YKS ilk 40000 zor mu?

Deneyimli yakup

Decapat
Katılım
6 Haziran 2019
Mesajlar
329
Çözümler
1
Şu an 8. Sınıf öğrencisiyim yaşadığım sehirde 450 puan aşağısı okul yok. Büyük ihtimalle normal bir anadolu lisesine ortalama ile gideceğim hayalim tıp fakültesi ve şimdiden plan yapmak istiyorum.
9. sınıftan yavaş yavaş çalışmaya başlasam 12 de tam gaz versem ilk 40000'e girebilir miyim?
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Şu an 8. Sınıf öğrencisiyim yaşadığım sehirde 450 puan aşağısı okul yok. Büyük ihtimalle normal bir anadolu lisesine ortalama ile gideceğim hayalim tıp fakültesi ve şimdiden plan yapmak istiyorum.
9. sınıftan yavaş yavaş çalışmaya başlasam 12 de tam gaz versem ilk 40000'e girebilir miyim?
Önünde 4 sene var hedefini 40.000 tutmamalısın bence. 1000 veya 5000 tutarsan çok daha başarılı olursun.
 
Arkadaş ortamını iyi seçmende fayda var sana engel olacak insanlarla fazla takılma derim. 9'da düzenli çalışmaya başlarsın hedefinden fazlasını yapabilirsin zaten.
 
Tıp için hedefiniz ilk 15000 olmalı. En düşük puanlı tıpın 18000 civarı aldığını biliyorum ( devlet üni. ). 9-10-11'de derslerinizi ihmal etmezseniz 12'de de sıkıntı yaşamazsınız emin olun. Sınavlardan 90-100 almaya bakın, bu sırada konuları zaten öğreneceksiniz.
 
Tıp için hedefiniz ilk 15000 olmalı. En düşük puanlı tıpın 18000 civarı aldığını biliyorum ( devlet üni. ). 9-10-11'de derslerinizi ihmal etmezseniz 12'de de sıkıntı yaşamazsınız emin olun. Sınavlardan 90-100 almaya bakın, bu sırada konuları zaten öğreneceksiniz.
Özel üniversiteler en az 40000 devlet ve özel arasındaki fark ne?
 
Şu an 8. Sınıf öğrencisiyim yaşadığım sehirde 450 puan aşağısı okul yok. Büyük ihtimalle normal bir anadolu lisesine ortalama ile gideceğim hayalim tıp fakültesi ve şimdiden plan yapmak istiyorum.
9. sınıftan yavaş yavaş çalışmaya başlasam 12 de tam gaz versem ilk 40000'e girebilir miyim?
Benim son senem ve hâla çalışmaya başlamadım. 9'dan çalışmaya başlasan (istersen en yavaştan başla günde sadece 1 soru çöz) istikrarını, planını, düzenini şaşırmadığın sürece hedefine çok yaklaşırsın. Ben 9'da daha ilk senem dedim hiç çalışmadım ortam falan kovaladık işte.. 10'da aynı terane. 11'de dershaneye yazdırıldım, okuldan hiç tanıdık yoktu öyle gittik işte bilindik bir dershaneye, durum da pek iyi değil dershane yeri ve saatleri çok ters kaldı hafta sonları sabahın köründe kalkıp (google haritalardan baktım 2.2 km) 20-25 dakika dershaneye yürüyordum 1 sene boyunca çektim bu işkenceyi (tabi ki dönüşte de). Bir de o zamanlar motor hastasıydım dershane ortamı da hiç iyi değildi benim sigarayla alkolle de aram yok, sınıfta ateistler, hırsızlar, alkolikler hepsi benim sınıftaydı malum dersler kötüydü başta sınav yaptılar kötü sınıfa denk geldik. En öndeydim test mest veriyorlardı öyle çözüyoduk her yerde konuşan ben, o dershaneye adımımı atınca lanet okuyodum aklıma geldikçe pişman oluyorum ayrılmadığım için, ayrılıp kalan paramı alıp motor aldırmak istedim ama babam karşı çıktı, rehber hocama anlattık durumu falan müdürle konuştum (o da tabi bizi müşteri olarak görüyo gitmeyeyim diye yok özel program falan filan da benim ders dinleyesim yoktu zaten yani boktan bi döngünün içindeydim.) Yani paramı çöpe atsam birisi bulsa yada öylece çöpe gitse daha yararlı olurdu, en büyük pişmanlığım buydu 11 de. Neyse bunlar benim yaptığım hatalar, pişmanlıklar falan, sen yapma diye yazıyorum bu kadar uzun sabahın bu saatinde zaten bütün gün evdeyiz canım da sıkılıyor öyle laptopta takılıyorum. Aslında ders çalışmak için çok iyi bir fırsat ama yok ki istek yok olmayınca olmuyor.

Öncelikle sakın salma 8'den 9'a geçiş çok önemli. Benim de derslerim 8 de iyiydi ve ortalamanın üstünde bir liseye geldim, geliş o geliş matematikte sağlam düşüş yaşadım 90'lar 85'ler alırken lisede 65 lere alışmaya başladım ilk defa 50'nin altına düşüyordum anlam veremiyordum konuları dinlerken ne diyor bu hoca diyorsun, o an anlayamayabilirsin ama evde tekrar edersen çalışmış olursun, çalışmazsan eşek gibi yarın tekrar dinlersin tekrar anlamazsın sonra düşüşe geçersin. Yani konular zordu ve çalışmadığım için yapamıyordum bunun bilincindeydim fakat yapamadıkça daha hiç çalışmadım derslere küstüm dinlemedim bir yandan uykuya alışınca çok tatlı geliyo derste uyumak sakın ona alışma. Senin bu halini gören hocalar iyicene seni gömüyolar kimi hocalar durumunu fark edip özel konuşuyor falan onlar bir nevi motivasyon veriyo ama bir yere kadar, en önemlisi senin çaban ve azmin, kimi hayattan bezmiş hoca kılıklılarsa tınlamıyor bile aslında onların savunduğu şey de "çalışmayan -kendini düşünmeyen- öğrenciye ben ne yapayım banane" düşüncesi. Fakat bana göre tecrübeli öğretmen iğneleyici değilde iteleyici olur ama sadece para için derslere giriyorsa umrunda olmaz bakar müfredattan işler dersini.

Gelelim bölüm seçimine, 10. sınıfın 2. döneminde sayısal, eşit ağırlık, dil, sözel olarak 4 tane bölüm seçme hakkın var. Tıp için sayısal okuyacaksın, hangi dersleri göreceğine internetten bak, hangi sınavlara gireceğine TYT-AYT (şuanlık ismi böyle 4 sene sonra kim bilir neler olur, bize de sürekli bu lafları söyledi hocalarımız, geldiğimiz duruma gördüğümüz döneme bak..) Yani neyin ne olduğu hiç belli olmuyor bazen çok revaçta olan meslekler birden düşüşe geçiyor. Yeni meslekler yeni fırsatlar doğuyor. Ama tıp hiç bir zaman böyle olaylardan etkilenmez o yüzden hedefin tıpsa ve değişmezse bunları düşünmene gerek yok. Bu konuda da büyük pişmanlığım en büyük hatam yanlış bölüm tercihim oldu. Başta belirtmiştim; eksik olduğum, geliştirmem gereken dersler (bol formüllü, ezber değil zeka ve mantık gerektiren) sayısal derslerdi (matematik,fizik,kimya). Bunu biliyordum, ailem de biliyordu fakat ben kendime güvenmeyerek hocamın da tavsiyesiyle eşit ağırlık tercihini yaptım bence mantıklı olan da buydu. Mesleklere bakarsan, neredeyse %80'i sayısal bölümlerden tercih yapılanlar. Eşit ağırlık sınavından sonra seçebileceğin kısıtlı sayıda meslek var bunların en çok tercih edilen en çok bilineni hukuk. Eşit ağırlık okuyanların çok büyük bir kısmının hedefinde de zaten hukuk vardır. Hukuk için de iyi yerlerde okuyabilmek için 20 binin altında bir sıralamaya girmen gerek. Neyse benim ailemde çok meslek var diye beni sayısala geçirdi bir şekilde yaparsın dediler 2 sene var nasıl olsa geliştirilemeyecek bir şey değil matematik, zaten eşit ağırlıkta da aynı matematiği göreceksin falan bir şekilde geçtik sayısala. Bu yazı uzar gider seni ve kimseyi sıkmak istemem burada keseceğim buraya kadar okuduysan veya okuyan varsa bana değerli vaktini harcadığınız için hepinize teşekkür ederim. Çok uzun ne okuyacağım amaaan dersen veya diyen olursa da yalnızca aşağıyı okumanızı tavsiye ederim.
Kısaca sana, başarmak istiyorsan 4-5 tane mutlaka yapmanı tavsiye edeceğim altın kurallar vereceğim :)
1- Hayatın sadece lise sınavı ya da üniversite sınavından ibaret olmadığını unutma. Burası dönüş noktam, bu sınav geleceğimi belirleyecek sınav gibi düşüncelere asla kapılma ve sınav öncesi olabildiğince az stres yapmaya bak.
2- Sınavı kazandın bir liseye gittin en önemli konulardan birisi de arkadaş ortamındır, ve bu çoğu yerde böyledir. Arkadaş edinme konusunda yada iyi arkadaş kötü arkadaş seçiminde soru işaretin olmasın en fazla 1 ay içerisinde her şey rayına oturur, sen de kendini sana en uygun ortamda en uygun arkadaşlarının yanında bulursun.
3- Hocalara ve ders konusuna gelecek olursak, hocalarla aranı en baştan iyi tutmaya bak ve iyi de olsa kötü de olsa bir olayla, bir soruyla ön plana çık ismini ve yüzünü mutlaka bir tanıt yani hatırlasınlar seni.
4- Derslerde başarılı olmak için kesinlikle ve kesinlikle yapman gereken bana göre, dersten önce işlenilecek konuya hazırlıktır. Bu kitabın önünde hazır kalemin hazır gibi bir şey değil tabiki. Yapman gereken çok basit bir şey var ki bana göre başarılı olmak için en önemli, en kolay etken budur. Bunu zaten herkes söyler ama çok kişi yapmaz ve bence başarısızlığın temeli bu olaydan başlar. Yukarıda anlatmıştım, konular zor gelecek anlayamayacaksın çünkü bu konular ortaokul düzeyi değil artık ve o anda hemen kavraman çok zor ama yapman gereken sadece üşenmeden çok kolay bir şekilde internetten (örneğin; 2020 9. Sınıf Matematik Ders Müfredatı) yazıp müfredatta işlenilecek konuları bulman. Ya da öğretmeninden öğrenmen. Bu konuları yaz ve akşam yemekten sonra, okuldan gelince, uyumadan önce, herhangi bir zamanda YouTube'de binlerce ders veren konu anlatan kanallar, hocalar var. Girip konunun temelini kavra maksimum 10-15 dakika olur(diğer anlayamadığın dersleri de yaparsan maksimum 45 dk - 1 saat sürer bu çalışma) bu temel videoları ve bu yüzden sıkılmazsın da çünkü yeni bir şey öğreniyorsun ve bir amacın var. Bunu yaptıktan sonra bir de hocandan dinleyince üstüne üstlük bu konulara bir de günde 1'er 2'şer test çözsen anlayamayacağın ders kalmaz. Ders çalışmak aslında gerçekten çok basit bir eylem. Ben neden yapamadım neden çalışmadım bence sonucu yukarıda yazdığım yazıda, ben en baştan saldım saldıkça daha kötü duruma düştüm, ah bir de o hoca ders anlatırken kafayı koyup uyumak yok mu bir kere alıştınmı aklına hep o geliyor böyle böyle ders falan umurunda olmuyor zaten sürekli kaçırıyosun konuları. Sınavdan önceki 2 gün gelince de sabahlayarak konu anlatımı dinleyip yapmaya çalışıyordum. Halbuki bu sabahlara kadar çalışmayı azar azar düzenli, zamanlı bir şekilde plana dökebilsem her şey çok daha kolay olurmuş bunu da şimdi fark ettim. Plan gerçekten önemli kendini yönetebilmen lazım.
5- Son olarak tavsiye edeceğim şey ise benim yine hiç sevmediğim (belki de ufakken babamın gazetelerden biriktirdiği kuponlarıyla aldığı yaşıma göre saçma, sıkıcı olan kitaplardan dolayıdır) etkinlik olan kitap okumadır. Kitap okumak gerçekten kelime haznesi geliştiren, konuşmayı geliştiren, düşünmeyi geliştiren, stresi azaltan, insanın kendi kendine tartışmasına yarayan, yeni şeyler öğreten, hayal gücünü geliştiren ve en kulağa hoş gelen (şöyle buğulu camdan yağmuru izlerken yanına bi kahve alıp kitap okumak..) huzur sağlayan bir etkinlik olmasıdır.

Uyku düzenimin bozulmasıyla yine sabahladığım bir günün sonuna gelip yaklaşık 1 saatimi harcadığım bir yazının sonuna geldim, yazarken biraz bende yeni şeyler öğrendim ve motivasyon kazandım. Enayi misin bu kadar uzun yazılır mı diyenler illaki olur bende sorup durdum kendime yazarken ama cidden yazdıkça bir yerde kitlenilmediği sürece kelimeler, anlatılacaklar bitmiyor. Günaydınlar ! İyi Forumlar !
 
Benim son senem ve hâla çalışmaya başlamadım. 9'dan çalışmaya başlasan (istersen en yavaştan başla günde sadece 1 soru çöz) istikrarını, planını, düzenini şaşırmadığın sürece hedefine çok yaklaşırsın. Ben 9'da daha ilk senem dedim hiç çalışmadım ortam falan kovaladık işte.. 10'da aynı terane. 11'de dershaneye yazdırıldım, okuldan hiç tanıdık yoktu öyle gittik işte bilindik bir dershaneye, durum da pek iyi değil dershane yeri ve saatleri çok ters kaldı hafta sonları sabahın köründe kalkıp (google haritalardan baktım 2.2 km) 20-25 dakika dershaneye yürüyordum 1 sene boyunca çektim bu işkenceyi (tabi ki dönüşte de). Bir de o zamanlar motor hastasıydım dershane ortamı da hiç iyi değildi benim sigarayla alkolle de aram yok, sınıfta ateistler, hırsızlar, alkolikler hepsi benim sınıftaydı malum dersler kötüydü başta sınav yaptılar kötü sınıfa denk geldik. En öndeydim test mest veriyorlardı öyle çözüyoduk her yerde konuşan ben, o dershaneye adımımı atınca lanet okuyodum aklıma geldikçe pişman oluyorum ayrılmadığım için, ayrılıp kalan paramı alıp motor aldırmak istedim ama babam karşı çıktı, rehber hocama anlattık durumu falan müdürle konuştum (o da tabi bizi müşteri olarak görüyo gitmeyeyim diye yok özel program falan filan da benim ders dinleyesim yoktu zaten yani boktan bi döngünün içindeydim.) Yani paramı çöpe atsam birisi bulsa yada öylece çöpe gitse daha yararlı olurdu, en büyük pişmanlığım buydu 11 de. Neyse bunlar benim yaptığım hatalar, pişmanlıklar falan, sen yapma diye yazıyorum bu kadar uzun sabahın bu saatinde zaten bütün gün evdeyiz canım da sıkılıyor öyle laptopta takılıyorum. Aslında ders çalışmak için çok iyi bir fırsat ama yok ki istek yok olmayınca olmuyor.

Öncelikle sakın salma 8'den 9'a geçiş çok önemli. Benim de derslerim 8 de iyiydi ve ortalamanın üstünde bir liseye geldim, geliş o geliş matematikte sağlam düşüş yaşadım 90'lar 85'ler alırken lisede 65 lere alışmaya başladım ilk defa 50'nin altına düşüyordum anlam veremiyordum konuları dinlerken ne diyor bu hoca diyorsun, o an anlayamayabilirsin ama evde tekrar edersen çalışmış olursun, çalışmazsan eşek gibi yarın tekrar dinlersin tekrar anlamazsın sonra düşüşe geçersin. Yani konular zordu ve çalışmadığım için yapamıyordum bunun bilincindeydim fakat yapamadıkça daha hiç çalışmadım derslere küstüm dinlemedim bir yandan uykuya alışınca çok tatlı geliyo derste uyumak sakın ona alışma. Senin bu halini gören hocalar iyicene seni gömüyolar kimi hocalar durumunu fark edip özel konuşuyor falan onlar bir nevi motivasyon veriyo ama bir yere kadar, en önemlisi senin çaban ve azmin, kimi hayattan bezmiş hoca kılıklılarsa tınlamıyor bile aslında onların savunduğu şey de "çalışmayan -kendini düşünmeyen- öğrenciye ben ne yapayım banane" düşüncesi. Fakat bana göre tecrübeli öğretmen iğneleyici değilde iteleyici olur ama sadece para için derslere giriyorsa umrunda olmaz bakar müfredattan işler dersini.

Gelelim bölüm seçimine, 10. sınıfın 2. döneminde sayısal, eşit ağırlık, dil, sözel olarak 4 tane bölüm seçme hakkın var. Tıp için sayısal okuyacaksın, hangi dersleri göreceğine internetten bak, hangi sınavlara gireceğine TYT-AYT (şuanlık ismi böyle 4 sene sonra kim bilir neler olur, bize de sürekli bu lafları söyledi hocalarımız, geldiğimiz duruma gördüğümüz döneme bak..) Yani neyin ne olduğu hiç belli olmuyor bazen çok revaçta olan meslekler birden düşüşe geçiyor. Yeni meslekler yeni fırsatlar doğuyor. Ama tıp hiç bir zaman böyle olaylardan etkilenmez o yüzden hedefin tıpsa ve değişmezse bunları düşünmene gerek yok. Bu konuda da büyük pişmanlığım en büyük hatam yanlış bölüm tercihim oldu. Başta belirtmiştim; eksik olduğum, geliştirmem gereken dersler (bol formüllü, ezber değil zeka ve mantık gerektiren) sayısal derslerdi (matematik,fizik,kimya). Bunu biliyordum, ailem de biliyordu fakat ben kendime güvenmeyerek hocamın da tavsiyesiyle eşit ağırlık tercihini yaptım bence mantıklı olan da buydu. Mesleklere bakarsan, neredeyse %80'i sayısal bölümlerden tercih yapılanlar. Eşit ağırlık sınavından sonra seçebileceğin kısıtlı sayıda meslek var bunların en çok tercih edilen en çok bilineni hukuk. Eşit ağırlık okuyanların çok büyük bir kısmının hedefinde de zaten hukuk vardır. Hukuk için de iyi yerlerde okuyabilmek için 20 binin altında bir sıralamaya girmen gerek. Neyse benim ailemde çok meslek var diye beni sayısala geçirdi bir şekilde yaparsın dediler 2 sene var nasıl olsa geliştirilemeyecek bir şey değil matematik, zaten eşit ağırlıkta da aynı matematiği göreceksin falan bir şekilde geçtik sayısala. Bu yazı uzar gider seni ve kimseyi sıkmak istemem burada keseceğim buraya kadar okuduysan veya okuyan varsa bana değerli vaktini harcadığınız için hepinize teşekkür ederim. Çok uzun ne okuyacağım amaaan dersen veya diyen olursa da yalnızca aşağıyı okumanızı tavsiye ederim.
Kısaca sana, başarmak istiyorsan 4-5 tane mutlaka yapmanı tavsiye edeceğim altın kurallar vereceğim :)
1- Hayatın sadece lise sınavı ya da üniversite sınavından ibaret olmadığını unutma. Burası dönüş noktam, bu sınav geleceğimi belirleyecek sınav gibi düşüncelere asla kapılma ve sınav öncesi olabildiğince az stres yapmaya bak.
2- Sınavı kazandın bir liseye gittin en önemli konulardan birisi de arkadaş ortamındır, ve bu çoğu yerde böyledir. Arkadaş edinme konusunda yada iyi arkadaş kötü arkadaş seçiminde soru işaretin olmasın en fazla 1 ay içerisinde her şey rayına oturur, sen de kendini sana en uygun ortamda en uygun arkadaşlarının yanında bulursun.
3- Hocalara ve ders konusuna gelecek olursak, hocalarla aranı en baştan iyi tutmaya bak ve iyi de olsa kötü de olsa bir olayla, bir soruyla ön plana çık ismini ve yüzünü mutlaka bir tanıt yani hatırlasınlar seni.
4- Derslerde başarılı olmak için kesinlikle ve kesinlikle yapman gereken bana göre, dersten önce işlenilecek konuya hazırlıktır. Bu kitabın önünde hazır kalemin hazır gibi bir şey değil tabiki. Yapman gereken çok basit bir şey var ki bana göre başarılı olmak için en önemli, en kolay etken budur. Bunu zaten herkes söyler ama çok kişi yapmaz ve bence başarısızlığın temeli bu olaydan başlar. Yukarıda anlatmıştım, konular zor gelecek anlayamayacaksın çünkü bu konular ortaokul düzeyi değil artık ve o anda hemen kavraman çok zor ama yapman gereken sadece üşenmeden çok kolay bir şekilde internetten (örneğin; 2020 9. Sınıf Matematik Ders Müfredatı) yazıp müfredatta işlenilecek konuları bulman. Ya da öğretmeninden öğrenmen. Bu konuları yaz ve akşam yemekten sonra, okuldan gelince, uyumadan önce, herhangi bir zamanda YouTube'de binlerce ders veren konu anlatan kanallar, hocalar var. Girip konunun temelini kavra maksimum 10-15 dakika olur(diğer anlayamadığın dersleri de yaparsan maksimum 45 dk - 1 saat sürer bu çalışma) bu temel videoları ve bu yüzden sıkılmazsın da çünkü yeni bir şey öğreniyorsun ve bir amacın var. Bunu yaptıktan sonra bir de hocandan dinleyince üstüne üstlük bu konulara bir de günde 1'er 2'şer test çözsen anlayamayacağın ders kalmaz. Ders çalışmak aslında gerçekten çok basit bir eylem. Ben neden yapamadım neden çalışmadım bence sonucu yukarıda yazdığım yazıda, ben en baştan saldım saldıkça daha kötü duruma düştüm, ah bir de o hoca ders anlatırken kafayı koyup uyumak yok mu bir kere alıştınmı aklına hep o geliyor böyle böyle ders falan umurunda olmuyor zaten sürekli kaçırıyosun konuları. Sınavdan önceki 2 gün gelince de sabahlayarak konu anlatımı dinleyip yapmaya çalışıyordum. Halbuki bu sabahlara kadar çalışmayı azar azar düzenli, zamanlı bir şekilde plana dökebilsem her şey çok daha kolay olurmuş bunu da şimdi fark ettim. Plan gerçekten önemli kendini yönetebilmen lazım.
5- Son olarak tavsiye edeceğim şey ise benim yine hiç sevmediğim (belki de ufakken babamın gazetelerden biriktirdiği kuponlarıyla aldığı yaşıma göre saçma, sıkıcı olan kitaplardan dolayıdır) etkinlik olan kitap okumadır. Kitap okumak gerçekten kelime haznesi geliştiren, konuşmayı geliştiren, düşünmeyi geliştiren, stresi azaltan, insanın kendi kendine tartışmasına yarayan, yeni şeyler öğreten, hayal gücünü geliştiren ve en kulağa hoş gelen (şöyle buğulu camdan yağmuru izlerken yanına bi kahve alıp kitap okumak..) huzur sağlayan bir etkinlik olmasıdır.

Uyku düzenimin bozulmasıyla yine sabahladığım bir günün sonuna gelip yaklaşık 1 saatimi harcadığım bir yazının sonuna geldim, yazarken biraz bende yeni şeyler öğrendim ve motivasyon kazandım. Enayi misin bu kadar uzun yazılır mı diyenler illaki olur bende sorup durdum kendime yazarken ama cidden yazdıkça bir yerde kitlenilmediği sürece kelimeler, anlatılacaklar bitmiyor. Günaydınlar ! İyi Forumlar !
Yazının hepsini okudum büyüklerimden gelecek her söz benim için çok önemlidir. Bana zaman ayırdığın için teşekkür ederim. Dediklerini en iyi şekilde uygulamaya çalışacağım.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı