Aslında aşağıda paylaştığım bir kaç söz her şeyi açıklıyor ama bir şeyler daha eklemek lazım...
Tabii ki de öncelikle diyanete ayrılan bütçe yerine, liselere, üniversitelere çok ciddi paralar harcanılması lazım. Öğrencilere yıllardır 5+5=10'u öğretiyorsun, sınavda bundan 1000 kat daha zor soru soruyorsun. Bir kaç bilim insanı yetiştiriyoruz, onları da Amerika'ya kaptırıyoruz. Sen burada Fen Lisesi kazanmış çocuğun sınıfındaki patlamış lambayla BİLE ilgilenmezsen, bir kaç yıl sabreder, imkanı el verince yabancı ülkeye gider. Sen ona değer vermezsen, o kendisine değer veren birilerini bulur. Üretim yapabilmek için, öncelikle üretici yetiştirmek lazım. Ülkemizde insanlara, "Alın lan fakirler size kitap(kutsal kitap)" dercesine din aşılanıyor. Daha doğrusu kendi uydurdukları PARA dini aşılanıyor. Sanatla uğraşan, uğraşmak isteyen çok insan var. Sanatı, bilimi seven çok genç var. Ama bu ülkede bunları okuyup, işsiz kalacaklarını bildikleri için, köleliğe uygun bir bölüm okuyorlar. İstemediği bir bölümden mezun oluyorlar. Dünyaya 1 kere geliyoruz, hayatımızı düzgün sürdürmek zorundayız. Bu 2000-3000 kişiyle çözülecek bir sorun değil. Her yere, her şeye düzen gelmesi, yenilenmesi lazım.
Bir delinin sözü, "Savaşı kum üfleyerek kazandılar." Tarih, bilimin işidir. Bilimi reddeden adam tarihçi olamaz. Atalarımızın sadece coğrafi bilgileri bile çok sağlamdı. Sadece coğrafi bilgileri bile olmasaydı mucize diye adlandırdığınız savaşları kazanmak imkansızdı.
Büyük Atatürk'ün çok güzel bir sözü vardır. "Geleceğin en etkili silahı da, aracı da hiç kuşkunuz olmasın tayyaredir. Bir gün insanoğlu tayyaresiz de göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize haber yollayacaktır. Bu mucizenin gerçekleşmesi için 2000 yılını beklemeye gerek kalmayacaktır. Gelişen teknoloji daha şimdiden bunu müjdeliyor. Bize düşen görev ise, batıdan bu konuda fazla geri kalmamayı temindir."
Bilime, teknolojiye, sanata yatırım yapılmadığı sürece güçlü ülkelerin kölesi olarak kalmaya devam edeceğiz. Doğanın kanunu budur. Güçlü olan, güçsüz olanı acımadan paramparça eder. Bu gibi ciddi konularda vicdan, merhamet diye bir şey yoktur, hiç olmamıştır. Hiç kimse bize merhamet etmeyecektir, merhamet isteyenlere de merhamet edilmemelidir. Her şeyden önemlisi merhamet edecek durumumuz bile yoktur. Hayatın bir gerçeği vardır. Elbet hepimizin ailesi bir gün vefat edecek ve hayatta yalnız kalacağız. Ve hiçbirimiz, annemizden, babamızdan gördüğümüz sevginin 100'de 1'ini bir başkasından göremeyecek. Hayatta yalnız olduğumuz gibi, ülke olarak da yalnızız, hep yalnız olacağız.
Her insan içinde umut besler. Tarihte atalarımız imkansızları başardı, mucize denildi. İçinde bulunduğumuz durum kötü, ama çok daha kötü yaşamları olan insanlar var. Hiç bir zaman pes etmemeliyiz. Ama benim şu milletten tek isteğim, artık çocuk yapmayın.
"Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım."
Mustafa Kemal Atatürk
“Bana bilime düşman bir hükümetle yönetilen bir ulus gösterin, ben de size sağlık, gelir ve güvenlik bakımından başarısız bir ülke göstereyim.”
Neil deGrasse Tyson