İnceleme İlk İzlenim: Metaphor: ReFantazio

Katılım
8 Ekim 2021
Mesajlar
6.354
Makaleler
7
Çözümler
38
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Öğrenci
1731582827357.png

Potansiyeli Harcanmış İyi Bir Oyun

Öncelikle bu yazıyı uzun tutma gibi bir amacım yok. İnceleme yapmaya değer bulursam sonunda yaparım uzun bir yazı. Bu sadece oyun içi kayıtlara göre 16 saat ama ATLUS oyunlarının bende hep bu rakamı bi 5 saat az gösterdiğini düşünürsek muhtemelen 20 saatten sonraki deneyimlerimi anlattığım, ne düşündüğüm kısa bir yazı olacak.

Ama asıl yazıya geçmeden önce söylemek istediğim bir şey var. Kafamı karıştıran bir şey. Bence bu oyun Personalar kadar "dating sim" ünvanını hak eden bir oyun değil. Personalar gibi okuldan sonra kankamla takılayım gibi yapmıyorsunuz social linkleri yani bu oyundaki adıyla "bond"ları. Bu yüzden "dating sim" değil de "visual novel" demek daha doğru geliyor bana bu oyunun bu kısımlarına. Bu yazının bir kısmında da değineceğim bu yere.

Hikaye ve Karakterler
Hikayeden bahsetmeyeceğim. İnceleme yapmaya değer bulduğum bir oyun olursa orada bahsederim. Fikir belirtecek olursam P3 ve P5'ten daha iyi bir hikayeye (P4 oynamadım.) sahip olduğunu düşünüyorum. Çok daha ilgi çekici. Son yıllarda SMTVV ile birlikte ATLUS'un en iyi hikayelerinden biri bana kalırsa. Klasik JRPG hikayesi ama politik kısımda çok bir şey beklemeyin. Hani oyunun ırkçılığa çözümü ırkçılık yapmayın gibi bir şey. 5 yaşındaki çocuk düşünebilir bunu. Ama oyunun hikayesine bir JRPG hikayesi olarak bakarsanız o vermesi gereken yolculuk hissini harika bir şekilde verdiğini düşünüyorum. Ve çabuk açılan bir hikayesi var. Tam bitirmedim ama belirteyim. O herkesin övdüğü kötü karakter Louis her ne kadar karşılaştığım andan itibaren harika bir izlenim verse de nasıl bir karakter tam bilmiyorum. Griffithimsi bir villain ama o kesin ki severim yani. Kısaca şimdilik beğendiğimi, hatta şimdilik bu sene hikayesinden en çok keyif aldığım oyun olduğunu söyleyip yazının sonraki kısmına geçiyorum.
1731585054649.png


Oynanış
Başta "potansiyeli harcamak" dediğim şey var ya. O şey tam da bu kısımdan kaynaklı aslında. Şimdi bu oyunun oynanışı 2 kısma ayrılıyor bildiğiniz üzere. Savaş kısmı ve gündelik yaşam kısmı. Gündelik yaşam kısmından bahsedeceğim önce ki Persona'ya göre çok basit kalmış. Hani aşağı yukarı Persona 3 kıvamında öyle diyeyim. Persona 5'te arkadaşlarınızla oynayacağınız minigameler, çalışabileceğiniz işler falan yok. Persona 5'e göre ciddi bir downgrade var bu konuda ki P5'e göre downgradein olduğu tek kısım da bu değil maalesef. Bu oyunda "beyin" kullanmanızı gerektiren tek sosyal hayat aktivitesi diğer adaylar ile yaptığınız debateler, onda da 3 diyalog arasından doğru olanı seçiyorsunuz o kadar.

