirdikten sonra günlerce başka oyun açamadım, ekrana boş boş baktım. Bu bi oyun değil, bildiğin hayat simülasyonu. Atınla çölde gezerken o gün batımını izliyorsun, gidip bi çiftliğe uğruyorsun, adamla iki lafın belini kırıyorsun... Her detay düşünülmüş. Biraz sabırlı olmanız lazım çünkü yavaş açılan bi oyun ama o yavaşlık sizi o dünyaya öyle bi bağlıyor ki kopamıyorsunuz.

The Last of Us Part 1 remake olarak PC'ye geldi, grafikler falan uçmuş durumda. Joel ve Ellie'nin yolculuğu... O baba-kız dinamiğini o kadar güçlü kurmuşlar ki, bazı sahnelerde harbi gözlerim doldu. Piyasada kıyamet sonrası temalı oyun çok ama bu farklı. Çünkü odak zombilerde değil, insanlarda ve onların ilişkilerinde.

God of War (2018) ve devamı Ragnarok muhteşem ötesi. Kratos'u bilirsiniz, o eski sinirli, tanrı katili adam. Ama bu oyunda yaşlanmış, baba olmuş ve oğlu Atreus'la İskandinav mitolojisinin içinden geçiyorlar. Oyunun tek kamera çekimi tekniği var, yani oyun başından sonuna kadar hiç kesme girmiyor. Bu teknik detay kulağa basit gelebilir ama inanın atmosferi bambaşka, çok daha gerçekçi bi yere taşıyor.

Detroit: Become Human oynamadıysanız, interaktif film nedir bilmiyorsunuz demektir. Üç farklı android karakteri kontrol ediyoruz ve verdiğimiz her karar hikayeyi kökten değiştiriyor. Ben şahsen iki kere bitirdim, ikisinde de bambaşka sonlar gördüm. Seçim bazlı oyunların zirvesi bu bence.

Uncharted 4, hazine avcılığı, aksiyon ve aile dramının mükemmel karışımı olmuş. Nathan Drake'in son macerası bu ve ne yalan söyleyeyim veda etmek zor oldu. Oynarken kendinizi Hollywood filmi izliyor gibi hissediyorsunuz.

A Plague Tale serisinden de bahsetmem lazım. İlk oyun Innocence mekanik olarak biraz kısıtlı hissettiriyor ama hikaye ve atmosfer muazzam. Devamı olan Requiem'de ise hem aksiyonu geliştirmişler hem hikaye derinleşmiş. Abla-kardeş kaçış hikayesi, ortaçağ Fransa'sı ve o lanet veba fareleri... Çok farklı bi deneyim.

Hellblade: Senua's Sacrifice için tek bi tavsiyem var: Mutlaka kulaklık takın. Oyun, psikolojik sorunları olan bi Kelt savaşçısının hikayesini anlatıyor ve sesler sanki sizin kafanızın içinden geliyormuş gibi tasarlanmış. Rahatsız edici ama bi o kadar da etkileyici.

Persona 5 Royal, Japon RPG'si sevenler için altın değerinde. Hem lise öğrencisi olup sosyalleşiyorsunuz, manita yapıyorsunuz falan, hem de insanların zihinlerine girip savaşıyorsunuz. Müzikleri ayrı bi efsane, hala Spotify'da açar dinlerim.

Life is Strange, zamanı geri sarabilme gücü olan bi lise öğrencisinin hikayesi. Kelebek etkisi temasını çok tatlı işlemişler. Eğer duygusal bi oyun arıyorsanız tam biçilmiş kaftan.

Aksiyona Doyamayanlar Buraya

Bazen hikaye falan istemiyorsunuz, kafa ütülemesin sadece bi şeyleri patlatayım, keseyim, yok edeyim diyorsunuz. Anladım sizi, gelin buraya.
Doom Eternal, iblis kesmece türünün zirvesi. Durmak yok, nefes almak yok, sadece koş ve parçala. Arkada heavy metal müzikler çalarken o cehennem yaratıklarını lime lime ediyorsunuz. Stres atmanın en iyi yolu valla.

Devil May Cry 5, hack and slash diyince akla gelen ilk oyun. Kombo sistemi o kadar derin ki, ustalaşmak için yüzlerce saat harcayabilirsiniz. Üstelik üç farklı karakter var, hepsi bambaşka oynanıyor.

