Masaüstü bilgisayarımda bir yere bağlı kalarak oynuyormuşum gibi hissediyorum. Telefonda ise balkon, mutfak, tuvalet fark etmiyor.
Şirin grafikler beni her zaman kendisine çekmiştir. Telefonun zaten gücü belli. Üstüne grafik yapmaya çalışınca çöp oluyor oyun iyice. Clash of Clans, Little Nightmares türevi oyunların şirin grafiklerini seviyorum. Üstüne iki dakika sonra elinizdeki telefonu alev topuna dönüştürmüyorlar.
Kontroller konusunda zengindir denebilir. İsviçre çakısının oyun kontrolcüsü gibi düşün. Mesela telefonu sallayınca nesneler hareket eder, telefonu ters yatırınca nesneler yere düşer falan. Ölünce telefon titrer. Minicik bir Dualshock 4 adeta.
Online oyunlar için geçerli bir görüşüm daha var. Bilgisayardaki kadar rekabetçi değil insanlar. Haliyle daha az öfke birikintisi falan oluyor. Bu beni mobile yönelten şeylerden birisi.
Telefon oynayanların kitlesi 18 yaşından büyük değil. Buna göre bir şeyler yap. Küçük yaşlardaki insanlar bir oyundan çabuk sıkılabilir.
Minik oyunlar deneyebilirsin hocam. Granny mesela. Oyunun amacı korku ama o kadar da korkunç değil. Evden ya kapıdan ya arabadan kaçman gerekiyor. Kapı kilitle dolu, araba parçaları ise takılı değil. Çoğunlukla 20 dakika içerisinde hallediyorsun. Bilgisayardaki gibi oraya git, şurayı kaz, yukarıya tükür, şunu döv falan demiyor. Direkt açıyorsun kilidi kaçıyorsun. Basit.