Et yemek cinayet midir?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Telef olmasına üzülürsün yani sana fayda sağlamamasına. Bu ölmesine üzülmek değildir yada vicdan hiç değildir. Çünkü o hayvanı bir canlı olarak değil fayda zarar olacak bir eşya olarak görüyoruz. Zaten bu sebeple mecbur olunmayan yada alternatifi olan ürünlerde de insanlar hayvansal olup olmamasına bakmaz. Alışkanlık, umursamazlık, farkındasızlık ve dediğin gibi sadece kendi mutluluğunu ve çıkarını düşünerek hareket eder.

Bunlara baktığım zaman ise insanoğlunun hayvansever tabirinin içinin ne kadar boş olduğunu görebiliyorum. Hayvanları kategorize edip kendi çıkarımıza göre kullanıyoruz. Ama kime sorsak herkes hayvansever. Farkında olmadan büyük bir ikiyüzlülük yapıyoruz.

O kadar umurumuzda değil ki sonradan insanların kendi çıkarları için evcilleştirdiği hayvanların haklarını bile umursamıyoruz. Ama evde bakarken bir bebek gibi bakmayı seviyoruz

Üzücü bir durum. Toplum henüz o modernliğe ulaşamadı. Belki 30 40 yada 50 sene sonra işler değişecek. Ama şu zamanda mümkün değil.
Sıktı artık. Besin zinciri bu. Doğanın döngüsü için gerekli. Sen yemesen bile başka hayvanlara yem olacak.
Hayır değil. Şu an markete gidip aldığın besinleri besin zincirine mi bağlıyorsun? Gerçekten mi? Doğanın döngüsünü böyle mi koruyoruz Yani insanlar hayvan yemese doğanın dengesi mi bozulacak? Hangi doğa? Başka hayvanlar doğaları gereği bunu yapıyor insan ise fütursuzca yok ediyor ve beslenme dışında belki milyarlarca hayvan yok ediliyor. Giydiğin kıyafetten tut kozmetik ürünlere kadar hatta eğlence sektörü olarak aqua parklar vs. hayvanların yok edilip insanlar için sömürüldüğü çok alan var. Çoğunluk zerre umarsamıyor. Çoğunluğun hayvan haklarıyla ilgili bir derdi de yok. Ama yeri gelince vicdanlı gözükmesini seviyoruz yeri gelince doğanın kanunu bu canım demesini biliyoruz. Bizler hayvansever falan değiliz öyle bir dünya yok. Önce bunu anlamamız gerekiyor.
Herkes için bir şey değişmeyecek ama bir gerçek varsa ortaya konulmuş olacak. Yoksa çoğunluk aynı şeyi yapmaya devam edecek. Bu durum günde 3 paket sigara içen birine sigara sağlığa zararlıdır demek gibi bir şey. O kişi sen bunu deyince bırakacak mı tabi ki hayır. Belki birebir aynı örnek değil ama insanlar doğru bilgiyi de okusa onu yapmaları o kadar kolay olmuyor.

Doğanın kanunu bu tamamen bir yalandan ibaret. İnsanoğlu doğanın içine bu kadar etmişken yaptığımız her şeyi doğanın kanunu demek tamamen bir kaçış.

Abur cuburlar da besin zincirine dahil mi yada fast food sigara içki yada zararlı olan şeyler de doğanın kanunu veya besin zinciri mi oluyor?

Madem öyle tamamen hayvanların yaşadığı bir ormana bırakılalım bakalım kim kimin besin zincirinde görmüş oluruz Doğanın kanununu orada yaşamış oluruz )

Etçil bir hayvanın hayatta kalma içgüdüsüyle insanların hayvanları yaptığını bir mi tutuyorsun gerçekten mi?

Sen bir aslanın başka bir canlıya bunu yaptığını gördün mü?

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
İnsanlar ile bazı hayvanlar arasında mutual ilişkiler oluşmuştur. Örnek olarak köpek, kedi, at gibi. İnsanlar bu hayvanları yemezler, onlara bakarlar ve severler, bunun karşılığında bu hayvanlar da onları sever.
Diğer bir ilişkiyse koyun, keçi, dana, tavuk, hindi gibi hayvanlar ile olur. Bu hayvanlar belirli bir süre boyunca beslenir ve korunurlar. Bunun karşılığında verdiği ürünlerden ve en sonunda etinden faydalanılır.
Bir de sadece avlandığımız hayvanlar vardır, bunlar da genel olarak deniz canlılarıdır.
Bunun dışındaki hayvanlar ise insanlar ile etkileşime geçmeyen hayvanlar oluyor. Bunları kendi çevrelerinde yaşamaları için koruma altında tutmaya çalışırız.

Bu zinciri eğer bozarsan farklı bir hayvan bundan etkilenir. Sen mesela o koyun, dana gibi hayvanları kesmeyi sen "cinayet" olarak nitelendiriyorsan bu hayvanları kesmeyi bırakıp doğaya saldığında bu hayvanların neslinin tükenmesine göz yummak da soykırım oluyor.
Doğanın dengesi senin zannettiğin gibi bir şey değil. Tek bir türün diğer türleri domine etmesi kaçınılmaz bir şey. Sen gidip eğer bu hayvanları ortalığa salarsan;
1- koyacak yerin yok
2- hayvanlar hayatta kalamaz
3- birden fazla hayvanın besin zincirindeki yerini ani bir şekilde değiştirdiğin için "düzen" diye bir şey kalmaz.
Hayvansever olarak tanımladığın neye göre bilmiyorum. İlk bahsettiğim türdeki dostluk ilişkisi olan hayvanlar kesinlikle öldürülmez. İkinci ve üçüncü türdeyse yemek için öldürülür.
İnsanların evrimsel süreçte bu raddeye gelmesindeki en büyük etken avcılıktır. Toplumları besleyebilmek, kas gücü vs. pek çok konuda çok büyük bir önem arzediyordu. Bu evrimsel sürecin ilerleyişinde insan omnivor olarak gelişti. Bu ne demek? Hem etçil hem otçul demek. Evrimsel süreçte buraya gelmemizin ve hala toplumları beslememizin en büyük etkenlerinden biri olan eti "bahane" veya "kaçış" olarak nitelendirmek bir saçmalıktan ibaret.

Gelişimini milyonlarca yıldır sürdüren ve kas gücünün yerine zekaya bıraktığı. Bu sayede toplumlaşıp aletlerle, tuzaklarla diğer hayvanlarla mücadele eden insanların elinden her şeyini alıp tek başına ormana bırakmanın bir aslanın dişlerini ve pençelerini elinden almaktan bir farkı yok.

En sonda verdiğin örnek aşırı absürt bir şey. Gören de biz arka bahçemizdeki havuzda alevli çemberlerle yunus oynattırıyoruz sanacak.
 
Doğamızı gereği hem et hem ot ile beslenen canlılarız. Et bizim ihtiyacımız. O yüzden et yemek zorundayız. Buna cinayet ceset yiyorum gibi algılara düşmeyin. Yaradan böyle uygun görmüş.
 
Süper yazmışsın . Eline sağlık .
 
Hayvanlarda mutual ilişki olması bana mantıklı gelmiyor. Çünkü o hayvanı istediğimiz gibi yönlendirebiliyoruz. Sırf karnının doyması onun doğasından uzaklaştırıp kendi çıkarlarımız için kullanmamızı gerektirmiyor. Eskiden sokakta Ayı oynatıcıları vardı mesela yada hayvanlı sirkler vardı halen yoktur umarım. Yunus parkı örneğini de yolladım. İnsanlar bu hayvanların çok mutlu olduğunu düşünüyorlardı ama işin arka boyutu öyle değil. Hayvanı açlıkla eğiterek hayatta kalma içgüdüsünü kendi çıkarımız için kullanıyor olmamız o hayvana değil kendi çıkarımıza yönelik hareket ettiğimizi gösterir. Keza bunun birçok örneğini görmek mümkün. Çünkü hayvan kendi doğasını değil senin istediğin şekilde köle gibi sana hizmet etmeye programlanıyor bir anlamda.

Koyun keçi tavuk vs. ise o hayvanları koruyup besleme amacında değiliz. Onları besin olarak üretiyoruz. Amacımız doğadan hayvanları toplayıp korumak değil ki Hatta daha çok et daha çok süt versin diye veya daha hızlı büyüsünler diye her türlü şeyi yapıyoruz. Doğada olmayan farklı türler oluşturuyoruz ki bize daha çok faydaları olsun diye.

Bir hayvana bakıp besliyoruz koruyoruz diye o hayvanı her türlü sömürüp sonra da fayda azalınca erken yaşta öldürmenin o hayvana faydası değil insana faydası olduğu için bunu yapıyoruz. Tamamen tek taraflı bir çıkar ilişkisi söz konusu.

Tıpkı evde insanlara sevgi versin diye süs köpekleri ürettiğimiz gibi. Şimdi onları salsak doğada ölürler soykırım olur. İyi de sen ürettin bunu Önce kendi çıkarımız için üretiyoruz sonra doğaya salamayız artık o yüzden bakmak zorundayız mı diyoruz

İyi de o zaman üretme. Bırak doğada canlılar kendi doğal yaşamlarında yaşasınlar müdahale etme. Kendi çıkarımız için müdahale ediyoruz her türlü şeyi yapıyoruz sonra ne yapalım salalım mı ölsünler mi? yazık değil mi bari biz yiyelim gibi garip bir mantığı gerçekten mantıklı mı buluyorsunuz?

Endüstriyel hayvancılığı hayvanların soyları tükenmesin diye onların iyiliği için mi yaptığımızı düşünüyorsunuz? yok artık yani.

Önceki yanıtımda yazdığım gibi endüstriyel şekilde hayvan üretip ne yapalım şimdi salalım mı demek çok mantıksız. Üretim dursa bile o hayvanlar çok kısa bir sürede zaten azalacaktır. Yani bu geçiş birden olmayacak zaten. Ama hayvan yetiştirmeye devam edilirse bunun sonu gelmez. Hem üretip hem bu kadar hayvanı ne yapacağız demek aşırı mantıksız.

Hayvanseverlik kelimesi bütün hayvanları kapsayan bir kelime. Bir kısım hayvanları severlik olarak değiştirilmeli. Gerçi onları da aslında sevmiyoruz kendimizi seviyoruz sadece. Özetle çoğunluk hayvansever falan değil.

İlkel çağlarda belki gerekliydi ama taş devrinde değiliz. Vicdan ve aklımız var, ahlakımız var. Diğer canlıları önemsiyormuş gibi görünüp onları umursamadığımızı görmek neden bu kadar zor anlayamıyorum.

Sen arka bahçende yunus oynatmıyorsun ama yunuslar hakkında insanların ne kadar bilinçsiz olduğunu açıp youtube da yunus videolarını izlersen anlayabilirsin. Nasıl da gülüyor yunuslar değil mi? İnsanların bu bilinçsizliğini vurgulamak için o videoyu yolladım. Ama bunu bile anlayamamışsınız. Bu sadece 1 örnek. Eğlence amacıyla bile hayvanlara ne kadar zarar verdiğimizi göstermek ve aslında onlarla empati kurmadığımızı göstermek içindi. Zaten verdiğin yanıtta ne kadar empatiden uzak olduğunu gösteriyor.

Peki o zaman bana şunu söyleyin. Yıllarca kedi köpek vs. dost edindik diyorsun. Düzgün bir hayvan kanunu var mı? Hani çok seviyoruz ya hani can dostlarımız falan filan. Hani nerede? O çoğunluğu bile oluşturamıyoruz ki yıllardır meclise gelecek geçti geçiyor dedikleri düzgün hayvan hakları yasaları çıkartılamıyor bir türlü.

Kedi köpeği öldüren, tecavüz eden işkence edene ne ceza veriliyor? Biz daha bunu bile aşabilmiş değiliz.

