Fikrinden eminsen 1 sene telafi edilebilir bir süre ve dişçilik ile mühendislik apayrı alanlar senin de bildiğin gibi. Okulda mühendislik eğitimi adına çok bir şey vermiyor bence. Staj ve projelere dahil olup kendini geliştirmenle bir yere gelebilirsin. Tabii bu alanları Malatya'da bulamayabilirsin. Sanayinin daha gelişmiş olduğu belirli bölgelerde iş imkanı bulmak daha kolay olur. Benim yaşadığın bölgede (Trakya/Marmara) bir çok fabrika olduğu için ben de makine mühendisliği yazdım. Malatya'da 1 sene kaldım daha sonra Afyon Kocatepe Üniversitesi'ne geçiş yaptım. Belirli şehirlerde daha yoğun mesela Manisa-Bursa Araç sektöründe ileride, Ankara da havacılık ve savunma sanayii var vs. Demek istediğim belirli bölgelerde daha yoğunlukta olduğu için oralarda iş imkanı bulman daha olası aynı şekilde staj programlarına dahil olman senin için çok önemli. Öğrenci iken bu programlara dahil olup çok önemli tecrübler edinebilirsin. Bunlar CV için de önemli. Bu şekilde sektöre kendini hazırlayabilirsin. Yani özel sektör olduğu için biraz bilinçli hareket etmek gerekiyor bence. Bu devirde herkesin mühendislik diploması var.
Yazdıklarına göre aklı başında, ne istediğini bilen ve sebep sonuç ilişkisini kurabilecek bir kişisin. Okulda gördüğün mühendislik eğitimi de dişçilik derslerinde yaşadığın gibi sana boş gelebilir. Derste slayt okuyan bir eğitmen olursa veya teknik resim dersinde "Bunları zaten bilgisayar ile kolaylıkla çizebiliyoruz, neden elle çizmemiz gerekiyor ki. " gibi şeylere takılabilirsin. Veya sınıfta %97 oranında bulunan erkek popülasyonunda nereye düştüğünü sorgulayabilirsin. Hocaların tutumlarına takabilirsin. Mühendislik sana eğitim ve sosyal açıdan çok bir şey vaadetmeyebilir. O yüzden iyi düşünmek gerekiyor. Yine de mühendis olmak istiyorsan bu aşamalardan mecbur geçeceksin. Eğer akıllı davranırsan millet çıkmış soruları ezberlemeye çalışırken sen kendini geliştirmeye çalışırsın. Mühendislikte çıkabileceğin tavanın sınırın neredeyse yok gibi ama ortalaması da düşük.
Bence en iyisi gitmek istediğin bölümün hocalarıyla bir görüş. Düşüncelerini neden o bölüme gitmek istediğini, beklentilerini anlatmaya çalış. Umarım yardımcı olabilmişimdir.
Benim Üniversite Hayatım
Şehir konusunda yaşadıklarımı anlatayım:
Tekirdağ'dan Malatya'ya geldiğimde alışmam bir süremi aldı. Oda arkadaşlarım Adıyamanlı, Mardinli vs. çevre bölgelerden geldiği için dinlediği müzik,düşünce yapısı vs. farklıydı. Günlük yaşamda elbette sorun yaşamadım aksine çok güzel arakdaşlıklar kurdum çiğ köfte gecesi bile yaptık ama evden bu kadar uzakta olmak beni zorladı açıkçası. Bayramlarda eve dönmek maliyetli ve yorucu oluyordu. Uçakla bile 10 saati buluyordu. Eve dönmediğimde ise ben itiraf etmesem de biraz özlem duygusunu yaşıyordum. Tabii daha iyi bir eğitim için fedakarlık edinilebilir ama sizi zorlayabilir bunu da unutmayın. Mesela Ankara'daki bir okul seni memnun edecekse İzmir veya İstanbul'a göre bu açıdan tercih edebilirsin. 4 sene okul en kötü ihtimalle Okul Açılışı+Vize sonrası eve gidiş+ Vize sonrası okula dönüş+ Ara tatil eve dönüş(bütler muamma)+ Ara tatil okula dönüş+ Vize sonrası eve gidiş+ Vize sonrası okula dönüş+ Eve dönüş=En az 8 kez gidip geleceksin ve bu işin yaz okulu, bayramı, bütleri vs. dersen değişebilir. Ve bunu 4 sene boyunca yapacaksın. 4X8=32 yolculuk. Düşünsene 20 saat uzaklıktasın 20 saat otobüs yolculuğu. Uçağa bindin diyelim yine en iyi ihtimalle 5 saat. Ben Afyon'a bu yüzden geçiş yaptım biraz da. Ona rağmen 10 saat yol sürüyordu. Bunu da aklında bulundur. Elbette dediğim gibi daha iyi bir eğitim için bu fedakarlık yapılabilir ama kesinlikle göz önünde bulundur.
Gelelim kampüs yani okul yerleşkesi ile kalacağın yurt/ev'in arasındaki mesafeye. Malatya da yurdum ana yolun üzerinde olduğu için etrafında hiç bir market, kafe vs. bulunmuyordu. Sürekli okuldan dönerken taşıyordum. Gece canım bir şey çektiğinde ya da acıktığında bazen sorun olabiliyordu. Bunun dışında okula gidip gelirsek sürekli trambüse binmek bana eziyet oluyordu. Ben genellikle geç kaldığım için daha büyük dert olmuştu. Afyon'da ise olaylar çoook daha kolaydı. Kampüsün tam karşısında Erenler Mahallesinde yurtlar, kafeler, mağazalar, süpermarketler her şey bulunuyordu. Yürüyerek derse gitmek sadece 15 dakikaydı. Bir çok kiralık ev olanağı da mevcuttu. Büyük şehirlerde bu durum daha zor olabiliyor ama bir araştırman senin için çok faydalı olur bence. Mesela sabah 08:30 da dersin var. Malatya da erken kalkıp hazırlanıp trambüse yetişmeye ve o kalabıkta boş trambüs bulmaya çalışırken Afyonda en kötü ihtimalle 5-10 dakika geç kalırdım ama yürüyerek dersime rahatlıkla yetişebiliyordum. Akşamları canım sıkıldığında bir markete gidip bir şey alabiliyordum.
Kültür farkı olarak da Afyon'da bir çok gitar çalan, benzer müzik zevklerine sahip arkadaşlar edinip müzik hakkında saatlerce sohbet edebilirken Malatya'da bunu yapamamıştım. Cem Yılmaz'lı Gora'yı, MFÖ'yü bile bilmeyen insanlar vardı. Bunu küçümsemek için söylemiyorum lütfen yanlış anlamayın.
Daha eğitim hakkında konuşmadım bile. Bunları evinizden uzakta, günlük yaşantınızda nelerle karşılacağınızın bir perspektifi olması açısından anlattım. Daha yurtta gece yarısı, sınav öncesi kulaklıksız Yetenek Sizsiniz izleyen bir saygısızla girdiğim tartışmaya, tuvaletini klozete tutturamayanlara gelmedim bile. (Elbette güzel anılar da biriktiriyorsunuz.)
Bunlar tabi kaçınılmaz şeyler. Merak ettiğiniz yardımcı olabileceğim bir sorunuz varsa yardımcı olmak isterim.