"Kitap okumak sıkıcıdır" ön yargısı

En yakın kütüphaneye git ve Beyaz Diş'i al. Kendini zorla ve ilk 20 sayfayı oku, sarmazsa 10 sayfa daha oku. Sonra kendin karar ver sıkıcı mı, değil mi.
Bazı kitapları okumak cidden sıkıcı. O edebiyat dersinde gördüğünüz, eskiden yazılan kitapların bazılarını okudum. Sıkıcılıkta birbirleriyle yarışıyorlar. O dönemde, hatta daha önceki dönemlerde yazılmış yabancı kitaplara bakıyorum. Hiç öyle değiller.
 

E-Reader'a bende alışamadım. Bir ara internetten 2000-3000 tane kitap bulmuştum, bir tanesini bile o formatta okumadım. Tabiki tabletle falan denedim, E-Reader bambaşka ekran falan ama yinede sanmıyorum alışabileceğimi.
 
E-Reader'a bende alışamadım. Bir ara internetten 2000-3000 tane kitap bulmuştum, bir tanesini bile o formatta okumadım. Tabiki tabletle falan denedim, E-Reader bambaşka ekran falan ama yinede sanmıyorum alışabileceğimi.
Ben de hoşlanmıyorum dediğim gibi. Bu konuda eski kafalı olmayı daha çok seviyorum, her şeye teknolojiyi katmaya gerek yok
 
E-Reader'a bende alışamadım. Bir ara internetten 2000-3000 tane kitap bulmuştum, bir tanesini bile o formatta okumadım. Tabiki tabletle falan denedim, E-Reader bambaşka ekran falan ama yinede sanmıyorum alışabileceğimi.
Ben alıştım gibi E-Reader'a normal kitap okurken gözlerim kurur rahatsız olurdu ama bunda öyle bir şey olmuyor. Tabi sarı sayfaların yerini alamaz.
 
Bu kısma bayıldım!
Alıntıladığım kısma kesinlikle katılıyorum
 
Okumak için sadece kitapla sınırlı kalma. Okuyabileceğin binbir türlü şey var. Mesela ben roman okumaktan hiç haz etmem ancak bilimsel içerikli kitapları ve tarih kitaplarını çok severim. Ayrıca internetten makale okumak da ayrı bir zevkim. Bir abin olarak sana tavsiye vereyim: Oku, çalış. Bilginin iyisi kötüsü yoktur.
 
Normal bir kitap okurken bunalirim bende fakat tarih kitaplari ilgimi ceker. Ilgilendigin alana yonel bence.
 
Merhaba, bende "kitap okumak sıkıcıdır" ön yargısı var. O ön yargıdan nasıl kurtulabilirim? @Jira

Bazen zevkli olsa da hiçbir zaman tam anlamıyla zevkli olmaz. Hayatınızı adadığınız çok büyük bir hedefiniz yoksa, çalışmak, okumak veya bir şeyler üretmek her zaman sevilerek yapılacak şeyler değil. Çünkü bunlar zorunlu olarak yaptığımız şeyler. Tabii sadece hedef belirlemekle olmuyor. Hedefinize olan bağlılığınız da önemli. Dolaysıyla bunlar motivasyonla değil, disiplinle mümkün olur. Mesela zevkle iki tane kitap bitirirsin ama üçüncü kitabı bitirmeyi istemezsin. Fakat zaman ayırıp her gün düzenli olarak yaparsan, bir süre sonra bunaltıcı olmaktan çıkıp, rutinleşecek.

Bu durumda sorulacak tek bir soru var: Gerçekten kitap okumaya çalıştım mı? Muhtemelen çoğunuz olumsuz yanıt verecektir. Maalesef başlamadığınız sürece başlayamazsınız.

Bu olumsuzluğu yaratan etkenler de ailede belirli bir kitap okuma kültürünün olmaması, fertlerin tembelliği ve bazı bağımlılıklar. Tedavisi ise kendinize doğru düzgün vakit ayırmak ve okumaya azdan başlayıp, çoğa doğru ilerlemek. Azdan kastettiğim ise her gün 50 sayfa okumak yerine 20-25 sayfa okuyarak başlamak.

Mesela yeni birisi 500 sayfa kitapla başlamak yerine ilk zamanlar her gün 15 dakika makale okumakla başlayabilir. Düzenli şekilde 1-2 ay bunu yaptıktan sonra ince kitaplar okuyabilir. Hatta öğrenci olanlar ilk olarak makale okumanın yanında bir de 70-80 sayfalık Vatan Yahut Silistre gibi eserleri de okuyabilir. Hem lisanınız gelişir, hem de eğitim hayatınızda yardımcı olur. Kendinizi de tam olarak bu noktada keşfedersiniz. Bilim ve tarihle ilgili makaleler okurken, roman okurken bir anda çıkıp Edebiyat Bölümü'nü okumak isteyen de olur, Fizik Bölümü'nü okumak isteyen de olur. Hayatınızı şekillendirirsiniz yani. O yüzden kendinize vakit ayırın ve bir an önce çok abartmadan denemeye çalışın. Denemeden olmuyor. Makale okumak, bunun üzerine birikim yapabilmek en iyi yöntemdir.
 
Son düzenleme:
Kitap okumak, film izlemek ya da oyun oynamak gibi, gitar çalmak gibi bir aktivitedir. Ben lise yıllarımda bir süre okumuştum. Ardından çok uzun bir süre okumadım. Ama şunun farkında olan bir insanım. Kitabın yerini hiçbir şey tutmaz. Onun vereceği haz başkadır. Yeni bir evrene ayak basarsın şu an bulunduğun dünyadan farklı bir dünyaya gidersin. Kitap karakterleri sen kimi istersen o olur. Ben kitap okumadığım o uzun yıllarda bunun hep farkındaydım. Geçenlerde Cristopher Tolkien babasının hikayelerini derleyip Silmarillion'dan Beren ve Luthien'i çıkarmıştı. Onu aldım. Ondan önce taşınırken o arada derede annemin kütüphanesinden Yüzüklerin Efendisi'nin ikinci kitabı çıktı. Onun ilk sayfalarını okudum epeyi. Hani uzum bir süre susuz kalırsın sonra eline geçen o suyu kana kana içersin ya. Öyleydi resmen. Bunun bir sebebi her ne kadar Silmarillion evrenine duyduğum merak ve özlem olsa da kitap okuma isteği vardı içinde. O yüzden içinden gelmiyorsa okuma. İçinden gelmediği zaman nasıl oyun oynamıyorsan film izlemiyorsan kitabıda okuma. Bir gün canın çeker zaten. Kitap okumayan adam cahil değildir. Kitap okumanın boş iş olduğunu düşünen adam cahildir bu arada.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…