Yaşadığınız şeyler gayet normal. 9. sınıfta liseye gidecek olmanın verdiği heyecan ortaokuldaki 8 yıllık arkadaşlıkları geride bırakmayı bir şekilde örtüyordu fakat üniversite çok farklı... Farklı bir şehir, ortam, yaşam alanı... Her şey bambaşka ve sabit fikirleri, düşünceleri olan bir insan evladı için resmen kültür şoku...
Şu an yaşadıklarınız bana çok tanıdık ve normal geliyor. Üniversite binasında, şehirdeki dolaşırken gözleriyle, konuşmasıyla dinamik bir enerji veren sosyal bir tip iken, yurt kapısına adım attığım gibi yapayalnızdım. Çalışanlarla illa muhabbetim vardı ve bazen tanımadığım insanların odasında sabahlara kadar mental veya derin konularla alaklı konuşmalar yapardım fakat bu konuşmaların olmadığı günlerin tamamında bir boşluk hissi gelirdi. Sanki 60 yaşındayım, herkesi kaybetmişim ve yalnızım... O kısmımı da psikolojik gelişimimi sağlayacak, üniversite öncesinde iş yüzünden zaman bulamadığım kült filmleri izleyerek, müzik arşivimi genişleterek ve bir sürü farklı konularla alakalı yazılar okuyarak atlattım.
Yıllar sonra söyleyebileceğim şey, en güzel, en karmaşık, karanlık fakat melankolik olmayan o dönemimi hâlâ en iyi zamanlarımdan biri olarak görüyorum. Çok değişmemiş olsam da bugün beni ben yapan sınırlarımı, çizgilerimi keşfetmemi sağladı. Tamam her şey bitti, öğrendim artık 60 yaşıma kadar aynıyım demiyorum fakat gerçekten en hızlı akan, en hareketli geçen dönemim oymuş onu anladım lakin siz ne kadar da şöyle hissetseniz de:
Aslında siz de ilerliyorsunuz...