Kişi kendinden bilir mantığı aklıma çok geliyor örnek olarak bahsettiğiniz durumlarda. Aldatmanın kötü olduğunu söylemesi ve bu durumun gerçekleştirenin yine aldatmayı kötüleyen/yorumlayan tarafın yapması, özgürlüğün kısıtlanması özellikle düşüncede yine aynı şekilde bunu ilerleterek manipüle etmesi durumu gibi.
Hem kendinden bilmesi hemde az bir fikriyle/aklıyla manipüle edebilmesi durumu garipleştiriyor zaten. Ki günümüzde de genellikle akıl akıldan üstündür diye diye kendi bildiklerinden şüpheye sürükledi insanlar. Ayrıca sürekli bir olumlama ya da tam tersinin çok keskin şekilde piyasada var olması dediğiniz üzere insanların ikilemlerde hareket etmesine de yol açabilir gibi.
Sosyal medyanın bu konuda en büyük manipüle araçı olduğu kanaatindeyim, örnek olarak:
İdeal ilişki nasıl olmalı? Sevgiliniz sizi aldatıyor mu? Aileniz sizi seviyor mu? Yakışıklı ya da güzel olduğunuzun bilmem kaç kanıtı gibi gibi. Ve bunların örnekler azımsanmayacak kadar varlar. Sosyal medyada gezen her yaşa bunlar ister istemez bilinç altında yer ediniyor. İlişkileri, yaşamları, düşünceleri... Kendilerine ait ne kadar şey varsa bu ve benzeri şeyleri okuması, aklında kalması hatta gözünün ucu değmiş dahi olsa bir şekilde kalıntısının var olması işleri yokuşa sürüyor gibi geliyor bana. Aklı başındaki insan dahi bir yerden sonra sürekli bunlarla kaşılaşmaya başladığında doğrusunun bu olduğunu ve yanlışın kendi olduğunu düşünebiliyor. En azından çevremdeki birkaç yakın arkadaşımı gözlemlediğimde durum bu. Ve dediğiniz gibi olumlamaların tam tersini yapanlarda yine aynı kişiler, fikrim bu yönde şahsen.