Biz neden varız?

Evrimle ilgili yazdıklarınızı okumadım bile. Konuda evrimle ilgili hiçbir şey dememiş olmama rağmen konuyu evrime getiriyorsunuz. Evrimle ilgili hiçbir şey dememiştim halbuki. Yani bu yazdıklarınız koca bir "ne alaka?" sorusundan öteye geçemiyor. Bir konuda bağımsız kalamıyorsanız yorum yapmayacaksınız o zaman.

Kibirle ve egoyla uzaktan yakından alakası yok. Bilgi seviyen gösteriyor sorgulamadığını zaten. Az bir şey canlıların yapısını bilseydin bu cümleleri kuramazdın.
Mesela günler önce konuştuğumuz konuyla canlı yapısı ne alaka bunu bana açıklayın. Durum aynı şu, size a diyoruz karşılığında "canlı yapısı" cevabı alıyoruz, b diyoruz "evrim" cevabı alıyoruz. Konuyla ilgili hiçbir şey demeden saçma sapan çıkarımlar yapıyorsunuz. Asıl konuyla ilgili konuşun ki cevap verelim.

İşin içinden sıyrıldığım falan yok. Sizi tatmin etmek için tanrıyı zaman kavramına dahil etmemi mi bekliyorsunuz? Tanrı zaman kavramına dahil olmayan bir varlık, bunda anlayamayacak bir şey yok. İtiraz ediyorsunuz ettiğiniz itirazın cevabı zaten itirazın içinde.
Bir varlığı zaman kavramına soktuğunuzda başlangıç ve son eklemeniz gerekir. İyi de tanrının zaten en büyük özelliği başlangıç ve sonunun olmaması zaten.
Sizin bu konuda yaptığınız tek şey tanrıyı zaman kavramının içine sokmamızı beklemek. E bunu yaptığınız sürece de aynı cevabı alacaksınız çünkü böyle bir şey mümkün değil.

Bu da tamamen zaman kavramını kavrayamamanızdan kaynaklı. Tanrı ortaya çıkmıyor, tanrı zaten hep var olan bir varlık. Çünkü ne başlangıcı ne sonu var. Çünkü bir zaman kavramına dahil değil.

Tanrının yarattığı gezegenlerin neredeyse hiçbirinden haberimiz yok. Sizinde benimde. Yarattığı sonsuza yakın gezegen içinde ne tür gezegenler var bunu bilemiyoruz bile. Bu saydığınız gezegenlerde bunların sadece çok ufak örnekleri.

Mesela bu yorum tamamen saçmalıktan ibaret. Kime göre büyük yer israfı? Sana göre, ona göre buna göre. Tanrıya göre hiçbir önemi yok. Tanrının sonsuzluğunu anlamadaki sıkıntılarınız ortaya çıkıyor burada da.
Ha ayrıca kimse de tanrıya "öyleyse bunları niye yarattın, ne gerek vardı?" diyemez. Bunun en büyük sebebi her şeyin onun olması. A kişisinin B kişisine "tarlanda niye böyle yaptın burası yer israfı" tarzında hesap soramayacağı gibi siz, o, bu, şu da tanrıya gidip "bunu neden böyle yaptın?" diye soramaz. Çünkü zaten onun.

Tanrının sonsuzluğu ve zaman kavramıyla ilgili sorunlarınızı giderin öyle cevap verin. Aynı konuları sürekli aynı şekilde anlatmanın bir anlamı yok.
 
Kur'anda ki gibi açık açık kitabı koruyacağım diyor mu ?
Ayetler bunu doğruluyor. Tanrının sözleri kitapta geçiyor. Onlar da değişmeyecek diyor yani korunacak. Bunu Allah'ın gönderdiğini var sayar isek ve Allah'ın sadece Kur'an'ı koruduğunu varsayar isek işler apayrı yollara çıkıyor.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Dediğinizi şimdi anladım. Ama orada da kitaptan bahsediyor olmalı çünkü tanrılarının sözü sadece kitaplarında duruyor yer gök yok olsa tanrının sözünün gidip gitmeyeceğini insan bilemez. Tanrı zaten Kur'an'da da belirttiği gibi istediği gibi kuralları değiştirebilir ve bundan insanların haberi olmayabilir. Kitaplar bu şekilde insan sorgulamasın diye her konudan 3-4 tane şey yazıyorlar. Sorgulamayı en aza indirmek için.
 
Bizim açımızdan bu sözler kitaplar da somutlanıyor. Tanrı açısından sözler onun katında.
 
Bu senin uydurman. Bir şeyin var olduğuna inanıyorsan kanıt sunma sorumluluğu da sana ait.

Tanrının bilinmez yollarla hareket ettiği savı, köşeye sıkıştırılan bir Tanrıcının son çaresidir. Sizler çoğu zaman Tanrının planını anlamakta veya neyin doğru, neyin yanlış olduğuna karar vermekte herhangi bir zorluk çekmiyor gibi görünürsünüz. Karşıt cevaplar aldığınızda da Tanrının esrarengiz olduğuna dair mısralar dizer durursunuz. Zaman kavramına cevap bulamamak da böyledir işte.

Ufak örneklerde bile böyle şeyler varken bunlara cevap verseydin keşke.

Tanrıya göre hiçbir önemi yok. Tanrının sonsuzluğunu anlamadaki sıkıntılarınız ortaya çıkıyor burada da.
Tanrı sana mesaj atıyor herhalde bu kadar emin konuştuğuna göre. Senin tanrının kanıtı olmadığı hakkında ciddi sıkıntıların var asıl. Bir şeyleri bilemedik diye nedenini tanrıya bağlayamayız.

Ama orada da kitaptan bahsediyor olmalı.
Zaten direkt kitaptan bahsediyor. Nasıl ki Kuran ayetleri bir tanrı sözüyse, bu kitaplardaki ayetlerde tanrı sözüdür. Bu bahsettiğim cümlelerde kitabın kendi ayetleri. Hadis gibi bir durum da yok yalanlama ihtiyacı duyasın.

Evrim bilirsen böyle diyemezsin işte. Evrim eninde sonunda tanrı kavramının da karşısına çıkar. Bir tanrı olduğunu iddaa ediyorsanız evrime de cevap vermek zorundasınız. Evrimi kabul edip, tanrıyı kabul edemezsiniz mesela. Öyle bir şey yok. İkisinden birini tek kabul etmek zorundasınız.
 
Son düzenleme:
Doğrusunu söylemek gerekirse bence bu tanımı kendin koymalısın. Hepimizin fikirleri bizim deneyimlerimiz ve cibilliyetimizin bir ürünüdür ve senin için geçerli değildir. Eğer yapbozun parçalarını oturtmak istiyorsan onu sen tamamlamalısın, bizimkiler sana uymaz.

Gerçek veya yalan olsun. İster bunun adına evrim, ister din, istersen de elmalı turta koy. Gerçekler senin gerçeklerindir.

Ancak kişisel fikrimce bir yaratan var ve bu yaratan Allah'tır. Üstelik bunu eskiden Müslüman olmayıp sonradan kendimi dine kaptıran birisi olarak söylüyorum.

"Biz göğü kudretle bina ettik ve şüphesiz biz genişleticiyiz." (zâriyât 47)
Burada evrenin genişlemekte olduğuna dair bir nüans olabilir.

"Ne güneş aya yetişip çarpabilir, ne de gece gündüzün önüne geçebilir. Her biri, kendine ait bir yörünge de yüzer, gider."
Burada da gezegenlerin yörüngelerinden bahsediliyor olabilir.

“İki denizi salıvermiştir; aralarında bir engel vardır…” (rahman 19–20)
Denizlerde tuzluluk/sıcaklık farklarından dolayı karışım bölgelerine bir nüans olabilir. Hz. Muhammed'in bu şekilde bir haloklin görme ihtimalinin inanılmaz düşük olduğunu varsayarsak bence bu da gayet ilginç.

Bunlar sadece kendim Kur-an'ı okurken bulduğum ve bağdaştırdığım bilgiler, internetteki diğer bilgilerin netliği hakkında yorum yapamayacağımdan sadece kendimin kaynaklık ettiği bilgileri paylaşmak istedim...

Lütfen polemiğe girmeyelim, her şey saygı ve sevgi çerçevesinde gerçekleşsin. Dinim İslam (barış) dinidir ve buna saygı duymanızı rica ederim.
 
Niye etmesin? Evrim dine ters değil. Her şey fizik yasası ve kimyasal tepkimelerin sonucu işte. Evrimi tapılacak bir şeymiş gibi anlatıyorsun ha .
 
Evrim dine ters değil. Her şey fizik yasası ve kimyasal tepkimelerin sonucu işte. Evrimi tapılacak bir şeymiş gibi anlatıyorsun.
Direkt ters öncelikle. Evrim bir yaratıcı fikrini ortadan kaldırır. Evrim öngörülemez, tasarlayıcı olmayan, plandan yoksun, akılsız bir süreçtir. Evrimi kabul ederseniz aynı zamanda tanrının bilgisiz, sadist, katil biri olduğunu da kabul etmek zorundasınız. Koskoca tanrıyı bu seviyeye düşüremezsiniz.
 
Benim anlamadığım şu tarz konularda yorumunda "Allah" kelimesi geçen herkese dislike yağdırılırken başka bir düşünce olunca övgüler yağdırılıyor. Yav kardeşim hiç mi bilmezsiniz siz saygı denen şeyi sen evrime inanan adama da saygı göstereceksin Allah'a inana da. Şu tarz elemanlar forumda kol gezdiği sürece işimiz zor.
 
Burada evrenin genişlemekte olduğuna dair bir nüans olabilir.
Bu ayet daha sonraki meallerde düzeltildi. Önceki ayetlerde genişleme sözü yoktu. Klasik dini bilime uydurma çabaları.
uran’da zariyat suresinin 47. ayetinin hiçbir yerinde “evren genişliyor” yazmadığı gibi evrenin genişlediği imasının çıkarılması dahi mümkün değildir. Ayet ve içindeki kelimelerin birebir çevirisi tam olarak şu:
ves semae beneynaha bi eydin ve inna le musiune: ve gök, onu güç ile biz inşa ettik ve kuşkusuz biz musiyiz.

ves semae: “ve gök ve sema” demek.
Muhammed döneminde arapların bugünkü anlamıyla evren diye bir kelimeleri yoktu. Kainat arapçadır ancak kainat “kane” yani olmak kökünden gelir. Varolanların tümü demektir, evren demek değildir.

