Alaylı yazılımcılığın artıları ve eksileri, insandan götürdükleri

Evet, gereksiz yere zorlaştırılıyor matematik.

Bundan 20 sene öncesinin üniversite giriş sınavlarına bakınca bunu çok daha iyi anlıyor insan.

15 yaşındaki kardeşimin mat soruları beni zorluyor ki o yaşlarda 100'den aşağı not almazdım.
 

Problemlerin cozumu internette diye bir sey yok mid-senior seviyede. Takildigi yeri ya da aldigi hata mesajini Google'da aratinca cikan cozumlerle problemi hallolanlar Junior tayfa. Genelde baska insanlarin karsilasmadigi, karsilassa bile sizin karsiniza cikan varyasyonda karsilasmadigi sorunlarla ugrasirsiniz. Bu da calistiginiz componentlerin dokumantasyonlarini ya da kaynak kodunu inceleyip kendi cozumunuzu kendinizin uretmesi gerektiigi anlamina geliyor. O avantaj cabuk yok olacak, en azindan muhendisler icin.

Ben hicbir projede alayli birisi ile calismadim ama kendim isveren olarak epey mulakat yaptim. Genel olarak kariyerinin baslangicinda ve sonlarinda zorlanacaklarini dusunuyorum. Basinda zorlanacaklar cunku egitim referansi olmadan ilk bir kac islerini bulmak cok ugrastiracak. Sonunda zorlanacaklar cunku mesleki formasyon eksik oldugu icin bazi kavramlari egri temel uzerine duzgun bina insa etmek zor oldugundan tam cozemeyecekler.

Ayrica matematik konusunu yazilim muhendisliginden anlayamayan cogu insan gereksiz zannediyor. Bunu cok tartismanin anlami yok, "Compute" ve "Calculate" kavramlarinin farkini bilmeyen milyonlar mezun oluyor.
 
Ülkemizde ve günümüz koşullarında kimse şu anda kolay kolay asgari veya asgarinin bir tık üstünü kimseye teklif etmiyor. (çok iyi bir okuldan mezunsanız falan başka) Hayata atılınca trink iyi parayla başlamak için esnaflık gibi bir meslek seçip şansın yaver gitmesini dilemek lazım.

Masa başı iş kavramı sadece yazılımı kapsamıyor, iş analizcisi de bilgisayar başında, muhasebeci de, call center elemanı da, grafiker de vb. Her mesleğin meslek hastalığı var, sürekli ayakta duran bir öğretmen, kahvecide barista, lcwde tezgahtar vs. iseniz siyatik olursunuz mesela, tıp doktoruysanız hastalar tarafından bıçaklanıyorsunuz vb. Ya çalışmayacaksınız ya da yogacılık falan yapmanız lazım.

İlkokul sonrası matematik gereksiz oluyor o zaman, neticede ALU denilen şeyin bildiği şeyler bit toplama, çıkarma, and, or, increment 1 gibi birkaç işlem. İlkokul mezunu adam bu birkaç işlemi biliyorsa diferansiyel hesaplayabilir mi?

Yazılımda olay, o kızdığınız öğretmenlerin formülü verip öğrenciden çözmesini istemesi gibi değil; soruna çözüm üretebilme, ee bize bunu öğretmen göstermedi formül yok elimde diyerek apışıp kalmaması lazım. Başka bir yazılımcının kodunu görünce ben bunu anlamıyorum, buna ekleme-düzeltme yapamam dememesi lazım. Bir kod görünce nasıl optimize edebileceğinin kafasında canlanması lazım. Bunun için uygunsanız, dediğiniz gibi mantığınız buna uygun ve yaratıcı bir beyne sahipseniz bunun sizin için bir dert olmaması lazım.

Evet, gereksiz yere zorlaştırılıyor matematik.

Bundan 20 sene öncesinin üniversite giriş sınavlarına bakınca bunu çok daha iyi anlıyor insan.
Ben yaklaşık 20 sene önce üniversite giriş sınavına girdim. Üniversitede bölümler ve kontenjanları belli, herkesin girmek istediği bazı okullar/bölümler olduğu için iyi kötü bir ölçme/değerlendirme yapmak gerekiyor. Nihayetinde en kısa sürede en çok soruyu doğru çözen/en az yanlışı olan insanlar diğerlerinin önüne geçiyor, basit bir mantık.

