İlişkiniz hakkında pişmanlık duyduğunuz yönlerinizi, hatalarınızı sevmiş olduğunuz kişiye yazarak itiraf edin ve hatanız olduğunu düşünüyorsanız özür dileyin, gerekirse kendi öz düşüncelerinizi paylaşın ve bir daha da o noktadan sonra arkanıza dönüp bakmayın. Her ne olduysa yaşandı ve bitmiştir fakat anlaşılan sizin için bitmedi ve bunu kabul edemiyorsunuzdur bu yüzden bunu kesinleştirin. İlişkiyi devam ettirme niyeti varsa değerlendirin yoksa artık gerçekten de bitmiştir. Aranızda ne geçti bilemiyoruz fakat kendiniz için en doğru kararı kendiniz vereceksiniz.
O olmadan önceki halinizde mutlu muydunuz? Evetse mutluluğu sunan kişinin o olmadığını anlayın, bağ kurabileceğiniz sevebileceğiniz onlarca insan arasında belki de siz sadece 1 kişiye bağlanmışsınız ve başkasını istemiyorsunuz. Hayatın kendisi hatalardan ibaret, yaşayarak öğreniyoruz...
Şu anki düşüncenizden kurtulmaya çalışabilmeniz için hayatınızı bir başkasına adamak yerine kendinizi isteyebileceğiniz eylemleri yaparak keşfetmeye çalışın. Paramı kuzenime kaliteli bir bilgisayar almak yerine bugün bir piyano alıp çalmayı isterdim, bunu sıkıldığımda yapabileceğim bir aktivite olarak değil, yeteneği elde etmek istediğim için yapardım. Geçmişten çıkardığım derslerden birisine verdiğim sözü tutmak benim için çok önemli, bugün piyano çalamadığım için de onu yada kendimi suçlamıyorum, dürüst olmak gerekirse yıllardır yaşadığım bunalım ve karakter eksikliğinden, hayatımı başkalarına karşı izole ettiğim için ve sevdiklerime karşı karmaşa içerisindeyim. Birlikte ailecek dışarı çıkmıyoruz ve aramızdaki tek şey artık kan bağı. Hayatta yapmak istediğim, elde etmek istediğim tonla şey var, babamın aksine iyi bir baba olmak, evladımı eğitebilmek, dünyayı gezmek ve güzelliklerini yaşamak, çocukken büyüdüğüm halimi görmek ve ağlamamak...
Bugün ağlamıyor olsam bile dünyadaki en ruhsuz bir robota dönüştüğümü biliyorum, gerek hastalığım yüzünden gerekse seçtiğim aşamalar yüzünden fakat hiç birisi yukarıda saydıklarıma engel olamayacak, iradem güçsüz olduğu için değil ölmeyi seçmediğim için. Yok olmak istemiyorum, hayatımı daha 20 yaşımda olsam bile yaşadığıma inanmıyorum.
Kendi odam yok, kendi kıyafetlerim yok kendi içimde gördüğüm bir ton eksiklerim var benimde senden pek bir farkım yok. Moral olarak çöküntüdeyim, doğrunun ne olduğunu biliyor olmama karşın bugün bir şirket kurmuyor ve tutkum olan öğrenmeyi, öğretmeyi gerçekleştirmiyorum. Ailem ile yaşadığım süre boyunca kendime lanet ediyorum çünkü yaşadığım evde öz benliğime saygı duyulmuyor, ben değersizim, ben önemsizim. Buraya yakınmak için değil sadece fikrinizi değiştirebilmek için kendi hayatımdan bir parçayı aktarıyorum, bunu okuyan ve okuyacak bu şekilde düşünen hiç kimse yalnız değil, hiç kimse tamamen mutlu değil, bazıları maskesi altında gizliyor, bazıları umursamıyor kimisiyse hayatın akışı ile nehirde ilerlemeye devam ediyor.
Ben asosyalliği tercih ettim çünkü bir başkasının yanında kendimi huzurlu ve onlar gibi gülerken bulamıyordum. Kendimi adadığım bilgisayar oyunları ile hem gerçek anlamda paramı kazanıp hem de uzaktan kurduğum ilişkiler ile dostluklar ve bir gün buluşarak bir arada olmak istediğim samimi arkadaşlarımı buldum. Karakterim gereği ezik birisi olduğum için doğruyu açıklamadım ve gizledim, eğer ki düzgünce yetiştirilmiş olsaydım bunların hiç birisini en başından beri yaşamıyor ve belki de o ortamda bile olmamış olarak bulacaktım fakat coğrafya kaderdir, herkesin farklı psikolojik sorunları var, bunları engelleyemezsin sadece çözmeyi deneyebilirsin. En yakın dostlarımdan birisi kardeşim gibi gördüğüm insan beni hala hırsız olarak biliyor ve verdiğim tepki gülmekti ona verdiğim söz yüzünden durumu açıklamadım, çünkü ben konuşamıyorum başkaları gibi konuşma konusunda yetenekli değilim, yalancı değilim.