Hiçbir eşyanızın küçük hasarlarına ayar oldunuz mu?

Eski kitaplarımı sıkıldıkça yırtarak okuyordum, şimdi öğrendim sağlam olsaydı güzel fiyatlara gitceklerini...
Şarj aletini 2. Yuvaya takmak bile sinirimi bozuyor artık.
 
Bilgisayarı aldığım zaman kasanın usb portlarının 4 tanesinden 3 üne usb takılıyordu fakat soldaki plastik ile kapatılmıştı boş olduğu için. Bende sakladıklarını sanıp plastiği kırdım fakat boş çıktığını görünce üzüldüm. Hasar sayılmaz ama 😀 😅

20190620_163702.jpg
 
Acaba böyle küçük şeylere takıntılı olmak bir hastalık mı?
Evet.

Mesela bende Simetri Hastalığı var.

Beni bilen bilir, PS3 hastasıyım. Fat, Slim, Süper Slim. Bu 3 kasayı da kullandım. Ama Fat kasaya bayılıyorum. Çok heybetli.

Ama bu güzelliğin de bir kusuru var. Üstü siyah, ama parlak siyah. Yani Piano Black. Dokunmasan bile kendi kendine çizilebilme yeteneğine sahip.


Yapacak bir şey yok. Başka boya ile kapatılamaz. Çünkü kasanın üstü parlak, sadece çizik yerler siyah. Ayrıca o üst kapak da saydam. Yani hiçbir şekilde kurtuluşun yok.

Birde bu renkli Sony logosunun olduğu beyaz yerde küçük bir çizik var. Ama onu görmem moralimi bozuyor.

Kendi eşyalarıma çok özen gösteririm. Temizliğini, bakımını sık sık yaparım. Haftada 2 kez de cihazın tozunu alırım. Almak için TV ünitesinden çıkartırım, kablolarını söker, dışını temizler, Fan deliklerinden elektrikli süpürge ile çekip silikon bazlı temizlik spreyi ve mikrofiber bez ile cihazı temizlerim. Daha sonra yavaş yavaş yerine koyarım. Yamuk olup olmadığı ile ilgili 15 DK kendimle kavga ettikten sonra temizlik işini bitiririm.
 
Acaba böyle küçük şeylere takıntılı olmak bir hastalık mı?
Bence 7/24 aklımıza takılmıyorsa. Sadece hasarın bulunduğu yere yakın durduğumuzda aklımıza geliyosa değildir (kesin diyemem :D). Zaten bu takıntının yarısı "niye hasar almasına sebep oldum ki?" sorusu :D.
 
Evet.

Mesela bende Simetri Hastalığı var.

Beni bilen bilir, PS3 hastasıyım. Fat, Slim, Süper Slim. Bu 3 kasayı da kullandım. Ama Fat kasaya bayılıyorum. Çok heybetli.

Ama bu güzelliğin de bir kusuru var. Üstü siyah, ama parlak siyah. Yani Piano Black. Dokunmasan bile kendi kendine çizilebilme yeteneğine sahip.


Yapacak bir şey yok. Başka boya ile kapatılamaz. Çünkü kasanın üstü parlak, sadece çizik yerler siyah. Ayrıca o üst kapak da saydam. Yani hiçbir şekilde kurtuluşun yok.

Birde bu renkli Sony logosunun olduğu beyaz yerde küçük bir çizik var. Ama onu görmem moralimi bozuyor.

Kendi eşyalarıma çok özen gösteririm. Temizliğini, bakımını sık sık yaparım. Haftada 2 kez de cihazın tozunu alırım. Almak için TV ünitesinden çıkartırım, kablolarını söker, dışını temizler, Fan deliklerinden elektrikli süpürge ile çekip silikon bazlı temizlik spreyi ve mikrofiber bez ile cihazı temizlerim. Daha sonra yavaş yavaş yerine koyarım. Yamuk olup olmadığı ile ilgili 15 DK kendimle kavga ettikten sonra temizlik işini bitiririm.
Hocam bence bazı şeyler aşırıya kaçılmadığı sürece hastalık değildir. Simetriye özen göstermeniz bir yere kadar güzel bir şey bence, evin düzenli toplu olmasıyla eşdeğer bir şey ama aşırıya kaçılırsa hastalık olur. Bence yaptığnız işler aslında olması gereken şeyler, diğer insanlar sizin gibi özen göstermiyor diye size saçma geliyor.
Bence 7/24 aklımıza takılmıyorsa. Sadece hasarın bulunduğu yere yakın durduğumuzda aklımıza geliyorsa bence değildir (kesin diyemem :D). Zaten bu takıntının yarısı "niye hasar almasına sebep oldum ki?" sorusu :D.
Haklısınız. :D Bir de ben en çok şuna gıcık oluyorum çok basit şeyler yüzünden atıyorum telefonun camına hasar gelirse acayip gıcık kaparım. Yav alt üstü sürttü bu nasıl hasar, diyorum kendi kendime.
 

Geri
Yukarı