II. Abdülhamid Han Vatan Toprağı Sattı mı?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Ben son olarak tek bir şey ekleyeceğim. Bu konuyu ve bunun gibi bu tarz konuları sabahtan akşama kadar konuşabiliriz gerek yok. O yüzden Tek diyeceğim Padişahlara laf edenler kendileri yönetebilirler miydi? Kaldı ki II. Abdulhamid Han döneminde birçok isyan vardı balkanlar özgürlük istiyordu zaten Rus ve İngiliz tehditleri yetiyordu. Arap'lar Arabistan'da ayaklanmıştı ekonomi kötüleşmişti Afrika'da kayıplar zaten ağırdı II. Abdulhamid Han zaten ölü bir İmparatorluğu almıştı. Ha hatası yok mu derseniz tam tersine var. Çoğu padişahın var aslına bakarsanız sadece 1 hata olsa bile. Ama dediğim gibi bunu sabaha kadar konuşuruz sanırım daha saymama gerek yok.
 
Kardeşim o adamlar padişah diye özel olduklarını sanma onlarda senin benim gibi birer insan. Eğer onlara verilen eğitimle senin aldığın eğitim bir olsa senin ondan daha iyi olamayacağına diye bir kaide yok.
 
Kardeşim o adamlar padişah diye özel olduklarını sanma onlarda senin benim gibi birer insan. Eğer onlara verilen eğitimle senin aldığın eğitim bir olsa senin ondan daha iyi olamayacağına diye bir kaide yok.

Herhangi bir şey demeyeceğim. Çünkü kendimi boşuna yormuş olurum. Yazımı dikkatli okursanız durumun ne kadar vahim olduğunu belirtmişim zaten. Sizin dediğiniz ile aynı şey zaten onlar insandı özel olduklarını belirten ya da ima eden bir cümlem yok. Ayrıca öyle çok iyi bir eğitim almıyorlardı.
 
.
 
Borç ödenmesi mi ciddi misin sen? Sence İngiltere'den yapılan ithalat ile bu borçlar ödenir mi? Avrupa'ya gönderilen mühendisler o kadar çok iş yapmış ki silahların hepsi İngiltere'den sipariş edilmişti.

II. Abdülhamid tahta çıktığında Balkanlar’da ayaklanmalar başlamış, Rus İmparatorluğu, Osmanlı'ya bir ültimatom vermişti. Büyük Avrupa devletlerinin Haliç tersanelerinde toplanarak bir konferansta Balkan sorununu tartıştıkları ve Osmanlı İmparatorluğu'ndan reformlar yapmasını istedikleri sırada, II. Abdülhamid siyasal bir manevrayla 23 Aralık 1876'da Kanun-i Esasi’yi ilan etti. Böylece Birinci Meşrutiyet dönemi başladı.

1876 Anayasası olarak da bilinen Kanun-i Esasi, aslında padişahın egemenlik haklarına bir kısıtlama getirmiyordu. Yürütme yetkisini tümüyle elinde tutan padişah, sadrazam ve vekilleri (bakanları) istediği gibi atayıp görevden alabiliyordu. Meclisin vekiller üzerinde denetim yetkisi yoktu. Padişah, savaş ve barış yapma, istediğinde meclisi kapatma ve yeniden seçimlere götürme yetkisine de sahipti. Ayrıca padişahın, "kamu yararı için" polis soruşturması sonucunda kişiyi sürgün etme yetkisi vardı. Hükümdara tanınan haklara rağmen anayasa, Avrupa etkilerinin Osmanlı bürokrasisinin bir bölümü içerisinde ne derecelere ulaştığının göstergesiydi.[2]
Kaynak: Birinci Meşrutiyet - Vikipedi
Meşrutiyet'in ne olduğunu bilmeyen arkadaş gelmiş yine dediklerime karşı çıkıyor. Devam böyle ya bilmediğiniz konularda atıp tutun sürekli.
Evet.
Tarihine söven tek milletiz.
Tarihini bu kadar savunan tek milletiz demek daha doğru olur.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…