- Katılım
- 26 Nisan 2020
- Mesajlar
- 9.431
- Makaleler
- 49
- Çözümler
- 12
Sürekli derdimi anlattığım kuzenlerim vardı 3 tane. 2 kız, 1 erkek. Ne olursa olsun biz senin arkandayız. İstediğin zaman mesaj at yardımcı olurum tarzı cümle kuruyorlar. Medet umardım onlardan. Bir şey konuşmak istiyorum "sonra" diyor kız kuzenlerim. Erkek kuzenimle PES atarız ama onun keyfi istediğinde oynuyoruz. PES, benim bilgisayarımda. Evimizin arası 10 dakikalık bir yer.
Aslında darbe yiyecek olduğumu biliyorum ancak yardımcı olan ve ondan sonra beni terk edenlere kızıyorum ve uyuz oluyorum. Aslında işe girip ve irade sağlayıp çalışabilsem çatır çatır harcarım. Tabi mecazi anlamda söylüyorum. Normalde kendime taşınabilir SSD aldırtmak istiyordum aileme. "hayır, ne gerek var?" şeklinde cevap alıyorum. Bu da medet ummak gibi bir şey. İşim olsa gider paraya kıyar bir SSD alırdım. Ama 32 GB USB bellek istedim. Onu alacaklar.
Komşu komşunun külüne muhtaç. Ama insan neden itilir kakılır birisi oldum ya.
ben de mal gibi insanlara soru soruyorum. Bundan sonra asla soru sormayacağım ve sadece işim düştüğü zaman arayacağım diyorum ve ertesi gün bir bakmışım 3-4 kişiyi aramışım. Kendime hakim olamıyorum.
Yavaş yavaş sadece işim düşecek kişileri elemeye yani medet ummak veya derdimi anlatmak konusunda eliyorum. Belki işim düşer hesabı yani.
Neymiş... Ben üniversite de üniversite dediğim için psikolojimi bozmuşum. %50 kendi kendi olan zihinsel olaylardan %35-40 civarı stresli, takıntılı, ya hep ya hiççi bir mizacım var. Ben de ders konusundan patlak verdi. Diğer kalan şeyler çat pat şeyler.
Ailem karışmıyor ama bana git sanayi de çalış, fıstık gibi para var diyen büyüklerim var. Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ bilgisayar mühendisliği düşünüyordum. Asıl beni etkileyen şey bu oldu. Aslında benim mesleğim olmayabilir. Çok yüksek hedeflermiş benim seçtiklerim. İmkansıza çok yakınmış hatta. Ne yapalım... Olmadı işte.
Bir de şunu anladım uzun zaman geçtikten sonra: İstediğin kadar fikir al fakat kendi kafanın dikine git. Hayatta risk almak gerekir. Olmadı diye beceriksiz değilim. Sadece hata yaptım ve bundan ders çıkarmalıyım.
Aslında darbe yiyecek olduğumu biliyorum ancak yardımcı olan ve ondan sonra beni terk edenlere kızıyorum ve uyuz oluyorum. Aslında işe girip ve irade sağlayıp çalışabilsem çatır çatır harcarım. Tabi mecazi anlamda söylüyorum. Normalde kendime taşınabilir SSD aldırtmak istiyordum aileme. "hayır, ne gerek var?" şeklinde cevap alıyorum. Bu da medet ummak gibi bir şey. İşim olsa gider paraya kıyar bir SSD alırdım. Ama 32 GB USB bellek istedim. Onu alacaklar.
Komşu komşunun külüne muhtaç. Ama insan neden itilir kakılır birisi oldum ya.

Yavaş yavaş sadece işim düşecek kişileri elemeye yani medet ummak veya derdimi anlatmak konusunda eliyorum. Belki işim düşer hesabı yani.
Neymiş... Ben üniversite de üniversite dediğim için psikolojimi bozmuşum. %50 kendi kendi olan zihinsel olaylardan %35-40 civarı stresli, takıntılı, ya hep ya hiççi bir mizacım var. Ben de ders konusundan patlak verdi. Diğer kalan şeyler çat pat şeyler.
Ailem karışmıyor ama bana git sanayi de çalış, fıstık gibi para var diyen büyüklerim var. Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ bilgisayar mühendisliği düşünüyordum. Asıl beni etkileyen şey bu oldu. Aslında benim mesleğim olmayabilir. Çok yüksek hedeflermiş benim seçtiklerim. İmkansıza çok yakınmış hatta. Ne yapalım... Olmadı işte.
Bir de şunu anladım uzun zaman geçtikten sonra: İstediğin kadar fikir al fakat kendi kafanın dikine git. Hayatta risk almak gerekir. Olmadı diye beceriksiz değilim. Sadece hata yaptım ve bundan ders çıkarmalıyım.