İsviçre'ye çalışmak için nasıl gidilir?

Peki bu saydığınız nedenlerden dolayı Türkiye'ye karşı negatif önyargı oluyor mu?
Kısaca Türk üniversitesi gözüktüğü gibi "bundan bir şey olmaz" damgası vurulur mu?

Dünya ile entegrasyonumuz kötü, bizim hakkımızda çok az şey biliyorlar ve onları da genellikle yanlış biliyorlar. Hâlâ Arap alfabesini kullandığımızı sanıyorlar, Arapça konuştuğumuzu sanıyorlar, kadınların hepsinin örtünmek zorunda olduğunu sanıyorlar, develere bindiğimizi sanıyorlar, çölde yaşadığımızı sanıyorlar... Kısacası biz İran'a nasıl bakıyorsak onlar da bize aynı şekilde bakıyorlar.

Bunların yanında geneli Müslüman olan bir toplumdan da geldiğin için kişisel bir önyargı olabiliyor. Tabii ten rengine, orada olduğun mesleki konuma ve birlikte vakit geçirdiğin kişilere göre bu değişir. Mesleki hayatında oraya "istenen" birisi olarak transfer edildiğin için önyargıyla pek karşılaşmazsın ama özel hayatında başka insanlarla iletişiminde ne olacağını bilemeyiz. Dediğim gibi bu biraz onlarla biraz da senin olduğun kişilikle alakalı bir durum.

Ne olacak, nasıl olacak, ne yapacağım?
Dil konusu önemli, biriyle iletişim kurabildiğin oranda kendini ifade edebilirsin ve karşıdakini anlayabilirsin. Elinin altında internet var, yabancılarla tanışmak için iyi bir yöntem. Maddi durumun varsa ziyarete gidersin, onların kültürlerini tanımış olursun. Bunu yapamıyorsan da en azından hayatla ilgili fikir alışverişi yapacak düzeye geldiğin birileriyle hayata olan bakış açını genişletirsin. Tanıştığın her kişi senin hayatına bir tecrübe katabilir, insanların sana bir şeyler sağlayabileceği görüşlerinden faydalanmaya çalış. Roman bile olsa kitap okumanın da insana kattığı en önemli şey budur; farklı bakış açılarını sana katar çünkü her yazar farklı birer insan olarak kendilerine ait olan perspektiflerinden bakmayı öğretir okuyanlara. Gereksiz gibi gelebilir ama çok önemli konulardan birisi aynı anda farklı bir sürü perspektiften bakabilmektir.

Eğitimini aldığın işinde gerçekten özveri göstererek çok iyi şeyler yapmaya çalış. Kendini daha iyi hale getirmek için sürekli çalış, denemeler yap, kendini zorla. İş hayatında sabırlı ve inatçı olmayı öğrenmen lazım, hedefine ulaşmak için gerekirse yüzden fazla defa başarısız olman gerekebilir. Önceki mesajlarımdan birinde onlarca hatta yüzlerce defa denemek gerektiğini söylerken şaka yapmıyordum. Denemelerinin birisi tuttu ve bir yerle anlaştın diyelim, bu kadarıyla bitmez. İş hayatında hırslı biri olmazsan ve yaptıklarının göz önünde bulundurulması için üstlerine hayatı dar etmiyorsan olduğun yerde sayarsın.

Ayrıca bizim millet olarak şampiyon olduğumuz bir konu var, bundan kesinlikle kurtulmak gerekiyor; bahane bulmak... Çoğunuzun gitmek için çabaladığı ülkelerde bahane diye bir şey çok kötü bir şey olmadıktan sonra asla kabul görmez. Her şey için bahane bulmaya programlı yaşama, başarısızlığı başka şeylere bağlamak yerine daha kötü şartlarda bile başaranlara bakıp suçun kendinde olabileceği konusunda kendine dürüst ol. Bunu kabullenirsen başarmak için tekrar deneme şevkini kazanabilirsin, diğer türlü suç hep başkalarında olur sen de aynı şeyi arka arkaya binlerce defa yaparsın. Sürekli aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemenin çok aptalca bir şey olduğunu aklından çıkarma.
 
Eğitim kalitesi ve içeriği açısından çok kötü bir durumdayız, bu sistemden çıkan bir öğrencinin de başka ülkelerdeki yabancı yaşıtlarına göre bir sürü eksiği olduğu gerçeği ortada. Türkiye'de üst düzeyde eğitim verebilen tek bir üniversite bile yok, bizim sözde en iyilerimiz gidilmek istenen ülkelerin vasat okulları düzeyini geçmiyor. Bunu da bizzat deneyimledim.
Hocam gerçekten o kadar kötü mü?
Sanırım yurtdışını artık hedef haline getirmeliyim.






Maddi ve kültürel olarak da büyük eksikliklerimiz oluyor. Avrupa ya da Kuzey Amerika ülkelerindeki bir çocuk daha öğretim hayatını bitirmeden önce çok sayıda kültürü ve yabancı insanı tanıyor, bizde yüzdelik dilimde kaç kişi bu imkana ulaşıyor? Kaç kişi hayata başlamadan önce yabancı bir ülkede en az birkaç ay geçirmiş, farklı ülkelerden farklı kültürleri tanıyıp farklı perspektifler kazanabileceği yabancı arkadaşlara sahip?
Hocam aslında ülkemiz etnik ve kültürel bakımdan çeşitli. Bu imkan değerlendirilse.
İskandinav ülkeleri ve İsviçre gibi çok dilli ülkelerde "ortalama bir kişi" üniversiteyi bitirdiğinde 2 dili çok iyi düzeyde biliyor ve 3. dilde de yeterli düzeyde iletişim kurma kabiliyetine sahip oluyor. 3. yabancı dili bilme oranı da hiç düşük değil. Türkiye'de kaç öğrenci üniversiteyi bitirdiğinde bırak 2-3 dili öğrenmeyi, İngilizceyi bile doğru düzgün biliyor durumda oluyor?
Hocam bırakın İngilizce'yi Türkçe elden gidiyor.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı