Artık tahammül edemiyorum

Hocam şimdi şöyle bir şey var, çevrendeki herkese öz halini sunamazsın. Hatta hiç kimseye tam anlamıyla sunamazsın, bence sunmamalısın da. (Aşağıdakiler kendi düşüncelerimden yola çıkarak sunduğum fikirler, öneriler vesaire... Arada bir emir kipi kullanmış olabilirim alınmayınız.)

Demek istediğim, misal ben senin ile aynı ortamdaki herhangi bir kişiyim. Benimle iletişime geçeceksen bir amacın olmalı, öylece aklından geçenleri benimle paylaşıp sağlıklı bir sosyallik elde etme gibi bir beklentin olmamalı. Bir duruşun olmalı.
Sığ olarak tarif ettiğin insanlar ile oturup şiir konuşamazsın zaten, beraber halı sahaya gider veya futbol takımları yarıştırabilirsin. Tek tük çevren olduğunda yakınındakilerin hobilerini fark edersin, benzer hobileri paylaştığın insanlarla daha derin sosyal bağ kurabilirsin. Veya birbirinizin hobilerine dahil olursunuz vesaire.
İlgini çekmeyebilir, katlanabiliyorsan öyle ya da böyle hiç değilse merhaban olsun o sığ insanlardan bazılarıyla, iletişimden kopmak çok tehlikelidir. Hayatını izole olarak geçiremezsin.

Tahammül edememen çok normal, neye tahammül edemediğini gayet iyi anlıyorum. Ancak bir yerde hayata dahil olmak gerekiyor. Ne bileyim git anime fanboyluğu yapan bir arkadaşına bir animeyi anlattır, seve seve anlatacaktır bir çoğu. Biraz kaynaştıktan sonra -belki hoşuna giden bir şiiri paylaşamayacaksın ama- gitmek isteyeceğin bir sinema filmine çağırabileceğin bir arkadaşın olur. İşim olmaz veya ilgimi çekmiyor deme, 19 yaşındayım. İlkokuldan beri devam eden çok yakın arkadaşlıklarım var. Aramızdaki ilişki max arada bir masa tenisi / bilardo oynama, kopuk ve genel muhabbet etme vesaire. Oysa eskiden her şeyimizi paylaşırdık. Şimdi telefonum çalsa, gel takılalım deseler öflerim püflerim. Ancak bir araya gelince günüm renklenir, keyfim bozuksa nötrlenirim. Yeni keşfettiğim bir espriyi en olmadık yerde patlatır, gözlerimizden yaş gelinceye kadar güleriz.

Uzun lafın kısası, gördüğüm kadarıyla (ve kendi düşüncem) insanlardan yanlış beklentiler içindesin. Çoğu aklından geçeni anlamayacak, söylediklerini dinlemeyecek veya saptıracak gibi gibi...
Kurduğun arkadaşlıklar arasında, gerçek fikirlerini sunarak sağlıklı bir tartışma yürüteceğin veya bahsettiğin bir hobin olarak birbirinizle şiir konulu sohbetler edebileceğin arkadaşlık sayısı çok az olacak. Elinde olan ile yetinmeye çalış, elbet iyi ki arkadaş olmuşum diyeceğin insanlar çıkar karşına.
Ve şunu aklından çıkarmamanı tavsiye ederim, kimse melek değildir. Adam olmayacak adam zaten bellidir de, kimseyi sayılı hataları yüzünden topa tutup bir anda hayatından çıkarma.
 
Sen değişen nesilden sıyrıldın ve en doğru yola, iyi sona ulaştın.
Endişelerini anlıyorum, açıkçası senden pek farkım yok.
Ben de senin gibi insanı insan yapan şeyin terbiyesi olduğunu düşünüyorum, ben de
devrin farkındayım. Ama sen en azından birşeyler yapıyorsun; ben yıkılıyorum, bitiyorum.
Aşırı gerçekçi bir insanım ve insanların kişilikleri konusunda oldukça tecrübeliyim.
Bu
devirde senin gibi insanlar çok az.
Kafandaki sorulara ben bile cevap veremiyorum çünkü bunlar benim de sorum...
Muhtemelen sosyal hayatında "hayalet" gibisin. Evet, yaşadığın nesilin insanlarını etkilemek için bazı şeyler yapmalı, bilirsin her halde ne yapacağını... Eğer yapabilirsen *maske de takabilirsin.
Ama bunu unutma;
Sen, sen ol; öngörülemeyen sonuçlara hazırlıklı ol.

