Otomasyon yazılımlarında işin zorluğu, kodlamanın kendisiyle değil, sahadaki sistemin karmaşıklığıyla alakalıdır. PLC ile konveyör bant'da sürebilirsiniz limit switchler vs. kullanarak, yüzün üzerinde ayrı noktadan aldığı sıcaklık verisine, yaz - kış bilgisine, sistem basınçlarına göre otomatik yanan kazanlar, devreye giren chillerler, buradan dönen suyu kullanarak ortamı ısıtan soğutan, koku ve basınç kontrolü yapan binalar da.
Proje vardır on noktadır, proje vardır beş bin noktadır.
Programlamanın temel mantığı zaten her yerde geçerlidir. Önemli olan ürünü tam anlamıyla kavrayıp ona uygun senaryoyu kurgulayabilmektir.
Mesela yangın otomasyonları son zamanlarda oldukça gündemde. Yangın senaryosu iş içerisinde oldukça önemli bir yer tutar ve uzun zaman harcanarak belirlenir. Otel işletme firmalarının (Hilton, Four Seasons vs.) standartları, TSE yangın standartları, EU standartları göz önüne alınır bu gibi işler konuşulurken.
Otomatik kontrol teorisinde farklı yaklaşımlar vardır, on-off kontrol de bir otomasyondur, PID kontrol de. Birisi için karmaşık transfer fonksiyonlarını MATLAB ile çözümleyip parametreler belirler ona göre davranırsınız, diğerinde sadece belirli değerlere bakarsınız.
PLC'ler de tip tip olur, mesela sanayide kullandığınız PLC içerisine ladder programlama yapabilirsiniz. Bizim sektörümüzde ise bloklar vardır, siz bu blokları kullanarak logic design (mantıksal tasarım) yaparsınız.
Demek istediğim otomasyon, bilen için çok basit olan fakat çok ince detaylar barındıran bir iştir. Öğrenmesi zevklidir ve aslında biraz da zahmetlidir.
Bu işin yazılım kısmı tabi ki, çekilen yüzlerce metre kablodan, uçlarının tek tek test edilip modüllere ve ekipmanlara girilmesinden, saha etiketlemesinden, süpervizyon ve gerekirse saha hizmetlerinden, projelendirmeden, MCC panoları için danışmanlık hizmetinden, pano seçimi, üretimi ve montajından bahsetmedik henüz.
Çıkarttığım ders budur 