Yani matematik gereksiz yere zorlaştırılmıyor aslında, diyelim ki a kişisi ile b kişisi üniversite sınavına giriyor. Gereksiz yere zorlaştırılmamış, içinde harflerin bile olmadığı bir matematik sorusu geliyor, hem a hem b kişisi bu soruyu çözebiliyor, buraka kadar her şey harika, tam da istediğim matematik sorusu diyor iki kişi de. Sonra içinde harflerin de olduğu zor bir soru geliyor, a kişisi bu zor soruyu da çözebilirken b kişisi çözemiyor. Bu sebeple istediği üniversitenin istediği bölümüne a kişisi girebilirken b kişisi elenmiş oluyor. Ya da gereksiz yere zorlaştırılmamış tipte olsun, hepsi kolay bakkal hesabı soruları olsun tüm sorular, a kişisi tüm soruları hızla çözüp bitirirken (ve sonra mesela başka dersin sorularına geçip onlara vakit harcarken) sorular tam da b kişisinin dişine göre olmasına rağmen a kişisinden daha az soru çözebiliyor ve eleniyordu (üniversite sayısı ve bölüm kontenjanları şimdikinden çok daha azdı, birilerinin elenmesi gerekiyor), eskinin üniversite sınav mantığı buna biraz daha yakındı.

Yani ister internetteki zeka testlerindeki gibi çok basit soruları hatasız bir şekilde zamana karşı çözdürtmeye çalış, ister üniversite calculus derslerindeki gibi sınavda 3 tane soru sor ve defter kitap açık olacak şekilde 2 saat süre ver ve sınıfın yarısı dökülsün, insanların bir şekilde sınanması gerekiyor. Matematik derslerinde olduğu gibi yazılım ile alakalı derslerde de sınanma durumu var ilgili üniversite bölümlerinde; bu yüzden iyi/zorlu eğitim veren okulların mezunlarının mesela diğer üniversitelerin mezunlarına avantajı var. Bu okulların mezunlarının programcılık mezunlarına avantajı var. Programcılık mezunlarının alaylılara avantajı var, bu yüzden iş ilanlarında "mühendislik, bilgisayar bilimleri ve dengi bölümlerden mezun" diye ilk şart konuyor genelde. Açıkçası ben de kullanacağım herhangi bir yazılımı yani mesela e-devlet altyapısını, bilgilerimi vereceğim herhangi bir uygulamayı, bizim insansız hava araçlarının yazılımını, para ile ilgili işlemlerin yapıldığı e-ticaret sitelerini veya bankacılık altyapılarını vs. umarım alaylı yazılımcılar kodlamamıştır diyorum, umarım anlatabilmişimdir, kendisini çok geliştirmiş nadir alaylı yazılımcılar hariç kalan arkadaşlar farklı bir segmentte.
 
Son düzenleme:
Problemlerin cozumu internette diye bir sey yok mid-senior seviyede.
Bunu bilmiyordum. Ama bahsetmek istediğim şey aslında şuydu: mesela sizin bugün bir çamaşır makineniz bozulsa, veya tavanınızda rutubet olsa, bunların birden fazla sebebi olabilir ama siz bu sebebi bulmak için hangi tamirciye giderseniz gidin size verecekleri cevap şudur: "Biz ustamızın dayağını yedik, azarını işittik, onun getir götürünü yaptık, soğuk-sıcak demeden dükkana gittik çalıştık. Öyle bedavaya bilgi paylaşmak yok. Servis ücreti x TL, işinize gelirse!". Ama bilgisayarla ilgili bir soruyu stackoverflow veya redditte veya burada sorsanız, size ücretsiz bir şekilde yardım etmek isteyecek bir sürü gönüllü insan çıkacak. Ben bunu diğer hiçbir meslekte görmedim. Yani bu olay mid seviyeye kadar bile devam edecekse yine iyi bence

Diğer söylediklerinize de katılıyorum. Ve sayenizde calculate ve compute kelimelerinin farkını araştırarak öğrendim şimdi. Genel olarak, calculate daha basit, aritmetik işlemler için kullanılıyormuş. Compute ise daha kompleks işlemler için. Yani bu iki kelimenin farkı, calculator ve computer adlı iki cihazın farkından da belli.

Peki siz bilgisayar karşısında duran kişilerde, o bahsettiğim sağlık sorunlarının oluşacağını düşünüyor musunuz? Bugün 70 yaşında sapasağlam görünen, ömrü bilgisayar karşısında geçmiş kişiler görüyoruz, ünlü ve zengin olanlar bilhassa böyle. Misal Linus efendi bir videoda ayakta çalıştığından bahsetmişti. Youtubeda videosu var. Peki ya "normal (=ünlü olmayan, dolayısıyla yüksek sağlık hizmeti imkanına erişimi olmayan)" kişilerde durum nasıl? Tecrübelerinize dayanarak bir şey söyleyebilir misiniz?

Dediklerinize katılmakla beraber, bazı mesleklerde sağlık sorunları daha fazla, ki bilgisayar başında çalışılan meslekler de bu grubun içine kesinlikle giriyordur bence. Hani bir radyoloji, hamallık veya boyacılık kadar olmasa da bazı açılardan onlara yakındır, hatta geçiktir. Biz şimdi aslında bir deneyin parçasıyız. Bilgisayar ekranları nerden baksanız 40 senedir insanların hayatında (daha önce de belirli tip ekranlar vardı ama bugünkü manada ekranlar 1980lerden beri var diye okumuştum). Bizim neslimiz, bu kadar oturmak ve ekrana bakmanın sonuçlarını, kendi üzerinde test ederek görüyor. Bu pek sağlıklı değil bence.

Matematik hakkında dediğinize de katılıyorum aslında ama izninizle bir saptama yapayım. Yaşınız gereği son birkaç senedir çıkan değişik tipteki sorulara aşina olmayabilirsiniz (ben de 25 yaşındayım bu arada). Ortaokul çocukları bile öyle sorularla boğuşuyorlar ki, soruları sadece "yüzlerce soru kalıbı içinden o tip soru kalıplarına aşina kişiler" anlayabiliyor, bazen de soruyu, soru yazarından başka kimse anlayamıyor. Yani genel manada sınav sorularında saf matematiğin azaltılması söz konusu. "Yeni nesil soru" diye geçiyor bu sorular.
 
Son düzenleme:
"Biz ustamızın dayağını yedik, azarını işittik, onun getir götürünü yaptık, soğuk-sıcak demeden dükkana gittik çalıştık. Öyle bedavaya bilgi paylaşmak yok.

Ben bu davranisi Turk ve yabanci bilgisayar muhendislerinde gordum. Yaptigi isi "Cok muhim bir is yapiyorum, anlatsam da siz anlamazsiniz" kisvesi altinda pazarlama bence her meslekte var. CS cok sistematik bir alan oldugu icin duzgun sorulmus bir soruya eger biliyorsan cevap vermek cok emek istemiyor. Ancak gidip de StackOverflow'da biraz yanlis formatta soru sor ( bu forumdaki sorularin %90'i, hala kod paylasmayi ogrenemedi insanlar ) hemen yerin dibine sokarlar adami.

Ustamizin dayagini yedik ayagi biraz meslek lisesi davranisi acikcasi. Bir pilota, makine muhendisine ya da kimya muhendisine uslubuna uygun ve spesifik bir soru sorarsan ayni bilgisayar muhendislerinde oldugu gibi guzel cevaplar alabilecegini dusunuyorum. Soruyu soranin ve cevap verenin egitimi ile ilintili bir sey bu bence.

Peki siz bilgisayar karşısında duran kişilerde, o bahsettiğim sağlık sorunlarının oluşacağını düşünüyor musunuz?

Evet, bilekler 30-40 arasi alarm vermeye basliyor. 40'tan sonra neler olacak hala buralarda olursam cevap veririm. Ayakta calisma olayini ben de yapiyordum bir donem ama malesef konu ciddilesince oturuyorsun

Ama bunun benim hatam oldugunu dusunuyorum, o kadar calistiktan sonra tembellik edip spor yapmamak benim tercihim aslinda. Eve gidip EU4 oynamak daha cazip geliyor.
 

Ama o kimya mühendisine (veya mesela kimya mühendisleri whatsapp grubuna veya sosyal medya grubuna) her gün birden fazla mesleki soru sorarsam, o adamların vaktinin de parasal bir karşılığı olduğu için, adam benden para istemez mi (haklı olarak)? Bilgisayar konularında ise bir sürü sorunu foruma yazıyorsun, cevap vermek isteyen veriyor (ki genelde illa cevap veren çıkıyor)! Fark muazzam bence. Çünkü 1)Olayın psikolojik yanı var, adam şuuraltında "ben, fikir danışılan kişi olmak isterim, bundan haz duyarım" diye düşünüyor. Ve 2)Sana yardım ederek kendi bilgisini de geliştirmiş ve tazelemiş oluyor. Daha başka sebepler de sayılabilir tabi.


Ayakta calisma olayini ben de yapiyordum bir donem ama malesef konu ciddilesince oturuyorsun
Bi' oturun bi' ayakta durun derim hocam

Hayatta denge mühim cidden. Ağırsağlam diye en meşhur spor sitesi/kanalı sahibi Furkan hem vücut geliştirme ile ilgileniyor, hem bilgisayar mühendisliği okuyordu sanırım. Yani demek ki ikisini bir arada yürütmek mümkün.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…