Şimdi pavyon dediğiniz yer çok başka bir dünya. Yalan dünya yani tamamen
"Bir arkadaşımın anlattığına göre" sahtekarlığın kol gezdiği bir yer. Zaten ilk gidiyorsanız hemen kafeslerler bir tur sizi. Kimseyi çağırmasanız bile mini etekli biri yanınıza gelir dokunur konuşur cilve yapar bir şekilde yanınıza oturur ve "eee ne içiyoruz?" der hemen. Çünkü içtikleri şey kadar ücret alıyor orada çalışanlar. Sistem nasıl işliyor? Yanınızdaki hanımefendiye her ısmarladığınız bardağın yanında garson masaya bir plastik marka bırakıyor. Kadın insaflıysa bu markaları masada tutuyor. Çünkü hesabını bil diye. Siz en kötü biraya dayanırken kadın da bardaktan içiyor bir şeyler. Biraz sohbet biraz yakınlaşma biraz "bazı şeyler" ile bol bol zaman geçiriyor. Kadın işi bitip kalkarken de bu markaları çantasına koyuyor. Gece bitimi bu toplam marka sayısı üzerinden payını alıyor. Ha bu arada içtiğini de alkol sanmayın, bildiğiniz meyve suyu tarzı bir şey
O kadar nasıl içsin yoksa
Gerçekten içtikleri de oluyor ama genelde tercih etmiyorlar.
Meşhur "pavyon hesabı" dedikleri de sen kafandan hesaplıyorsun "3 biraz içtim kadın da üç bardak içti. 60+90 desek 150 TL verip çıkarım iyi işte ya" diye. Sonra adisyon geldiğinde "party hard"
Artık işletmenin insafına göre ne gelirse. Çubuklu Yaşar'ın Ali Dayı şarkısında olduğu gibi tarlayı da satan çok arabayı evi satan da çok maalesef bu gibi yerler yüzünden.
Ha bir de "beni kimse kazıklayamaz atarım 150 TL hesap kapanmıştır der çeker giderim" diyen tipler var
İşte onların kafası RGB gibi "ışıklı mışıklı" olana kadar hesap ödetiyorlar maalesef