Hocam şimdi şöyle bir şey var, çevrendeki herkese öz halini sunamazsın. Hatta hiç kimseye tam anlamıyla sunamazsın, bence sunmamalısın da. (Aşağıdakiler kendi düşüncelerimden yola çıkarak sunduğum fikirler, öneriler vesaire... Arada bir emir kipi kullanmış olabilirim alınmayınız.)

Demek istediğim, misal ben senin ile aynı ortamdaki herhangi bir kişiyim. Benimle iletişime geçeceksen bir amacın olmalı, öylece aklından geçenleri benimle paylaşıp sağlıklı bir sosyallik elde etme gibi bir beklentin olmamalı. Bir duruşun olmalı.
Sığ olarak tarif ettiğin insanlar ile oturup şiir konuşamazsın zaten, beraber halı sahaya gider veya futbol takımları yarıştırabilirsin. Tek tük çevren olduğunda yakınındakilerin hobilerini fark edersin, benzer hobileri paylaştığın insanlarla daha derin sosyal bağ kurabilirsin. Veya birbirinizin hobilerine dahil olursunuz vesaire.
İlgini çekmeyebilir, katlanabiliyorsan öyle ya da böyle hiç değilse merhaban olsun o sığ insanlardan bazılarıyla, iletişimden kopmak çok tehlikelidir. Hayatını izole olarak geçiremezsin.

Tahammül edememen çok normal, neye tahammül edemediğini gayet iyi anlıyorum. Ancak bir yerde hayata dahil olmak gerekiyor. Ne bileyim git anime fanboyluğu yapan bir arkadaşına bir animeyi anlattır, seve seve anlatacaktır bir çoğu. Biraz kaynaştıktan sonra -belki hoşuna giden bir şiiri paylaşamayacaksın ama- gitmek isteyeceğin bir sinema filmine çağırabileceğin bir arkadaşın olur. İşim olmaz veya ilgimi çekmiyor deme, 19 yaşındayım. İlkokuldan beri devam eden çok yakın arkadaşlıklarım var. Aramızdaki ilişki max arada bir masa tenisi / bilardo oynama, kopuk ve genel muhabbet etme vesaire. Oysa eskiden her şeyimizi paylaşırdık. Şimdi telefonum çalsa, gel takılalım deseler öflerim püflerim. Ancak bir araya gelince günüm renklenir, keyfim bozuksa nötrlenirim. Yeni keşfettiğim bir espriyi en olmadık yerde patlatır, gözlerimizden yaş gelinceye kadar güleriz.

Uzun lafın kısası, gördüğüm kadarıyla (ve kendi düşüncem) insanlardan yanlış beklentiler içindesin. Çoğu aklından geçeni anlamayacak, söylediklerini dinlemeyecek veya saptıracak gibi gibi...
Kurduğun arkadaşlıklar arasında, gerçek fikirlerini sunarak sağlıklı bir tartışma yürüteceğin veya bahsettiğin bir hobin olarak birbirinizle şiir konulu sohbetler edebileceğin arkadaşlık sayısı çok az olacak. Elinde olan ile yetinmeye çalış, elbet iyi ki arkadaş olmuşum diyeceğin insanlar çıkar karşına.
Ve şunu aklından çıkarmamanı tavsiye ederim, kimse melek değildir. Adam olmayacak adam zaten bellidir de, kimseyi sayılı hataları yüzünden topa tutup bir anda hayatından çıkarma.
Bu arkadaş muhtemelen değişen nesilin anlayışsızlığından, empati kuramamasından, saygı duyamamasından şikayetçi.
 
Herkese değerli yorumları için teşekkür ederim. Yorumlarınızı defalarca tekrar tekrar okudum ve düşündüm. Şunun farkına vardım ki ben arkadaş istemiyorum, mutlu olmak istiyorum. İnsanın beş para etmez bir varlık olduğunu düşünüyorum. Ayrıca "kendini kapatıyorsun, kafanda kuruyorsun" vari şeyler söyleyen arkadaşlara katılmıyorum. Evet, onlarla kafa yapım uyuşmuyor olabilir fakat bu onlarla arkadaşlık kurmama engel değil. Ben defalarca denedim fakat olmadı her defasında daha sert ithamlarla karşılaştım. İnanın şu saatten sonra umrumda da olmaz. Beni mutlu edecek şeyi düşündüm ve gerçekleştirmek istediğim hayali belirledim. Bir araba, gerçi o arabayı Z kuşağı pek bilmez ama ben yinede fotoğraflarını aşağıya koyarım. Bu Y kuşağının "Kara Şimşek" diye tanıdığı nam-ı diğer K.I.T.T. Gerçekten ama gerçekten bu arabayı yapmayı çok istiyorum. Hatta Türkiyede birisi yanlışım olmasın ama Arduino ile yapmıştı yanılmıyorsam.
123.jpg

