GRIME incelemesi

Souls-Like seven biri olarak, FromSoftware dışında yapılmış oyunlar çoğu durumda eksik oluyor, kimisi sadece zor tarafını (Nioh) kimisi ise popülerliğini kullanmak için (Code Vein) çıkıyor. İşte bu sırada aramın pek de iyi olmadığı 2D Souls-Like oyunuyla karşılaştım; Vigil!

Vigil ne alaka diyebilirsiniz, anlatacağım. 2D oyunlarla pek alakası olmayan biri olarak oyunu beğenmem incelememi dikkat çeker diye düşünüyorum.

Souls-Like oyun arayışımda karşılaştığım birkaç oyundan biriydi Vigil, Steam sayfasında ise GRIME & Vigil paketinin satıldığını gördüm. İki oyun da oldukça indirimliydi, paket fiyatı 40 TL olması lazım. Bu yüzden GRIME'a hiç bakmadan paketi aldım.

Vigil, güzel aslında ama benim 2D oyunlarda yaşadığım klasik sorunumu tekrar etti, yön algımı kaybettirdi. 2D büyük oyunların bende getirdiği yegane problem mekanların kopyala yapıştır olması ve bu yüzden büyük bir alanda kaybolmam. Bu yüzden tek düze olmayan bir 2D oyunu oynayamıyorum çünkü bir süre sonra haritada kayboluyorum. 2D oyunlarında çoğu problem 3D düşündürememesi, yani Little Nightmares gibi 2.5D oyunlar tek düze olduğu için sorunsuz oynanıyor ancak bir Souls-Like oyununu oynayamam, belli belirsiz bonfire, kopyala yapıştır haritalar içine çekmiyor.

İşte bu noktada oyunu sildim fakat iade etmedim, aradan geçen 2 ay içinde aklıma bir oyun geldi: GRIME!

Birkaç video izledikten sonra oyunun tam anlamıyla istediğim seviyede olduğu, Dark Souls'a çok benzemesi ve daha akıcı hissettirmesi beni içine çekti.

Oynadığım en iyi Souls-Like 2D oyun​

Neredeyse oynadığım en iyi Souls-Like olacaktı ki Nioh'un çok daha başarılı olduğu aklıma geldi. Tabii FromSoftware oyunlarını saymıyorum, o oyunlar türün temsilcileri değil, yaratıcıları konumundalar.

Son zamanlarda birçok bu türde oyun oynadım, çıktığı gibi SteelRising aldım, Thymesia alıp iade ettim, Code Vein alıp sonunu getiremedim. Bu oyunlardan sadece SteelRising'i akıcı olduğu için bitirdim bana göre eğlenceliydi ancak çok eksiği vardı.

GRIME neyi iyi yapıyor?​

GRIME, bizlere çok güzel bir dünya çizmiş, tasarımsal olarak muhteşem diyemem ama güzel olduğu kesin. Bence çok iyi boss tasarımları koymuş, çoğu boss dövüşü fazlardan oluşuyor ve gerçekten bazıları zorluyor. Boss tasarımı derken, grafiksel olarak değil, mekaniksel olarak bakıyoruz işe. Mesela sonlarda karşımıza çıkan, "The Final Performance" dövüşü mekaniksel olarak çok başarılı ve farklı bir tat bırakıyor.
Harita tasarımı olarak 5-6 bölge sunuyor, bölgeler büyük. Bu bölgeler kendi içinde mini-boss ve esas bossları barındırıyor. Ayrıca kendi tarzına uygun mobları var. Tasarımsal olarak çizimleri iyi olmakla birlikte, kopyala yapıştır durmuyor. Dediğim gibi bence 2D oyunların birçoğu içindeki tasarım "birbirine aşırı benziyor".
Oyunda herhangi bir Fast-travel yok, yani bonfire arası yok. Oyunun ilk 4-5 saatinde bir yerden bir yere gitmek, özellikle benim gibi "aa bu silah güzelmiş gidip almayalıyım" derseniz bir bakmışsınız o silah haritanın başında. Haliyle uzak. Yapımcıların bu bilinçliği yaptığı tasarım aslında mantıklı, Dark Souls 1'e uyuyor. Daha sonra hemen her bölge içinde Nervepass adını verdiğimiz portallar var. Bu portal mekanizması sizi bölgeden bölgeye ışınlıyor ancak Bonfire'a değil, portaldan portala. Bonfire aralarında ışınlanmak ancak son bossu geçtiğinizde açılan bir olay.
Silah çeşitliliği ise oldukça fazla ve güzel silahlar var. Benim favori silahlarım Yr Glaive ve Nail Scythe oldu. Yr Glaive Dark Souls 2 ve Elden Ring oyuncularının aşina olduğu Twin Blade, Nail Scythe ise DS3'teki Sister Friede'nin silahına benziyor. Bir de Bloodmetal Scythe çok iyi silah ancak yavaş bir silah olduğu için bana pek uymuyor.







Nail Scythe'nin iki versiyonu var, biri World Pillar'dan satıcıdan alabileceğiniz diğeri de haritanın bir noktasında var. Haritada duran daha güçlüsü ancak onu almak için "Slow Walk" dediğimiz özelliği almanız gerekli.

Oyunun ana mekaniği parry sistemi çok dengeli ve düzgün çalışıyor, zaten oyunda önemli bir yere sahip. Düşmanların yaptığı çoğu atağı parry ile durdurabilir, tek atabilirsiniz. Kırmızı olan saldırılar hariç. Bazı düşmanlarda ise parry belli bir yerden sonra tek atılacak noktaya gelmekte, yani düşmana göre değişiyor. Parry sistemi sadece tek atmaya değil, prey mantığı eklenmiş.

Oyunda can iksiri yok, bunları toplamıyorsunuz. Biraz önce bahsettiğim prey sistemi ise burada devreye giriyor. Düşmanlara yaptığınız başarılı parry sonucu sizin "Breath" yani iksir slotunuz dolmaya başlıyor, böylece canınızı tazeleyebiliyorsunuz. Bu slotlar 3'e kadar çıkıyor, yani oyun içinde 3'ten fazla iksir içme seçeneğiniz var slotları doldurursanız fakat bir bossta maksimum 3 hakkınız var.

Ayrıca oyunda bir yetenek geliştirme sistemi var, biraz önce dediğim yavaş yürüme özelliği bu sayede alınıyor. Oyun içinde edindiğiniz spesifik itemlerle bu özellikleri geliştirebiliyorsunuz.

Ayrıca oyun içinde buildinizi sıfırlamak için 5 tane belirli itemden toplamalısınız Motley Pearl olarak adlandırılan bu itemden 5 taneye sahipseniz buildinizi değiştirebilirsiniz.

Bu oyun neleri kötü yapmış?​

Bonfire Warp yani Fast travel olmaması kötü ve son bossu yenince açılıyor, son bossdan sonra ne yapayım bunu? Ancak dediğim gibi, bu tasarımsal bir tercih.

Oyunda Stamina dengesizliği var, Force olarak geçen bu enerji barı size resmen yetişemiyor. Evet, Dark Souls'da falan da çok atak yaparsanız dımdızlak kalırsınız ama durum öyle değil, bu çok yavaş yenileniyor. Oyun boyunca çeşitli itemlerle yanımda gezdim ki hızlı yenilensin yoksa kalıyorsunuz öyle. Örneğin bazı bosslarda zıplayıp vurmanız gerekli, zıplamak çok fazla stamina götürüyor ve vurunca yere indiğinizde stamina tükenmiş oluyor, o yenilene kadar hasar alıyorsunuz çünkü kaçamıyorsunuz. Hatta ölüyorsunuz.

Bazı moblar bosslardan daha fazla hasar veriyor. Evet, bazı moblar bosslara ense tokatı atıp onların yerine boss olabilirlermiş.

Platform mekanikleri zorlama olmuş, oyunun başında böyle bir şey yokken 15 saat sonra oyun size platform öğretiyor ve bazen sinir bozucu oluyor gerçekten.

sonuç​

Gerek dünyası, gerekse de silah çeşitliliği boss tasarımları ile beni 28 saat boyunca ekrana çivileyen bir oyunu oldu. Evet, bir AAA oyun değil, ancak basit bir kopyadan çok üzerinde oldukça düşünülmüş, kafa yorulmuş bir oyun. Bu oyunu da sizlere tanıtmak istedim. Oyunun iyi olduğu zaten Steam incelemelerinde ve Metacritic puanlarıyla belli. Ayrıca oyuna 1-2 gün sonra ücretsiz DLC çıkacak. Souls-Like açlığınız varsa, kaliteli bir oyun arıyorsanız ancak 2D oyunlara bir alışamadıysanız benim gibi fazlasıyla iyi bir oyun. Ortalama olarak 15 saatte rahat biter, benim gibi her şeyi tamamlarsanız 25-30 saat arası sürebilir.