Yedi kat sema diye bir şey de yok. Kuran yazıldığı dönemde ciddi bir bilimsel çaba içine girmiş evet ancak hiçbir ölçüm yapmadan girdiği bu çaba içinde bulunduğumuz yüzyılda tamamıyla çökmüş durumda. Kuranın kozmolojiye dair bütün öngörüleri yanlış çıktı. Dünyanın sınırsal anlamda bir sonu yok, önce dünya sonra evren yaratılmadı, güneş dünyanın sonunda bir balçığın içine batmıyor, dünya düz değil kıble diye bir yönün olması mümkün değildir. Bir tane bile tutturamadı.

beneynaha bi eydin : “Onu biz güç ile bina ettik” demek.
Burada “beneynaha” kelimesi içindeki “beneyna” kısmı ile bizim türkçede kullandığımız “bina” aynı kökten gelme “be, nun, ye”. Beneyna: biz bina/inşa ettik, sondaki “ha” ise “onu” anlamı ekliyor fiile.

Şimdi burada yine mantıksal bir sorun var. “Göğün bina edilmesi” tam olarak ne anlama geliyor? Gök bina edilmiş. Bizim bildiğimiz kadarı ile Big Bang denilen olay en az 3–4 farklı yöntemle varlığı ispatlanmış bir şeydir. Mesela kozmik mikrodalga geri plan ışınımı bulundu, mesela helyum ve hidrojenin oranları üzerinden evrenin yaşı hesaplandı gibi. Şimdi kuran zaten gök derken bir andromeda galaksisini bu göğün içine katmıyor da hadi katıyor diyelim “göğü bina etmek” ne demek?Burada kullanılan ve yukarıda çekiminden ufak bir kısmını yazdığım “bina etmek” fiili “bir şeyin üzerine inşa etmek” anlamına gelir. Yoksa büyük patlama ile bir kaosun ortasından bir düzen çıkarmayı ifade etmiyor, buna dair en ufak bir ipucu da vermiyor. Arz dediği bizim üzerinde yaşadığımız somut varlık. Yer/arz burası, bu dünya ve bunun üzerine bir göğü, semayı bina ediyor adam. Oysa arzın yani dünyanın üzerine sema falan inşa edilmedi. Sema diye somut bir şey de yok. Bir uzay zamanın içindeyiz sadece. Ama kuranın bütününde “önceden bir dünya olduğu ve göklerin sonradan onun üzerine inşa edildiği” kabulü var. Mesela bakara suresi 29.ayette “önce yer sonra gök yaratıldı” demiyor mu?

ve inna le musiune: “kuşkusuz biz musiyiz” demek.
Bu ifadenin tam olarak neresi “evren genişliyor” anlamına geliyor acaba? Bir kere kuran evren diye bir şeyin varlığından habersiz. 7 Kat gök diye ilkel efsaneleri sayıyor. 7 Kat gök yok, uzay zaman var. Bükülebilen bir uzay var ve görülebilen uzayda gelecekte görülmesi muhtemel olanlarla birlikte 200 milyar galaksi var. 7 kat gök neresi tam olarak?



Ayrıca sonsuza kadar genişleyeceği de kesin değil. Yeni bulgular evrenin genişlemesinin duracağı yönünde. Varsayalım ki evren genişliyor diyor Kuran, ne oldu bugün elde ettiğimiz kanıtlar tersini söylüyor kitabın yine bilim dışı oluyor. Bu konuları yıllar önce forumda tartışırken de şöyle bir cümle kurmuştum yarın bir gün evrenin genişlemesi duracak diye bir kanıt bulunduğunda dinciler bu defa da aslında Kuran da öyle yazmıyor biz yanlış çevirmişiz gibi iddaalarda bulunacak.

“İki denizi salıvermiştir; aralarında bir engel vardır…
Bu direkt yanlış bir bilgi zaten. Dünyadaki birbiriyle bağlantılı tum sular birbirine karışır. Engel var diye bir saçmalık yok.




u görseldeki gibi farklı renklerde görünmelerinin nedeni birbirine karışmıyor olmasından değil, su içlerindeki içerik ve minerallerden dolayı farklı renklerde görünürler ve özellikle iki su kütlesinin birbiriyle buluştuğu noktada sanki birbiriyle karışmıyor gibi bir algı oluşmasına neden oluyor. Birbiriyle bağlantılı bütün su kütleleri birbirlerine karışmak zorundadır.

Dışarıdan bu su kütlelerine bakıldığında birbiriyle karışmıyor gibi gözükmesi, gerçekten de bu kütlelerin birbirinden ayrılmış olduğu manasına gelmez. Sular arasındaki habitat farkı yanılsamaya sebep olur olay bundan ibaret.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…