LAPSEKİLLİ BIG SMOKE
Yottapat!
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Öğrencilerin dilekçeleri ölüme yakın olmadığı sürece umursanmıyor bizim okulda. Veli dilekçesinde pek fark olacağını sanmıyorum. Zaten çoğu veli "çocuğum okula gitsin sınıfı geçsin" kafasında olduğundan bunu umursamaz ama deneriz.Tamam da bu kararı alan okulun aile birliğidir. Hiç dilekçe yazarak okul idaresine vermeyi düşündünüz mü? Öğretmenler bu durumda bir şey yapamaz.
Zorunlu öğretim liseye kadar olmalı. İsteyen lise okumalı isteyen de lise yerine mesleki öğrenim okullarında okumalı. Başarılı öğrenciler mesleki öğrenim almak istiyorsa meslek liselerine gitmeli. Başarısız öğrenciler mesleki öğrenim okullarında kalmalı. Liselerin kalitesi arttırılmalı.Oyunlar ilgimi çekmiyor artık. Onun yerine kendimi ilgilendiğim alanlarda geliştitmeye bakıyorum. Bence 6. sınıfa kadar eğitim zorunlu olmalı. Sonrasında çocuk, önüne gelen her dersten eğitim almak yerine, istediği şeyler üzerine eğitim alsa daha sağlıklı olur. 6. sınıf dememin sebebi çocuğun ilgi alanını keşfetmesi ve mantıklı karar vermesi. Ama tabi herkes farklı olduğundan belki 3. sınıf öğrencisi bile bunu keşfedebilir.
Çözümü defalarca kez anlattım. Kurallara uymak. Uymak istemiyorsan daha önceden bahsettiğim yöntemi uygulamak:Karakterinden ödün vermeden dengeleri sağlamak.Buna ne çözüm olabilir hocam? Öğretmenler bu konularda öğrencilerin fikirleri daha mantıklı olsa bile umursamıyor. Özürümü diledim o gün. Elimde zaman makinası yok geri de dönemem.
En başta hükümetin bu fikri desteklemesi gerekir ama o konuya girmeyelimZorunlu öğretim liseye kadar olmalı. İsteyen lise okumalı isteyen de lise yerine mesleki öğrenim okullarında okumalı. Başarılı öğrenciler mesleki öğrenim almak istiyorsa meslek liselerine gitmeli. Başarısız öğrenciler mesleki öğrenim okullarında kalmalı. Liselerin kalitesi arttırılmalı.
Düşük puanlı üniversite bölümleri kapatılmalı. Üniversiteler sadece bilim yuvası olmalıdır. Başarılı olup maddi imkansızlıklar yaşayan öğrencilere devlet burs bağlaması ve barınma/giyinme gibi temel ihtiyaçlarının tümünü karşılanması gerekir. Giyinme ihtiyacının karşılanması için devlet öğrencilere kıyafet kuponu vermeli. Mağazalar kupon ile yaptığı satıştan vergi iadesi almalıdır. Bu sayede firmalara da devlet bütçesine de ciddi bir yük binmemiş olacaktır.
Mesleki öğrenim okullarında okuyan dar gelirli öğrencilere herhangi bir devlet bursu verilmeyecek. Belirli sektörlerde stajyer çalışan olarak çalışabilecek. Bahsettiğim okullarda okuyan öğrencieri stajyer çalışan kapsamında işe alan işletmelere çalışan başına belirli bir oranda vergi iadesi yapılacak.
Meslek lisesinde okuyan öğrencilerin devlet yol masrafalrını karşılayacak. 10. sınıftan itibaren stajyer çalışan olarak özel sektörde istihtamı sağlanacak. Firmalar çalıştırdığı öğrenci için belirli oranda vergi iadesi alacak.
Tüm bu dediklerimin yapılabilinmesi için ekonominin düzgün olması gerekir.
Bence doğru sistem budur.
Çözümü defalarca kez anlattım. Kurallara uymak. Uymak istemiyorsan daha önceden bahsettiğim yöntemi uygulamak.
Hayır.
Eğer adam başarısız ise saygı da duymam hakaret de etmem. Çünkü bana bir zararı yok. Adamın bir şeyde başarılı olma zorunluluğu gibi bir şey de yok.
Eğer adam çevresindeki insanlara ya psikolojik ya da fiziksel zarar veriyorsa o adama saygı duyulmaz. Eğer bu şekilde devam ederse insanların sabrı taşar ve sinirlenirler. Belki aşırıya kaçıp küfür ederler ama bu mantıklı bir şey değil. O adam en başından millete zarar vermeseydi bunlar yaşanmazdı. Bazıları hala buradan küfürü hak olarak gördüğümü sanacak ama yok öyle bir şey.
Ama bir adam hem kendisine, hem de çevresine fayda veriyorsa o adama saygı duyulur.
Hocam ben insanlara olabildiğim kadar saygılı olmaya çalışıyorum. Kaldı ki, kimseye durduk yere küfür etmiyorum. Bu hocayla bir derdim yoktu ama kendisi sadece kıyafet konusu olmaksızın, çoğu zaman öğrencileri agresif bir şekilde uyarıyor.
Ben bu 7-8 saati okulda, benim işime yaramayacak çoğu dersleri görmek yerine, evde kendimi ilgi alanlarımda geliştirmem daha mantıklı geliyor.
Küfür etmeden dert anlatılamıyor.