Aktivite sayısının çok az olduğunu söylemiş miydim? Gerçekten çok azlar hani bahsetmeme gerek yok çok az diyip geçiyorum. 😀

Bondlar ise güzeller. Persona 3'ten iyiler genelde ama P3'teki "Sun" kadar iyi bir şey yok. Kalite olarak aşağı yukarı Persona 5 ile aynı seviyedeler. Ki bence iyi. Söylenecek çok bir şey yok yine. Persona 3 ya da 5'te olduğu gibi "Off yine bu aptal ile mi takılacağım?" dediğim bir karakter olmadı ki bu harika bir şey P3 oynayanlar bilir. 😀 (Moon)

Mesela ben Hulkenberg ile masa oyunu oynarken gerçekten onun minigame olmasını isterdim. Hani oyunun bu kısmı çok Persona 3. Persona 3'te social linkler dışında günlük hayat nasılsa bunda da öyle bir şey aşağı yukarı. Ve maalesef bu hoşuma gitmedi. Ama belirtmek isterim ki oyunun bu kısmı Personalardaki gibi oyunun ana odağı olmuş durumda değil. Oyun 12 ay değil 4 ay. P5 kadar olmasa da Persona 3 kadar sürecek gibi duruyor ve 4 ayda nasıl Persona 3 kadar sürüyor derseniz, oyun sırtını biraz daha combata ve hikaye sunmaya yaslamış. Personalardaki sosyal hayat kısımlarını sevmeyenler için iyi bir şey olabilir. Şahsen yapılacak şey bu kadar az iken ben de oyunun bu yöne sırtını yaslamasını doğru buldum ama belirtmek isterim ki bu konuda Persona 5'in üzerine çok koyma da var, ciddi downgrade de var.

Şimdi oyunda bir sürü yan dungeon var. Sayıca oldukça fazlalar. Oyun size deadline verdiğinde bomboş o aktiviteleri yapacağınızı sanmadınız değil mi? Tabii ki de hayır bunları yapıyorsunuz. Ödüllendirme sistemi de fena değil oyunun idare eder. Ama bu dungeonlar dizayn olarak berbatlar. Tabii bundan önce temel mekanikleri anlatmam en doğru olacaktır.

Persona 5'te oyun size combatta düşmana 2 şekilde yaklaşma imkanı sunuyordu. Ya önüne dikilip normal şekilde ne avantaj ne de dezavantajlı bir şekilde saldıracaksınız, ya da gizlenip düşmanı gafil avlayarak avantajlı bir şekilde savaşa başlayacaksınız. Oyun böyle olunca karakter sayınız kadar tur veriyordu size. Düşmanın da size bir şekilde yaklaşma imkanı vardı tabii. Düşman size saldırırsa tek vuruşta direkt dezavantajlı bir şekilde savaşa başlıyordunuz.

Bu oyunda fragmanlarda da fark ettiğiniz bir şekilde yakın dövüş sistemi bulunmakta. Peki nasıl çalışıyor bu sistem? Gamepadim bozuk olduğu için klavye fare üzerinde CTRL ile dodge, space ya da mouse sağ tık (Sol da olabilir bu arada kusura bakmayın hatırlayamadım şu anda tam olarak.) ile elinizdeki silah ile saldırı yapıyorsunuz. Fakat Personaların aksine tek atmıyorsunuz. Düşmanın sarı bir sersemleme barı bulunmakta. Amaç onu doldurmak ve savaşa avantajlı başlamak. Onu doldurduğunuzda ise "space" tuşuna basarak savaşa avantajlı başlayabiliyorsunuz.
1731585020140.png


Böyle olunca abartmıyorum düşmanların canlarının direkt yarısını alıp hem de karakterler sayınız kadar turla başlayabiliyorsunuz direkt. Fazla güçlü. Başta şahsen rahatsız etmişti beni hissiyatı falan ama alışınca bayağı eğlenceli geldi. Benim gibi gunner iseniz hele ne kadar op olduğunu söylememe gerek yok. Düşmana direkt normal şekilde de yaklaşıp ne avantajlı ne de dezavantajlı başlayabilirsiniz tabii. Personalardaki gibi yine tek bir hamleye yakalanırsanız direkt dezavantajlı başlıyorsunuz belirteyim ama düşmanın seviyesi sizden yüksek ya da aynı civarlarda ise. Tabii saldırılardan kaçmak zor değil. Sistemin kendisi hoş ve keyifli. Ayrıca seviyesi sizden düşük düşmanlara direkt tek atabiliyorsunuz ki süreci hızlandıran keyifli bir durum. Hele yan dungeonlarda şükrediyorsunuz iyi ki oyunda böyle bir sistem var diye tek ata ata geçiyorsunuz.

Fakat çok geçmeden fark edeceksiniz ki Personalardan farklı bir sistem kullanılıyor. Shin Megami Tensei oynayanlara tanıdık gelecek bir sistem aslında. Hatta aynısı direkt.

1731585305037.png


Şimdi avantajlı başlama üzerinden anlatacağım bu sistemi, diyelim ki bir savaşa avantajlı başladınız ve 4 karakteriniz var elinizde. (En fazla o kadar zaten.) Oyun size 4 tane kutucuk veriyor. Her bir hamle 1 kutucuk, pas geçtiğinizde yarım kutucuk, çeşitli özel saldırılar da genellikle 2 kutucuk yiyor. Tabii 1 buçuk kutucuk ile özel saldırı veya yarım kutucuk ile normal saldırı da yapabiliyorsunuz. Bu özel saldırılardan daha sonra bahsedeceğim. Weak vurduğunuzda ise yarım kutucuk yani yarım tur elde ediyorsunuz. SMT oynayanlara tanıdık gelecek demiştim. 😀 Ve evet bu Personaya göre daha zayıf yapıyor weak vurarak elde ettiğiniz ekstra turları. Bu dediklerim düşmanlar için de geçerli. Onların da tur sayıları kendi sayılarına göre oluyor ve bazı saldırıları 1 tur, bazıları 2, size weak vurunca yarım tur kazanabiliyorlar. Personanın savaş sistemini SMT'nin savaş sisteminin çok basitleştirilmiş ve daha sıkıcı hali olduğunu düşünen biri olarak bu yeniliği sevdim. Hoş bir eklenti. All Out Attack yok bu oyunda bunu da belirteyim. Şahsen eksikliğini de hissetmedim. Yeni gelen "Synthesis" denen özel saldırılar bunu kapatıyor. Fakat bundan önce "job" sisteminden bahsetmem gerekecek.

Final Fantasylerde olan bir sistem. Belli bir karakteri kendi istediğiniz alanlarda özelleştirme sistemi diyebiliriz aslında. Bu oyunda karakterimizin birden fazla Personası (Bu oyunda Archetype.) yok. Bunun yerine her karakterin değiştirebileceği bir sürü Archetype, yani FFlerdeki joblar gibi şeyler var. Ve bu sistem bayağı güzel. Sizin Archetypeınıza göre savaş tarzınız, yakın dövüş silahınız falan değişiyor. Aynısı parti üyeleri için de geçerli. Mesela ben Hulkenberg'in varsayılan Archetype'ını sevmediğimden Faker ile değiştirdim. Benim karakterinki de gunner dediğim gibi. Ve bahsettiğim "Synthesis" saldırıları uyumlu 2 Archetypeın birleşerek yaptığı saldırılar oluyor. İkinziden de mp alıyor. Tur ve mpniz yettiği üzere istediğiniz gibi kullanabiliyorsunuz. Persona 5'teki showtimelar gibi rastgele değiller yani. Ve bu sistemi de beğendim.

Savaş sistemi klasik sıra tabanlı JRPG savaş sistemleri arasındaki en keyiflisi bence. Hani bayağı iyi şöyle bir bakınca. Ama şimdi "potansiyel harcama" kısmına gelelim.

Öncelikle düşman çeşitliliği çok çok çok az. Hani abartmıyorum aklımda kalan düşman sayısı 10 falandır ki ileride de açılacak gibi durmuyor. Dediğim gibi ilk izlenim bu sadece ama maalesef oyunu bitiren arkadaşlarımın da dediği gibi bu durum değişmeyecek gibi. Hani ciddi bir eksi bu bence. Ki sıra tabanlı oyun bu düşman dizayn etmek daha kolay olur her ne kadar gerçek zamanlı kısmı olsa da ana kısım sıra tabanlı olan kısım.

Ve diğer kısım da dungeonlar. O dediğim open worldde bir sürü dungeonlar var ya, dizaynları berbat önceden dediğim gibi. Sayıca fazlalar. Elden Ring vakası kısaca. Fakat ana dungeonlar da maalesef ortalamalar. Persona 5'e göre karşılaştırırsak ciddi downgrade var. Dungeonlar çok kısa. Hani abartmıyorum 2 saatte bitirirsiniz. Dizayn olarak da koridor topluluklarından ibaret. Dizaynlarını düşünürsek kısa olmaları iyi en azından ağlatmıyorlar başlarında. Oyun ve JRPG standartlarına bakarsak da ortalamalar. Rezalet değiller de işte sıradan dungeon dizaynı. Persona 5'e göre dediğim gibi ciddi bir downgrade.

Görsellik ve Teknik Kısımlar
Sanat dizaynına bayıldım. Menüler falan harika ve oyunun vermeye çalıştığı hissi buram buram veriyor. Fakat geri kalan şeyler bırakın PS3'ü bazen PS2'den fırlama gibi duruyor. Motor baya eskidi zaten. Bu oyun da son oyun olacak bu motorda geliştirilen artık Unreal Engine 5'e falan geçer ATLUS. Fakat görsellik Personalardan daha hoş bence şahsen benim için bir artı görsellik o Personalarda da çalışan ve 3 Reload'ın rezalet sanat dizaynında çalışmayan Japon abim sağolsun.

Teknik kısım da berbat. Oyuna Anti-Aliasing eklemeleri birkaç günü buldu da iyi performans da vermiyor. Bence çok daha yüksek FPSler vermesi lazımdı konsollarda ve PClerde. ATLUS bu kadar büyük oyun yapmadı daha önce ondan mıdır artık bilmem. Tabii grafikler yüksek seviyede olmadığından sistemleri pek zorlamıyor.

Son Sözler
Her ne kadar potansiyeli harcanmış olsa da Stalker 2 harika çıkmazsa (Ki sanmıyorum ortalamanın bir tık üzeri bir open world FPS olur gibi ama Stalker Gamma'ya bayılan biri olarak harika olmasını da isterdim. Hatta Gotylik bir oyun olmasını çok isterim.) benim için Goty her ne kadar potansiyeli harcanmış bir oyun olsa da bu olacak gibi. Dediğim gibi bitmedi daha. Ama ya da 4 ya da 4.5 alır gibi ki 4.5 alırsa eksiklerine rağmen harika bir oyun olur benim için. Bunu belirleyecek şey muhtemelen kötü adam Louis olacak. Dedikleri kadar harika bir villain ise muhtemelen ben de bayıla bayıla oynamaya devam edip övdükçe överim bu oyunu 4.5/5 veririm. Game of the year diye sağda solda dolaşırım. İyi oyun tabii. Türü sevenler baksın. Benim için her şekilde Goty. Bu sene bu kadar bana keyif veren oyun oynamadım ve daha da oynamam gibi de ama potansiyelinin harcandığı da bir gerçek maalesef. Normalde bir oyuna birkaç sene sonra bilmem ne sürümünün gelmesine ayar olurum ama buna istiyorum açıkçası. Hani bu eksikleri kapatsalar tarihin en iyi JRPGsi olma potansiyeli var oyunun direkt. Ki oyunda 7 tane kesilmiş bond ve 2 tane kesilmiş yoldaş karakter varmış. Bayağı kesilme varmış baktığım kadarıyla. Bildiğim kadarıyla ATLUS artık DLC çağına da geçmiş Metaphor'a DLC çıkarsalar bu eksileri kapattıkları, harika olur bence. Ben oynarım şahsen. Ortada en iyi JRPG olma potansiyelli bir şey varken bunu çöpe atmalarını hiç istemem. Persona 6 söylentileri de hoşuma gitti. Persona 6'da da buna benzer bir savaş sistemi kullanılır umarım ve bu oyundaki deneyimlerini oraya da aktarırlar diye umuyorum. Bu Metaphor'un potansiyeli çöpe atılmamalı ve üzerine Metaphor bilmem ne DLC ya da Persona 6'da bu tecürbeleri kullanarak konulmalı. Neyse puan konusunda dediğim gibi Louis'in ne kadar iyi bir villain olup olmadığı belirler gibi. Gerçekten dedikleri kadar varsa (Ki baya etkileyici adam gibi duruyor birkaç defa karşılaştım heyecanlıyım. Diyalogları falan güzeldi baya karşılaştığımda Griffith havası veriyor buram buram.) 4.5 veririm, ha yok o kadar yoksa 4 veririm gibi. Hadi kendinize iyi bakın dostlar!

1731586749297.png
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı