Almanya'da yaşamak kötü mü?

İnsani şartlarda yaşayıp, Dünya'nın en iyi ekonomilerinden birinden beslenip, yine en iyi sosyal devletlerin birinde yaşayıp hala zırlayan bu Alamancılara fırıncı küreğiyle vurası geliyordur herkesin.

Bu yaz 100'e yakın Avrupa plakalı araç görmüşümdür, 1 tanesi dandik değil, evet 1 tanesi :D Dandik sınıfına Focus, Golf falan giriyor ki burada artık bu araçlara dahi normal bir bireyin ulaşması imkansız hale geldi. Ulaşsa da Alman vatandaşın 6 ayda aldığı için 6 yıl çalışmak zorunda.

Bir söz vardı. Euro arttıkça bu vatan aşkıyla yanıp tutuşan gurbetçilerin ülke özlemi artıyor diye, aklıma geldi bak :D Özlüyorsan, aşkında yanıp tutuşuyorsan ülkenin kapısı sana açık. Ha tabii ki senin kurulu düzenin vardı, artık emekli olunca gayrimenkul alarak gelip
yerleşirsin ülkene.

Hiçbiri samimi değil, hepsi bu ülkede yaşamadıkça bu ülkenin gerçek vatandaşlarıyla empati yapamayacak kadar karaktersiz. Bu insanların ülkenin geleceğini belirleyebileceği hak sahibine olması da ayrı deli ediyor insanı.
 
Son düzenleme:
Konya'da yaşıyorum bayramdan sonraki hafta kuzenim ve arkadaşlarımla toplamda 4 kişi pikniğe gitmek istedik. Konya'da hemen hemen her bölgede parklar vardır. Eskiden bu parkların çoğunda piknik yapılabiliyordu. COVID sonrası dönemlerde piknik yapılabilecek yerlerin sayısını bayağı azaltmışlar. Piknik yapılabilecek yerler evlerimize çok uzak kalıyor ve araç olarak da elimizde bir tane motor var, motor sahibi teker teker bizleri ve eşyaları alıp piknik alanına bıraktı.
Şöyle bir durup düşündüm. Hadi diyelim ki biz genciz kanımız kaynıyor bir şekilde motorla zor da olsa o pikniği yapacağız. Ama çoluğu çocuğu olan arabası olmayan bir aile pikniğe gitmek istediği zaman nasıl yapacak dolmuş, minibüs veya şehir içi otobüsle mi gidecek? Nasıl gidecek ebesinin nikahı kadar mesafedeki piknik alanına? Bu tür aile ülkemizde çok var ve bu insanlara eğlencenin bu kadarı da mı fazla? Adamlar evinin etrafında mangalını yapamıyor millete ayıp olmasın diye...

Velhasıl kelam yaşam şartlarımdan dolayı hayatım boyunca herhangi bir ülkede ev sahibi olamayacaksam, o parayı kazanamıyorsam, aylıkla geçinen insan bile olsam. En azından canımın istediği şeyleri alabileyim/yapabileyim, canımın istediği şeyleri yaşayabileyim. Video oyunları oynamak istesen PS, Xbox ve PC'ler pahalı, kendine hobi edinmek istesen almak istediğin malzemeler pahalı veya dandik olan malzemelerden almak zorundasın, piknik yapmak istesen et, tavuk pahalı ulaşım için araç lazım yoksa vay haline gidemiyorsun bile, senede 1 hafta tatil yapmak istersin yine ona göre araç gereç gerekiyor asgari ücrette çalışıyorsan tatil yapmayı aklından bile geçirme lüksün yok. Almanya'lar da yaşayanların en azından her sene yaz aylarında Türkiye'ye dönebilecek kadar zamanları ve paraları oluyor.
 
Bunu anlamak için herhangi bir Alman kentiyle bir Türk şehrini karşılaştır. Şehir düzenlerine bir bak. Ben haritalardan bi parka gideyim diye bakıyorum, yeşillik görüyorum ama hepsi mezarlık çıkıyor. Olan parklarda da yeşillik yok beton var kaydırak var bitti. Yolları zaten kafalarına göre inşa etmişler.

Hele şu Konya yok mu? Haritalardan bakarken inme geliyordu 1 tane yeşillik göremedim koskoca şehirin içinde.
 
Almanya'da yaşam şartları çok kötüyse ne sebeple "aşık oldukları" vatana, yalnızca yaz aylarında gidip tatil beldelerinde birkaç hafta caka sattıktan sonra ilk uçakla tekrar sev(me)dikleri ülkeye koşarak geri dönüyor olduklarını bir sormak lazım. Hayır, "...orada kurulu düzenimiz var" tarzında öne sürülen ve fazlasıyla klişe hale gelmiş olan uydurma mazeretleri kabul etmiyorum zira ülkesine aşık olan bir insan, burnu yere sürtse dahi ülkesine geri döner/dönmek adına çabalar.

Madem kurulu düzenim var diyorsun, zamanında neden Türkiye'deki düzenini bozup oraya gittin? Buna cevap versinler de görelim.
 

Geri
Yukarı