Çin'in 3 Saat Oyun Yasası

Kesinlikle doğru buluyorum uygulamayı. İlk bakışta "ne kadar da baskıcı" falan diye düşünülebilir ama işin özüne indiğinizde kontrolsüz oyun oynamanın ne gibi sonuçlar doğurduğunu hepimiz biliyoruz.

Çin deyince akla gelenler biraz karışık olabiliyor. Senin de dediğin gibi adamların kendilerine göre internetleri uygulamaları falan hep devletin kontrolünde. Belki de bu kadar kalabalık bir ülkeyi, kendi devasa iç pazarlarını ancak böyle yönetebiliyorlardır? Bir yandan da bu sayede teknolojide almış başlarını gitmişler, sen de fark etmişsin zaten.
Şu pazar meselesi de öyle. Evet, bizim alıştığımızdan çok farklı olabilir, o kokular, satılan tuhaf tuhaf hayvanlar falan insanın midesini bulandırır ama işte oranın da kültürü bu demek ki. Her yerin kendine has bir kokusu var sonuçta. Çin'inki de bayağı keskinmiş anlaşılan
 
Son düzenleme:
Aynen. Baharatlı ve şekerli çekirdekleri de oluyor onları çok beğenmiştim.
 
İlk defa duyuyorum böyle bir konuyu. Doğru bir uygulama değil, oldu olacak oyun türlerine de karışsınlar psikolojinin bozulmaması için. Hayır her şey doğruymuş gibi böyle bir baskı yapmaları çok ama çok saçma.
 
Despot ve ucube bir ülke. Üstte birde aklı sıra bu ülkeyi savunan kişi var. Madem güzel uygulama git orada yaşa desen, bin bir türlü bahane uydurur.

Devlet halka hizmet için var, kişisel hakları elinden almak için değil.
 
"Despot ve ucube ülke" diye etiket yapıştırıp, farklı bir bakış açısı sunmaya çalışanlara "aklı sıra" diyerek saldırmak ne büyük bir zeka pırıltısı. "Madem güzel, git orada yaşa" lafı da ne zaman tedavülden kalkacak merak ediyorum. Bu kadar mı dar bir bakış açın var? Bir uygulamanın, bir politikanın belirli bir yönünü tartışmak "aa evet evet orası cennet, hemen taşınmalıyım" demek mi oluyor senin aklına göre? Bir uygulamanın iyi/kötü yanlarını konuşabilmek için illa o rejimin koşulsuz hayranı olmak ya da oraya göç etmeye niyetlenmek mi gerekiyor? Bu nasıl bir mantık silsilesi?

"Devlet halka hizmet için var, kişisel hakları elinden almak için değil" demiş. Vay canına, ne derin bir tespit!!!1!!!! Kimse aksini iddia etmedi zaten. Ama herhalde "kişsiel haklar" dediğin şeyin de bir toplum içinde, belirli kurallar ve düzenlemelerle dengelendiğini, özellikle çocukların ve gençlerin korunması gibi konularda devletin bazen kısıtlayıcı görünen ama koruma amaçlı adımlar atabileceğini idrak etmekte zorlanıyorsun. Her yasa bir yönüyle "kısıtlama" getirir zaten, önemli olan bunun meşruiyeti ve amacıdır. Senin o iki satırlık sloganvari cümlenle karmaşık devlet-toplum-birey ilişkileri açıklanabilir mi sanıyorsun?
 
Alkol yasağı da getirilmişti, sigara yasağı da, hepsi sağlık için dendi. Ne farkı var bunun bundan?
İki kuruşluk mantıklarla bana bu ithamların ağır. Açık bir şekilde yaşadığın toplum ve hayatına veriyorum böyle olmanı.
 
Bunu yapan yemeni de kısıtlar, barınmanıda. Hiç etik bir davranış değil, sana ne kardeşim benim oyunumdan yani. Ailelerin karar vermesi gerekir buna. Kaçıncı yüzyıldayız, çok anormal böyle şeyler.
 
