Asıl sizinki hiç hukuka uygun değil. Suçun boyutu ile ceza dengeli olur, hukuk sisteminin de insanları topluma kazandırmak gibi bir amacı vardır. Hukuk, "hata yapmış vurun boynunu" diye işlemez. 20 yaşında gencecik bir kızı, bu kadar basit bir suç için 12 sene hapse hükmetmek inanılmaz derecede orantısız. Bu kadar basit bir hata yüzünden yattığı hapis cezası 32 yaşında bittiğinde o kişi artık bırakın topluma kazandırılmayı, toplumdan tamamen uzaklaşmış, eğitimsiz, amaçsız, kırgın birisi halini alır, ömrünün kalanı da yitip gider.
Gerçek anlamda doktor gibi davranıp insanlara kafasına göre ilaç verse, kendisi kafasına göre ameliyat falan yapsa anlarım, o zaman insanlara zarar vermiş, hatta neredeyse cinayete teşebbüs etmiş olur. Sanki böyleymiş gibi davranıyorsunuz. Kızın tek yaptığı tıp öğrencisi numarası yapıp gerçek doktorların yanında gözlemcilik yapmak, kimseye gerçek anlamda verdiği bir zarar, tek başına aldığı bir karar vs yok. Cadı avına çıkmış, hakkında hiç fikriniz bile olmadığınız bir konuda, tanımadığınız bir gencin hayatı bitsin istiyorsunuz 12-13 sene hapis cezası alması beklentisiyle.
Olay bu kadar basit ya. Kız "doktorluk yapmış" diye bir durum yok. Sadece doktor olduğunu iddia edip gözlemcilik yapmış, tek başına hiçbir zaman hasta bakmamış. Sizin bu mantığa göre, kanser yaptığı %100 bilinen sigarayı içen herkesi hapse atmamız lazım bizim. Başka insanları dumanlarıyla zehirliyorlar, zarar veriyorlar çünkü.
Birincisi, yaşınızın 17-20 aralığında olduğunu tahmin ederek yaşınız kadar savcı karşısına çıktığımı söyleyeyim. Hukuk veya adalet konusunda yarışmak istiyorsanız yarışırız fakat söylediğiniz gibi eğer bir konuda tecrübeniz yoksa, adaleti veya hukuku sadece onu eleştirenlerin anlattığı kadar biliyorsanız o zaman "yazık, bir şey yapmamış" bakış açısına sahip olursunuz. Bu durumda da tecrübesizliğinizden ötürü söylediğiniz, yazdığınız şeyler sadece benim, okurların zamanını boşa harcar.
Türkiye'de veya etnik olarak gelişim seviyesi dünya ortalamasının üstünde ülkelerde kullanılan adalet sisteminde "X fıkrasına, X maddesine, X kuralına, X sözleşmesine, X yasağına aykırı bir hareket var fakat kimse zarar görmemiş, mal kaybı yaşanmamış, 3. bir kişiye sıçramamış o halde bu kişinin cezasını 1/2 oranında indirelim, ona ceza vermeyelim, görmezden gelelim" gibi bakış açısı yoktur. Olamaz zaten. Bu saydığım şeylerin infaz ile tekrarında 2 kat oranında ceza aldığınız suç grubu var zaten. Devlet mümkün olan konularda sizi affediyor. Fakat hedef şahsın işlediği suç, infaz grubuna giren bir suç değil.
Hakimler bu denli ciddi davalara savcının dosyada belirttiği "belgede sahtecilik" kategorisinde bakmıyor sadece. Ehliyetsiz bir kişi trafik çevirmesine yakalandığında para cezası ile cezalandırır fakat o kişi başka bir araca çarpıp kazaya sebebiyet verirse hakkında "cinayete teşebbüs" suçundan kamu davası açılır. Kazanın durumuna göre kişi serbest kalır, ev hapsi alır vs. vs.
Burada yaşanan şey, bu kişi yetkililerce yakalanmadan(ispiyonlanmadan) önce ben bir suç işledim ve şöyle şöyle diye anlatsa, dediğiniz biraz mantıklı gelebilirdi. Fakat bu kişi fark edilmiş, bugüne kadar herhangi bir hastayı tedavi etmeye çalışmamış fakat çalışmış olsaydı belki de 1 belki de 10 can bugün yanımızda olmayabilirdi. Her zaman söylendiği gibi, bir kişinin ceza alması için illa bir musibet mi görmek gerekiyor?
Yine kişiye verilen 8 yıllık hapsin içinde tedavi ile ilgili bir şey yok. Almış olduğu 8 yıllık hapis zaten belgede sahtecilikten dolayıydı. Özel belgede sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik suçları görmezden gelinebilirdi(sizin bakış açınızla) fakat en azından "Yetkisiz hekimlik suçlarını düzenleyen kanuna muhalefet" maddesinden en az 2 yıl hapis yatması gerekiyordu.
Bu arada dikiş eylemi bile steril ortamda yapılır. Eğer bu kişi o gün herhangi bir sebepten dolayı kafası başka bir yerde olup hastaya mikrop bulaştırsaydı, öldürmese bile hastanın 2-3 haftalık iltihap çilesi çekmesine karşın ne tepki verecektiniz?
Kişiyi topluma kazandırma gibi psikolojik seanslar bu gibi suçlulara verilmiyor. Cezaevi müdürü bu kişileri dosyalarına göre seçiyor. 18 yaşını doldurmuş her birey, Türk ceza kanununu kabul etmiş sayılır. Yani, ortada işlenmiş bir suça karşılık bunu destekleyen kanıtlar varsa bu kişiyi topluma kazandıralım gibi bir bakış açısı dünyanın hiçbir yerinde yok. Suçluysanız yargılanacaksınız. İşlediğiniz suçun seviyesine göre, hakime, cezaevinde yaşamınıza göre erken tahliye, açık cezaevine tahliye, günlük aktivite sürelerinin uzatılması, kitap okuma hakkı, meslek edinme hakkı gibi şeyleri tavrınıza göre kazanıyorsunuz zaten. Gidin maddeleri okuyun. İnsan hayatına kasteden hiçbir ceza 5 yıldan aşağı olmaz, olamaz.
Adalet veya hukuk merhametle yaratılamaz. Eylemler sonuçlar ve cezalar doğurur. Biraz hukuk konusunda bilgilenmek isterseniz;