Sen değişen nesilden sıyrıldın ve en doğru yola, iyi sona ulaştın.
Endişelerini anlıyorum, açıkçası senden pek farkım yok.
Ben de senin gibi insanı insan yapan şeyin terbiyesi olduğunu düşünüyorum, ben de
devrin farkındayım. Ama sen en azından birşeyler yapıyorsun; ben yıkılıyorum, bitiyorum.
Aşırı gerçekçi bir insanım ve insanların kişilikleri konusunda oldukça tecrübeliyim.
Bu
devirde senin gibi insanlar çok az.
Kafandaki sorulara ben bile cevap veremiyorum çünkü bunlar benim de sorum...
Muhtemelen sosyal hayatında "hayalet" gibisin. Evet, yaşadığın nesilin insanlarını etkilemek için bazı şeyler yapmalı, bilirsin her halde ne yapacağını... Eğer yapabilirsen *maske de takabilirsin.
Ama bunu unutma;
Sen, sen ol; öngörülemeyen sonuçlara hazırlıklı ol.


Bu arkadaş muhtemelen değişen nesilin anlayışsızlığından, empati kuramamasından, saygı duyamamasından şikayetçi.
Bizim gibi eğitim seviyesi düşük olan, en ufak bir fikir ayrılığında silah çekip birbirini vuran toplumlarda bizim gibi insanların değer görmemesinin çok normal olduğunu düşünüyorum. Bizim gibi toplumlarda maskülen erkekler daha çok saygı görüyor. "Sende öyle ol" diyen adamlarsa çok komik. Ne yani toplumda ilgi göreceğim diye popüler kültür kölesi mi olmalıyım? Komik ama yorumlarda bunu savunanlar var. Yok hocam ben düşündüm. Ben böyle inanın daha iyiyim.
 
Son düzenleme:
Normalde bu tür şeyleri asla sosyal mecralarda inanın paylaşmama ama başka çarem yok, anlatabileceğim kimse de yok. Artık gerçekten dayanamıyorum, anlayamıyorum da. Hayatım travmalardan ibaret. Hiçbir zaman ne ailem ne de arkadaş çevreme yetebildim. Ben her zaman birilerinin fazlalığı oldum, her zaman ben ikinci seçenektim. 16 yıllık hayatım boyunca X ve ben arasında kalındığında hiç benim seçildiğimi hatırlamıyorum. Eğitim hayatımın en başından tutun da şu zamana kadar hep dışlandım. Yani ben yaşıtlarım gibi davranamıyorum. Onlara çok normal gelen bir şey bana çok saçma geliyor, yapmaya çalışıyorum kendimi yaparken çok garip,aptalmış gibi hissediyorum. Ama inan ki keşke onların güldükleri, onların yaptıları şeyleri yapabilmeyi o kadar isterdim ki. Dürüst olmak gerekirse insan ilişkilerinde pek iyi değilim, hiç arkadaşım da yok benim. Bir süre sonra baktım insanlar hiçbir işe yaramıyor bende bütün sosyal platformlarda hesabımı kapattım, herkesi rehberden sildim. Telefon kullanmayı bıraktım. Ben hep naif ruhlu bir adamdım. Şiir kitaplarına bayılırım. Şiir kitapları okur onlardan alıntılar yapar ya da orada ki cümlelerden esinlerek kendi şiirlerimi yazardım. Bu şiirleri de yakın çevremle paylaşırdım. Onlar ise boş işlerle uğraştığımı bunun bana bir şeyler katmayacaklarından bahsederlerdi. Oysa ki orada ki kelimeleri öyle titizlikle öyle özenle seçerdim ki genellikle o şiir o gün bitmezdi. Bugün yani teknik olarak dündü boş bir tarlaya gidip 4 yıldır yazdığım şiir kitabımı yaktım. Hiç kız arkadaşım da olmadı benim. Gerçi günümüz kadınlarını da anlamıyorum. Mantıklı düşünemiyorlar, iç güdüleriyle hareket ediyorlar. Ben hiçbir zaman yine anlamadım. Bir kadın nasıl olur da şiddete meyilli, çevresine 5 kuruş faydası olmayan, konuşabildiği tek muhabbet bel altı muhabbetleri olan birisinden hoşlanabilir? Ben size söyleyeyim bu kadınlar genellikle haberlerde gördüğünüz kadın cinayetlerinde ki kurbanlar oluyor. Ama işin daha da mühim kısmı ne biliyor musunuz? Bunlar öyle tek tük diyebileceğiniz türden kimseler değil. Türk kızlarınınn neresinden baksanız yüzde sekseninden fazlası böyle. Mesela düşünemiyorlar mı? Yoksa işlerine mi gelmiyor? Neyse bu çok farklı bir konu bana tekrar dönelim biz. Ben insanları da kırmamaya çok gayret eden birisiyim. İnsanları niteliklerine göre değil, sadece insan oldukları için sevilmesi taraftarıyım. Ama ne hikmettir ki ben hayatım boyunca fazlalık olan, işe yaramaz dışlanan kimseyi oynadım. Neden mesela? Neden insanlara böyle davranıyorsunuz? Bende istemez miyim küçük bir oyun içinde önemli kişiyi oynamayı, ben istemez miyim başarılı biri olmayı. Şu sıralar kendimi özellikle de insanlardan çok soyutladım çünkü nefret ediyorum. Ben hayvan seviyorum, makine seviyorum ama insandan nefret ediyorum. Çok ironik olacak ki yine insandan medet umuyorum yani sizlerden. Ben ne yapacağım rica ediyorum bana bir yol gösterin.

