Salih Karagoz
Hectopat
- Katılım
- 12 Ocak 2020
- Mesajlar
- 168
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Sağlık ve eğitim gibi alanları tamamen devlete bırakmak sağlıklı bir çözüm olmayabilir. Özel okulların öğrencileri sorgulamadan geçirmemesi ve gereksiz röntgen çektirmeyen özel hastaneler gibi durumlar denetlenerek çözülebilir. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin devlete bırakılması durumunda, devletin çözemeyeceği sorunlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle devlet ücretsiz sağlık hizmeti sunabilir ancak bu hizmetleri sağlayan sağlık ocakları ve hastaneler, devletin denetlediği şirketler tarafından işletilebilir. Benzer şekilde eğitim alanında da özel şirketler tarafından sağlanan hizmetler il il seçimlerle belirlenebilir. Örneğin, Ankara'da eğitim sistemi iyi olabilirken, Ardahan'da kötü olabilir çünkü farklı şirketler tarafından hizmet sağlanıyor olabilir. Ardahanlılar bir sonraki seçimde, Ankara'daki eğitim veren şirketi seçebilir ve bu durum Ardahan'daki şirketi geliştirmeye teşvik eder. Ben belediye seçimlerinde de şirketlerin seçilmesini destekliyorum. Çünkü belediyecilikte önemli olan siyasi ideoloji veya parti başkanı değil, hizmetlerdir. Bu hizmetler ise belirli bir komite tarafından yönetilebilir. Bu görüş, liberteryen yaklaşıma benzer nitelikler taşıyabilir.Bir sirketin "iyi" olmasi nedir? Kaliteli urunler uretmesi mi yoksa halk sagligini ya da guvenligini tehlikeye atmamasi mi?
Eger kaliteli urunler uretmesi ise, bunu duzenlemek icin herhangi bir sey yapmana gerek yok. Serbest piyasa ekonomisi geregi kalite kalite ve fiyat fiyat ayri segmentteki urunler zaten kendi talebini olusturacak. Super VIP Deluxe hamburger uretip bunu 10 bine satan restoran da alici bulacak, 50 liraya incecik sucuklu tost yapan bufe de. Bunu kontrol etmek devletin sorumlulugunda olmamali.
Eger halk guvenligi ise buradaki endise bunu da hukukun ustunlugu ile cozersin. Uygun bir yasa, o yasayi denetleyen firmalar ve o firmalari denetleyen farkli kurumlar ile bu bunu guvence altina alirsin. Ornegin kalitesiz et kullananlara ceza kesersin, o etleri tespit edemiyorsan denetleyenlere ceza kesersin. Devletin kendisinin on ayak oldugu "hizli tren" insiyatifinde kaza oldugunda ya da devletin icinde bulundugu maden kazalarinda neden sorumluluar cezalandirilamiyor? Cunku devlet erki kendi kendisini denetleyemiyor ya da denetlemek isine gelmiyor. Bu sorumluluk ozel sirketlerde olmus olsaydi patir patir ceza kesilir, sorumlular bulunurdu. ( Saglikli bir hukuk sistemi oldugunu varsayiyorum )
Sonuc olarak liberalizmin yesermesi icin birinci ve en temel oncelik hukuk sisteminin olmasi. Herkes hesap verecek. Ikincisi de devletin sinirli bir otorite olmasi. Yani devlet tren isletirse, karayolu yaparsa, teleferik isletirse olusan kazalarda sorumlu asla bulunamaz cunku devletin macasi kendi kendine ceza kesmeye yetmez.
Bence liberalizmin en kusurlu tarafi saglik ve egitim konularinda. Bu iki alanda sosyal devlet anlayisi bana daha mantikli geliyor. Zaten hicbir ideoloji tek basina mantikli degil. Hibrit sekilde her ideolojinin en iyi taraflari saglikli bir hukuk ve egitim sistemiyle harmanlanirsa Turkiye gibi cok guzel bir cografyada fakir kalabilmemiz icin suzme salak olmamiz gerek. ( Malesef bunu basariyoruz )
Sağlık ve eğitim gibi alanları tamamen devlete bırakmak sağlıklı bir çözüm olmayabilir. Özel okulların öğrencileri sorgulamadan geçirmemesi ve gereksiz röntgen çektirmeyen özel hastaneler gibi durumlar denetlenerek çözülebilir. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin devlete bırakılması durumunda, devletin çözemeyeceği sorunlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle devlet ücretsiz sağlık hizmeti sunabilir ancak bu hizmetleri sağlayan sağlık ocakları ve hastaneler, devletin denetlediği şirketler tarafından işletilebilir. Benzer şekilde eğitim alanında da özel şirketler tarafından sağlanan hizmetler il il seçimlerle belirlenebilir. Örneğin, Ankara'da eğitim sistemi iyi olabilirken, Ardahan'da kötü olabilir çünkü farklı şirketler tarafından hizmet sağlanıyor olabilir. Ardahanlılar bir sonraki seçimde, Ankara'daki eğitim veren şirketi seçebilir ve bu durum Ardahan'daki şirketi geliştirmeye teşvik eder. Ben belediye seçimlerinde de şirketlerin seçilmesini destekliyorum. Çünkü belediyecilikte önemli olan siyasi ideoloji veya parti başkanı değil, hizmetlerdir. Bu hizmetler ise belirli bir komite tarafından yönetilebilir. Bu görüş, liberteryen yaklaşıma benzer nitelikler taşıyabilir.
İkisi de aslında. Neden ikisini ayrı kefeye koydunuz?Bir sirketin "iyi" olmasi nedir? Kaliteli urunler uretmesi mi yoksa halk sagligini ya da guvenligini tehlikeye atmamasi mi?
Eger kaliteli urunler uretmesi ise, bunu duzenlemek icin herhangi bir sey yapmana gerek yok. Serbest piyasa ekonomisi geregi kalite kalite ve fiyat fiyat ayri segmentteki urunler zaten kendi talebini olusturacak. Super VIP Deluxe hamburger uretip bunu 10 bine satan restoran da alici bulacak, 50 liraya incecik sucuklu tost yapan bufe de. Bunu kontrol etmek devletin sorumlulugunda olmamali.
Peki bu saglikli hukuk sistemi, amacı sadece kâr etmek isteyenlerden oluşan bir ortamda nasıl doğacak? Savınız baştan yanlışlanabilir durumda sanki.Eger halk guvenligi ise buradaki endise bunu da hukukun ustunlugu ile cozersin. Uygun bir yasa, o yasayi denetleyen firmalar ve o firmalari denetleyen farkli kurumlar ile bunu guvence altina alirsin. Ornegin kalitesiz et kullananlara ceza kesersin, o etleri tespit edemiyorsan denetleyenlere ceza kesersin. Devletin kendisinin on ayak oldugu "hizli tren" insiyatifinde kaza oldugunda ya da devletin icinde bulundugu maden kazalarinda neden sorumluluar cezalandirilamiyor? Cunku devlet erki kendi kendisini denetleyemiyor ya da denetlemek isine gelmiyor. Bu sorumluluk ozel sirketlerde olmus olsaydi patir patir ceza kesilir, sorumlular bulunurdu. ( Saglikli bir hukuk sistemi oldugunu varsayiyorum )
Liberalizm saglık ve eğitimde eleştirilebilir durumdaysa kâr-zarar ilişkisinin olduğu her yerde de eleştirilebilirdir. Yer altı kaynaklarının çıkarımı, bitkisel kaynakların işlenmesi mesela günümüzde de aşırı sömürüye açık ve sömürülen alanlar. Örnekler çoğaltılabilir.Bence liberalizmin en kusurlu tarafi saglik ve egitim konularinda. Bu iki alanda sosyal devlet anlayisi bana daha mantikli geliyor. Zaten hicbir ideoloji tek basina mantikli degil. Hibrit sekilde her ideolojinin en iyi taraflari saglikli bir hukuk ve egitim sistemiyle harmanlanirsa Turkiye gibi cok guzel bir cografyada fakir kalabilmemiz icin suzme salak olmamiz gerek. ( Maalesef bunu basariyoruz )
İkisi de aslında. Neden ikisini ayrı kefeye koydunuz?
Peki bu saglikli hukuk sistemi, amacı sadece kâr etmek isteyenlerden oluşan bir ortamda nasıl doğacak?
Savınız baştan yanlışlanabilir durumda sanki.
Anladım, bu konuda fikir birliği içerisindeyiz o hâlde.Birisini forse etmek serbest piyasa ekonomisine mudahale de ondan. Saglik ya da guvenlik problemi yaratmadan gorece dusuk kaliteli bir urunu uretmesine mudahale edilemez bir firmanin. Giris seviye telefon, ucuz havayolu tasimaciligi gibi. "Halkim en iyi hizmeti alsin" kafasi liberal ekonomiye ters.
Daha geçenlerde O.J. Simpson öldü. Davasına bir göz atın derim. Amerikan hukukunu çatlatmış bir mesele.Neden dogmasin? Kapitalist Amerika'da nasil calisiyor hukuk sistemi? Yasama erki baska sey, kar amacli sirketler baska sey.
Anladım, bu konuda fikir birliği içerisindeyiz o hâlde.
Daha geçenlerde O.J. Simpson öldü. Davasına bir göz atın derim. Amerikan hukukunu çatlatmış bir mesele.
Tabi bu sadece bir (1) örnek, dolayısıyla yetersiz olur. Ben daha çok hukuk sisteminin teknik olarak çiğnenmeyip insan haklarının çiğnendiği örnekler üzerinden gitmek istiyorum ki onlar da yukarıdaki mesajda. Şirketlere fazla imtiyaz, bir noktada hukukun da çöpe atılması olmaz mı?