Antidepresan kullanmış olan var mı?

Yeşil reçeteyle satılan antidepresan pekala bağımlılık yapar.
 
Etkilerini olumlu-olumsuz abartanlar büyük ihtimalle ya fazla ya da yetersiz doz alıyor. Antidepresanlar sihirli ilaçlar değil, hayatınızdaki dertleri çözmezler. Bu dertleri çözme sürecini atlatırken size geçici süreler yardımcı olmayı hedeflerler. Antidepresanların sağladığı sakin kalabilme, aklını kullanabilme sürecinde terapi, kişisel gelişim vs yollarla sorunun ana kaynağını çözmeye yönelik de çalışmalısınız.

İlaç dozlarını dümdüz mg olarak karşılaştırmak doğru değildir. Her etken maddenin, her ilacın gramajı farklıdır. Kiminin 25 mg'ı düşük dozdur, kiminin 5 mg'ı yüksek dozdur.
 
Acaba siz şaka falan mı yapıyorsunuz? Çok ciddi soruyorum. Hangi tıbbi bilgilere dayanarak bunları söylediniz acaba? Merak ettim.
Tahmin ettiğim gibi çoğu kapanan serotonin reseptörlerimi açıcak değil mi bu antidepresan?
Aslında tam tersi. Bir kısmını kapatacak ve duyarsızlaştıracak. Özellikle SSRİ grubu antidepresanlar 5HTA1 otoreseptörünü etkiler ve 5HTA1 reseptörlerinin duyarsızlaşmasını sağlar.



Yeşil reçeteleyle satılanlar antideprasan değildir. Daha çok benzodiazepin türevi ilaçlardır. @Mamaqiyus
 
Aslında tam tersi. Bir kısmını kapatacak ve duyarsızlaştıracak. Özellikle SSRİ grubu antidepresanlar 5HTA1 otoreseptörünü etkiler ve 5HTA1 reseptörlerinin duyarsızlaşmasını sağlar.
Peki neden tam tersi oluyor onu açıklar mısın? Asıl sorun ne yani.
 
Peki neden tam tersi oluyor onu açıklar mısın? Asıl sorun ne yani.
Serotonin, görevini yaptıktan sonra hücre içine geri alınıyor normalde. Bu ilaçlar hücre içine geri alınmasını engelleyerek serbest ortamdaki Serotonini arttırıyor, bunun da anksiyete, keyifsizlik vs durumlara faydası var.
 
Peki neden tam tersi oluyor onu açıklar mısın? Asıl sorun ne yani.
Tabii ki açıklarım.

Ama yapacağım açıklamalardan önce şunu söylemem gerekiyor ki maalesef antidepresanların tam olarak etki mekanizmalarını bilmiyoruz. Bu yüzden birden çok olasılık üzerinde duruluyor.

Şimdi reseptör diyince aklına normal lise biyolojisindeki gibi tek tip reseptör gelmesin. Lisede nörotransmitterin reseptörü ile buluşunca uyartı oluşturduğunu söylerler, doğrudur da tek bir tane reseptör yoktur. Serotonin de birçok alt reseptör türü bulunmaktadır. 5HTA1 otoreseptörü bunlardan birisidir. Otoreseptörler aynı bir termometre gibi ölçüm yaparlar. Otoreseptörlerin uyarılması sonucu negatif geri-besleme denen bir şey gerçekleşir ve nörotransmitter salınımı baskılanır. 5HT1B/D ve 5HT1B/D reseptörlerinin down regülasyonu sonucu serotonin salınımı artar. Bu da SSRİ grubu antidepresanların niye 2, 3 hafta geç etki ettiğini açıklar.

Ancak bu etkiler sadece serotonin ile de bağlı değil. Noradrenerjik, serotinerjik yolakların beraber ve farklı şekilde etkilenmeleri, etkileşimleri bu etkilerin ortaya çıkmasını sağlar. Serotinerjik nöronun terminalinde bulunan alfa 2 reseptörünün nörepinefrin ile uyarılırsa serotonin salınımı azalır, gövdesinde bulunan alfa 1 reseptörü uyarılırsa serotonin salınımı artar. Yani öyle basit bir mantık kurmak kolay olmuyor ne yazık ki.

Antidepresan ilaçların nöronlardaki genlerin işleyişini değiştirdiği gösteren çalışmalar da mevcut. Mesela SSRİ grubu antidepresan kullananlarda BDNF'den sorumlu genin ekspresyonunun arttığı biliniyor. BDNF nöronun sağ kalması, düzgün sinaps kurması, plastisitesini olumlü yönde etkiler. Depresyonu olan hastalarda beynin bellekle ilişkili olan hipokampüs denen bölgesinde küçülme olduğunu biliyoruz. BDNF üretiminin artması bu süreci tersine çevirip depresyonun beyne verdiği zararı önleyebiliyor.

Biraz karışık oldu sanırsam, umarım sorunun cevabı olmuştur.
 
Ilk olarak yorumlarda gördüğüm bazı yanlışlıkları düzeltmek isterim. antidepresanlar bağımlılık yapmaz. Milligramin düşük veya yüksek olduğunu anlamak için hangi ilaç olduğunu öğrenmek lazım bazıların en düşük dozu 1 mg iken bazıların 50 mg. Onun dışında bilmeniz gerekiyor ki depresyon veya anksiyete bozuklukları gibi durumlarda antidepresanlar gibi ilaçlar ve psikoterapiler önerilebilir ama bunların hiç biri sihirli değnek değildir. Tedavi süreci inişli çıkışlı olabilir ama fark yaratacak nokta tedaviye bağlı kalmak, kendini değişim için zorlamak ve doğru bi destek aramak, psikolojik danışmanlık da iyi bi seçenek. Ilaca başlandığında ilaca göre bazı yani etkiler oluşabilir veya olusmayabilir bu bi sürü sebebe bağlı olabilir ama çoğunlukla yan etkiler 10. günden sonra azalır ve uzun vadede fark bile edilmez zaten yan etkiler gerçek sıkıntının yanında hiç bisey. Bu süreçte iyileşmek için çaba ve sabır göstermeniz gerektirecek, ilaçların iyi geldiğini hissetmezseniz bile kullanmaya devam etmenizi öneririm zaten etki göstermesi 2 haftayı bulur ve bir ayın sonunda doktorunuzun yanına kontrole giderek daha sağlıklı bi degerlendirme sağlayacaksınız.
 
2-3 ay sonra bağımlı olup beynin eriyor, memelerin büyüyor, pipin kalkmıyor. Unutkanlık (antipsikotik) yapanları 15 saat uyutuyor.
Antipsikotikler antidepresan değil, şizofrenide, paranoyada ve bipolar bozukluğun manik evresinde kullanılırlar.
Ve 15 saat uyutuyorsa muhtemelen doz fazla gelmiştir.
 
Sorununuzu terapi ile çözmeye çalışın. Anksiyeteyse anksiyete, panikse panik, OKB ise OKB. Hepsi terapiyle düzelebiliyor.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…