Sifu, zor oyun seven manyaklar için müthiş bi seçenek :D Her öldüğünüzde karakter yaşlanıyor, yani hata yapma şansınız sınırlı. Sekiro kadar acımasız değil ama yine de baya ter döktürüyor. İntikam hikayesi var ama mekanikleri hikayeden daha çekici.

Ghostrunner, siber-punk temalı, birinci şahıs katana aksiyonu. Tek vuruşta ölüyorsunuz ama düşmanlar da tek vuruşta iniyor. Tam refleks ve hız oyunu, adrenalin tavan yapıyor.

Sekiro: Shadows Die Twice, FromSoftware abimizin samuray oyunu. Ritim bazlı savaş sistemi var, parry (karşılama) zamanlaması çok önemli. Zor mu? Evet, çok zor. Ama o boss'u yendiğinizde hissettiğiniz tatmin hissi tarif edilemez.

Titanfall 2, kısa ama unutulmaz bi hikaye moduna sahip. Dev robotlarla savaşıyorsunuz, duvar koşusu yapıyorsunuz. Bi de zaman manipülasyonu olan bi bölüm var ki oynarken ağzım açık kaldı. FPS sevenler kesinlikle denemeli.

Açık Dünya Tutkunlarına

Ben bir haritada kaybolmayı, köşe bucak keşfetmeyi severim diyorsanız bu bölüm sizin için.
Elden Ring, FromSoftware'in açık dünya denemesi ve sonuç muhteşem olmuş. Zor bi oyun ama keşif hissi inanılmaz. "Şu tepenin arkasında ne var acaba" diye merak edip gidiyorsunuz, sonra bi boss çıkıyor, ölüyorsunuz, ama yine de devam ediyorsunuz çünkü merak adamı öldürüyor.

Cyberpunk 2077, çıkışta büyük facia yaşadı biliyorum ama CD Projekt Red oyunu düzeltti arkadaşlar. Şu an harika durumda. Night City gerçekten yaşayan bi şehir gibi; neon ışıkları, siber implantlar, o distopik atmosfer... Hikayesi de baya sağlam.

Skyrim hala tahtında oturuyor. 2011 oyunu ama modlarla sonsuz oynanış sunuyor resmen. Ejderha kesiyorsunuz, hırsız loncasına katılıyorsunuz, vampir oluyorsunuz, büyücü oluyorsunuz... Canınız ne isterse.

Ghost of Tsushima tam bir görsel şölen. Samuray oyunu arıyorsanız, piyasada daha iyisi yok şu an. Onur mu yoksa halkı kurtarmak için "Hayalet" taktikleri mi? Bu ikilem oyun boyunca peşinizi bırakmıyor.

Horizon Zero Dawn, ilkel kabileler ve robot dinozorların olduğu bi dünya. Kulağa çok çılgınca geliyor di mi? Ama garip bi şekilde işe yarıyor. Aloy'un hikayesi ve dünyanın gizemi çok çekici.

Days Gone, motosikletle zombi dolu dünyada karını arıyorsun. Oyunda "Sürü" mekaniği var, yüzlerce zombi aynı anda peşinize düşüyor. O anlar gerçekten gerilimli oluyor.

Far Cry 3 serinin zirvesi bence. Sadece Vaas karakteri için bile oynanır, o kadar ikonik bi kötü adam ki... Sonraki oyunlar hep bunun kopyası gibi geldi bana.

Assassin's Creed Odyssey, çok büyük bi oyun, hatta belki fazla büyük. Ama Spartalı olma hissi ve aksiyon sistemi başarılı. Yunan mitolojisini seviyorsanız baya tadını çıkarırsınız.

Strateji ve Zeka Oyunları

Biraz da beyin jimnastiği yapmak isteyenler için derlediğim liste:
Portal 2, bulmaca oyunlarının tartışmasız kralıdır. Portal silahıyla fizik kurallarını büküyorsunuz. Co-op modu da var, arkadaşla oynaması ayrı bi zevk.

Civilization 6, klasik "bir tur daha" deyip sabaha kadar oynadığınız o illet oyun :D Medeniyet kurmak, savaşlar yapmak, diplomasi yürütmek... Saatler su gibi akıyor fark etmiyorsunuz.

Age of Empires 4, gerçek zamanlı strateji (RTS) sevenler için. Tarihsel savaşlar, imparatorluklar, kuşatmalar... Gaza getiriyor insanı.

Hearts of Iron 4, İkinci Dünya Savaşı'nı simüle eden grand strateji oyunu. Başta çok karmaşık gelebilir ama bi kez mantığını kavradınız mı bırakamıyorsunuz.

