Except, Besides ve But arasındaki farklar ve past participle nedir?

harajukubarbie

Kilopat
Katılım
5 Şubat 2017
Mesajlar
983
Çözümler
2
Merhaba. Başlıkta da sorduğum gibi Except, But ve Besides arasındaki fark nedir? Bir de past participleyi pek anlamadım yani I have seen ile I saw arasındaki fark nedir? İkisi de gördüm demek değil mi?
 
Merhaba. Başlıkta da sorduğum gibi except, but ve besides arasındaki fark nedir? Bir de past participleyi pek anlamadım yani ı have seen ile ı saw arasındaki fark nedir? İkisi de gördüm demek değil mi?

But ama demek ı want to Drive'a car but ı don't have a license (araba sürmek istiyorum ama ehliyetim yok)
I want all of you in my room except you (senin dışında hepinizi odama istiyorum) genellikle bir grup şeyin içinden birini eylemin dışında bırakmak için kullanılır. I don't Trust anyone except Ahmet (Ahmet dışında kimseye güvenmiyorum.)
Besides ise ayrıca ve yanı sıra anlamlarına gelir.
Besides a PlayStation 5, ı also want laptop (PlayStation 5'in yanı sıra laptopta istiyorum) besides a car, ı don't need anything (araba dışında bir şeye ihtiyacım yok)
Örneklerin yeterince açıklayıcı olduğunu düşünüyorum. Simple past ile past perfect farkını anlamak için Türkçe düşünmemek gerek çünkü Türkçede bir karşılığı yok o yüzden Türkçede bir karşılığını bulmaya çalışmayın. Olduğu gibi kabullenin. Bunların farkı içinde bol bol örneklere bakın anlarsınız dediğim gibi past perfecti Türkçe olarak düşünmeye çalışmayın.
 
But sadece "ama" demek için kullanılmıyor, ayrıca except ve but kelimelerini aynı anlam için de kullanabilirsin;

Nobody likes him except laracr0ft. = Nobody likes him but laracr0ft.

He ate nothing except pizza. = He ate nothing but pizza.

Besides ise bunlardan biraz farklı. Cümle başlangıcında bağlaç (ayrıca) olarak da kullanabilirsin:

Besides, laracr0ft asked us about 3 words.

Cümle içinde "dışında"/"birlikte" (başka) anlamında da kullanabilirsin.

We went other places besides Eiffel Tower.

Burada Besides'ın anlamı except ve but'a göre farklı. Except ve but ile son cümleyi kursaydık "Eiffel Kulesi hariç bir yere gitmedik" (ya da Eiffel Kulesi hariç her yere gittik) demek için kullanılacaktı. Besides ile şunu diyorsun; Eiffel kulesi dışında başka yerlere de gittik."
 
Son düzenleme:
But sadece "ama" demek için kullanılmıyor, ayrıca except ve but kelimelerini aynı anlam için de kullanabilirsin;

Nobody likes him except laracr0ft. = Nobody likes him but laracr0ft.

He ate nothing except pizza. = He ate nothing but pizza.

Besides ise bunlardan biraz farklı. Cümle başlangıcında bağlaç (ayrıca) olarak da kullanabilirsin:

Besides, laracr0ft asked us about 3 words.

Cümle içinde "dışında"/"birlikte" (başka) anlamında da kullanabilirsin.

We went other places besides Eiffel Tower.

Burada Besides'ın anlamı except ve but'a göre farklı. Except ve but ile son cümleyi kursaydık "Eiffel Kulesi hariç bir yere gitmedik" (ya da Eiffel Kulesi hariç her yere gittik) demek için kullanılacaktı. Besides ile şunu diyorsun; Eiffel kulesi dışında başka yerlere de gittik."
Teşekkür ederim bir de diğer merak ettiğim şey past participle. Tam olarak nasıl ve neye göre kullanılıyor? Yani i saw ile i have seen farkı nedir? Nerelerde kullanırız?
 
Past participle, fiilerin sıfat ve edilgen haline getirilmesi için de kullanılıyor. Sub + have/has + v3 formunda da present perfect zamanında kullanılıyor.

Past participle çekiminde düzenli fiillerde -ed eki ekliyorsun, düzensiz fiillerde de ezberlemen gereken 3. formuna fiili çekiyorsun.

Mesela "an eaten apple" örneğinde gördüğün gibi "yenmiş elma" diyebiliyorsun. Broken window (kırılmış pencere), cooked pizza (pişirilmiş pizza) gibi örneklerini çoğaltabilirsin.

Present perfect kısmı ise çoğu kişinin algılamakta zorlanacağı bir ifade, şöyle düşün; geçmişte bir olay (eylem) gerçekleşmiş ve bunun etkisi hâlâ devam ediyor. Mesela annen ve baban evlendi, ayrılmadılarsa bugün hâlâ o eylemin sonucu olarak evliler diye düşün. İşte bu present perfect oluyor.

22 yaşındaysan annenin ve babanın evliliği için şöyle söyleyebilirim; Your parents have been married over 22 years. "Senin ebeveynlerin 22 yıldan fazladır evliler." Yani "annemle babam 22 yıl önce evlendiler" demek ile "annemle babam 22 yıldır evliler" demek arasındaki fark perfect tense oluyor işte.

Mesela 5 yıl önce bir ülkeye gittin, gezdin, gördün ve geldin. Oraya gitmen, orada bulunman ve orada gördüklerin hâlâ geçerli çünkü gördüğün şeylerin hayatındaki etkisi devam ediyor. Paris'e gitmiş ol, orada "oldum" (edilgen) demek için "I have been to Paris" dersin. Bizim dilimizde anlaşılması zor gerçekten.

Ben de öğretmen olmadığım için pek iyi anlatamıyorum kusura bakma, İngilizce öğretmeni görürse belki daha basit ve anlaşılır anlatır.
 
Son düzenleme:
Ben de öğretmen olmadığım için pek iyi anlatamıyorum kusura bakma, İngilizce öğretmeni görürse belki daha basit ve anlaşılır anlatır.
Gayet güzel anlatmışsınız hocam tebrik ederim.
Paris'e gitmiş ol, orada "oldum" (edilgen) demek için "I have been to Paris" dersin.
Yalnız bu cümlede pasif yapmış olmadık, zaman belirtilmeyen bir deneyimden bahsettiğimiz için Present Perfect kullandık.
"I haven't tasted sushi before" örneğini ele alalım, daha önce hiç suşi yemedim dediğimde geçmişten bu yana (hala devam eden) bir durumdan bahsediyorum. Dolayısıyla geçen ay suşi yemedim dediğimde, yani geçmişte bir zaman belirttiğimde, "I tasted sushi last month" derim. Olay çatıyla (etken, edilgen, ettirgen vs...) ilgili değil burada yani, zamanla ilgili yine.

"I've been to Paris / I went to Paris when I was 25 years old"
 
Yalnız bu cümlede pasif yapmış olmadık, zaman belirtilmeyen bir deneyimden bahsettiğimiz için Present Perfect kullandık.
Hatalı ifade kullanmışım dediğin gibi. Bu arada anlatmak isteyip pek beceremediğim kısmı da "zaman belirtilmeyen bir deneyimden bahsettiğimiz için" diyerek anlatmışsın burada.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı