Pandemi döneminde kendime bilindik bir yabancı markanın "15'i 1 arada" diye satılan tıraş makinesini almıştım. Başlarda sadece sakal ve yüz çevresi düzeltmelerinde kullandım ancak daha sonra berberlerin herkes için kullandıkları ortak malzemelerden bir tiksinti geldi ve saçımı da kendim kesmeye başladım. Lavabonun içine orta-büyük boy buzdolabı poşetinin uzun kenarından birini keserek yerleştirip çöp için pratik bir zemin hazırlıyorum. Banyo paspaslarını da kendimden uzaklaştırıp şarjlı süpürgeyi banyonun kapısında hazır kıta bekletiyorum. Banyo lavabosunun etrafındaki diğer işime yaramayacak objeleri kaldırdıktan sonra başlıyorum makinemin 9 numarası ile yandan girmeye. Kafamın şeklini, saçımın çıkış yönlerini artık tamamen öğrendiğim için yan ve arkaları 9 numara ile kesiyorum. Kafamın üst kısmını 12, önlerini ise elimle şekil vermeyi sevdiğim için 16 numara ile biraz daha uzun bırakmayı seviyorum. Kulak çevresini sıfır numara ile rahatlatıp, favorilerimden aşağıya doğru uzun-kısa-uzun hareketini yapıp kendi işimi bitiriyorum. Daha sonra eşime seslenip ensemi tıraş etmesini rica ediyorum zira ense bu işin en zor kısmı. Bütün işler bittiğinde önce üstündekini çıkarıp hırçın bir şekilde duşun içine silkmelisin. (En başta da üstünü çıkarabilirsin tabii) Etrafta sıçrattığın tüm kılları önce ıslak mendil veya temizlik havlusu ile temizleyip sonra lavaboyu iyice temizleyip en son kapının önünde hazır kıta bekleyen süpürge ile yerleri iyice temizlemelisin. Kimse arkamızı toplamak zorunda değil. Bir büyüğümüzün dediği gibi.. "Haydi hayırlı tıraşlar!"