Cities: Skylines, şehir kurma simülasyonu. Trafik planlamasından su şebekesine kadar her şeyi düşünmeniz gerekiyor. Belediye başkanı gibi geziyorsunuz ortada.

RimWorld ve Kenshi, koloni yönetimi oyunları. RimWorld biraz daha erişilebilir, Kenshi ise daha acımasız ve affetmez. İkisi de fena bağımlılık yapıyor.

Arkadaşlarla Oynayacağım Diyenler

Tek başına oyun oynamak güzel ama bazen arkadaşlarla gülmek, çığlık atmak, birbirinize sövmek de lazım :D
It Takes Two için ilişki kurtaran oyun diyorlar, valla abartı değil. İki kişi oynamak şart, oynanış sürekli değişiyor. Bi bölümde platform, diğerinde shooter, sonra puzzle... Harika tasarlanmış.

A Way Out da aynı ekibin oyunu, hapisten kaçış hikayesi anlatıyor. Split-screen zorunlu, birlikte planlar yapıyorsunuz.

Sea of Thieves, korsanlık simülasyonu. Gemiyi yönetiyorsunuz, hazine arıyorsunuz, diğer oyuncularla savaşıyorsunuz veya ittifak kuruyorsunuz. Arkadaşlarla saatler gömülür buna.

Dying Light serisi, zombi ve parkur karışımı. Co-op oynaması daha zevkli çünkü sürekli birbirinizi kollamanız, kurtarmanız gerekiyor.

The Forest ve devamı Sons of the Forest, yamyamlarla dolu adada hayatta kalma oyunu. Korku ve hayatta kalma karışımı, gece olunca ortam gerçekten gerginleşiyor.

Phasmophobia, hayalet avı oyunu ama asıl eğlence arkadaşlarınızın çığlıklarını duymak. Mikrofon kullanıyorsunuz ve hayalet sesinizi duyabiliyor.

Lethal Company, son zamanların fenomeni. Uzay gemisiyle gezegenlere inip hurda topluyorsunuz ama içeride garip yaratıklar var. Hem komik hem korkunç aynı anda, nasıl oluyor ben de anlamadım.

Overcooked 2, kaotik yemek yapma oyunu. Tam arkadaşlıkları test etmelik, birbirinize bağırmanız kaçınılmaz.

Gang Beasts ve Human Fall Flat, fizik tabanlı komedi oyunları. Karakterler sarhoş gibi hareket ediyor, gülmekten karnınız ağrıyor oynarken.

Düşük Sistemli Kardeşlerime

Herkesin RTX'i yok, biliyorum. Ben de yıllarca entegre ekran kartıyla idare ettim. İşte o günlerden kalan favorilerim.
Undertale, o piksel grafiklere sakın aldanmayın, hikayesi bazı AAA oyunlardan daha derin. Hiç kimseyi öldürmeden oyunu bitirebiliyorsunuz mesela, bu mekanik oyunu tamamen değiştiriyor.

Stardew Valley, çiftlik simülasyonu ama öyle bi bağımlılık yapıyor ki... "Bir gün daha" deyip sabaha kadar ot biçiyorsunuz. Sistem istemiyor, patates laptop'ta bile sorunsuz çalışır.

Hotline Miami, tepeden bakışlı, hızlı, vahşi aksiyon. Ölüyorsunuz, tekrar deniyorsunuz, ölüyorsunuz, tekrar deniyorsunuz... Neon estetik ve müzikler muhteşem.

Papers, Please oyununda pasaport kontrol memuru oluyorsunuz. Kulağa sıkıcı geliyor değil mi? Ama politik alt metni ve ahlaki ikilemleri sizi baya düşündürüyor. Çok farklı bi deneyim.

Terraria, 2D Minecraft gibi ama daha fazla savaş ve item odaklısı. Boss dövüşleri var, zindanlar var, yüzlerce saat içerik var.

Inside ve Limbo, aynı stüdyonun oyunları. Kısa, karanlık atmosferli bulmaca oyunları. Hiç diyalog yok ama hikaye anlatımı görsellerle yapılmış.

Hades, roguelike türünü sevmeyenlere bile kendini sevdiriyor. Sürekli ölüp tekrar deniyorsunuz ama her seferinde biraz daha güçleniyorsunuz, hikaye de öldükçe biraz daha açılıyor.

Hollow Knight, metroidvania türünün en iyilerinden. Böcek krallığında geçiyor, atmosferi harika, zorlayıcı ama adil.

Korku Sevenler İçin

Gece yarısı ışıkları kapatıp, kulaklığı takıp oynamak isteyen cesur arkadaşlar için:
Resident Evil serisi korku oyunlarının babasıdır zaten. Village çok iyi, RE4 Remake hem aksiyon hem korku dengesini mükemmel kurmuş.

Silent Hill 2 Remake, psikolojik korku arıyorsanız bu oyun tam sizin için. Atmosferi bunaltıcı, hikayesi rahatsız edici ama bi o kadar da etkileyici.

Outlast ve Amnesia, insanı çaresiz hissettiren oyunlar. Elinizde silah yok, sadece kaçabiliyorsunuz. Gece oynamayı tavsiye etmiyorum, ben denedim pişman oldum, uyku haram oldu

Alan Wake, sanki Stephen King romanı gibi. Karanlık atmosfer, yazar olan bi karakter, gerilim... Remedy'nin işi, kalite garantili yani.

Yarış ve Araba Oyunları

Forza Horizon 5, açık dünya yarış oyunu arayanlar için en iyi seçenek. Meksika haritası çok güzel, araç çeşitliliği muazzam.

Assetto Corsa, gerçekçi simülasyon isteyenler için. Eğer direksiyon setiniz varsa bambaşka bi deneyim oluyor.

Car For Sale Simulator 2023, Türk yapımı galericilik simülasyonu. Araba alıp satıyorsunuz, tamir ediyorsunuz, pazarlık yapıyorsunuz. Şaşırtıcı derecede eğlenceli ve sarıyor.

Türk Yapımı Oyunlar

Desteklememiz lazım moruk:
Mount & Blade: Warband ve devamı Bannerlord, strateji ve aksiyon karışımı. Krallık kuruyorsunuz, ordular yönetiyorsunuz, savaşlara bizzat katılıyorsunuz. Dünyaca ünlü Türk yapımı gururumuz.

Anomaly Agent, piksel sanat tarzında aksiyon oyunu. Enis Kirazoğlu'nun da dahil olduğu bi proje, keyifli.

Supermarket Simulator, market işletiyorsunuz. Basit ama bağımlılık yapan bi oyun.

Son Sözler...
Bu listeyi hazırlarken fark ettim ki oynanacak o kadar çok şey var ki, ömür yetmez abi. Ama en azından "neye tıklasam" diye ekrana boş boş bakma derdi bitti, nereden başlayacağımı artık biliyorum.
Benim size tavsiyem Bi tür seçin ve o türün en iyisiyle başlayın. Hikaye istiyorsanız The Witcher 3 veya RDR2, aksiyon istiyorsanız Doom Eternal, açık dünya istiyorsanız Elden Ring... Kafanız karışmasın, hepsini oynamak zorunda değilsiniz sonuçta.
Bu arada "hocam şu oyunu unuttun ayıp ettin" dediğiniz oyunlar varsa yorumlarda belirtin, günceller eklerim. İyi forumlar iyi oyunlar herkese.
Bence Witcher ı çok sevsem de "en iyi RPG" olarak bakarsan top 20ye bile giremez ancak aksiyon-rpg için en iyi oyunlardan biri

Bence Witcher ı çok sevsem de "en iyi RPG" olarak bakarsan top 20ye bile giremez ancak aksiyon-rpg için en iyi oyunlardan biri
En kötü fallout oyunu olan fallout 4 ün bile rpgsi bence witcher den iyi
 
@IIkayraII aynen en iyi RPG kısmı abartı olmuş. Baan göre şu an en iyisi KCD2'de ona rağmen GOTY'de RPG'yi bile alamaması delirtiyor.
 
Kral Yanlış anlama ama en iyi rpg olarak kcd2 çok çok iyi bir oyun değil en kötü fallout oyunu bile(fallout 4) rpgsi kcd2 yi yerden yere vurur bence, birde rpg türünün en iyi oyunu bence divinity, baldurs gate, dragon age serileridir aklıma şuanda bu oyunlar geldi ama bu örnekleri RPG den kastımı anlamamışsınız gibi geldi için verdim kcd2 örneğinizden dolayı, tabikide 2025 yılı içerisindeki en iyi rpg olabilir ona lafım yok
 
Bence Witcher ı çok sevsem de "en iyi RPG" olarak bakarsan top 20ye bile giremez ancak aksiyon-rpg için en iyi oyunlardan biri


En kötü fallout oyunu olan fallout 4 ün bile rpgsi bence witcher den iyi
Kral Witcher serisini seviyorum ama bence tek eksik yanı kendi karakterimizi yaratamıyor olmamız. Benim için Dragon Age Origins ve Mass Effect serisi gözbebeğim RPG oyunlarıdır.