Eleştiriye karşı argüman geliştirmek yerine kişisel saldırılara ve konuyu saptırmaya mı geçtin? Madem "iki kuruşluk mantıklarla" sana ağır ithamlarda bulunmuşum, o zaman bu "derin" analizlerinle aydınlat bizi de görelim.

Alkol ve sigara kıyaslaması yapıyorsun bir de. Bir yanda reşit olmayan, gelişim çağındaki çocukların potansiyel bağımlılıklardan korunması var, diğer yanda da genel toplum sağlığına yönelik, yetişkinleri kapsayan düzenlemeler. Aradaki DEVASA farkı göremiyorsan ya art niyetlisin ya da gerçekten "iki kuruşluk mantık" tam da sana ait bir özellik. Çocukları koruma ile genel kamu sağlığı düzenlemelerini aynı kefeye koyamazsın.

"Yaşadığın toplum ve hayatına veriyorum böyle olmanı" mı? Benim "böyle olmamı" neye verdiğinin zerre önemi yok. Asıl sen karşındaki insanın kim olduğu, nerede yaşadığı hakkında en ufak bir fikrin olmadan, sırf seninle aynı düşünmüyor diye böyle ucuz yaftalamalara girişiyorsan asıl senin "böyle" olmanı neye borçlu olduğunu sorgulamak lazım. Fikirlerle mücadele etmek yerine kişiliğe saldırmak en basit tabiriyle acizliktir.
 
Sen özgürlüğü bir grubun elinden alan birisisin. Lütfen o ülkelere git, orada yaşa. Bunun daha doğru yöntemi varken yasakları savunan birine, kalkıp mantıklı argüman sunacak zaman harcamam ben.

Azıcık mantıklı düşünsen bunun despotça olduğunu anlardın. Farklı alternatifler düşünülmesi gerekirken. Yasak hiçbir zaman çözüm değildir.
 
Hangi özgürlükten bahsediyorsun? 18 yaş altı çocukların gelişimlerini olumsuz etkileyecek, potansiyel olarak bağımlılık yapıcı bir aktiviteye sınırsızca erişme "özgürlüğü" mü? Eğer çocukları korumaya yönelik, onların gelecekleri ve sağlıkları düşünülerek atılan adımları "özgürlükleri ellerinden almak" olarak görüyorsan senin özgürlük tanımında ciddi bir problem var. Bir ebeveynin çocuğunun iyiliği için koyduğu kuralları "desoptluk" olarak yaftalamanla aynı şey.

"Daha doğru yöntemi varken yasakları savunan birine mantıklı argüman sunacak zaman harcamam" demişsin. Ne kadar da kibirli bir duruş. Peki, sormazlar mı, nedir o "daha doğru yöntemler"? Madem o kadar eminsin ve elinde sihirli formüller var, neden bunları ortaya koyup bizi aydınlatmıyorsun?

"Azıcık mantıklı düşünsen bunun despotça olduğunu anlardın" ve "Yasak hiçbir zaman çözüm değildir" gibi kesin hükümlerine gelince... Çocukların oyun sürelerine, yaşlarına uygun harcama limitlerine veya kimlik doğrulamasına "despotça" demek, kelimelerin anlamını fazlasıyla zorlamak olur. Senin mantığına göre, çocukların alkol ve sigara kullanmasını yasaklamak da despotluk, okula gitme zorunluluğu da. "Yasak hiçbir zaman çözüm değildir" gibi genel geçer laflar da gerçek hayatta pek karşılık bulmaz. Toplum düzenini sağlayan, bireyleri (özellikle de çocukları) koruyan pek çok kural, özünde bir tür "yasak" veya "kısıtlama" içerir.
 
Konuyu cevapla
Menü
Giriş yap
Kaydol
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…