1.0 Turbo Motor vs 1.4 Motor

Havaların sıcak olduğu aylarda haklısın ama kışın bu işlemiyor zira yağ soğuk iken düşündüğün kadar hızlı bir yağlama yapılamıyor. İşte o 2-3 dakikalık bekleme seansı yağın viskozitesinin hızla azalmasını sağlayarak yağın daha akışkan hale gelmesi ve yağlanması gereken tüm yerlere hızlıca ulaşmasını sağlıyor.

Soğuk aylarda 2-3 dakikalık motora nefes aldırmak sizden bir şey almaz ama motora çok şey katar. Tabii ki bazı eski kafalılar eski araba teknolojilerine göre 15-20 dakika falan diyor, bu da çok abartı.

Bu arada yazın ben beklemiyorum genelde (sabırsız bir insan olarak). Motorun ısındığını hissedince devir yükseltiyorum sadece. Yine de İstanbul'da oturduğum için çok kış gördüğümüz yok. Anadolu ve Doğu'dakiler daha çok dikkat etmeli bence.
 
Son kasa Mondeo sürdüm 1.5 Ecoboost, performansı güzeldi fakat yakıt olarak 10-11lt civarı idi. 1.0 hiç kullanmadım. Yakıt durumu nasıl bu motorların? Ecoboost motorlar ilk çıktığında çok yakıyor bunun neresi eco diyenler vardı. Karalama ya da kötüleme amaçlı değil bilgi amaçlı soruyorum. Mesela F/P olarak Puma bana mantıklı gelen bir araç ve 1.0 Ecoboost motor var üzerinde.
 
Downsizing sonucu performans korunuyor, emisyon düşüyor ama yakıt pek düşmüyor. Babam da yakın zamanda Puma almayı düşünüyor ve araştırdığım kadarı ile 100 km'de 7-8lt civarı yakıyor. 1.0 Ecoboost verdiği performans itibari ile 1.6-1.8 atmosferik bir araç gibi haliyle yaktığı da aynı oluyor. 1.5 Ecoboost da 2.0 atmosferik bir araç gibi olduğu için bu kadar yakıyorlar. Her zaman böyle yakacaklar diye bir kaide yok tabii ki, uygun yollarda atmosferik araçlardan daha düşük veriler gören var. Mesela Fiesta 1.0 Ecoboost (140) ile uygun bir yolda 4.5-5 litre arası tüketim değeri görülebiliyor. Bence kesinlikle alınabilir motorlar, atmosferikler kadar yakıp da maksimum torku daha düşük devirde almak, güç artışının kolay olması itibari ile gayet mantıklı bir seçim olur.
 
En baştan alalım durumu;

Turbo benzinli motorlar hayatımızda birkaç yıldır yaygınlaşmaya başladı. Öncesini ele alırsak dizel araçlarda da aynı noktalara dikkat edilmesi gerekir. Söylediğin gibi kaç kişi dikkat ediyordu? Ben çevremde 1 tane bile dikkat eden insan görmedim. Aynı şekilde TSI motorlar da yıllardır var ve hiç dikkat eden görmedim.

Sonra piyasada bir algı oluşmaya başladı..."Dizel araç 100bin km den sonra alınmaz." Bu kanı doğruydu çünkü hiçbir dizel kullanıcısı dikkat etmiyordu ve araçlar ortalama 80-100bin km'lere geldiğinde yavaş yavaş turbo arızası vs vermeye başladı. Çünkü ne turboya yağlama/soğutmaya dikkat edildi ne de çok önemli bir parça olan hava filtrelerine, hatta çevremizdeki herkes sanayiden internetten 8-10-12 TL ye yan sanayinin de en kötüsü hiçbir işlevi olmayan kağıt parçalarını hava filtresi aldım değiştirdim diye araçlarına taktı. E bu durumda kaçınılmaz son belliydi. Aslında yapısal olarak dizel motorların tüm parçaları çok daha dayanıklı ve kalın malzemelerden imal edilirken hatta bu da üretim maliyetine ciddi yük bindirirken bizim hiçbir şeyden habersiz kullanıcılarımız normal benzinli araba gibi sürmeye devam etti.

Şimdi turbo benzinin biraz yaygınlaşması ile belki 1000'de 1 kesim bu neymiş nasılmış derken ancak dikkat ediyordur. Şuan için turbo beslemeli bir araba alınacak ise ben 2.el riskine girmek istemem gider sıfır alırdım ki zaten öyle de yaptım, belki 2.el 5-10-15bin km'de daha üst paket alınabilirken alt paket olsun ama sıfır olsun diye düşündüm, en azından içim rahat ve rodajı bile bilmeyen insanların gazabına uğramamış bir araç kullanmış oluyorum.
 
Son düzenleme:

Aslında motor yağı soğukken daha akışkan olan viskozite değerine sahip oluyor ilginç bir şekilde. Yani motor soğukken bu dezavantaja karşın daha akışkan bir yağ oluyor. Çok soğuk bölgelerde beklemenin faydası daha fazla olur. Ancak çok uzun sürelere gerek yok diye düşünüyorum.
 
Aslında motor yağı soğukken daha akışkan olan viskozite değerine sahip oluyor ilginç bir şekilde.
Yağ soğudukça akmaya karşı direnci yükselir yani viskozitesi artar. Soğuk yağ --> kalın yağ, sıcak yağ --> ince yağ demektir. Yağlarda akma noktası diye bir değer var. Yağ ne kadar soğuk olursa veya soğursa akma kabiliyeti o kadar düşer, yani yağlaması gereken yerleri uygun şekilde yağlayamama anlamına gelir bu.

Hava sıcakken zaten sen kemerini takıp şarkını ayarlayana kadar araba ısınıyor ama soğuk havalarda 1-2 dakika bekleyip özellikle turbo motorlu bir araç kullanıyorsanız yağın turboya da ulaştığını ve yağladığını garantileyip sakin sakin harekete geçmek en garanti yöntemdir.

Ha beklemeden hareket etmenin direkt olarak bir sorun olduğunu söylemiyorum ama bu söylediğim garanticilik oluyor.

Rölantide beklemekten daha önemli olan ise ilk 10 dakika arabayı sakin kullanmak, 3000 devir üstü görmemektir. Motor ısındıktan sonra istediği yap ama motor soğukken bile verdiği seslerle zaten benimle elleşme diyor, motoru dinlemek yeterli aksiyonlar için.
 
Ben 1.4 96 bg fiesta kullandım araç gidiyor ben 180 rahat bastım şimdi 1.6 135 bg tucson aracım var ağırlığa göre de değişiyor araç kıyasalamasında sadece motora bakılmaz ağırlığa sürtünme direncine falan da bakılır. Ben 190 bastım fazla da basamadım ağırdık 4 kişi ve bagaj azına kadar dolu idi
 
Hocam mantıken evet ancak yağların çalışma prensibi bu. 5W30'daki 5 Winter oluyor, soğuktaki değer. Bu sayı ne kadar küçükse akışkanlık da o kadar artıyor. Kalın/ince yağ buradan geliyor zaten. Isınan yağ daha da kalınlaşıyor. Konuyla ilgili 1:40'tan itibaren izlemenizi öneririm:
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Bekleme konusunda katılıyorum 20-30 sn'den bir şey kaybetmeyiz. İlk hareketlerde sakin kullanım kesinlikle çok daha önemli. Hele dizel kullanıcısı olarak bu sıcaklık işi daha sıkıntılı. Soğukken sanki eski Amerikan arabaları gibi çalışabiliyor.
 

Bu basma muhabbetleri gerçekten çok saçma bindiğimiz araçlar hız araçları değil basma taraftarı değilim.
 
Buradaki ana konu motor hacmi olduğu için bunları belirttik yoksa diğer etkenleri saymaya kalksak zaten konu bitmez, ağırlık, sürtünme direnci, kullanılan yağ tipi, aracın diğer aerodinamik yapısı, asfalt durumu, lastik yapısı, lastik havası, aracın kullanıldığı rakım, aracın kilometresi vb... yani o kadar çok etken var ki bu durumu değiştirecek.

180 basmak 160 basmak 200 basmak nedir? Ben zaten bugüne kadar 170-180 hızlara zorla da olsa çıkamayan pek araba görmedim, vakti zamanında 92 model LPG li kartal ile de 170'lere çıkıyordum. Bu bir karşılaştırma ölçütü değildir, ki gelişen teknoloji ve araçlardaki ağırlık azaltma işlemleri ile bugün atmosferik 1.2 motor araçlar da 180'li hızları zaten görüyor.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…