Hükümet değişir ise ekonomide düzelme olur mu?

.

  • Olmaz.

    Oy: 55 29,4%
  • Olur.

    Oy: 35 18,7%
  • Uzun zaman da olur.

    Oy: 97 51,9%

  • Oy verenlerin toplamı
    187
@Pc.meraklisi
Diyanet bakanlığının 2021 bütçesi 13 milyar lira. Kültür bakanlığının 2 katı, sanayi ve teknoloji bakanlığının ise 1, 5 katından fazla. Şimdi size bir soru sizce doğru bir şey mi bu yapılan? Diyanete neden bu kadar para veriyoruz kardeşim biz diye düşünüp bir kez olsun hakkını arayabildin mi? Herkes ortalıkta halk sokağa çıkmıyor abi bizim halkımız böyle izin verdi vs diyor. Tamam eskiden çıkmaya çıkmaya bu hale gelmiş olabiliriz fakat şu an neden sence kimse sokağa çıkmıyor? Keyfinden mi? Yoksa bir kısım işimden atılırım diye bir kısım hapse girerim diye ya da bir kısım yok yere 'Vatan haini' damgası yerim diye korktuğundan mı? Sen devam et hiçbir şey olmamış gibi yazmaya, bir gün herkesin tek sorunu bu olunca görürüm hepinizi.

Sokağa çıkıp kurallar dahilinde hak arayana kimsenin sesi çıkmaz ama ülkemizde olsun hatta bazı Avrupa ülkelerinde bile provoke edilip büyük olaylar patlak verdiğinden o dediğin yasaklar uygulaniyor ben burada parti savunmuyorum vatansever olarak günümüz koşullarının hassasiyetini anlatmaya çalışıyorum, diyanete en büyük ödeneği vererek mı şu anki savunma sanayii boyutlarına ulaştık acaba bir de bu taraftan bakın derim, şeref tersanesinde ha bire yeni savaş gemisi kaynağı atılıp projelere başlanıyor, silah sanayi sürekli teknolojik işler çıkarıyor s-ıha konusuna girmeme gerek yok sanırım tüm dünya açık seçik bu alandaki hâkimiyetinizin farkında ama aramızdaki bazı kesim vatandaşlar hâlâ inanmıyor, teknoloji sanayi bakanlığının projeleri ortada yani sırf birileri ortaya bir şeyler atıyor diye körü körüne arkasından gitmek de ne bileyim.
 
Neden diyanete bu kadar fazla yatırım yapıldığını anlamıyorum hiç gerçekten, millet aç kalınca minareleri mi yiyecek? Bu kadar insan evde ibadet edemiyor mu? Her sokakta bir cami var ve ne zaman yanından geçsem her zaman boş, kendim müslüman değilim, dinle alakam yok fakat diyanet için vergi veriyorum, aşırı saçma.
 
Ben de Antalya'da yaşıyorum. Antalya turizm gereği zaten metropol olmaya aday şehirlerden. Olaya o kadar mikro bakmışsın ki. Özgürlüğü sadece yeme içme ve sevişme olarak algılaman da çok saçma. Sokak ortasında seviş bakalım sevişebiliyor musun bu arada. :) ramazan ayında yol ortasında yemek yiyemezsin Elazığ'da, Kayseri'de. Bunlar senin verdiğin örneklere cevap.
Özgürlükten kasıt, düşünce ve gelişime vurulan setler için. Akademisyenler tutuklanıyor, üniversite öğrenicilerine karşı yapılan büyük bir engelleme var. Eğitimli olmak gerçekten suç ülkede. Doktorlara verilen değerden, mühendislerin asgari ücretlerinin, normal asgari ücret artışından etkilenmediğinin farkında mısın? Daha 4-5 sene önce 2 yıllık metal mezunlarına mühendislik verildi sırf iş güvenliği uzmanı olabilsinler diye. Kararı da hakan şükür çıkarttı. Bu mühendislerin özgürlüğünü kısıtlıyor. Neden 2 yıllıkların özgürlüğü yok mu diyorsun da, sorulan soruları görünce ne dediğimi anlarsın. 90 puan çıkarıp atanamayan 40 puanla istediği ile atananlar. İmamların maaşları ile öğretmen maaşlarının farkları.

Bunlar sosyal özgürlük kısıtlamaları.
Ekonomik kısıtlara geleyim mi? Vergilerden söz açalım mı istersen. Neden 300 $'lık bir konsol bizde 8000 ₺'ye geliyor ondan bahsedelim mi? Araba alırken bir araba da devlete aldığımızdan mesela. Ya da alkol almak istediğimde bir kendime alırken 2 tane de devlet almak zorunda kaldığımdan.

İşte devlete vermekte sıkıntı yok ama saraya giden paralar, yandaşa harcanan paralar benden çıkıyor. Benim özgürlüğüm kalmadı. Ne düşüncemi söyleyebiliyorum, ne vergilerim bana geri dönüyor ne de ahlak konusu benim düşünceme göre oluşuyor.

Hepsi kendi yandaşlarına göre düzenlenmiş, üstelik onların sırtına kırbaç vurarak elde ediliyor.

Ben özgürlük konusunu belli bir kalıba sokmadım genel olarak insanlar bu tarz örneklerden yola çıkıyor diye o şekilde örnekledim, konsola gelen vergiler ekim ayna kadar geçerliydi yılbaşına uzatıldı, araç konusu zaten kurlar belli ama bizlerin sırtında küfe olmadığından sabaha kadar şöyle olsun böyle olsun diye tartışabiliriz ancak ülkeyi yöneten koltuğa sende bende otursak o anın gereklerini yerine getirmek zorunda oluruz. Tek derdin konsol alamamak olsun onu da 1 senede olmadi 2 senede alırsın. Herkes istediği düşünceyi savunuyor kardeşim bu ülkede o dediklerin nezamanki düşünceler anarşizme evriliyor o noktada izin verde devlet devletligini yapsın. 2016 yılında doğuda barikat eylemleri de senin savunduğun gibi özgür düşünce savunucularının sokağa çıkmasıyla başlamıştı hiç baktın mı kaç şehit verdik kaç sivil hayatını kaybetti o basit eylem ne noktaya geldi, sokağa çıkıp da devletin bir kararını değiştirebilen bir eylem görmedim hiç tarihte.
 
Sokağa çıkıp kurallar dahilinde hak arayana kimsenin sesi çıkmaz ama ülkemizde olsun hatta bazı Avrupa ülkelerinde bile provoke edilip büyük olaylar patlak verdiğinden o dediğin yasaklar uygulaniyor ben burada parti savunmuyorum vatansever olarak günümüz koşullarının hassasiyetini anlatmaya çalışıyorum, diyanete en büyük ödeneği vererek mı şu anki savunma sanayii boyutlarına ulaştık acaba bir de bu taraftan bakın derim, şeref tersanesinde ha bire yeni savaş gemisi kaynağı atılıp projelere başlanıyor, silah sanayi sürekli teknolojik işler çıkarıyor s-ıha konusuna girmeme gerek yok sanırım tüm dünya açık seçik bu alandaki hâkimiyetinizin farkında ama aramızdaki bazı kesim vatandaşlar hâlâ inanmıyor, teknoloji sanayi bakanlığının projeleri ortada yani sırf birileri ortaya bir şeyler atıyor diye körü körüne arkasından gitmek de ne bileyim.
Verilen bütçe farklı bir konu yapılanlar farklı bir konu. Üstelik savunma bakanlığı isterse atom bombasını seri üretime geçirsin diyanete verilen bu ödeneği kimse nasıl savunacağını bilmiyor. Bir allahın kulu neden bu diyanet ödeneğinin tam olarak nereye gittiğini çıkıp anlatmıyor? Öte yandan bu bahsettiğiniz yasaklar neden her zaman uygulanıyor? Bizim insanımızda hakkını sokakta arayamaz mı? Bir yürüyüş oluyor bir bakıyorsunuz direkt yollar kapatılmış topluluğun üstüne tomayla gaz veya tazikli su sıkılıyor. O insanlar keyfindende sokağa çıkmıyor üstelik, sokağa çıkana kadar neler yaşanmıştırda bu karara varılmıştır onlara sormak lazım. Yani anlayacağınız, ben savunma sanayine laf etmiyorum, burda bütçe konusunda çok büyük bir sıkıntı var. Ülkenin ekonomik durumu böyle ortadayken halkın 'reis' diye seslendiği kişi 'müslüman yoklukta sabretmelidir' tarzı şeyler söylüyor, kendisinin uçak filosu oturduğu külliye Trumpla yarışıyor. Böyle kendiyle çelişen birisi olunca 'reis' ister istemez giden paranın nereye gittiğini öğrenmek istiyor insan : ).
 
Şimdiki durum bir anda düzelebilecek durum değil, tüm meclis değişse bile öncekinin yaptıkları nedeniyle zor bir seçim yapmak zorunda kalacaklar. Ambargoyu göze almak ya da zaten şu anda yapıldığı gibi taviz vermek.

Taviz vermek kısa vadede bir şeyleri düzeltmene belki yarayabilir ancak uzun vadede sonuçları iyi olmaz. Ambargoyu göze alıp bir şeyleri politik anlamda düzeltmek uzun vadede daha mantıklı seçenek ama bunun da bedelini benim neslim ödeyecek, üstelik buna neden olanlar milyarlarıyla yaşayacakken. Her 2 durumda da gelecek pek iyi değil ancak bir şeyleri değiştirmek isteniyorsa bir yerden başlamak lazım... Hep aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekleyen, sonra ben X sayıya/dövize bakmıyorum diyenlerle durumun nereye gittiği ortada.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı