Hem Origins'i hem de Odyssey'i bitirdim. %100 bitirme takıntım olduğu için Odyssey işkence gibi geldi bana. Böyle bir açık dünya yapısı olamaz. Her şey aynı, bir de şu Mavi'lerden al Kırmızılar'a ver olayı bitirdi beni. Oynama tarzım önce yan görev, açık dünya görevleri ve sonra da ana hikayeden akıyodum. Misal bir bölgeyi Mavi'lerden alıp Kırmızılar'a verdim. Hop bir bakıyorsun bir sonraki ana görevde hikaye için orayı alıp tekrar Maviler'e vereceksin. Ne değişti, sadece askerlerin rengi. Her şey aynı en baştan bütün bölgeyi sadece rengi değişmiş askerlerden temizle.
Odyssey'in tabiki daha iyi yaptığı şeyler var. Oynanışı Origins'e göre bir tık daha iyi, daha çeşitli. Hikayesi ve yan görevlerin sunumu (en azından Origins'te karakterler yüzünüze somurtup mimik dahi oynatmıyordu, Odyssey'de bu yok) daha iyi. Ama açık dünya yapısı çok rezalet geldi bana ve 80'inci saatimden sonra saldım açık dünyayı. Belki iki oyunu da peş peşe oynadığımdsn dolayı Odyssey ben de daha kötü bir izlenim bırakmış olabilir, belki de Mısır atmosferini daha çok sevdiğimdendir.
Eğer şuan sadece birisini oynayacak vaktiniz varsa Odyssey alın derim. Gerek hikayesi gerek oynanışının daha çeşitli olması nedeniyle. Ama ben birini şimdi birini de 3-4 ay sonra oynarım derseniz ikisini de alabilirsiniz.