Bunun pek çok sebei var bir kısmı doğru bir kısmı yanlış anlaşılmış sebepler.
Pek çok insan Enver Paşa nın Türkçü/Turancı bir dünya görüşüne sahip olduğu kanısında ve bundan ötürü özellikle milliyetçi kesimde kendisine karşı ciddi bir sempati var fakat tam tersine Enver Paşa Osmanlıcı/Ümmetçi bir dünya görüşüne sahipti hatta Makedonya da kıt'a subaylığı yaptığı yıllardan yakın dostu Kazım Karabekir ile bu konuda yaptığı tartışmalar bile var. Kazım Karabekir Paşa da sanılanın aksine İslamcı değil Türkçü bir şahsiyettir, buradan anlaşılacağı üzere Osmanlı nın son yıllarına ve Cumhuriyetin kuruluşuna damga vuran kadroyla ilgili halk arasında pek çok asılsız bilgi ve önyargı vardır, bu kişiler ve dahil oldukları olayları yorumlamak ve bunlarla ilgili hissiyat sahibi olmak için döneme ait hatıratlar çok iyi okunmalıdır.
Bu çok yaygın yanlış anlaşılmayı düzelttiğimize göre Enver Paşa nın vasıflarından ve yükselişinden de biraz bahsedebiliriz.
Enver Paşa dönemin subayları arasında vatanseverliği, cesareti, atılganlığıyla öne çıkan bir isimdi. Çok ciddi bir kişisel karizmaya sahipti zira saray damadı olmak, Almanları yanlarında savaşa dahil olmaya ikna etmek(Bilinenin aksine Almanlar, Alman Genelkurmayının bu konudaki olumsuz görüşü sebebiyle bu konuda başlarda pek istekli değillerdi, Enver Paşa nın Alman kayzeri üzerindeki olumlu intibası bu konuda önemli rol oynadı) Yakub Cemil ve daha nice İttihat ve Terakki fedaisinin saygısını ve bağlılığını kazanmak bu olmadan pek mümkün değildi.
Enver Paşa kesinlikle yeteneksiz bir adam değildi, iyi bir ressamdı, iyi seviyede Fransızca ve Almanca bilirdi, hatta sırf cemiyette popülaritesi artıyor diye İngilizce dahi öğrenmişti, Makedonya da Kıt'a zabitliği süresinde eşkiya takibi ve benzeri işlerde de son derece başarılıydı lakin çok hızlı bir şekilde yükseldi, akranları yarbay rütbesindeyken Enver Paşa Harbiye Nazırı olmuştu. Tugay komutanlığı seviyesinde tecrübesi dahi olmayan biri için fazlasıyla yüksek rütbelere bir anda çıkmıştı.
1. Dünya savaşındaki performansını herkes istediği yere çekerek değerlendirebilir fakat savaşan diğer devletlerin nüfusları/silah altındaki asker mevcutları göz önüne alındığında pek de başarısız bir performans gösterdiği söylenemez. Unutmayın ki son döneminde Osmanlı İmparatorluğu eşkiya ile baş etmekte zorlanır bir halde.
Sarıkamış faciasındaki payı da diğer bir tartışma konusudur, harekat planlarını inceleyen pek çok askeri tarihçi harekatın kağıt üzerinde iyi hazırlanmış olduğunu fakat düşük rütbeli subaylar arasındaki bir takım anlaşmazlık ve iletişimsizlikler sonucu harekatın başarısız olduğu görüşündedirler, tek kurşun atmama meselesi ise bir efsanedir zira Ruslar bu cephede 20.000 kayıp vermiştir.
Enver Paşa yıkılmakta olan bir imparatorluğun durağan yapısına ciddi bir dinamizm ve umut getirmiştir, bundan dolayı çağdaşı olduğu cemiyette 1. Dünya Savaşı sonrasında bile kendisine karşı ciddi bir teveccüh bulunmaktadır. Doğrusuyla yanlışıyla sıradışı bir hayat hikayesi vardır.