Ravage
Decapat
- Katılım
- 9 Nisan 2022
- Mesajlar
- 45
Herkese merhaba, öncelikle. Bu konu biraz fazla uzun olacak ve bol bol kişisel anekdotlar içerecekdir umarım sıkmam sizi. Evet yaş 18, okulun bitmesine ve uni sınavlarına az kaldı. Onların getirdiği stres, gelecek kaygısı, yalnızlık, hiçbir konuda başarılı olmamak, beni destekleyen bir baba figürünün olmaması vs. şeyler son birkaç yıldır hep canımı sıkıyordu fakat artık yetişken bir bireyim neredeyse.
Kendim için, geleceğim için sorumluluk sahibi olmalıymışım gibi hissediyorum ama yapamıyorum, kendimde o motivasyonu bulamıyorum... Ders çalışayım diyorum birkaç gün sonra onu da bırakıyorum. Okumam lazım yoksa bir halt olamayacağımı biliyorum fakat onu bile bile boş boş harcıyorum zamanımı. Dışarı çıkıp bir yerlere eğlenmeye gitmek de hiç bana göre değil zaman kaybı olarak görüyorum (ki ekonomik durumumda pek müsait değil istesem de ve doğru dürüst arkadaşımda yok). En sevdiğim hobi oyun oynamaktı oda PC'm bozulduktan sonra elden gitti.
Sonracıma, bütün bu sorunlarımı unutturmayı başaran, hayata bakış açımı değiştiren, beni tam olarak anlamayı başaran tek kişi olan ve beni bir süreliğine hayatım boyunca hiç olmadığım kadar mutlu eden sevgilim ona en ihtiyacım olduğum şu dönemde kısa bir süre önce terk etti. En çok koyan şey ise terk edilmek değil, gitmeden önce ettiği laflardı. Meğerse beni hiç sevmemiş, sevdiğini sanmış. Sonra ben değişmişim falan... Klasik şeyler anlayacağınız. "hay senin derdini", "ben de senin derdinden istiyorum", "ergenlik" tarzı şeyler diyebilirsiniz, olabilir sizde haklısınız sadece bunları anlatacak veya anlatsam da adamakıllı dinleyip, anlayacak ne bir tanıdığım var nede arkadaşım.
Öyle içimi dökmek istedim sadece. Umarım anlayışla karşılarsınız bu dağınık hayat hikaye tarzı konumu. Hiç mi özelliğin yok diyeceklere, fena olmayan bir İngilizcem var ona da özellik diyebilirsek artık :/
Kendim için, geleceğim için sorumluluk sahibi olmalıymışım gibi hissediyorum ama yapamıyorum, kendimde o motivasyonu bulamıyorum... Ders çalışayım diyorum birkaç gün sonra onu da bırakıyorum. Okumam lazım yoksa bir halt olamayacağımı biliyorum fakat onu bile bile boş boş harcıyorum zamanımı. Dışarı çıkıp bir yerlere eğlenmeye gitmek de hiç bana göre değil zaman kaybı olarak görüyorum (ki ekonomik durumumda pek müsait değil istesem de ve doğru dürüst arkadaşımda yok). En sevdiğim hobi oyun oynamaktı oda PC'm bozulduktan sonra elden gitti.
Sonracıma, bütün bu sorunlarımı unutturmayı başaran, hayata bakış açımı değiştiren, beni tam olarak anlamayı başaran tek kişi olan ve beni bir süreliğine hayatım boyunca hiç olmadığım kadar mutlu eden sevgilim ona en ihtiyacım olduğum şu dönemde kısa bir süre önce terk etti. En çok koyan şey ise terk edilmek değil, gitmeden önce ettiği laflardı. Meğerse beni hiç sevmemiş, sevdiğini sanmış. Sonra ben değişmişim falan... Klasik şeyler anlayacağınız. "hay senin derdini", "ben de senin derdinden istiyorum", "ergenlik" tarzı şeyler diyebilirsiniz, olabilir sizde haklısınız sadece bunları anlatacak veya anlatsam da adamakıllı dinleyip, anlayacak ne bir tanıdığım var nede arkadaşım.
Öyle içimi dökmek istedim sadece. Umarım anlayışla karşılarsınız bu dağınık hayat hikaye tarzı konumu. Hiç mi özelliğin yok diyeceklere, fena olmayan bir İngilizcem var ona da özellik diyebilirsek artık :/
Son düzenleyen: Moderatör: