Biz Müslüman Türklerin baş düşmanlarımızdan biri olan Çin, yıllardır Doğu Türkistan'daki soydaşlarımıza zulmediyor ve soykırım uyguluyor. İnsan hakları, teröre hayır, kadına şiddete hayır gibi söylemlerle göz boyamayı âdet edinmiş olan dünyanın dünyalıkta gelişmiş olan ülkeleri gözlerini yumup gündemi değiştiriyor. Terör devleti İsrail'den sonra başı çekenlerden bir diğeri olan terör devleti Çin, COVID'i bahane ederek Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi evlere kapatarak kapıları üzerlerine kilitlediler. Bu da yetmezmiş gibi kilit üzerlerine güçlendirme yaparak, evlerin içerisinde ki Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi açlığa ve susuzluğa mahkûm ederek ölümün pençesine bıraktılar.
Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi kapattıkları evlerde Çin terör devleti tarafından yangın çıkarılmasıyla can pazarı yaşandı. Pek çok kardeşimiz şahadete yürüdü. Müslüman oldukları için türlü işkencelere maruz kalan Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz, yapılan zulümlere rağmen imanlarından vazgeçmeyi zerre düşünmediler. Yangının çıkışından saatler sonra bölgeye intikal eden itfaiyenin hiçbir faydasının olmadığı ve olmayacağı da zaten akıl sahiplerinin sorgulamaya bile gerek duymayacağı bir konudur. Terör devleti Çin'in toplama kamplarına kaçırdıkları nice çocuklar anasından-babasından koparıldı. Nice babalar eşlerinden, çocuklarından ayırıldı ve katledildi.
Doğu Türkistan'da ki o mazlum ve masum insanların yerine birkaç dakikalığına kendinizi koyun. Gözlerinizi kapatın ve onlara yapılanların size yapıldığını hayalleyin. Henüz 3 yaşındaki yeğeninizi başından kurşunlayarak gözünüzün önünde öldürdüklerini düşünün, babanızı ve sizi bağlayarak gözlerinizin önünde annenize ve kız kardeşlerinize tecavüz ettiklerini hayalleyin. Hayallediğinizde bile içinize acı ve sızı veren bu durumları Doğu Türkistan'da ki soydaşlarımız, kardeşlerimiz her gün yaşıyor. Konya'da katledilen köpeği gündeme taşıdılar, paylaştılar, kin ve nefret kustular o caniye karşı. Doğu Türkistan'da katledilen insanların bir köpek kadar değeri yok muydu peki? Hani kadın haklarını koruyan dernekler, vakıflar, oluşumlar nerede? İran'da başörtüsüne, İslam'a, edep ve hayaya karşı kışkırtılan halkın içerisinde polisin müdahelesiyle ölen kız için ağlayanlar, Doğu Türkistan'da soykırıma uğrayan soydaşlarımız için neden suspus oldular?
Fotoğrafta ki kız sizin ablanız da olabilirdi. Annesi ve 4 kardeşi yanarak şehit olan bu kız, yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Bu kızın yerinde siz olamaz mıydınız? Sizin başınıza gelemez miydi bu olaylar? Annenizin ve kardeşlerinizin öldürüldüğünü düşündüğünüzde içinizde bir acı peyda olmuyor mu? Aynı olayları bizler yaşasak birilerinin bu zulumlere, bu teröre ses çıkarmasını istemez miyiz?
Bu zulme karşı birey birey tepki göstererek bir topluluk oluşturacağız. Oluşturmak zorundayız. Bu tepkiler büyüdükçe etkileri de artacaktır. "Bizim tepkilerimizden ne olur ki?" gibi aptalca ve cahilce düşüncelere kapılmayacak kadar akıl sahibi olduğumuzu bildiğim için buraya yazdım bunları. Ben e-ticaret ile uğraşıyordum ve Çin'den aldığım ürünleri Türkiye'de satıyordum. Fakat bunun yanlış olduğunun geç de olsa farkına varıp Çin'den ürün alımını durdurdum. Ben tepkimi böyle koydum ve nasıl koyabiliyorsam, elimden ne geliyorsa onları da yapmak için çaba gösteriyorum. Eğer elimizden bir şey gelmiyorsa fiziki olarak, o zaman bu zulmü duyurmakla mükellefiz. Terör devleti Çin'e tepkimizi her türlü göstermemiz lazım. Duyurun bu zulmü, duyurun!
Doğu Türkistan'da ki o mazlum ve masum insanların yerine birkaç dakikalığına kendinizi koyun. Gözlerinizi kapatın ve onlara yapılanların size yapıldığını hayalleyin. Henüz 3 yaşındaki yeğeninizi başından kurşunlayarak gözünüzün önünde öldürdüklerini düşünün, babanızı ve sizi bağlayarak gözlerinizin önünde annenize ve kız kardeşlerinize tecavüz ettiklerini hayalleyin. Hayallediğinizde bile içinize acı ve sızı veren bu durumları Doğu Türkistan'da ki soydaşlarımız, kardeşlerimiz her gün yaşıyor. Konya'da katledilen köpeği gündeme taşıdılar, paylaştılar, kin ve nefret kustular o caniye karşı. Doğu Türkistan'da katledilen insanların bir köpek kadar değeri yok muydu peki? Hani kadın haklarını koruyan dernekler, vakıflar, oluşumlar nerede? İran'da başörtüsüne, İslam'a, edep ve hayaya karşı kışkırtılan halkın içerisinde polisin müdahelesiyle ölen kız için ağlayanlar, Doğu Türkistan'da soykırıma uğrayan soydaşlarımız için neden suspus oldular?
Bu zulme karşı birey birey tepki göstererek bir topluluk oluşturacağız. Oluşturmak zorundayız. Bu tepkiler büyüdükçe etkileri de artacaktır. "Bizim tepkilerimizden ne olur ki?" gibi aptalca ve cahilce düşüncelere kapılmayacak kadar akıl sahibi olduğumuzu bildiğim için buraya yazdım bunları. Ben e-ticaret ile uğraşıyordum ve Çin'den aldığım ürünleri Türkiye'de satıyordum. Fakat bunun yanlış olduğunun geç de olsa farkına varıp Çin'den ürün alımını durdurdum. Ben tepkimi böyle koydum ve nasıl koyabiliyorsam, elimden ne geliyorsa onları da yapmak için çaba gösteriyorum. Eğer elimizden bir şey gelmiyorsa fiziki olarak, o zaman bu zulmü duyurmakla mükellefiz. Terör devleti Çin'e tepkimizi her türlü göstermemiz lazım. Duyurun bu zulmü, duyurun!
Son düzenleyen: Moderatör: