Sende Türk değilsin tamamen bende diyorum neden sallayıp duruyor bu herif. İstediğin yerde yaşa ırkın kimliğin değişmez zaten değiştiğini hissedersen ırkına hakaret etmiş olursun.
Ben türküm. Bildiğiniz köylü türkmenlerden. Köyümün orijini de türkmen. Diğer arkadaşlar ne dedi hepsini okumadım. Ama ırk dna'dan çok kültür ve dille alakalı. En azından milliyet diyeyim. DNA'sı benzer olsa bile dili ve kültürü farklı birini kendime yakın görmem benSende Türk değilsin tamamen bende diyorum neden sallayıp duruyor bu herif. İstediğin yerde yaşa ırkın kimliğin değişmez zaten değiştiğini hissedersen ırkına hakaret etmiş olursun.
Ben türküm. Bildiğiniz köylü türkmenlerden. Köyümün orijini de türkmen. Diğer arkadaşlar ne dedi hepsini okumadım. Ama ırk DNA'dan çok kültür ve dille alakalı. En azından milliyet diyeyim. DNA'sı benzer olsa bile dili ve kültürü farklı birini kendime yakın görmem ben.
Asıl kimliğini bulunduğun çevreye göre şekillendirdiğin için kendini o çevreden görmek çevredeki atalarıyla gurur duyan insanların kültürel mirasını yok saymaktır. Suriye'den Türkiye'ye milyonlarca göçmen geldi ve bazıları vatandaşlık aldı, iki nesil sonra bunların torunları hayatlarında Suriye'yi görmemiş Türk kimliğine sahip vatandaşlar olacaklar. Şimdi bu Suriyelilere Türkiye'de doğup yetiştikleri için Türk demek Çanakkale'de arapların İngilizlerle işbirliği yapması yüzünden ölen askerlere hakaret değil midir? Günümüz dünyası gerilikçi kılıbıklığıyla istediği kadar "aydın" takılabilir, toplumlar böyle saçmalıklar yüzünden çökme tehlikesi geçiriyorlar.Bu bakış açısı, günümüz dünyasının ve insan gerçeğinin çok gerisinde kalıyor. Kimliği, değiştirilemez bir "kan" veya "soy" meselesi olarak görmek, bir insanın bizzat yaşadığı hayatın tamamını yok saymaktır.
Hepsi bir yanılsama değil, buna gerçek hayatta yaşamak denir. Ama orada yaşıyor olması onun kimliğini sihirli bir şekilde Alman olmaya uyarlamaz. Alman gibi davranır, Alman gibi konuşur ama genleri Alman geni olmaz, fiziksel özellikleri Almanlara değil geldiği bölgedeki insanlara benzer.Senin mantığına göre, Almanya'da doğmuş, anadili Almanca olan, bütün hayatını bir alman gibi yaşamış 3. nesil bir Türk gencine gidelim ve diyelim ki: "senin Almanca gördüğün rüyalar, Almanca kurduğun dostluklar, alman toplumu içinde yaşadığın onca yıl... Hepsi bir yanılsama. Senin gerçek kimliğin, hiç yaşamadığın bir coğrafyada, belki de hiç konuşmadığın bir dilde saklı."
Aynı şeyi romantize edip edip tekrarlıyorsun, cevap değişmiyor. Senin kendini öyle sayman gerçek kimliğini değiştirmez. DNA testi diye birşey var, sen istersen 10 kuşak Türkiye vatandaşı ol, senin ailen Türklerle çocuk yaparak genlerini çeşitlendirmediyse senin genlerinde de Türklük olmaz.Bu, o insanın yüzüne karşı "senin hayatın bir yalan" demekle aynı şey değil midir? Bu ne kadar insancıl ve mantıklı?
Benim kökenim zaza. Bu, benim ailemin hikayesi, benim mirasım. Bunu biliyor ve kabul ediyorum.
Ama benim kimliğim, yani beni ben yapan her şey, Antalya'da, Türkçe dili ve Türk kültürü içinde inşa edildi. Benim 21 yıllık hayatım, anadilim, anılarım, arkadaşlıklarım... Kısacası benim bütün gerçekliğim Türk.
Bir insanın kimliğini belirleyen şey, yüzlerce yıl önceki atalarından gelen bir soy bilgisi mi, yoksa o insanın bizzat yaşadığı, nefes aldığı, içinde güldüğü ve ağladığı hayatın ta kendisi mi?
Kimlik, atalarımızın hikayesi değildir; bizim kendi yazdığımız hikayedir. Ve benim hikayem Antalya'da, Türkçe yazıldı.
Yorumun için çok teşekkür ederim, konuyu o kadar güzel ve net bir şekilde özetlemişsin.
Kendi hayatından verdiğin "kökenim Kürt'lere dayanıyor ama kimliğim Türk oluyor" örneği, tam olarak benim de yaşadığım durumun bir yansıması. Bu, Türkiye'de ne kadar çok insanın benzer hikayelere sahip olduğunun en güzel kanıtı.
Amerikalı'lar ve Fransız'lar örneğini vermen de harika bir nokta. Bu ülkeler, farklı kökenlerden gelen milyonlarca insanın, aynı çatı altında ortak bir dil ve kültürle nasıl tek bir millet olabildiğinin yaşayan kanıtları. Bu da gösteriyor ki, modern dünyada kimliği belirleyen şey "kan" değil, "yaşanmışlık" ve "aidiyet"tir.
Değerli ve destekleyici yorumun için tekrar çok sağ ol.
Asıl kimliğini bulunduğun çevreye göre şekillendirdiğin için kendini o çevreden görmek çevredeki atalarıyla gurur duyan insanların kültürel mirasını yok saymaktır. Suriye'den Türkiye'ye milyonlarca göçmen geldi ve bazıları vatandaşlık aldı, iki nesil sonra bunların torunları hayatlarında Suriye'yi görmemiş Türk kimliğine sahip vatandaşlar olacaklar. Şimdi bu suriyelilere Türkiye'de doğup yetiştikleri için Türk demek Çanakkale'de arapların İngiliz'lerle iş birliği yapması yüzünden ölen askerlere hakaret değil midir? Günümüz dünyası gerilikçi kılıbıklığıyla istediği kadar "aydın" takılabilir, toplumlar böyle saçmalıklar yüzünden çökme tehlikesi geçiriyorlar.
Hepsi bir yanılsama değil, buna gerçek hayatta yaşamak denir. Ama orada yaşıyor olması onun kimliğini sihirli bir şekilde alman olmaya uyarlamaz. Alman gibi davranır, alman gibi konuşur ama genleri alman geni olmaz, fiziksel özellikleri almanlara değil geldiği bölgedeki insanlara benzer.
Aynı şeyi romantize edip edip tekrarlıyorsun, cevap değişmiyor. Senin kendini öyle sayman gerçek kimliğini değiştirmez. DNA testi diye bir şey var, sen istersen 10 kuşak Türkiye vatandaşı ol, senin ailen türklerle çocuk yaparak genlerini çeşitlendirmediyse senin genlerinde de türklük olmaz.
Ha senin mantığını oturtamadan söylemeye çalıştığın şu şey doğru, Türkiye farklı ırkların bir arada yaşadığı çeşitliliği yüksek bir ülke ve sen Türk vatandaşısın. Yurt dışına çıktığında falan direkt türküm dersin. Orada sorun yok. Senin laz olman bunu değiştirmiyor. Ama soruyu vatandaşlık değil de milliyet diye sorarsan lazsın çünkü milliyet etnik köken belirtir.
Atatürk'e göre Türksün, Nihal Atsıza göre değilsin. Güney doğu taraflarında zamanında kürtleşen çok Türkmen boyları var belki onlarla bağınız olabilir. Zaten güneydoğu zamanında çok Türk etkisinde kaldı illa ki karışmışsınızdır. Örnek Diyarbakır Uzun Hasan'ın başkentiydi.Selamlar,
Kişisel bir konu hakkında sizlerin de görüşünü almak için bu başlığı açıyorum. Konu, bir insanın kimliğini neyin belirlediğiyle ilgili. Durumu kendi hikayem üzerinden, olabildiğince net bir şekilde özetleyeceğim:
Ailemin tamamı, soy belgesiyle de sabit olduğu üzere, nesillerdir Diyarbakır/Dicle kökenli.
Annem, babam ve dedemler kendi aralarında Türkçe zazaca konuşuyorlar.
Ailemin kendi kimlik tanımı net: "biz Kürt değil, Zaza'yız" diyorlar.
Yani benim etnik kökenim, mirasım Zaza.
Ben 2004'te Antalya'da doğdum ve bütün hayatım burada geçti.
Tek anadilim Türkçe. Aksanım yok, Zazaca ise hiç bilmiyorum.
Bütün sosyal çevrem, okul hayatım ve kültürüm Antalyalı bir Türk genciyle aynı.
Bu bir "hissetme" meselesi değil, benim için yaşanmış bir gerçeklik. Kendimi bildim bileli Türk'üm.
Arkadaşlarım dahil hiç kimse bugüne kadar bana "Kürt'sün." veya "Zaza'ya benziyorsun." demedi, tam tersine böyle bir ihtimali şaşırtıcı buldular.
İdeolojik olarak da kendimi Turkiye Cumhuriyeti'ne bağlı, Atatürkçü ve Kemalist bir çizgide görüyorum.
Hiç "Ben Zazayım" ya da "Ben Kürt'üm." demedim. Türk kimliğimden, aidiyetimden ve bağlılığımdan hiçbir şekilde şüphe etmedim, sorgulamadım. Aklımdan hiç "Acaba Kürt müyüm?" ya da "Acaba Zaza mıyım?" gibi bir düşünce geçmedi.
Bu iki farklı tabloya baktığınızda, benim kimliğimi nasıl yorumlarsınız? Bir insanın kimliğini belirleyen asıl şey sizce nedir? Ailesinden gelen köken mi, yoksa içinde doğup büyüdüğü ve tamamen benimsediği hayat mı?
Yorumlarınız için şimdiden teşekkürler.
Atatürk'e göre türksün, nihal atsıza göre değilsin. Güneydoğu taraflarında zamanında kürtleşen çok türkmen boyları var belki onlarla bağınız olabilir. Zaten güneydoğu zamanında çok Türk etkisinde kaldı illaki karışmışsınızdır. Örnek Diyarbakır uzun Hasan'ın başkentiydi.
Atatürk'ün amacı, Türkiye’yi Türk yapmak. Bunun içinde de zaten Türkçe bilen ve kendini Türk hisseden herkes Türk’tür anlayışı vardır. Örneğin, bir kürt aile düşün, bunları Türkleştirmek, yani kültür ve adetlerini Türk adetlerine dönüştürmek ve ırk açısından uzun yıllar gerektirir.Doğru, ama ben Diyarbakır'da hiç yaşamadım. Sülale veya aile bağları açısından bir bağlantı olabilir, ama mantıken benim orada doğrudan bir bağım yok. Antalya'da büyüdüm, Türkçe konuşuyorum ve kültürüne, değerlerine bağlıyım. Bu yüzden kendimi Türk olarak görüyorum. Kökenim zaza olabilir, ama yaşadığım hayat ve aidiyetim Türk kimliğini belirliyor.