Daha biz bu konuda bile hayvanları yeterince sevemedik ki. Ötesine geçelim. Birkaç evcil tür konusunda bile bu bilinç oluşmuş değil.

Neden çünkü çoğunluk zerre umursamıyor ve sadece çıkar ilişkisi içindeyiz.
 
Yediğin çoğu şey canlı zaten ?
 
Yediğin çoğu şey canlı zaten?
Yani herşey canlı ve herşeyi yemeye hakkım olmalı mı diyorsunuz?

Uzakdoğu'da da değişik bir çok hayvanı yiyorlar. Pardon o hayvanları koruyorlar ve besliyorlar. O hayvanlarda karşılığında minnettarlıklarını göstermek için kendi bedenlerinin yenilmesini istiyor. Yani bir çıkar ilişkisi söz konusu. Şu hayvanlar da çok menfaatçi canım. Soyları tükenmesin diye neler yapıyorlar. Asıl hayvanlar insanları sömürüyor. Yılda milyarlarca hayvan insanları sömürüyor ve hayatta kalıyorlar. Bakalım ne zaman hayvanların insanları sömürmesi son bulacak.
 
Hayvanın senin gibi insan bir birey olmadığını anlamak zor olmasa gerek. Yarın bir gün çıkar hayvanlara ifade özgürlüğü falan diye bağırırsanız şaşırmam. Üst katmanda olan alt katmandakini ister istemez sömürüyor, polyanna dünyasında yaşamıyoruz.
Bu hayvanları doğada bırakırsan bir hayvan tarafından kapılıp yem olurlar veya açlıktan ölürler. Doğayı herkesin el ele tutuştuğu bir şey gibi mi zannediyorsunuz anlamıyorum, öl ya da öldür mekanizmasına dayalı bir sistem.
Tek taraflı olmadığını onları birkaç kurdun içine terketmeyip uzun bir süre boyunca alması gereken besinleri eksiksiz vererek yaşattığımız, buna karşılık olarak sütünden ve etinden faydalandığımızı anlatmıştım.
Bu cümleyi kurarken nasıl hissettin merak ediyorum? 15 Temmuz'da neredeydin gibi bir şey yazmışsın bildiğin. Senin bugün hayvan hakları ve veganlığı savunmanı sağlayan o mağara adamlarının oluşturduğu kabileler, tarım devrimi, kentleşme, bilim ve felsefe sayesinde oldu. Birileri üste çıkarken aşağı bastırmasaydı sen de bugün burada değildin zaten.
Hadi çık de ki milyarlarca nüfusu doyuracak bir kaynağım var. Bununla birlikte artık hayvan kesmemiz gerekmeyecek de. Ben de derim tamam helal olsun destekliyorum. Endüstriyel hayvancılığı bitirmek istiyorsan bak burada çözümü belli.
Yine başladık canların ehemmiyeti mevzusuna. Sen kendin değer yüklemişsin bunun canı çok önemli diye, kusura bakma ama kimse için kendi türünün canı diğer türlerden önemli değildir.

Yine söylüyorum, şu anda belki bir yerlerde birileri bir hayvana işkence ediyor, bunu yapan ben değilim, bunu destekleyen de ben değilim. Elime meşale alıp sokağa çıksam da engelleyemem, tamam mı? Bunun için gelip bana değil başkasına nefret kusabilirsin. Empati yoksunu değilim yani.

Evet hayvan hakları yasaları var, Türkiye'de yaşarken iyice kafamız patatese döndüğü için Avrupa'da nasıl yasalar olduğundan haberimiz yok. Kedi ve köpeği öldürenin cezası insan öldürmekle eşit.
Yine söylüyorum, hippi gibi "peace" işareti yaparak bir tarafımızdan gökkuşağı çıkarmıyoruz. İnsanların da kendi içerisinde bir çıkar ilişkisi var. Senin de başkaları ile aranda bir çıkar ilişkisi var, bunun olmaması mümkün değil. Kimse birbirine zarar vermesin herkes el ele tutuşup barış içinde şarkılar söylesin diye bir dünya mı var çık bu hayallerden.
 
Zaten kastettiğim bu. Hayvanseverim deyip milyarlarca hayvanın sömürülmesi pek eşdeğer durum değil. Demek ki neymiş insanların çoğunluğu hayvansever değilmiş. İster istemez değil isteyerek sömürüyormuş tabi bazıları farkında değil ve nasıl geldiyse öyle yaşıyor. Demek ki insanlar vicdansızmış ve kendi çıkarlarını düşünüyormuş. Yani bunu söyleyen birine ben bir şey demem. Evet hayvanları sömürüyoruz kardeşim güçlü olan vicdansız şekilde bunu yapar diyen birisi bana daha samimi gelir. Çünkü en azından dürüst olur.
Polyanna bir dünyada yaşamıyoruz insanlar vicdansız ve sadece kendi çıkarlarını düşünüp diğer canlıları umursamazlar. Bu noktada sana katılıyorum.

Dostum tekrar yazayım sen hayvanları doğadan toplamıyorsun. Sen endüstri ile o hayvanları üretiyorsun. Sonra da bu hayvanları doğaya bırakırsak yem olurlar savunması mantıklı mı cidden? Çok açık ve net yazıyorum bunu. Anlamıyor olman mümkün değil.

Sen bir hayvanı tamamen doğasından uzak şekilde kapalı alanlarda yetiştirip sonra da bakın onları doğadaki tehlikelerden koruyorum aç değiller açıkta değiller diyerek onları sömürüp sonra öldürmeyi hayvanlar açısından iyi bir şey olarak görüyor olamazsın. Çünkü amaç hayvanlar değil bunu görmemek için zorlamak lazım.

Milyarlarca nüfusu doyurmak dedin ve doğru noktaya temas ettin. 1 hayvanın yetişmesi için kullanılan tahıl ve su miktarına bakabilirsin. Hayvan yetiştirmek her zaman bitki yetiştirmekten kat be kat daha pahalıdır. Endüstriyel hayvancılık yerine tarım alanları oluşturulsa çok daha insanın doyacağını bilmiyor olamazsın değil mi?


İşte geldik doğru noktaya. İnsan için kendi canı dışında hiçbir canlının önemi yok diyorsun. Haklısın çoğunluk için böyle ama o zaman niye insanlar hayvanseverim diyor? Sen mesela hayvanların canının kendin için bir önemi olmadığını dürüstçe söylüyorsun. Bunu takdir ediyorum.

Ben nefret kusmuyorum. Doğru şeyleri aktarmaya çalışıyorum. Bir topluma yanlışlar varsa o toplumu oluşturan bireylerin yani hepimizin bunda suçu var diyorum. Kendimi de işin içine katıyorum.

Demek ki yeterince bir şeyleri değiştirecek toplum bilinci oluşmuş değil diyorum. Bunu anlamak bu kadar zor olmamalı. Benim sana yazıyor olmam toplumun durumunu göstermek için.

Geldiğimiz nokta insan sadece kendini ve çıkarını düşünür ve hayvanları zerre önemsemez olduğu için sohbet için teşekkür ederim. En azından bunu görebiliyor olmak da insanlar için önemli benim için. Yani hayvansever değiliz. Önce bunu kabul etmemiz gerekiyor. Sen etmişsin bu da iyi bir şey.

Sevdiğim bir söz var onunla bitireyim. Senin dediğini eskiden de söylendiğine eminim. O yüzden şu an değil ama ilerleyen yıllarda bunu daha iyi anlayacaksın.

150 yıl önce köleliğin biteceğini savunsaydın saçmaladığını söylerlerdi. 100 yıl önce kadınların oy verme hakkının olduğunu söylediğinde sana gülerlerdi. 50 yıl önce Afrika kökenli Amerikalıların kanunlar önünde eşit haklara sahip olması fikrine itiraz ederlerdi. 25 yıl önce eşcinsel haklarını savunduğunda sana sapık derlerdi. Bugün de hayvan köleliğinin sona ereceğini iddia ettiğimizde bize gülüyorlar, ama bir gün gülemeyecekler.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…