Cemaat savları devam ediyor. Kendi ufacık gezegenindeki, doğru olmama oranı neredeyse olmayan bir şeyi örnek verdiğin için tebrikler. Sana şimdi bizim "gördüğümüz" evrenin boyutunu anlatayım.
93 milyar ışık yılı çapında, içinde yüz milyarlarca galaksiye sahip, her bir galaksinin içinde yine yüz milyar civarında ortalama yıldız sayısına sahip olan, yani yüz milyarlarca galaksi x yüz milyarlarca yıldız sistemi x ortalama gezegen sayısı kadar geniş bir evrende, görebildiğimiz evreni çapını tamamlamak için 845,000 tane (yaklaşık olarak) Samanyolu yan yana dizmen gereken bir alanda, yaşam için ideal şartların olduğu kaotik döngünün içinde olmayan aşırı düşük oranda bölgenin (galaksi içlerinde) olduğu bir evrenden bahsediyoruz.
Bu alanı "görüyoruz" ve galaksi kümelerini, bu kümelerde galaksilerin birbirine karışmalarını ya da uzaklaşmalarını, bir sürü farklı türde cisimden dolayı çok geniş çevrelerde "bilinen türde" bir hayat olması imkansız ortamlar oluşturmasını izliyoruz. Gökadalardaki ve bulutsulardaki kaotik ortamı, geçmişte olan bir şeyin sonunda çevresine verdiği zararın şimdiki yansımasını görüyoruz.
Sen bu kadar geniş bir alanda, bu kadar değişkenlere sahip bir alanı ise kalkıp, zaten bu kısıtlı zaman içerisinde uygun bir yaşam alanı sağladığı için hayatın olabildiği, evrenin diğer yerlerine göre çok daha stabil şartlara sahip bir yere göre açıklıyorsun öyle mi? Ne desem bilemedim... Önce anlattığım terimlere "süslü" cümleler demeyecek kadar bir araştırmış ve konuştuğumuz konuyu anlayabilecek duruma gel. Sonra engelini açıp tekrar konuşuruz.