Fallout ve The Elder Scrols, Baldurs Gate ve Knights Of Old Republic serisini saymıyorum bile tamamen özgürsün ve bu oyunların karakterleri sen varsın diye varlar sen yaratıyorsun. O karakter senin o evrendeki bir versiyonun.
Dragon Age de karakterin tüm oyunlarda bir efsane kahraman olarak anılıyor. Mass Effect'te ise tüm oyunlarda sen varsın.

Geralt sen olmasan da hikaye de var olan bir karakter, sadece kitap sonrası seçimlerini sen yönetiyorsun.

Birde Witcher serisinde hiçbir rpg oyununun da sevmediğim birşey var o da Romantizm dayatmasıdır. Bahsettiğim oyunlarda ister romantizm yaşamazsın, ister herkese yürüyüp bir rekabet ortamı uyandırırsın. Gelipte durup dururken seni öpmez. Bu Arada Kingdom Come Deliverence serisi bu dengeyi iyi kurmuş. Henry isteklerimize göre hareket edebilmesini biliyor. Theresa'ya sadığım arkadaş. :D
 
Kral Witcher serisini seviyorum ama bence tek eksik yanı kendi karakterimizi yaratamıyor olmamız. Benim için Dragon Age Origins ve Mass Effect serisi gözbebeğim RPG oyunlarıdır.

Fallout ve The Elder Scrols, Baldurs Gate ve Knights Of Old Republic serisini saymıyorum bile tamamen özgürsün ve bu oyunların karakterleri sen varsın diye varlar sen yaratıyorsun. O karakter senin o evrendeki bir versiyonun. Geralt sen olmasan da hikaye de var olan bir karakter, sadece kitap sonrası seçimlerini sen yönetiyorsun.

Birde Witcher serisinde hiçbir rpg oyununun da sevmediğim birşey var o da Romantizm dayatmasıdır. Bahsettiğim oyunlarda ister romantizm yaşamazsın, ister herkese yürüyüp bir rekabet ortamı uyandırırsın. Gelipte durup dururken seni öpmez. Bu Arada Kingdom Come Deliverence serisi bu dengeyi iyi kurmuş. Henry isteklerimize göre hareket edebilmesini biliyor. Theresa'ya sadığım arkadaş. :D
aynı örnek dragon age inq de de vardı erkek-kadın herkesle ilişki yapabilşrisin ancak bu senin tercihin witcher da dayatıyor, ancak Triss, Metz ve Yenneferden şikayetçide değilim :D

aynı örnek dragon age inq de de vardı erkek-kadın herkesle ilişki yapabilşrisin ancak bu senin tercihin witcher da dayatıyor, ancak Triss, Metz ve Yenneferden şikayetçide değilim :D
Bence oyundaki en eşsiz olay o yan görevler, açık ara bence en iyi yan görevlere sahip oyun yan görevleri çıkarırsan 10/9.5 luk bir oyundan 10/8 olur bence
 
Aynı örnek Dragon Age inq de de vardı erkek-kadın herkesle ilişki yapabilşrisin ancak bu senin tercihin Witcher da dayatıyor, ancak Triss, metz ve Yennefer'den şikayetçide değilim :D

Kral onlara ses etmem de.
Witcher 2 de direkt oyunun ilk dakikalarında sana dayatıyor. Ona eyvallah da tanıdığımız sevdiğimiz birisidir. Witcher 3 de bir tane DLC var hevesimi kaçırdı. Witcher 3'ü oynayan çoğu insan ilk oyundaki bir karakterin zorla dayatıldığını bilmiyor.

Evet Witcher 3 yan görevleri çok güzel. Birbirlerini tekrar etmiyor ve oyun dünyasına güzel örnek olduğunu düşünüyorum. Hemen hemen çoğu yeni nesil RPG oyunlarda yan görevlere de prodiksyon yapıyorlar.

Horizon Zero serisinde de kasmışlar bayağı ama tam olarak RPG değil.

KCD serisinde de iyi yedirmişler mesela gerçi o Orta Çağ simülasyonu gibi temel eşyaları almazsan çok fena dayak yiyorsun.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı