Bir Kızılderili düşünün.. Ava çıkmış ve bir geyik avlamış. Oku ile vurduğu geyiğin yanına gidiyor ve geyik için dua ediyor,
"Gök Babamız ve Dünya Annemiz, sesimi duyun. Benim için kendini feda eden bu geyiğe minnetlerinizi sunun. Ruhunu güzel ve dümdüz bereketli otlaklarda huzura erdirin."
Çünkü Kızılderililer de Amerika kıtası keşfedilmeden önce canlıların ruha sahip olduğuna, her canlının görevi olduğuna, Tanrıların yaratışının bir amacı olduğuna inanıyorlardı.
Düşünme eyleminin istisnasız olduğu her yerde, anlam arama vardır.
Ruhun var oluşu, kimine göre yeniden doğmak, kimine göre sonsuz hayat.. Bana göre ise, Eşkıya filminde Baran'ın dediği gibi,
"Sadece toprağa gideceksin, sonra toprak olacaksın, sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin oradan özüne ulaşacaksın."