Reddi_
Centipat
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Efenim artık meşrulaşan günlük inceleme şeysilerine devam ediyoruz. Aslında canım sıkılmasa yazmayacağım şeyler ancak işte uğraşcak bir şey yok.
Cuphead hakkında en yaygın bilgi "aşırı zor olduğu." Oyun zor mu?"Evet." Peki söylendiği kadar mı? "Hayır." Elbetteki oyunda bir Dark Souls zorluğu yok. Ancak oyunda bir düşmana tekrar tekrar yenilmek sinir bozucu, ve oyunu bu açıdan kötü yapan şey, bir düşmanla defalarca savaştıktan sonra yenmek bir tatmin olma hissi yerine; "oh be sonunda öldü (küfür-küfür-küfür-). Senin ben (yaratıcı küfürler)" şeklinde tepki yaratıyor olması. Bu açıdan biraz can sıkıcı ancak sabırlı bir oyuncu iseniz keyif almanıza engel hiçbir şey yok.
Hikayemiz şu şekilde başlar: Kumar içerir (+18)
Cuphead ve mugman iki fincan kardeştir. Dedeleri görmüş geçirmiş elder cattle ile birlikte yaşamaktadırlar. Bir gün bu iki kardeş şeytanın gazinosuna girerler ve kumar oynamaya başlarlar. Günah pointleri iyice artan iki kardeşi ziyarete şeytan gelir ve onlara birer teklif sunar. Şeytan: "Beni kumarda yenerseniz size hayal dahi edemeyeceğiniz kadar çok para veririm!" Der. Gözü azgınlıkla dönen cuphead teklifi tereddüt dahi etmeden kabul eder. Ancak mugman bunun kötü bir fikir olduğunu söylese dahi cuphead onu dinlemez, ve şeytan'la oturur kumara. En sonunda yenilen cuphead;"hişt, hoca! Şike var!" Der ama şeytan onlara "bütün ruhları almadan geri dönmeyin, yoksa ben sizinkini alırım!" Der. Böylece iki kardeş elder Cattle'ın yaşadığı yere gider ve maceraları burada başlar.
Biraz benim de yorumum ile hikaye özünde bu. Öncelikle oyunun tamamının boss savaşlarından oluştuğunu söylemekte fayda var. Bazıları kalkıp "run&gun"ları gösterebilir ancak belirtelim, onlar oyuncunun isteğine bağlı olarak yaptığı ve oyun içi para kazanmak için oynadığı şeyler. Ana hikaye tamamen boss kaplı.
Grafikler:
Oyunun en çok öne çıkan özelliklerinden biride elbetteki "grafikleri." Özellikle animasyonlara aşırı ilgi duyan ve küçüklüğünden beri o eski walt disney animasyonlarına aşık olan benim için nimet değerinde bu oyun. Bazı anlarda, özellikle bir düşmanın ölüm animasyonu sırasında oynamayı bırakıp sadece animasyonları izledim. Ancak bu benim için geçerli olan bir artı olduğu için bunu saymıyoruz. Elbetteki 3D grafikler dışında her şeye "çöp" diyen tayfadan kalkıp bu oyunu sevmeleri beklenemez. O yüzden bunu ne eksi, ne artı olarak alacağım. Sadece oyunun "tarzı" olarak bahsedeceğim.
Oynanış:
Oynanış aslında fena değil, silah çeşitliliği pek yok ancak pek ihtiyaç duymuyoruz oynarken. Eğer otomatik nişan alan bir silahınız varsa yapmanız gereken tek şey düşman saldırılarından kaçmak, ki oyunu bu kadar zorlaştıran asıl bölüm burası. Ancak düşman saldırılarına çok kasmışlar olacak ki virüs hissiyatı yok oyunda. Bayağı düşmana giden merminizin deydiğini hissettirecek tek şey düşmanın renginin beyazlaşması. Bu yüzden attığınız son mermi ile düşman bir anda yere yığılınca insan kendini boşa harcamış gibi hissetmiyor değil, bu her ne kadar az da eksi olsa şahsen virüs hissiyatı olmaması daha iyi olmuş derim. Bu kadar hızlı bir oynanışa sahip böyle bir oyunda düşmanın ateş etmemesini sağlayacak, onu sekteye uğratacak animasyonlar bu aksiyonu çok yavaşlatır ve işi çok kolaylaştırırdı. Özellikle çeyrek saniyede bir mermi attığımızı varsayarsak hiç olmaması daha iyi olmuş.
Madem bu kadar boos var, nasıl bosslar?
Bosslar gayet iyi, her birinin kendine has özellikleri var ve oynanış çeşitliliği açısından silah yokluğunu kapatıyor. Çok nadirdir aynı bossla savaştığımı düşündüğüm. Oyunda 19 tane boss var ve her biri süre bakımından 40 dk sürdü benim için. Ki bu da yaklaşık olarak 12 saat civarında bir oynanış süresi ediyor.
Kişisel notlar:
Açıkçası fiyatının şu an 31 TL olduğunu düşünürsek 12 saat için "değmez." Oyunun aynı zamanda her kesimden oyuncuya hitap etmediğini de söylemeliyim. Oyunu şahsen beğendim, ancak herkes benimle aynı görüşte olamayabilir. Dediğim gibi, fiyatı açısından biraz kısa ancak platformer, veya eski tarz animasyon seven biri iseniz alın derim.
Oyuncu olarak puanım:
86/100.
Oyun eleştiren biri olarak puanım:
80/100.
Cuphead hakkında en yaygın bilgi "aşırı zor olduğu." Oyun zor mu?"Evet." Peki söylendiği kadar mı? "Hayır." Elbetteki oyunda bir Dark Souls zorluğu yok. Ancak oyunda bir düşmana tekrar tekrar yenilmek sinir bozucu, ve oyunu bu açıdan kötü yapan şey, bir düşmanla defalarca savaştıktan sonra yenmek bir tatmin olma hissi yerine; "oh be sonunda öldü (küfür-küfür-küfür-). Senin ben (yaratıcı küfürler)" şeklinde tepki yaratıyor olması. Bu açıdan biraz can sıkıcı ancak sabırlı bir oyuncu iseniz keyif almanıza engel hiçbir şey yok.
Hikayemiz şu şekilde başlar: Kumar içerir (+18)
Cuphead ve mugman iki fincan kardeştir. Dedeleri görmüş geçirmiş elder cattle ile birlikte yaşamaktadırlar. Bir gün bu iki kardeş şeytanın gazinosuna girerler ve kumar oynamaya başlarlar. Günah pointleri iyice artan iki kardeşi ziyarete şeytan gelir ve onlara birer teklif sunar. Şeytan: "Beni kumarda yenerseniz size hayal dahi edemeyeceğiniz kadar çok para veririm!" Der. Gözü azgınlıkla dönen cuphead teklifi tereddüt dahi etmeden kabul eder. Ancak mugman bunun kötü bir fikir olduğunu söylese dahi cuphead onu dinlemez, ve şeytan'la oturur kumara. En sonunda yenilen cuphead;"hişt, hoca! Şike var!" Der ama şeytan onlara "bütün ruhları almadan geri dönmeyin, yoksa ben sizinkini alırım!" Der. Böylece iki kardeş elder Cattle'ın yaşadığı yere gider ve maceraları burada başlar.
Biraz benim de yorumum ile hikaye özünde bu. Öncelikle oyunun tamamının boss savaşlarından oluştuğunu söylemekte fayda var. Bazıları kalkıp "run&gun"ları gösterebilir ancak belirtelim, onlar oyuncunun isteğine bağlı olarak yaptığı ve oyun içi para kazanmak için oynadığı şeyler. Ana hikaye tamamen boss kaplı.
Grafikler:
Oyunun en çok öne çıkan özelliklerinden biride elbetteki "grafikleri." Özellikle animasyonlara aşırı ilgi duyan ve küçüklüğünden beri o eski walt disney animasyonlarına aşık olan benim için nimet değerinde bu oyun. Bazı anlarda, özellikle bir düşmanın ölüm animasyonu sırasında oynamayı bırakıp sadece animasyonları izledim. Ancak bu benim için geçerli olan bir artı olduğu için bunu saymıyoruz. Elbetteki 3D grafikler dışında her şeye "çöp" diyen tayfadan kalkıp bu oyunu sevmeleri beklenemez. O yüzden bunu ne eksi, ne artı olarak alacağım. Sadece oyunun "tarzı" olarak bahsedeceğim.
Oynanış:
Oynanış aslında fena değil, silah çeşitliliği pek yok ancak pek ihtiyaç duymuyoruz oynarken. Eğer otomatik nişan alan bir silahınız varsa yapmanız gereken tek şey düşman saldırılarından kaçmak, ki oyunu bu kadar zorlaştıran asıl bölüm burası. Ancak düşman saldırılarına çok kasmışlar olacak ki virüs hissiyatı yok oyunda. Bayağı düşmana giden merminizin deydiğini hissettirecek tek şey düşmanın renginin beyazlaşması. Bu yüzden attığınız son mermi ile düşman bir anda yere yığılınca insan kendini boşa harcamış gibi hissetmiyor değil, bu her ne kadar az da eksi olsa şahsen virüs hissiyatı olmaması daha iyi olmuş derim. Bu kadar hızlı bir oynanışa sahip böyle bir oyunda düşmanın ateş etmemesini sağlayacak, onu sekteye uğratacak animasyonlar bu aksiyonu çok yavaşlatır ve işi çok kolaylaştırırdı. Özellikle çeyrek saniyede bir mermi attığımızı varsayarsak hiç olmaması daha iyi olmuş.
Madem bu kadar boos var, nasıl bosslar?
Bosslar gayet iyi, her birinin kendine has özellikleri var ve oynanış çeşitliliği açısından silah yokluğunu kapatıyor. Çok nadirdir aynı bossla savaştığımı düşündüğüm. Oyunda 19 tane boss var ve her biri süre bakımından 40 dk sürdü benim için. Ki bu da yaklaşık olarak 12 saat civarında bir oynanış süresi ediyor.
Kişisel notlar:
Açıkçası fiyatının şu an 31 TL olduğunu düşünürsek 12 saat için "değmez." Oyunun aynı zamanda her kesimden oyuncuya hitap etmediğini de söylemeliyim. Oyunu şahsen beğendim, ancak herkes benimle aynı görüşte olamayabilir. Dediğim gibi, fiyatı açısından biraz kısa ancak platformer, veya eski tarz animasyon seven biri iseniz alın derim.
Oyuncu olarak puanım:
86/100.
Oyun eleştiren biri olarak puanım:
80/100.