Genç arkadaşım senin iki katından daha yaşlı ve insanlardan zerre hazzetmeyen biri olarak sana bu konulada bazı tavsiyeler vereyim:

1) Sen ne ailene, ne arkadaşlarına, ne de başka birine yetmek için yaşamıyorsun. Kendine yetmek için yaşamaya çalışıyorsun. Çevrendeki insanların beklentilerini karşılamak üzere hayatını devam ettirirsen en iyi ihtimalle çevrendeki insanlara dönersin, en kötü ihtimalle onlara dönemeyip kimlik bunalımı içinde devam ettirirsin hayatını.

2) Hep başkalarının sana tercih edildiği ortamlarda bulunuyorsan ya durum böyle değil ve sen sadece ergenliğinin getirdiği alınganlığın ile sadece bu örneklere odaklanıp kendinin tercih edildiği durumları algılayamayacak bir körlük yaşıyorsun ya da kendine aslında uygun olmayan fakat farklı sebeplerden dahil olmakı istediğin yanlış ortamlarda bulunuyorsun. 1.20 boyla Efes'de pivot olacağım diyemezsin, 2.10 boyla jokey olacağım da diyemezsin. Olma ihttimalin neredeyse yok denecek kadar azdır. Haliyle kendi krakterine uymayan, kendi ilgi alanlarını paylaşmayan, senin yapmayı sevdiklerini seninle birlikte yapmakttan hazzetmeyen ortamlara girmeye çalışırsan dışlanma ihtimalin yüksektir ve bu da seni arasına almayanın değil senin sorunundur. Bu gerçeği kabullenip kendine uygun arkadaşlar seç, kendine uygun ortamlarda bulun. Seninle ortak hiçbir şeyi olmayan yüz arkadaşın olacağna gerçekten iyi vakit geçirebileceğin bir arkadaşın olsun daha iyi.

3) Sosyal medya hesaplarını kapattman, telefon kullanmamaya başlaman gibi şeyler zaten seninle arkadaş olmayanların kendine sorun edeceği bir şey değildir. Senin story atmaman sen dahil kimsenin hayatında bir kayıp değildir. Haliyle bu tür kendince aşırı hareketlerde bulunmanın senin dışında kimseye zararı olmaz. Hayatın boyunca o telefonu bir seviyeye kadar kullanmak zorunda kalacaksın, en sevmediğin insanlarla bile ilişkini belirli seviyede tutmak zorunda kalacaksın. Bunun bilincinde ol.

4) Ne sen yaşıtların gibi davranmak zorundasın, ne de yaşıların senin gibi davranmak zorunda. Fakat bu farklılığı yaşıtlarınla ilişkilerinde sen veya onlara yönelik önyargıya neden olacak şekilde kafana takıyor ve davranışlarına yansıtıyorsan, insanlar ile arana meafeyi onlardan önce sen koyuyorsun demektir. Bu farklılığı kabullenmek ve tolere etmek zorundasın.

5) Ne kadar kaliteli şiir kitapları okursun bilmem zira çok kötüleri var fakat divan şiiri seven biri olarak söyleyeyim şiirlerden alıntı yaptın diye kimse "ay ne güzel şiir biliyor, okuyor" falan demez. Öyle bir beklentin vardır demiyorum ama varsa da bil ki o "erkek dediğin bana şiir okusun" der kızlar, sever şiir okuyanı falan geyikleri de yalandır. Bazı arkadaşlarımın benim alıntı yaptığım şiirlerdeki Türkçeyi bile anlayamayıp dalga geçtiği olur. Bu tür durumlara alınacaksan yapma o alıntıyı. Arkadaşların şiir bilmek, anlamak zorunda değil ve sen de anlamıyorlar diye alınganlık yapıp kendini çekeceksen, yazdığın şiirleri insanlar beğensin diye yazıyorsan ve buna laf ettiklerinde veya ilgi göstermediklerinde alınıyorsan ne şiir oku ne de yaz. Sen bunları kendin için yapıyorsun, arkadaşın, akraban, sevgilin vs için değil! Yazdıklarını yakmak hoş değil ama bu insanlar belki de iyi yazmadığın için boş şeyler diyorlar. Alınganlık yapıp "ay beni anlamıyorlar" diye kaçacağına kendini geliştir, daha iyi şiirler okumaya, daha iyi şiirler yazmaya çalış. Kaçma, bahanelere sığınma.

6) Seni şaşırtabilir ama kadınların da bellerinden aşağısı var. Haliyle bel altı muhabbetler yapanlardan hoşlanmaları, içgüdüsel davranıyor olmaları yalış veya kötü bir şey değildir aksinin de olmadığı gibi. Senin yaşıtların nasıl ergen ve "kadıııın" diye geziyorsa yaşıtın kızlar da aynı ergenlik döneminden geçiyor ve "erkeeeeeeek" diye geziyor erkekler kadar belli etmemeye çalışıyor olsa da. Haliyle bu normal bir durum. Kız arkadaşın olmaması olmayacağı anlamına gelmez fakat kadınlara genel bakış açın bu ise olmaz da. Gün gelir seni de beğenen olur fakat bu önyargı ile onu da kaçırırsın. Açık görüşlü ol.

7) Önemli kişiyi oynamak istiyorsan, başarılı olmak "ben istemez miyim" gibi arabesk söylemlere sığınmak yerine önemli kişi olmaya, başarılı olmaya çalış. Başarılı olmak, önemli kişi olmak bir devlet başkanı olmakla, okul birincisi olmakla, üç yüz arkadaşın olmakla, atom altı fizikte dünyanın sayılı bilim adamlarından biri olmakla ölçülen bir şey değildir her zaman. Örneğin karşındaki bir insanı karşılık eklemeden bir an için güldürebildiysen, moralini düzeltebildiysen o an için o kişi nezdinde önemli ve başarılı birisindir. İlla bir karşılık veya büyük sonuçlar beklemene gerek yok. Bunu bekliyorsan zaten o önemi ve başarıyı hak eden biri değilsindir.

Gecenin saatinde yürü koçum tadında seni motive edecek şeyler söylemek isterdim fakat gazla olmaz bu iş. Gerçekleri kabullen, başkaları için değil kendin için yaşa, kendine yetmeyi öğren. Başkalarına bu kadar bağımlı yaşar, bu kadar onaya tabi olursan hayat boyu eziyet çekersin.

Madem de şiir seversin al Edgar Allan Poe'nun tam sana göre olan bu şiirini bir oku belki faydası olur:

From childhood’s hour I have not been
As others were. I have not seen
As others saw. I could not bring
My passions from a common spring
From the same source I have not taken
My sorrow. I could not awaken
My heart to joy at the same tone.
And all I lov’d I lov’d alone.
Then in my childhood in the dawn
Of a most stormy life. Was drawn
From ev’ry depth of good and ill
The mystery which binds me still
From the torrent, or the fountain
From the red cliff of the mountain
From the sun that ’round me roll’d
In its autumn tint of gold
From the lightning in the sky
As it pass’d me flying by
From the thunder, and the storm
And the cloud that took the form
When the rest of Heaven was blue
Of a demon in my view
 
Son düzenleme:
Aha en bayıldığım konu bu. Efendiyim kadınlar bakmıyor. Kadınlar efendi erkek sevmiyor ya ühühü konusu. Kadınlar efendi erkek seviyor aslan parçası silik karakterleri istemiyor olay bu. Üstteki gibi yarım sayfa mesaja gerek yok. Kendin olarak da gayet başarılı olabilirsin. Olay birileri gibi maskülen olabilmek değil ki. Öyle sofistike olmana da gerek yok. Allan Poe falan okumana da gerek yok hiç sevmem bu arada bayık bayık. Kendince hobiler edinmeye çalış tahmin ediyorum ki on sekiz yaşından küçüksün. O hobilerde ustalaş yani ortamlarda konusu açıldığında benim diyebilesin. En önemlisi özgüven yani bunun için kas yığını ve iki metre falan olmana gerek. Sıkıcı olma kısacası her zaman iyi bir hikaye anlatıcısı ol. Sıkıcı hemcinslerimle benim dahi oturup iki muhabbet edesim gelmiyor, bazen aman hiç çekemem diyip telefonuna bakmıyorum kadınlar ne yapsın?
 
Son düzenleme:
Olayın özü iletişim becerilerini geliştirmektir arkadaşlar. Topluluklara dahil olun. Ne kadar istemeseniz de dışarı çıkın arkadaşlarınızı siz davet edin oturun bir şeyler için sohbet edin. Etrafı gözlemleyin. Konuşkan olun eğer biriyle karşılıklı otursam nelerden bahsedebilirim diye düşünün. Hepimizin başından ilginç şeyler geçiyor. Konuştuğunuz konuları karşı taraf için dinlenebilir, eğlenceli hale getirmeye çalışın. Çekingen olmayın çatır çatır konuşun. İsteklerinizi belli edin ya da istemediklerinizi. Silik karakterleri kimse sevmez. Bu evrimseldir. İnsanlar sizin hayatta kalma ve varolma şansınızın yüksek olduğunu düşünmeli.
 
Aha en bayıldığım konu bu. Efendiyim kadınlar bakmıyor. Kadınlar efendi erkek sevmiyor ya ühühü konusu. Kadınlar efendi erkek seviyor aslan parçası silik karakterleri istemiyor olay bu. Üstteki gibi yarım sayfa mesaja gerek yok. Kendin olarak da gayet başarılı olabilirsin. Olay birileri gibi maskülen olabilmek değil ki. Öyle sofistike olmana da gerek yok. Allan Poe falan okumana da gerek yok hiç sevmem bu arada bayık bayık. Kendince hobiler edinmeye çalış tahmin ediyorum ki on sekiz yaşından küçüksün. O hobilerde ustalaş yani ortamlarda konusu açıldığında benim diyebilesin. En önemlisi özgüven yani bunun için kas yığını ve iki metre falan olmana gerek. Sıkıcı olma kısacası her zaman iyi bir hikaye anlatıcısı ol. Sıkıcı hemcinslerimle benim dahi oturup iki muhabbet edesim gelmiyor, bazen aman hiç çekemem diyip telefonuna bakmıyorum kadınlar ne yapsın?

İşte okumayınca da zaten 16 yaşında olduğunu söyleyen birinin 18 yaşından küçük olduğunu "tahmin ediyorsun" ancak. Okumak lazım, sevişmeye ön şart değil diye komple salmak da olmaz. 😉
 
Arkadaşım nesilinden farklı olmak kötü bir şey. Yalnız kalmak senin için normaldir artık. Kendini nesile ayarlamadığın sürece yalnız kalmaya devam edeceksin. Senin saçma dediğin şeyler insanlar için eğlence kaynağı, hayatın zevkini çıkartan şeyler belki. Bunlardan kaçınıp içine kapanmak çok mu güzel ? Bu arada hep ikinci seçenek isen bir şeyler yanlış gidiyor. Seçenek olma seçen ol.
 
Başka insanlar bu kadar mı değerli sizin için cidden komik. Eğer 14-18 yaş aralığında değilsen bir psikoloğa görün. Yanlış anlama o yaş aralığında bu tür durumlar normal karşılanabilir ama bir yetişkin için normal değil.
Defalarca okul köşeleeinde bir çete tarafından sıkıştırıldım hocam. Birinde hele ki, az kalsın bıçaklanıyordum. Sizce benim üzerimde böyle bir etki bırakılması normal mi?
 

Geri
Yukarı